POLİTİKA - 20 Aralık 2025 Cumartesi 12:38

MHP’li Ersoy: "Emekliye ayrılmış vatandaşlarımızın refahını sağlamak, bizlerin boynunun borcudur"

A
A
A
MHP’li Ersoy: "Emekliye ayrılmış vatandaşlarımızın refahını sağlamak, bizlerin boynunun borcudur"

Milliyetçi Hareket Partisi Kayseri Milletvekili Baki Ersoy; TBMM Genel Kurulu’nda Gelir Bütçesi üzerine yaptığı konuşmada; "Yıllarca çalışmış, devleti milleti için emek vermiş ve görev süresini doldurarak emekliye ayrılmış vatandaşlarımızın refahını sağlamak, bizlerin boynunun borcudur" dedi.


2024 Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifinin 2. maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz alan Kayseri Milletvekili Baki Ersoy TBMM’ Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada; ülkenin en büyük gücünün her türlü zorluğa rağmen vazgeçmeyen sanayicisi, tarlasını boş bırakmayan çiftçisi ve kepenk kapatmayan esnafı olduğunu söyledi. Ersoy; "Bugün; sanayicimizin, esnafımızın, çiftçimizin ve üretim çarkını ayakta tutmak için gece gündüz emek veren tüm kesimlerin sahadan bizlere ilettiği talep, beklenti ve tespitleri Gazi Meclisimizin dikkatine sunmak istiyorum. Küresel ölçekte yaşanan ekonomik dalgalanmalar; enerji maliyetlerindeki artışlar, emtia fiyatlarında yaşanan belirsizlik, tedarik zincirlerinde meydana gelen aksamalar ve finansmana erişimdeki küresel sıkılaşma, bugün yalnızca ülkemizi değil, dünyanın pek çok ülkesini derinden etkilemektedir. Türkiye de bu küresel konjonktürden elbette payını almaktadır. Ancak altını özellikle çizmek isterim ki; ülkemizin en büyük gücü, her türlü zorluğa rağmen üretmekten vazgeçmeyen sanayicisi, tarlasını boş bırakmayan çiftçisi ve kepenk kapatmayan esnafıdır. Sanayicilerimizle gerçekleştirdiğimiz istişarelerde, özellikle ihracat yapan firmalarımızın, döviz kurundan ziyade artan işçilik maliyetleri nedeniyle rekabet gücünde zorlandıkları ifade edilmektedir. İş gücü maliyetlerinin doğrudan maliyet yapısını etkilediği bu süreçte, nitelikli eleman bulma sorunu da sanayicimizin önünde önemli bir başlık olarak durmaktadır. Bu tablo, firmalarımızı üretimi sürdürülebilir kılmak adına yeni arayışlara yöneltmekte; istihdamı koruyacak ve verimliliği artıracak desteklerin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Öte yandan, piyasa şartları birçok üretici firmamızın bilançosunu olumsuz etkilemiş; borçluluk oranlarını artırmış ve kredi notlarında düşüşlere yol açmıştır. Bu durum, kredilere erişimi zorlaştırmakta; özellikle üretim ve ihracat odaklı firmalarımız açısından ilave bir baskı oluşturmaktadır. Üretimin, istihdamın ve ülkemizin ekonomik direncini korumak için yerli firmalarımızı desteklememiz büyük önem arz etmektedir. Sanayicilerimizin dikkat çektiği bir diğer önemli husus ise lojistik ve nakliye maliyetlerindeki ciddi artıştır. Bugün iç piyasada dahi navlun fiyatlarının rekabet gücünü zayıflattığı, bazı durumlarda yurt dışından gelen ürünlerin yerli ürünlere kıyasla daha avantajlı hâle gelebildiği ifade edilmektedir. Bu durum, yerli üretimin korunması ve desteklenmesi açısından lojistik maliyetlerin de bütüncül bir bakış açısıyla ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Üretici firmalarımızın sahada karşılaştığı