GÜNDEM - 14 Mayıs 2025 Çarşamba 11:45

Başkan Akın: "Hastalarımızın ilaca en kolay, doğru ve en güvenilir şekilde ulaşabilmesi için 186 yıldır kararlılıkla çalışıyoruz"

A
A
A
Başkan Akın: "Hastalarımızın ilaca en kolay, doğru ve en güvenilir şekilde ulaşabilmesi için 186 yıldır kararlılıkla çalışıyoruz"

Kayseri’de 14 Mayıs Eczacılık Günü dolayısıyla Kayseri Eczacı Odası tarafından çelenk koyma töreni düzenlendi. Programda konuşan Kayseri Eczacı Odası Başkanı Uğur Nuri Akın, "Hastalarımızın ilaca en kolay, doğru ve en güvenilir şekilde ulaşabilmesi için 186 yıldır kararlılıkla çalışıyoruz" dedi.


Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen programa Kayseri Eczacı Odası Başkanı Uğur Nuri Akın, Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Orhan Püsküllü, ERÜ Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mükerrem Betül Aycan, oda yönetimi, akademisyenler ve eczacılar katıldı. Mesleklerinin 186. yılını 50 bini aşkın meslektaşı ile gururla kutladıklarını söyleyen Kayseri Eczacı Odası Başkanı Uğur Nuri Akın, "Ülkemizde modern eczacılığın temellerini oluşturan ilk eczacılık sınıfının kurulduğu ve ilk eczacılık dersinin verildiği tarih olan 14 Mayıs 1839’dan bugüne tam 186 yıl geçti. Bizler için çok önemli olan bugünü 50 bini aşkın meslektaşımız ile birlikte kutlamanın gururunu yaşıyoruz. Bilimsel birikimimizin rehberliğinde; hastalarımızın sağlığını korumaya, ilaç tedavilerine destek olmaya ve şifa sunmaya devam ediyoruz. Kamuda, akademide, ilaç sanayiinde ve eczanelerimizde hastalarımızın ilaca en kolay, en doğru ve en güvenilir şekilde ulaşabilmesi için 186 yıldır kararlılıkla çalışıyoruz. Bu yıl temamızı "Sağlık Uzakta Değil, Eczacınla Yanında" olarak belirledik. Hastaların en yakın sağlık danışmanlarının eczacılar olduğunu vurgulamakla kalmıyor, güven unsurunun da altını bir kez daha çiziyoruz. Gelişen teknoloji ve erişim imkanları sayesinde hemen her ürüne çok hızlı ulaşılıyor. Ancak bu ürünlerin güvenilir olup olmadığı genellikle sorgulanmıyor. Özellikle pandemi döneminin etkisiyle sosyal medya ve e-ticaret kanalları yaygınlaştı. Bu alanın yeterince denetlenememesi ise sahte ve kontrolsüz ürünlerin piyasada hızla çoğalmasına neden oldu. Sahte ilaçlar, küresel ölçekte ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Uluslararası kuruluşlar tarafından bu alanda rapor edilen toplam suç sayısı 2021’e göre yüzde 38’lik bir artış göstermiştir. Bu tehditle mücadele için ne gerekiyor? Öncelikle güçlü yasal düzenlemeler gerekiyor. Ülkemizde Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun uyguladığı İlaç Takip Sistemi gibi etkin teknolojik çözümler gerekiyor. Çünkü İlaç Takip Sistemi her bir ilaç kutusuna ayrı bir kimlik vererek üretimden son kullanıcıya kadar izlenmesini ve ilaç güvenliğini sağlıyor. Bu aynı zamanda şu anlama da geliyor; Eczanelerden aldığınız ilaçlar her zaman kayıtlı, her zaman orijinal ve her zaman güvenilirdir. İlaç temininde güvenli ve yasal tek adres Eczanelerdir. Elbette bütün bunlarla birlikte toplum bilincinin artırılmasını da içeren çok yönlü bir yaklaşım da gerekiyor" dedi.


