GÜNDEM - 06 Eylül 2024 Cuma 14:09

İş kıyafeti giymemek haklı fesih sebebi

A
A
A
İş kıyafeti giymemek haklı fesih sebebi

Avukat Songül Demir, işçilerin iş yerine karşı olan sorumluluklarından İş görme fiilini ihlali halinde işveren tarafından sözleşmesinin haklı bir şekilde fesih edilebileceğini söyleyerek, “Haklı fesih halinde işçinin tazminat talebi kabul görmez” dedi.

“Belirlenen kıyafeti giyinmemek düzen bozmak anlamına gelebilir”

İşçilerin iş yerinde belirlenen kıyafetleri giymemesinin düzen bozma başlığına girerek fesih sebebi olabileceğini söyleyen Avukat Songül Demir, “İşçi ve işverenin birbirine karşı sorumlulukları bulunmaktadır. Burada işçinin sorumluluklarından bahsedecek olursak eğer; işçinin en önemli sorumluluğu iş görme borcu, işlerini sadakatle yerine getirme borcu ve talimatlara uyma borcu şeklinde 3 başlık halinde sayabiliriz. Tabi burada sadece işçinin sorumlulukları yok, işverenin de işçiye karşı bazı sorumlulukları ve yükümlülükleri vardır. Bunların en başında ücretini verme yani ücret ödeme borcu vardır. Bunun dışında da işçilere eşit davranma, işçilerin haklarını koruma gibi başlıklar halinde bunları toplayabiliriz. Tabi bunların haricinde de birçok sorumlulukları ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Burada da en önemli olan unsur işçinin iş görme borcu yükümlülüğüdür. Tabi bahsedecek olursak da bir işçi iş yerinde düzeni bozdu diyelim, bu düzen bozma olayı işveren işçinin haklı bir şekilde iş sözleşmesini fesih edebilir. Düzen bozma başlığını da daha ayrıntılı anlatacak olursak, bu olayı örnek verecek şekilde iş yerinde zorunlu olan kıyafeti giymeme şeklinde de söyleyebiliriz. Diyelim ki bir iş yerinde zorunlu bir şekilde giyilecek kıyafetler var ve bunlar da tek tip kıyafetler. Bir işçi bu kıyafetleri giymeme konusunda ısrarlı bir şekilde karar veriyorsa ve giymemekte diretiyorsa, işveren tarafından birkaç kez uyarılır ve bu işçi düzeni bozduğu için işveren tarafından haklı bir şekilde iş sözleşmesi fesih edilebilir” dedi.

İş kıyafeti giymemek haklı fesih sebebi

“Tazminat kabul görmez”

Demir açıklamasında, haklı iş sözleşmesi feshinde işçinin tazminat taleplerinin kabul görmeyeceğini söyleyerek, “Bunun sonucunda da işveren tarafından verilecek olan kıdem tazminatları, ihbar tazminatları gibi tazminatlar hakim tarafından kabul görmez. Çünkü iş yeri düzenini bozan bir işçi var. Orada amaç işverenin işlerinin uygun bir şekilde düzenli olarak yürümesidir. Bununla ilgili de emsal bir Yargıtay kararı mevcut. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin bir kararıdır. Bu kararda şöyle; giyilmesi zorunlu iş yeri kıyafetlerinin giyilmemesi sebebi ile iş veren iş sözleşmesini haklı bir şekilde fesih edebilir diyor. Bu kararın dayanağı da işçilerin iş görme yükümlülüğüdür. İş görme fiilini yerine getirmeyen işçi, bu Yargıtay kararı çerçevesinde iş sözleşmesini yerine getiremez. Yani haklı olarak fesih edilebilir. Burada işçinin fesih halinde açtığı dava ret ediliyor. Bunun sebebi de iş yerindeki düzeni bozması, iş yerinde belirlenen kıyafeti giymemesi şeklinde belirtilerek, bu Yargıtay kararı da emsal bir karar şeklinde değerlendirilebilir” ifadelerini kullandı.

