POLİTİKA - 05 Aralık 2025 Cuma 14:37

Özdemir’den önemli mesajlar: Terörsüz Türkiye ve gazetecilere hak iyileştirmesi

A
A
A
Özdemir’den önemli mesajlar: Terörsüz Türkiye ve gazetecilere hak iyileştirmesi

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; hem Türkiye’nin terörle mücadelesi hem de medya çalışanlarının sorunlarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli’nin başlattığı ’Terörsüz Türkiye’ hedefinin artık bir devlet projesi haline geldiğini belirten Özdemir, PKK’nın silah bırakmasıyla Türkiye’nin küresel güç olma yolunda yeni bir döneme girdiğini söyledi. Özdemir ayrıca; FETÖ kaynaklı uluslararası algı operasyonlarına karşı gazetecilerin yurt dışında daha etkin temsil edilebilmesi için yeşil pasaport düzenlemesi ve Ankara’da basın mensuplarına yönelik konut projesinin gerekliliğini vurguladı.


Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; hem Türkiye’nin terörle mücadelesine hem de medya sektörüne yönelik dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Medya çalışanlarının özlük haklarına da değinen Özdemir, basın mensuplarına yeşil pasaport verilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca Ankara’da meclis muhabirlerine yönelik TOKİ konut projesinin de gündeme alınabileceğini belirterek medya çalışanlarına destek mesajı verdi. Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin öncülük ettiği ’Terörsüz Türkiye’ hedefinin artık devlet politikası haline geldiğini vurgulayan Özdemir; Türkiye’nin 40 yılı aşkın süredir terörle meşgul edilerek bölgesel ve küresel rekabet avantajlarından uzaklaştırıldığını söyledi. PKK’nın silah bırakmasıyla yeni bir döneme girildiğini belirten Özdemir, hedeflerinin ’Türkiye’nin enerjisini iç meselelerden arındırarak küresel bir güç haline getirmek’ olduğunu ifade etti. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; "Bu işin sonu yalnızca terörsüz bir Türkiye’ye kavuşmakla kalmayacak. Allah izin verirse Türkiye’yi küresel bir güç haline getireceğiz. Çünkü 40 yılı aşkın süredir bu ülke terörle mücadelede çok ağır bedeller ödedi. Milletçe bedel ödedik; güvenlik güçlerimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri, emniyet ve istihbarat teşkilatlarımız ağır kayıplar verdi. Türkiye, bölgesel ve küresel rekabette çok ciddi fırsatlar yakalayabileceği dönemlerde terör meselesiyle meşgul edildi; iç meselelere hapsedilmeye çalışıldı. Bunun arkasında da her zaman olduğu gibi Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen dış odakların yoğun çabaları vardı. PKK terör örgütü 1978’de Diyarbakır’ın Fis Köyü’nde kuruldu ve kurulduğu günden itibaren sözde dört parçalı bir yapı kurmayı hedefledi. Oysa Türkiye Cumhuriyeti’nde vatandaşlık bağıyla bu ülkeye mensup olan herkesin dili, kökeni ne olursa olsun bu vatan üzerinde eşit haklara ve ortak yaşam hakkına sahip olduğu gerçeği ortadadır. Türkiye’nin artık terörle kaybedecek vakti yoktu. Genel başkanımız da PKK’nın ilan ettiği hedefleri gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını belirterek örgütün tamamen feshedilmesi çağrısını yaptı. Terör örgütünün kurucusu Abdullah Öcalan’ın da yakalandığı ilk dönemde ’Verebileceğim bir hizmet varsa veririm’ sözünü hatırlatarak, ’Samimiysen örgütü feshet’ çağrısında bulundu. Öcalan da 27 Şubat’ta PKK’ya kongre çağrısı yaparak ‘Örgütü feshedin; artık federalizm, özerklik, ayrı devlet gibi taleplerimiz yok. Ortak yaşamı arayacağız’ dedi. Bunun üzerine PKK kongresini toplayıp kendini feshettiğini ve silahlarını yok ettiğini açıkladı. Bu sürecin ardından Türkiye’nin her yerini geziyoruz; şehit ve gazi ailelerimizi ziyaret ediyoruz. Ateşin düştüğü ocaklar, ne yapmak istediğimizi en iyi anlayanlar. ‘Başka acılar yaşanmasın, anaların yüreğine ateş düşmesin’ diyerek Milliyetçi Hareket Partisi’ne destek veriyorlar" dedi.