Akın, son yıllarda bitkisel ürünlerde halk sağlığını tehdit eden bir tablo ile karşı karşıya olduklarını söyleyerek, "Son yıllarda vitamin, mineral ve bitkisel ürünler konusunda halk sağlığını tehdit eden çok ciddi bir tabloyla karşı karşıyayız. Söz konusu ürünlerin hiçbir güvenlik bariyeri ve denetim mekanizması bulunmayan internet ortamlarında ve zincir marketlerde satılması, sosyal medya fenomenleri tarafından reklam yolu ile tüketimlerinin körüklenmesi son derece tehlikelidir. Yapılan bilimsel çalışmalar, internetten satılan bu tarz ilaç benzeri ürünlerin, etiketinde yazan içeriğe de sahip olmadığını gösteriyor. Hatta bazılarında hiç olmaması gereken zararlı ve yasaklı maddelerin bulunduğunu ortaya koyuyor. Aslında vitamin, mineral ve bitkisel ürünlerin de ilaçlar gibi İyi Üretim Uygulamaları olan, uluslararası standartlara uygun, güvenli tesislerde üretilmesi gerekiyor. Ayrıca ’doğal’ veya ’bitkisel’ olarak ifade edilen bu ilaç benzeri sağlık ürünlerinin de bilimsel veriler ışığında, kontrollü bir şekilde kullanılması gerekiyor. Yüksek dozda alınan bir vitamin veya bilinçsizce kullanılan bir bitkisel takviye; özellikle anne adayları, çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan vatandaşlarımız için çok ciddi yan etkilere yol açabilir. Daha da önemlisi bu ürünler, hastalarımızın kullandığı diğer ilaçlarla etkileşime girerek tedavilerini olumsuz etkileyebilir, beklenmedik sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle vitaminler, mineraller ve bitkisel ürünler hekim tavsiyesi ve mutlaka eczacı danışmanlığında kullanılmalıdır. Biz eczacılar, bu ürünlerin içeriğini, potansiyel risklerini, ilaçlarla ve gıdalarla etkileşimlerini bilen, hastaya bu konuda en doğru bilgiyi ve danışmanlığı verebilecek sağlık profesyonelleriyiz. Bu bizim mesleki sorumluluğumuz ve yetkinliğimizdir. Bir ürünün doğru dozunu, kullanım süresini belirlemek ve oluşabilecek risklere karşı uyarmak eczacının uzmanlık alanıdır. Vitamin, mineral ve bitkisel ürünlerin Sağlık Bakanlığı kontrolünde ve sadece eczacı danışmanlığıyla eczanelerden halka ulaştırılması gerektiğini ısrarla vurguluyoruz" ifadelerini kullandı.


Türkiye’nin kendi ilacını üretme kabiliyetini arttırması gerektiğini söyleyen Akın, "Dünyada yaşanan son gelişmeler, ilaç sektörünün de yeni bir döneme girdiğini işaret ediyor. ABD-Çin çekişmesi, küresel tedarik zincirlerinin aşırı merkezileşmesinin oluşturduğu riskleri açıkça ortaya koydu. ABD Başkanı Trump, dün ABD’de ilaç fiyatlarını yüzde 30 ila yüzde 80 oranında düşürecek kararnameye imza attığını duyurdu. Yaşanan ticaret savaşlarının ilaç sektörünün maliyetlerinin yükselmesine, tedarik zincirlerinin bozulmasına ve küresel ölçekte ilaca erişim sorunlarının baş göstermesine neden olacağı görülüyor. Bunun için her zaman söylediğimiz gibi ilaçta dışa bağımlılığı azaltmak ülkemizin stratejik, ekonomik ve sağlık politikalarının merkezinde yer almalıdır. Sağlık güvenliği, ekonomik güvenlik kadar önemlidir. Ham madde stratejisinden, Ar-Ge yatırımlarına, ihracattan, eczacının rolüne kadar bütüncül bir yol haritası ortaya koymak durumundayız. Ülkemiz, kendi ilacını üretme kabiliyetini artırmak ve uluslararası rekabette yerini güçlendirmek zorundadır. Bunu başarabilmek için kamu, özel sektör ve meslek örgütleri olarak hep birlikte çalışmamız gerekiyor" dedi.


