YEREL HABERLER - 26 Mart 2012 Pazartesi 16:10

KAYSERİ`DE ``˜OKULLAR HAYAT HAYAT OLSUN` PROJESİNİN PROTOKOLÜ İMZALANDI

A
A
A
KAYSERİ`DE ``˜OKULLAR HAYAT HAYAT OLSUN` PROJESİNİN PROTOKOLÜ İMZALANDI

Kayseri`de okulların örgün eğitim dışındaki zamanlarda belediyelerle işbirliği içinde topluma hizmet sunan merkezler haline dönüştürülmesi ve kamu yönetimi aygıtı olan merkezi ve yerel idarelerin kaynak ve imkanlarını işbirliği içinde halkın hizmetine sunması konusunda protokol imzalandı.
Konu hakkında bilgi veren İl Milli Eğitim Müdürü İbrahim Ceylan, ``Milli Eğitim Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Türkiye Belediyeler Birliği ve gönüllü belediyelerin katılımıyla yürütülecek olan `Okullar Hayat Olsun` projesi kapsamında, ilimizde Vali Mevlüt Bilici`nin başkanlığında İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Orman ve Su İşleri Bölge Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ile Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı arasında protokol imzalandı.
Ayrıca ilimizde 12 ilçemizde 70 okulu kapsayacak şekilde protokoller imzalanarak uygulamaya konuldu.
Okullar Hayat Olsun Projesi il genelinde Millî Eğitim Bakanlığının ilgili taraflarca imzaladığı işbirliği protokolü çerçevesinde 5 yıl süreyle uygulanacak olup uygulama süreci sonucuna göre protokollü taraflarca uzatılabilecektir`` dedi.
Protokolün amacıyla ilgili olarak İl Milli Eğitim Müdürü İbrahim Ceylan, ``Okullarımız toplum hizmetine açılacak, Okul bahçeleri düzenlenecek ve ağaçlandırılacak.
Okulların eğitim-öğretim saatleri dışında, hafta sonlarında ve yaz aylarında dersliklerinin, kütüphanelerinin, bilgi teknolojileri sınıflarının, çok amaçlı salonlarının, konferans salonlarının, spor salonlarının ve okul bahçelerinin belediyelerle işbirliği içinde velilerin ve mahallelinin hizmetine açılması sağlanacak.
Okulların öğrenciler ve yetişkinler için birer ``˜hayat boyu öğrenme merkezi` ve eğlenme, dinlenme aktivitelerine imkân veren ``˜yaşayan güvenli alanlar` haline dönüştürülecek.
Okullardan gündüz saatlerinin ancak yüzde 30`u civarındaki kısmında yararlanılması sağlanacak.
Okul bahçelerinin fiziki yapılarına uygun projelere göre yeniden düzenlenerek Orman ve Su İşleri Bakanlığı, belediyeler ve ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde peyzaj ve tasarımının yapılması ve ağaçlandırılması sağlanacak.
Çocuklar ve gençler için yeterli oyun ve spor alanlarının bulunması sağlanacak.
Mahallelinin öğrenme, eğlenme ve dinlenme aktiviteleri için okul bahçeleri alanları kullanılacak. Belediyelerin toplumun ekonomik, sosyal ve fiziki kalkınmasından sorumlu belediyecilik anlayışı gereği eğitimden sağlığa, spor aktivitelerinden zararlı alışkanlıklarla mücadeleye kadar birçok alanda toplumsal sorumluluk gereği hizmet üretilecek.
Okullar sadece öğrencilere değil aynı zamanda okul çevresindeki mekânlarda yaşayan mahalleli yetişkinlere de hizmet verilecek.
Okullar, çevresindeki toplumla bütünleşen Öğrenme Merkezleri, Açık Okul haline gelmesi sağlanacak.
``˜Okullar Hayat Olsun` projesi ile okulların kültür, eğitim, sanat ve spor alanında mahalle sakinlerine açılması amaçlanmaktadır`` dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.