"PKK’nın silah bırakmasını istemeyen çevreler de var"


PKK’nın silah bırakmasından rahatsız olan çevrelerin bulunduğunu söyleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir; "Ne var ki PKK’nın silah bırakmasını istemeyen çevreler de var. Ortadoğu’da Türkiye’yi, Suriye’yi, Irak’ı, İran’ı bölmek isteyen kim varsa PKK’nın silah bırakmasından rahatsız. Başında da İsrail geliyor. İçeride de bazı unsurları devreye sokmaya çalışıyorlar. Hatta bazı siyasi yapılar da bunlara müzahir hareket ediyor. Bu trajikomik bir durumdur. Çünkü terörün bitmesi Türkiye’nin birliğinin pekişmesi demektir. Biz ‘Terör bitsin, PKK kendini feshetsin, silahlarını yaksın, milli birlik güçlensin’ derken; bazıları kalkıp bunun karşısında duruyor. Hem 2018 hem 2023 seçimlerinde PKK’nın siyasi uzantısıyla ittifak yapanlar, o dönemde PKK’ya ‘Silah bırakın’ demeyenler, bugün Milliyetçi Hareket Partisi’ne söz söylüyor. Bu, kendi siyasi geçmişleriyle çelişmektedir. Türkiye’nin milli üniter yapısına zarar verecek bir konu Milliyetçi Hareket Partisi’nin gündemi olamaz. Ne anayasanın ilk dört maddesi, ne 66. madde, ne milli devlet yapısı tartışma konusu değildir. Çünkü Milliyetçi Hareket Partisi’nin olduğu yerde ezan susmaz, bayrak inmez, vatan bölünmez" dedi.



Gazetecilere yeşil pasaport ve konut projesi


MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir; medya alanının parti tarafından kendilerine verilen görevlerden biri olduğunu belirterek; 15 Temmuz 2016’dan sonra Türkiye aleyhinde oluşturulan tüm gündemlerin, yurt dışına kaçan ve gazetecilik kisvesi altında faaliyet yürüten FETÖ mensupları tarafından üretildiğini söyledi. Özdemir; "Tabii sorumluluk sahibi partimizde genel başkanımızın bize verdiği görevlerden bir tanesi medya alanı. Medya olunca medyadaki arkadaşlarımızla da hem yerel medyadaki arkadaşlarımız hem ulusal çaptaki çok saygıdeğer medya bir mensuplarımızla medya kuruluşlarımızla yakın ilişki ve aynı zamanda sürekli bir diyalog halindeyiz. Sadece basın mensubu arkadaşlarımızın ihtiyacı olan bir konu değil. Biz zaten bu gerçekle çıktık. Bu husus Türkiye’nin ihtiyacı olan bir konu. Niye? Çünkü 15 Temmuz 2016’dan sonra Türkiye’ye aleyhinde, yurt dışında ve dışarıda oluşturulmaya çalışılan gündemlerin tamamı FETÖ’nün gazetecilik kisvesi altında yetiştirilmiş örgüt elemanları tarafından hayata geçiriliyor. Bugün bakın Amerika’ya kaçmış bulunan çok sayıda FETÖ’cü isim hala Türkiye aleyhinde hem Türkçe yayınlar hem de uluslararası basına ekleyecek faaliyetlerde bulunuyor. Uluslararası basın da belirli ölçülerde ne yazık ki Türkiye’yi bu isimlerden okuma hatasına ve yanlışına düşüyor. Bu yanlışa düşerken resmi kurum ve kuruluşlarımız bir yere kadar etkili olabilir. Resmi kurum ve kuruluşlarımız durumu tespit eder, böyledir der ama diğer cenahta ‘sivil’ olduğunu iddia eden bir terör yapılanması mensupları var. Dolayısıyla sivil toplum kuruluşu dayanışması ve sivil toplum kuruluşlarının uluslararası nitelikteki birbiriyle entegrasyonu ve iletişimi üzerinden de 21. yüzyıl iletişim stratejileri içerisinde bu da vardır. İletişimi üzerinden de gidebilmeniz lazım. Bu kapsamda ne olması gerekiyor? Türkiye’yi yanlış ağızlardan, yanlış dillerden dinleyeceklerine, Türkiye’yi bilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan, Türk Milleti’nin evladı olan, Türk Milleti’nin sevdalısı olan isimlerden dinlesin" dedi. Gazetecilerin yurt dışında mesleki platformlarda Türkiye’yi doğru ifade edebilmesi için yeşil pasaport düzenlemesinin gerekli olduğunu vurgulayan Özdemir, daha önce avukatlara sağlanan benzer hakkın basın mensuplarına da tanınması gerektiğini söyledi. Özdemir; "Bizim gazetecilerimizin bu kapsamda rahatlıkla yurt dışına çıkıp kendi mesleklerini ilgilendiren platformlarda kendilerini ifade edebilmeleri lazım. Ama bunun için seyahat özgürlüklerinin de belirli ölçüde sağlanması gerekiyor. Bu kapsamda da biz tabii daha evvel mecliste avukatlık mesleğine mensup vatandaşlarımız için benzer bir kanun teklifini geçirmiştik. Oysa Türkiye’nin milli güvenliğini de ilgilendiren bir alanda doğrudan sorumluluk sahibi olan ama önünde vize gibi, pasaport gibi engeli bulunan basın mensubu kardeşlerimizin de bu engelini kaldırmak ve rahat seyahat edebilmelerini kolaylaştırabilmek için yeşil pasaport teklifimizi sunmuştuk. Bu teklifimizle alakalı bir önceki iletişim başkanımızla, şimdiki iletişim başkanımızla görüşmelerimiz devam ediyor. Saygıdeğer basın mensupları zaten bu konuyu elinden geldiğince sıcak tutmaya gayret ediyor. Bana sorarsanız bu tanınması gerekir bir hak. Sadece basın mensubu, basın emekçisi kardeşlerimiz için, vatandaşlarımız için değil, dediğim gibi Türkiye’nin milli bir ihtiyacı olarak bu meselenin görülerek bunun üzerine gidilmesi lazım. Rakama vurduğunuzda da bu zaten çok fazla sayıda bir rakama ifade etmiyor. Yani kolaylıkla bu adım atılabilir. Hala bu konuyu Milliyetçi Hareket Partisi olarak gündemde tutmaya devam ediyoruz. Diğer boyutla alakalı da Kayseri’de bunlarının zaten yapıldığı. Gazeteciler cemiyeti üyesi olarak gazeteciler cemiyetinde benzer bir adımın atılması noktasında el ele, omuz omuza vererek ilk projeyi hayata geçirdiniz. İkincisiyle alakalı şimdi çalışma devam ediyor. Dolayısıyla acaba Ankara’da da bilhassa, şimdi yavaş yavaş Ankara’nın kokusunu almaya başlamışsınız siz. Ankara’daki arkadaşlarla muhtemelen istişare etmişsiniz, zaman söylemiştir. Ben meclisteki gazeteci arkadaşlara bunu söyledim. Çünkü sağ olsunlar gecelerini gündüzlerine katıyorlar bizle beraber. Hem meclis gündemini takip ediyorlar. Bir taraftan meclisteler, bir taraftan Cumhurbaşkanlığındalar. Bir taraftan siyasi parti genel merkezinde oluyordular. Sürekli bir koşturmacadalar. Çoğu kirada oturuyor, ’bir proje geliştirirseniz’ dedik. Meclisteki muhabir arkadaşlara söyledim ben bunu. Toplu konut idaresinin Kayseri’de yaptığı benzer bir uygulama var. Bunu neden Ankara’ya kazandırmayalım?" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Başkan Er, öğrencilerle bir araya geldi Kariyer Günleri ziyaretlerine devam eden Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Battalgazi Tarım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri ile bir ara gelerek, onlarla sohbet etti. Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Kariyer Günleri kapsamında Battalgazi Tarım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri ile bir ara geldi. Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, kentle ilgili sohbet ettiği öğrencilere, "Türkiye’nin en büyük rezerv alanı Malatya’da. Malatya’mız tarihinin en büyük kentsel dönüşümünü yaşıyor. Malatya son bir yılda ayağa kalktı" dedi. "Azim olursa başarı gelir" Kendisinin çiftçi bir ailenin çocuğu olduğunu ve öğrencilik yıllarını anlatarak, onlara tavsiyelerde bulundu. Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, "Çocukluğum köyde geçti. Kendi oyuncağımızı kendimiz yapardık. Köyde büyüdüm. İlkokul 4’üncü sınıftan sonra Arapgir’e gittim. İyi, başarılı bir öğrenciydim. İlkokul ve ortaokulu Arapgir’de okudum. Malatya Turan Emeksiz Lisesi’nde okudum. Liseden sonra üniversiteye gittim, üniversitede çalışarak okudum. Gündüz çalıştım, gece okula gittim. 36 saat hiç uyumadan çalıştığımı biliyorum. Azimle ve kararlılıkla olduğunda başaramayacağınız hiçbir şey yoktur. Yeter ki azmedin. Azim olursa başarı gelir. İş ve okul hayatınızda asla doğruluktan taviz vermeyin. Doğrulukla yaptığınız işin semeresini alırsınız. Ben doğal halim neyse öyleyim, başkası olmaya çalışmam. Her zaman kendiniz olun, başkası gibi olmaya çalışmayın. Çalıştığınız yerde doğruluktan ödün vermeyin" diye konuştu. "Türkiye’nin en büyük rezerv alanı Malatya’da" Malatya’nın 6 Şubat depremlerinde büyük yıkım yaşadığını ifade eden Başkan Er, "Malatya’nın ayağa kalkmasından çok mutluyuz. Malatya çok kötü durumdayken, deprem konutları ve iş yerleri bitme aşamasında. Yakın bir zamanda şehir tamamen ayağa kalkmış olacak. 2026 yılının mayıs ayına kadar da çalışmalar bitmiş olacak. Malatya’da 2026 yılı, peyzaj yılı olacak, yolları yapacağız. Şehri yaşanabilir, güzel hale getirmenin çabası içindeyiz. Allah devlete zeval vermesin. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde şehirler ayağa kalktı. Her ülkenin bunun altından kalkacağı kapasitesinin olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’nin en büyük rezerv alanı Malatya’da. Malatya son bir yılda ayağa kalktı. İnsanlarımızın ve gençlerimizin gönlüne dokunmamız gerektiğini biliyoruz. Malatya’ya dair çok güzel işler, projeler var. Malatya’da yepyeni bir dönem başlatıyoruz" dedi. Gençleri çok önemsediklerini dile getiren Başkan Sami Er, konuşmasına şöyle devam etti: "İnönü Üniversitesi’nin karşısında Spor Köyü, Büyükşehir Belediyesi binası içinde 815 kişilik bölgenin en büyük kütüphanesini inşa ediyoruz. Aynı zamanda eski askerlik binası ve Buğday Müzesi’nin olduğu alanda gençler için yaşam alanları oluşturuyoruz. "Genç Kart uygulamamız var. Genç Kartla, belediyenin tesislerinden indirimli istifade ediyorsunuz. Anlaşmalı olduğumuz onlarca işletmeden indirimli faydalanabiliyorsunuz." "Tarım Lisesi üreten bir okul" Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’e teşekkür eden İl Milli Eğitim Müdürü Behçet Bakır ise kısa bir konuşma yaparak, "Millî Eğitim Bakanlığımızın sevgili gençlerimize sunduğu imkanlar mühim, önemli ve kıymetlidir. Büyükşehir Belediye Başkanımız da okullarımız ve sizlerle ilgili talepleri arz ettiğimizde kendisi ve ekibi yardımınıza koşuyorlar. Tarım Lisesi üreten bir okul. Ürettiğiniz memlekete katma değer sağladınız için sizlere teşekkür ediyorum" diye konuştu. Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, okula spor malzemesi desteğinde bulunarak, malzemeleri öğrencilere takdim etti. "Engelsiz bir şehir kurma hedefimiz var" Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, daha sonra Battalgazi Özel Eğitim Uygulama Okulunu da ziyaret ederek, ’Engelsiz dünya için el ele’ etkinliğe katıldı. İl Milli Eğitim Müdürü Behçet Bakır ile birlikte okul ziyaretinde bulunan Başkan Er, okulda eğitim gören çocuklarla yakından ilgilendi. ’Engelsiz dünya için el ele’ etkinliğe katılan Başkan Sami Er, burada yaptığı konuşmada, "Evlatlarımızın hayatlarını kolaylaştırmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Malatya’mız depremde ağır hasar aldı. Daha güçlü ve yaşanabilir bir Malatya inşa ediyoruz. Engelsiz bir şehir kurma hedefimiz var. Engelli bireylere yönelik çalışmalar, çözümler yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
İstanbul BAU’ya "Turquality" ödülü Türk markalarının uluslararası rekabetine destek sağlamak için başlatılan ve 20. yılını kutlayan Turquality Destek Programı’nda Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) hizmet ihracatı alanında ödül aldı. Ödülü, Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat ve eski Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen’in elinden alan BAU Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu, "Turquality programına katılan ilk üniversiteyiz. Programın 20’nci yılına denk gelen bir dönemde bu ödülü almaktan gurur duyuyoruz" dedi. Türk markalarını küresel alana taşımak ve uluslararası rekabet gücünü artırmak için başlatılan Turquality Destek Programı’nın 20’nci yılı kapsamında Turquality Vizyon Buluşması ve Markalaşma Konferansı düzenlendi. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde (TİM) düzenlenen etkinlikte Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, Turquality programının kurucusu Dış Ticaret ve Gümrüklerden Sorumlu eski Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen de konuşma yaptı. Törende, Turquality Destek Programı’nda yer alan ve ihracat başarısı gösteren firmalara da ödül verildi. Program’da yer alan 544 marka arasında ihracat başarısı gösteren Bahçeşehir Üniversitesi de "İslam İş Birliği Teşkilatı (İİT) Üyesi Ülkelere Çok Hizmet İhracatı Yapan Turquality Şampiyonu" ödülünü aldı. Bir haftada 2 ödül 57 üyesi bulunan İİT ülkelerine eğitim ihracatı başarısı gösteren BAU adına ödülünü Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat ve Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen’in elinden alan Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu, bir hafta önce de Hizmet İhracatçıları Birliği (HİB) tarafından düzenlenen "Türkiye’nin 500 Büyük İhracatçısı Ödülleri"nde "Eğitim İhracatı" kategorisinde ödül aldıklarına dikkat çekti. Hatipoğlu şunları söyledi: "Turquality Destek Programı’nın 20’nci yıl dönümüne denk gelen programda bu ödülü almaktan büyük gurur duyuyoruz. Turquality programına katılan ilk üniversite olarak sekiz yıldır programı başarıyla devam ettiriyoruz ve bundan sonra da aynı heyecan ve iradeyle devam ettireceğimizi düşünüyorum. Üniversite olarak hizmet ihracatı ve eğitim ihracatı alanında bir hafta içinde aldığımız bu ikinci ödülümüz, başarımızla gurur duyuyorum. Süreçte emek veren tüm ekibimi kutluyorum her biri çok ciddi çalışmalar yaptılar."