sorunlardan biri de çalışanların adına gelen icra bildirimleri ve işlemlerin işveren sorumluluğunda olmasıdır. Personellerin icra bildirimlerinin zaman zaman firmalara ulaşmadan doğrudan banka hesaplarına haciz olarak yansıması işletmelerin günlük nakit akışını aksatmakta ve üretim süreçlerinde ciddi mağduriyetler doğurabilmektedir. Aynı zamanda çalışan açısından bakıldığında, işverenlerin bu yükümlülükten kaçınma endişesiyle borçlu kişileri istihdam etmekten çekindiği; bunun da halihazırda ekonomik zorluk yaşayan vatandaşlarımızın iş bulamamasına ve borçlarını ödeyememesine yol açtığı görülmektedir. İcra tahsilatlarının mümkün olduğunca çalışanın şahsi hesabı üzerinden yürütülmesi hem bürokrasiyi azaltacak hem de firmalarımızın üretim düzenini koruyacaktır. Finansmana erişim noktasında bankalara uygulanan kredi büyüme kriterlerinin de reel sektör üzerinde baskı oluşturduğu görülmektedir. Özellikle üretim yapan firmalar ve KOBİ’ler için belli ölçüde esneklik sağlanması, sektöre özel kredi modellerinin geliştirilmesi ve üretimi önceleyen finansman araçlarının güçlendirilmesi, ekonominin sağlıklı bir şekilde yoluna devam edebilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. İhracat yapan firmalarımız açısından bir diğer önemli başlık ise gelir ve borçlanma para birimi arasındaki uyumsuzluktur. Döviz geliri olmayan firmaların dövizle borçlanmak zorunda kalması, mevcut küresel şartlarda ciddi maliyetler doğurabilmektedir. Bu noktada, firmaların gelir yapısına uygun kredi mekanizmalarının geliştirilmesi ve finansal risklerin azaltılması, ekonomik istikrar açısından fayda sağlayacaktır" dedi.



"Emekliye ayrılmış vatandaşlarımızın refahını sağlamak, bizlerin boynunun borcudur"


İlave desteklerin önemini vurgulayan Ersoy; "Çiftçilerimiz son yıllarda yaşanan kuraklık, don, sel ve benzeri doğal afetler nedeniyle ciddi kayıplar yaşamıştır. Yeterli ürün hasadı yapılamayan bölgelerde, tarım kooperatiflerine ve bankalara olan borçlar çiftçimiz için ağır bir yük hâline gelmiştir. Afetlerden etkilenen çiftçilerimize yönelik borç erteleme, faiz indirimi ve yapılandırma gibi kolaylıkların sağlanması, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından hayati önemdedir. Aynı şekilde sanayicilerimiz, esnafımız ve çiftçilerimiz açısından vergi ve SGK borçlarına uygulanan faiz yükü de sahada sıkça dile getirilen önemli bir başlık olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha önce matrah artırımı ve yapılandırma imkânlarından faydalanmış olmasına rağmen, küresel ekonomik şartlar nedeniyle borçlarını ödemekte güçlük yaşayan mükelleflerin, belirli kriterler çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi; ayakta kalmayı başaran işletmelerin üretime, istihdama ve ekonomiye katkı sunmaya devam edebilmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Bununla birlikte, vergi mükelleflerinden gelen bir diğer yaygın talep de kapsamlı bir vergi ve SGK yapılandırması ile matrah artırımı imkânının yeniden hayata geçirilmesidir. Bu yönde atılacak adımların, hem mükelleflerin beklentilerini karşılayacağına hem de ekonomik canlılığa katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu süreçte emeklilerimiz, dar gelirli vatandaşlarımız