Uğur Nuri Akın, kamuda eczacıların varlığının güçlendirilmesinin önemli olduğunu söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti:


"Yeni mezunlarımızın potansiyelini sağlık sistemimize tam olarak entegre etmek için yeni bir istihdam vizyonuna ihtiyacımız var. Kamu, özel sektör, hastaneler, ilaç endüstrisi ve dağıtım kanalları dâhil olmak üzere sağlık ekosisteminin tamamında eczacı sayısını stratejik olarak artıracak politikalar tasarlanmalıdır. Kamuda eczacı varlığının güçlendirilmesi, hastalarımızın daha nitelikli ve daha güvenli ilaç hizmeti almasının temelini oluşturacaktır. Aynı zamanda, ilaç endüstrisinde ilacın gerçek uzmanı olan eczacılarımızın hak ettiği yeri almasını sağlayacak ve inovasyonu teşvik edecek özel istihdam stratejilerinin geliştirilmesi kritik önemdedir. Kamuda çalışan ve kamudan emekli olan eczacı meslektaşlarımızın özlük haklarının iyileştirilmesi ile hak kayıplarının telafi edilmesi, öncelikli ve önem verdiğimiz konular arasında yer almaktadır. Sağlık ve tedavi süreçlerinin vazgeçilmez unsuru olarak, stratejik bir rol üstlenen kamu eczacılarının maruz kaldığı ayrımcılıklara son verilmelidir. Zor şartlar altında fedakârca görev yapan kamu eczacılarımız, hak ettikleri çalışma düzenine ve haklarına sahip olmalıdır. Aynı şekilde, kamudan emekli meslektaşlarımızın karşılaştığı mağduriyetler de ivedilikle çözüme kavuşturulmalıdır. En yakın sağlık danışmanınız eczacılar, özverili çalışmalarıyla sayısız hayatı koruyup, hastaların tedavilerine katkı sunmaktan onur duyar. İlaç söz konusu olduğunda, güvenin ve güvencenin simgesi eczacıdır. 186 yıldır bu bilinçle her şartta hizmet sunan eczacılar, bundan sonra da bu güvene layık olarak halkımıza hizmet sunmaya devam edeceklerdir. Bilimsel eczacılığımızın gurur dolu 186’ncı yıl dönümünde, bu onurlu mesleği icra eden tüm değerli meslektaşlarımızın 14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Günü’nü yürekten kutluyor; bu anlamlı günde bizimle birlikte olduğunuz için sizlere de en içten şükranlarımızı sunuyoruz."


ERÜ Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Orhan Püsküllü ise, "Bugün 14 Mayıs Türk Eczacılık Günü. Türkiye’de 14 Mayıs 1839’da eczacılık mesleğine yönelik, bağımsız eğitimi vermek üzere ilk Eczacılık Sınıfı açılmıştır. Bu nedenle 1968 yılından beri eczacılık öğretimine başlanmasının yıl dönümü olan 14 Mayıs, Eczacılık Günü olarak kutlanmaktadır. Bu eczacılık sınıfının açılmasıyla eczacılıkta eğitim akademik olarak verilmeye başlanmıştır. Erciyes Üniversitesi, ülkemizdeki Araştırma Üniversiteleri sıralamasında devlet üniversiteleri arasında 8. sırada, disiplinler arası bilim sıralamasında ise 3. sırada yer almaktadır. Üniversitemiz Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından fakültemiz ise ECZAKDER tarafından tam akredite edilmiştir. Mustafa Kılıçer Eczacılık Fakültesi, 2005-2006 eğitim-öğretim döneminde eğitime başlamış ve ilk mezununu 2010 yılında vermiştir. Bu yıl ise 16. mezunlarımızı verecek olmanın gururunu yaşıyoruz. Toplum için üreten, araştıran, meslekte etkin görev alan eczacılar olarak yetişmeniz için faaliyet gösteren Fakültemiz, kuruluşundan bugüne kendini sürekli geliştirerek ve yenileyerek emsalleri arasında öne çıkmış ve bugünlere gelmiştir. Ülkemizin temel değerlerine bağlı, mesleki bilgi ve beceriler ile donatılmış, ilaç konusunda yetkin, yaşam boyu öğrenen, öğrendikleri ile sorumluluk alarak sorun çözen, kendine güvenen, sağlık sisteminde önder olacak eczacılar yetiştirme prensibiyle eğitimine devam etmektedir. Hem alanında yetkin Öğretim Üyelerimiz hem de öğrencilerimiz eczacılık alanındaki farklı kurum ve kuruluşlardan ödüller almakta ve fakültemizi daha da ileriye taşıyarak eğitim kalitemizi artırmaktadır. Bu başarılı eğitim sürecinden geçen mezun eczacılarımız ilacın üretiminden hastaya ulaştırılmasına kadar geçen her aşamada sorumluluk almakta, toplum sağlığının korunması ve iyileştirilmesinde büyük bir özveriyle çalışmaktadır. Eczacılık mesleği insanların en güvendiği meslekler arasında her zaman en başta yer almıştır. Tüm eczacılarımızın 14 Mayıs Eczacılık gününü kutlar mutlu, sağlıklı ve huzurlu günler dilerim" ifadelerini kullandı.