Niğde Niğde mutfağı dünya ligine "Tabal Gastronomi Evi" ile girdi Niğde Belediyesi’nin vizyon projesi Tabal Gastronomi Evi, dünyanın en prestijli restoran değerlendirme sistemi Michelin Rehberi tarafından "Bib Gourmand" ödülüne layık görüldü. Ödül, Türkiye’de belediye eliyle işletilen bir mekanın kazandığı ilk uluslararası gastronomi başarısı olarak tarihe geçti. Anadolu’nun kadim lezzetlerini yaşatmak için yola çıkan Niğde Belediyesi, gastronomi dünyasında başarıya imza attı. Şehrin unutulmaya yüz tutmuş yöresel tatlarını gün yüzüne çıkarmak amacıyla kurulan Tabal Gastronomi Evi, lezzet dünyasının "Oscar"ı sayılan Michelin müfettişlerinin radarına girdi ve tam not aldı. Bir belediye işletmesi ilk kez dünya sahnesinde Bugüne kadar genellikle özel şef restoranlarının veya lüks işletmelerin tekelinde görülen uluslararası ödüller, ilk kez bir belediye iştirakine verildi. Niğde Belediyesi, kaliteli lezzet, uygun fiyat politikasının dünya standartlarında olduğunu kanıtlayarak, kamu işletmeciliğinde yenilik oluşturdu. Michelin müfettişlerinden "fiyat-performans" övgüsü Michelin Rehberi’nin "Bib Gourmand" kategorisi, gastronomi dünyasında "Mükemmel fiyat-performans dengesi" anlamına geliyor. Müfettişler, Tabal Gastronomi Evi’nin yerel üreticiden temin ettiği taptaze malzemeleri, Niğde’nin özgün tarifleriyle harmanlayıp erişilebilir fiyatlarla sunmasını tescilledi. Niğde mutfağı artık sadece yerel halkın değil, dünya gurmelerinin de markajında. Başkan Özdemir: "Bu bir milattır" Ödülün ardından açıklama yapan Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir, bu ödülün kent için bir dönüm noktası olduğunu vurguladı. Başkan Özdemir, duygularını şu sözlerle ifade etti: "Bu ödül, Kapadokya’nın Kapısı Niğde’mizin mutfak kültürünün değerini dünyaya ilan eden bir tescildir. Niğde’miz için sadece gastronomide değil, kültürel mirasımızı koruma ve tanıtma adına da bir milattır. Göreve geldiğimizde belirlediğimiz, yerel değerlerimizi uluslararası platformlara taşıma hedefimizde önemli bir adım daha attık. ‘Michelin Bib Gourmand’ ödülü, Niğde’mizin bereketli topraklarının, çalışkan üreticilerimizin ve Gastronomi Evimizde görev yapan vizyoner ekibimizin ortak başarısıdır. Niğde’mizin sadece tarihi ve doğal güzellikleriyle değil, artık lezzetleriyle de bir cazibe merkezi olacağının kanıtıdır. Bu zamana kadar yaptığımız gibi Niğde’mizi ulusal ve uluslararası tüm platformlarda duyurmak için elimizden geleni yapmaya, her başarının üstüne koyarak çalışmaya devam edeceğiz."
Ağrı 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü’nde genç gönüllüler kahvaltıda buluştu Ağrı’da 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü kapsamında düzenlenen kahvaltı programında genç gönüllüler, Vali Yardımcısı Tuncay Karataş ve Gençlik ve Spor İl Müdürü Ahmet Çelebi ile bir araya geldi. Ağrı’da 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen kahvaltı programıyla kutlandı. Etkinliğe Vali Yardımcısı Tuncay Karataş, Gençlik ve Spor İl Müdürü Ahmet Çelebi, hizmet müdürleri, şube müdürleri ve çeşitli kurumlarda aktif görev alan genç gönüllüler katıldı.Samimi bir atmosferde gerçekleşen programda gençlerin gönüllülük faaliyetlerine sunduğu katkılar ön plana çıktı. "Sizler geleceğimizin teminatısınız" Kahvaltıda konuşan Vali Yardımcısı Tuncay Karataş, gönüllülük bilincinin toplum yapısını güçlendiren en önemli değerlerden biri olduğuna dikkat çekti. Karataş, "Zamanını, emeğini ve yüreğini başkaları için ortaya koyan gençlerimiz, toplumumuzun en kıymetli bireyleridir. Gönüllülük ruhu bir milleti ayakta tutan en güçlü bağlardandır. Gençlerimizin bu istekli duruşu, geleceğe dair umutlarımızı pekiştiriyor," dedi. Karataş, gönüllü gençlere emeklerinden dolayı teşekkür etti. "Gönüllü desteği çalışmalarımıza güç katıyor" Gençlik ve Spor İl Müdürü Ahmet Çelebi ise gençlerin projelere kattığı dinamizmin önemine değinerek, "5 Aralık sadece bir kutlama değil; gönüllülüğün nasıl büyük bir güç olduğunu hatırlama günüdür. Gençlerimizin Gençlik Merkezleri ile spor organizasyonlarındaki katkısı, çalışmalarımızın başarısında kilit rol oynuyor. Kapımız, yeni projelere ve gönüllü gençlerimize her zaman açıktır" ifadelerini kullandı.