Eren Kan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir EÜ’nün ödül rüzgarı TEKNOFEST’te esmeye devam ediyor TEKNOFEST 2024 İnsanlık Yararına Teknoloji Yarışması’nın "Sağlık ve İlk Yardım" kategorisinde EGESAM-BİYOİZLEM Takımı birincilik ödülünü; 2024 yılı TÜBA-TEKNOFEST Doktora Bilim Ödülleri "Sağlık ve Yaşam Bilimleri" alanında ise Dr. Esra Atalay Şahar, Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’ndeki teziyle ikincilik ödülünü kazandı. Türkiye’nin teknoloji şampiyonları ödüllerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. Tam bağımsız Türkiye vizyonuyla gerçekleştirilen TEKNOFEST 2024 İnsanlık Yararına Teknoloji Yarışması’nda, Ege Üniversitesinin EGESAM-BİYOİZLEM Takımı yenilikçi yöntemlerle geliştirdiği projesiyle "Sağlık ve İlk Yardım" kategorisinde birincilik ödülünü kazandı. Ege Üniversitesinin EGESAM-BİYOİZLEM Takımına ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan takdim etti. Ayrıca, TEKNOFEST Akdeniz’de, 2024 yılı TÜBA-TEKNOFEST Doktora Bilim Ödülleri kapsamında "Sağlık ve Yaşam Bilimleri" alanında ikincilik ödülünü Dr. Esra Atalay Şahar, Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde başarıyla tamamladığı "Endoplazmik Retikulum Aracılı Yıkım Yolu (Erad)’nun Meme ve Prostat Kanserinde Kritik Rol Oynayan Steroid Hormon Reseptörlerine Etkisinin ve Kimyasal/Biyolojik İnhibitörlerinin Terapötik Potansiyellerinin Değerlendirilmesi" başlıklı teziyle aldı. Dr. Esra Atalay Şahar’a ödülünü Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır verdi. "Bu ödüller geleceğimiz olan gençlere ilham olacak" Ödül töreninde Egeli gençlerin sevincine ortak olan Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, "Ege Üniversitesinin rüzgarı TEKNOFEST’te esmeye devam ediyor. Hiç kuşkusuz ki bu ödüller geleceğimiz olan gençlere ilham olacak, genç yeteneklerimizi cesaretlendirecek ve motive edecek. Genç araştırmacımızın bilimsel çalışmalarıyla ülkemizin kalkınma sürecine önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Önemli başarılarından dolayı Dr. Esra Atalay Şahar’ı ve EGESAM-BİYOİZLEM Takımını tebrik ediyorum" diye konuştu. "Var gücümüzle çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz" Türkiye’nin bilim ve teknoloji alanındaki gelişimine katkı sunarak, Türkiye Yüzyılı’nı Türk bilim yüzyılı yapmak için projeler üretmeyi sürdüreceklerini vurgulayan Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, "Ege Üniversitesi olarak öğrencilerimizin araştırma ekosistemine adım atmalarını, teknoloji yarışmalarında geliştirdikleri projeleri ticarileştirerek topluma kazandırmalarından gurur duyuyoruz. Oluşturduğumuz araştırma ekosistemimizin çatısı altında gençlerimizin yolunu aydınlatmak onlara her türlü desteği vermek, girişimci ve yenilikçi bir anlayış kazandırmak için tüm mensuplarımızla var gücümüzle çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz. Gelecek nesillere daha güçlü, daha bağımsız bir Türkiye bırakma hedefiyle; büyük bir azimle, inançla ve emin adımlarla yürüyeceğiz" ifadelerini kullandı. EGESAM-BİYOİZLEM Takımı, Ege Üniversitesi Solunum Araştırmaları Merkezi (EGESAM) bünyesinde bulunan başta akciğer kanseri ve diğer hava yolu hastalıkları olmak üzere kişiye özel tanı kiti geliştirilmesi uygulanmasında görev alıyor. EGESAM bünyesinde Translasyonel tıp temel bilimlerdeki laboratuvar araştırmalarının, tanı ve tedavi amaçlı hastaların yararına klinik uygulamalara dönüşümünü hedefliyor. EGESAM-BİYOİZLEM Takımı bu grupta biyoanalitik kimya alanında translasyonel çalışmalar yürütüyor. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Analitik Kimya Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Füsun Pelit’in danışmanlığını yaptığı EGESAM-BİYOİZLEM Takımında; Ege Üniversitesi Analitik Kimya Anabilim Dalı Doktora Öğrencileri İlknur Erbaş, Tuğberk Nail Dizdaş ve Ebru Çalışkan Yıldırım yer alıyor.