Başkan Akın: "Hastalarımızın ilaca en kolay, doğru ve en güvenilir şekilde ulaşabilmesi için 186 yıldır kararlılıkla çalışıyoruz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde karla mücadele için tedbirler alındı Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, kar ve buzlanmaya karşı kapsamlı bir hazırlık süreci yürüterek tedbirler aldı. Kentte yarın ve perşembe günü yaşanması öngörülen kar yağışına karşı ekiplerin hazır şekilde beklediği, bu gece de dâhil olmak üzere tuzlama ve buzlanmaya karşı önleyici çalışmaların planlı ve koordineli biçimde sürdürüldüğü bildirildi. Özellikle gece ve sabah saatlerinde oluşabilecek buzlanmalara karşı yol güvenliğinin sağlanması amacıyla sahada kesintisiz çalışmalar yapılacağı ifade edildi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Fidan, OSB sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 45 kilometrelik yol ağının tamamının açık ve güvenli tutulmasının öncelikleri olduğunu söyledi. Başkan Fidan, bu amaç doğrultusunda 15 araç ve 25 kişilik karla mücadele ekibiyle sahada teyakkuz hâlinde olduklarını, tüm hazırlıkların tamamlandığını vurguladı. Fidan, bu gece boyunca buzlanmaya karşı tuzlama ve önleyici çalışmaların aralıksız devam edeceğini, yarın ve perşembe günü beklenen kar yağışı süresince de ekiplerin sahada aktif görev yapmayı sürdüreceğini ifade etti. Karla mücadele sürecinde sanayicilerin, çalışanların ve OSB’yi kullanan tüm sürücülerin can ve mal güvenliğinin öncelikli olduğunu dile getiren Fidan, sürücülere de dikkatli ve tedbirli olmaları çağrısında bulundu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İki lider görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’yle her alanda gelişmeye devam eden ilişkilerimizin temelinde köklü, tarihi, beşeri ve kültürel bağlarımız vardır. 2026’da Somali ile diplomatik ilişkilerimizin tesisin 60’ıncı senesini idrak edeceğiz. Bu sağlam temel üzerinde ilişkilerimizi ilerletmeye ve Somali’nin güvenlik ve istikrarına destek vermeye devam edeceğiz. 2011 yılında Başbakanlığım döneminden kuraklık felaketiyle mücadele eden Somali ziyaretimin özellikle ardından kapsamlı bir insani yardım kampanyası başlatmıştık. Tüm dünyanın Somali’den ümidi kestiği bir dönemde Türkiye tarafından uzatılan dostluk eli iki ülke arasındaki kardeşlik duygularının pekişmesine vesile oldu. Aradan geçen süre zarfında Somali, eşine az rastlanır bir ilerleme kaydetti" diye konuştu. "Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor" "Somali’nin yeniden ayağa kalkmasını istemeyenlerin çeşitli sabotajlarına rağmen Somali’de güvenlik açısından ciddi bir iyileşme sağlandı. Bizler bu süreçte Somali’nin terörle mücadelesine kapsamlı desteğimizi sürdürdük sürdürüyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Somali ulusal ordusuna verdiğimiz eğitimler ve ekipman desteğimizle teröre karşı Somali’nin yanında olduğumuzu gösterdik. Somali ordusunun terörle mücadelesinde son dönem de önemli başarılar elde ettiğini memnuniyetle müşhade ediyoruz. Güvenlik ortamındaki iyileşme Somali siyasetinde reform adımlarını beraberinde getirdi. 