ve asgari ücretle çalışan vatandaşlarımız için gerekli değerlendirmeler yapılarak ilave desteklerin hayata geçirilmesi yerinde olacaktır. Burada emeklilerimiz için ayrı bir parantez açmak istiyorum. Yıllarca çalışmış, devleti milleti için emek vermiş ve görev süresini doldurarak emekliye ayrılmış vatandaşlarımızın refahını sağlamak, bizlerin boynunun borcudur. Son yıllarda covid 19 pandemisi ile başlayan küresel büyük kriz ve ardından ülkemizde yaşanan yüz yılın felaketi depremler ve diğer afetler mali disiplini ciddi düzeyde bozmuş ve birçok kesim bu durumdan doğrudan etkilenmiştir. Kayseri’deki emekli vatandaşlarımızla da zaman zaman bir araya gelip yaptığımız sohbetlerde onların yaşam şartlarını konuşuyor nasıl bir mücadele ve hayat şartları ile olduklarına şahit oluyoruz. 16 milyon emeklimizin sadece 640 bini 25 bin TL üzeri maaş almaktadır. Hayat şartlarını göz önüne aldığımızda emekli maaşlarında ciddi bir artış yapılmasının emekliliklerimizin haklı talepleri olduğunu görüyoruz. Aksi hâlde mevcut ekonomik şartların bu kesimler üzerindeki yükü artacak ve sosyal refahın korunması noktasında ilave tedbirlerin gerekliliği daha belirgin hale gelecektir. Ayrıca 1. dereceye gelen memurlarımızın tamamına 3600 ek gösterge talebimiz ve ev hanımlarına prim desteği verilerek emeklilik haklarının sağlanması bir diğer talebimizdir. Bunların yanında, esnaf ve çiftçilerimizin emeklilik BAĞKUR prim sayısının düşürülmesi emektar esnaf ve çiftçilerimizin yararına olacak bir başka düzenleme olacaktır. Son olarak staj ve çıraklık konusuna değinmek istiyorum. Staj ve çıraklık dönemleri, gençlerimizin meslek öğrendiği, üretime fiilen katıldığı ve sosyal güvenlik sistemine resmî olarak dâhil edildiği süreçlerdir. Bu dönemlerde yapılan sigorta girişlerinin emeklilik başlangıcı olarak kabul edilmemesi, aynı tarihte çalışmaya başlayan vatandaşlarımız arasında açık bir adaletsizliğe yol açmaktadır. Devlet kayıtlarında mevcut olan ve fiilî çalışmaya dayanan bu sürelerin yok sayılması, hakkaniyetle bağdaşmamaktadır. Staj ve çıraklık sürelerinin emeklilik hesabında değerlendirilmesi hem mesleki eğitimi teşvik edecek hem de uzun yıllardır dile getirilen haklı bir beklentiyi karşılayacaktır. Yeni yılda bir kanuni düzenlemenin yapılacağını umuyor, imkanlar doğrultusunda bu mağduriyetin giderileceğine inanıyoruz. Cumhur İttifakı olarak bizler; üretimi, istihdamı, emeği ve sosyal adaleti birlikte gözeten bir anlayışla hareket ediyoruz. Bugün burada dile getirdiğimiz hususlar; sahadan gelen, gerçek, yapıcı ve çözüm odaklı taleplerdir. İnanıyoruz ki; devletimiz, milletimiz ve üreticimiz el ele verdiğinde, bu küresel zorlukların da üstesinden gelmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Düzce Belediyesi’nden musiki ziyafeti Düzce Belediyesi, Türk sanat müziğinin yaşayan efsanesi Amir Ateş’i sanatseverler ile buluşturdu. Konserde, Ayşe Taş şefliğindeki Türk Sanat Müziği Korosu ile birlikte sahneye çıkan Amir Ateş, sevilen bestelerini seslendirerek, sanatseverlere unutulmaz bir gece yaşattı. Türk musikisinin yaşayan en önemli bestekarlarından Amir Ateş’in birbirinden kıymetli eserleri, Ayşe Taş Sanat Akademisi Türk Sanat Müziği Korosu’nun icrasıyla Düzce’de