İstanbul İstanbul’un grafitili vagonları böyle görüntülendi İSTANBUL(İHA) Duvarları, trenleri ve iz bırakabilecekleri bir çok noktayı boyayan grafitiçiler kimilerine göre vandal, kimilerine göre ise sokak sanatçıları. Türkiye’de trenlerin grafiti ile boyanması yasadışı olmasına rağmen sanatçılar, onlarca vagonu boyayarak şehri griden kurtarıp, renk katıklarını belirtiyorlar. Kökeni eski çağlara dayanan grafiti, kendini ifade etme gelecek nesillere bir mesaj ve iz bırakmak olarak asırlar boyunca şekil aldı. Almanya’da ikinci dünya savaşı sonrası yükselen rap kültürü beraberinde bir çok farklı sanatı getirdi. Duvarları ve trenleri boyayan gençler mesajlarını veya isimlerini göstermek istediler. Dünya’da bazı ülkelerde trenlerin camlarını boyamadan yapılan grafitilere izin veriliyor. Ancak Türkiye’de yolculuk yapılan trenlerin vagonlarının boyanması yaşa dışı. Bazı belediyeler ise bu sokak sanatını değer görüp şehrin farklı noktalarında grafiticiler ile anlaşıp duvarları süslüyorlar. Grafiticiler ise bu işin bir düzen içerisinde kamu yararına çevrilmesinin şehre gri vagonlardan daha güzel estetik bir renk katacaklarını ifade ediyor. Onlarca boyalı grafiti vagonları ise havadan çekilen görüntülerde ilginç manzaralar oluşturdu. Adeta bir film platosunu andıran trenlerin bakım ve bekleme yeri görenlerin dikkatini çekiyor. İstanbul’da ise sürekli grafiti ile boyanmış vagonları görebiliyorsunuz. “Madem boyuyorsunuz, öyle bir boyayın ki herkes sevsin” Grafiti’nin hip hop kültürünün en isyankar tarafı olduğunu ifade eden Ünlü Rap Sanatçısı Fuat Ergin, “Türkiye’de illegal şekilde duvar boyamak halkı bile kışkırtıyor. Sen terörist misin? diye sana saldırıp dövebiliyorlar. Ben rap yapmadan önce gider trenleri boyardım. Yazdıklarımız temizlenince Almanya’da camları çizmeye başladılar. Trenlere gittiğin zaman çok iyi eserler yapman gerekiyor. Çünkü onu herkes görüyor. Kamu malına zarardan doğan bir şey. Sistemin baskısına karşı verilen bir tepki aslında. Bu şehirde hepimiz birlikte yaşıyoruz. O zaman birbirimizi dinleyelim. Bu çocukları çağırın trenleri madem boyuyorsunuz, öyle bir boyayın ki herkes sevsin deyin. Türkiye modeli için bunu konuşuyorum. Almanya’da bunu yapamazsınız. Almanya’da bu iş illegal olmasından dolayı yaşıyor” diye konuştu. “Modern çağın sanatı olarak kabul ediliyor” Türkiye’nin ilk grafiti ajansı Boyalı Ellerin kurucusu Ulaş Çelik, “Benim başladığım dönemlerde biraz daha kaçak kısmı bizleri cezbettiği için o şekilde başladık. Günümüzde modern çağın sanatı olarak kabul ediliyor. Birçok akademik eğitim almış kişilerde grafiti sanatı ile uğraşıyor. Artık ana akım sanat kollarından birisi oldu. Trenlere grafiti yapmak aslında bu sanatın ilk çıktığı günden bu güne gelen bir şeydir. Eskiden internet ağları çok gelişmediği dönemlerde çalışmalarımızı internete yükleyemediğimiz için trenlere grafiti yapardık. Özellikle yük trenlerine yapardık. Halkalıda tren garına gidip yurt dışındaki sanatçıların eserlerini görüp kendimizi geliştirmeye çalışırdık. Kaçak grafiti yapıyorsanız eğer yaptığınız grafitinin risk oranı yaptığınız çalışmanın karizmasını artırır” dedi. “Bunu kamu yararına çevirmek mümkündür” Yurt dışında bazı ülkelerde camı boyamazsanız trenlere grafiti yapmak yasal olduğunu ifade eden Çelik, “Ben bunun doğru yöntem olduğuna inanıyorum. Ülkemizde ise Haydarpaşa Garı’nın tadilata alınması ile birlikte kullanılmayan trenler grafiticilere açılıp boyama izni verildi. Vatandaşlar tarafından sevilen bir proje oldu. Bu grafitli trenler moda ve film çekimleri için kullanıldı. Bence diğer yolcuların görüş hakkına zarar vermeden yapılan eserler şehre değer katacaktır. Bizim ülkemizde tren boyamak yasak. Bu devlet görevlileri ve grafiticileriçin zor bir durum. Bence bunu kamu yararına çevirmek mümkündür.