25 Aralık tarihinde başkent Mogadişu’nun da dahil olduğu Benadir idari bölgesinde uzun sürenin ardından yerel seçimler düzenlendi. Seçim sonuçlarının Somali halkı için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali deniz alanlarında 9 ay süren araştırma faaliyeti yürüttü. 4 bin 465 km karelik bir alanda yürütülen bu çalışmalar ile ülke tarihinde bir ilke imza atıldı. Gelinen noktada 2026 yılında sondaj faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. Bu faaliyetlerimiz Somali halkının refahına önemli katkılar yapacaktır" dedi. "Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz" Türkiye’nin 4’üncü büyük filoya sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada şu müjdeyi de sizlerle ve Somalili kardeşlerimle paylaşmak isterim. Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz. İsimlerini Çağrı Bey ve Yıldırım olarak belirlediğimiz bu iki gemimizden ilki Somali açıklarında diğeri Karadeniz’de görev yapacak. Çağrı Bey ve Yıldırım’ın da eklenmesiyle bu alanda dünyanın 4’üncü büyük filosuna sahip olduk. Her iki güzel haberimizin de hayırlı uğurlu olmasın diliyorum. Diğer taraftan balıkçılık alanında Somali ile imzalanan anlaşma ile işbirliğimiz yeni bir boyut kazanmıştır. Bu anlaşma kapsamında Somali’nin teknik kapasitesinin geliştirilmesine destek olurken, kaçak avlanma ile mücadelesine de katkı sağlayacağız" diye konuştu. "Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz" "Somali Cumhuriyeti ile tarihi nitelikte bir işbirliğini uzay alanında hayata geçiyoruz" diyen Erdoğan, "İmzaladığımız anlaşmalar çerçevesinde Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz. 3 fazdan oluşan projenin ilk fazının projelendirilmesini tamamlayıp Türkiye Uzay Ajansı eliyle yapımına başladık. Projemizle uzay fırlatma ve uzay uydu teknolojileri alanında önemli bir alt yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeleri hayata geçirirken Türk Kızılay, TİKA ve AFAD başta olmak üzere ilgili kuruluşlarımızla Somali’ye destek olmayı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz" Sözlerine devam eden Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez. Elinde 71 bin Filistinli kardeşimizin kanı olan Netanyahu hükümeti Gazze, Lübnan,Yemen, İran, Katar ve Suriye’ye yönelik saldırılarının ardından şimdi de şimdi de Afrika boynuzunu istikrara sürüklemektedir. Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği İslam İşbirliği Teşkilatı, ve Arap ligi de İsrail’in kararını reddeden açıklamalar yaptı. Amerikan Başkanı Trump’ın konuya dair ilk beyanatı da gayet anlamlıydı. Kendisinin göreve geldiğinden itibaren ortaya koyduğu bizimde destekliğimiz küresel barış vizyonunu teyit eder nitelikteydi. Somali’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapan bütün bu açıklamaları oldukça kıymetli buluyoruz. Bizim buradaki tavrımız tamamen ilkeseldir. Çözüme hizmet etmeyen her adım sorunu daha da büyütür derinleştirir. Somali Federal Cumhuriyeti ve Somaliland bölgesinin geleceğine ilişkin kararlar tüm Somalilerin iradesini yansıtacak şekilde alınmalıdır. Biz bu süreçte Somali’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini kararlılıkla desteklemeye ve Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Somalili kardeşlerimizin de birlik, beraberlik ruhu içinde hareket edeceklerine yürekten inanıyoruz" dedi.