sanatseverlerle buluştu. Prof. Dr. Erol Güngör Kültür Merkezi’nde düzenlenen konser, izleyenlere unutulmaz bir musiki gecesi yaşattı. Konsere; Vali Selçuk Aslan, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Ayşe Taş Sanat Akademisi Korosu Başkanı Birgül Devrim, onur konuğu Amir Ateş ve eşi ile çok sayıda davetli katıldı. Ayşe Taş şefliğinde sahne alan koro, Türk sanat müziğinin yaşayan çınarı, son mevlidhan ve bestekar Amir Ateş’in hafızalara kazınan eserlerini seslendirdi. Sahneye davet edilen Amir Ateş koroya eşlik ederken, sanatseverler usta bestekârı canlı dinlemenin mutluluğunu yaşadı. Konserin ardından Düzce Valisi Selçuk Aslan ve Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü tarafından Ayşe Taş ve Amir Ateş’e çiçek takdim edildi. Programda konuşan Düzce Valisi Selçuk Aslan, Amir Ateş’i Düzce’de ağırlamaktan büyük gurur duyduklarını belirterek, "Amir Ateş hocamızı bugün Düzce’mizde misafir etme noktasında gösterdiği özveri ve ev sahipliği noktasında Sayın Başkanımız Dr. Faruk Özlü’ye teşekkür etmek istiyorum. Gelişen büyüyen bir Düzce’miz var, iddialıyız. Türkiye’de birçok sosyo ekonomik parametrede önde giden bir vilayetiz. Kültür sanat noktasında da Düzce Belediyemizin, sayın bakanımızın liderliğinde kültüre, sanata, estetiğe vermiş olduğu değer her türlü takdirin üzerinde ve alkışı hak eden bir değerdir. Ben tekrar Amir Ateş hocamıza vilayetimize hoş geldiniz diyor, emek veren Ayşe Taş hanımefendiye, Birgül Devrim Hanımefendiye ve koroda ve sazende heyette yer alan arkadaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum" dedi. Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü ise Amir Ateş’i Türk sanat müziğinin günümüzde yaşayan en büyük ustalarından biri olarak nitelendirerek, "Hocamız yaşayan son hafız bestekar, çok kıymetli, çok değerli. Hocam Düzce’mize şeref verdiniz, sağ olun" ifadelerini kullandı. Ayşe Taş, Amir Ateş’in eserlerini seslendirmenin kendileri için büyük bir onur olduğunu vurgulayarak, sanata ve sanatçıya verilen destekten dolayı teşekkür etti. Geceye duygusal sözlerle katkı sunan Amir Ateş ise, Düzce’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Musikimizi seven, destekleyen insanlar oldukça Türk Sanat Müziği yeniden güçlenecek ve ülkemizin dört bir yanına yayılacaktır" dedi. Sanatseverlerin yoğun ilgisiyle gerçekleşen konser, izleyicilerden aldığı uzun süreli alkışlarla taçlandı. (ALI-
Hatay Bakan Kurum açıkladı: Yüzyılın Sosyal Konut Projesi’nde geçerli başvuru sayısı 5 milyon 242 bin 766 Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Yüzyılın Sosyal Konut Projesi’nde geçerli olan başvuru sayısının 5 milyon 242 bin 766 olduğunu belirterek bu başvurulardan 1 milyon 326 bininin gençler tarafından yapıldığını söyledi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Hatay’a geldi. Bakan Kurum, ilk olarak Antakya kent merkezinde bulunan Cumhuriyet Caddesi’nde incelemelerde bulunarak basın açıklaması yaptı. Bakan Kurum, depremin izlerini medeniyetler beşiği Hatay’da silmek için yapılan çalışmalara değinerek "Hatay’ı ayağa kaldırmak, bizim için hiçbir zaman sadece bir imar faaliyeti olmadı. Bizim için Hatay’a hizmet etmek, bir gönül meselesi, kardeşlik meselesi, ecdat mirasına sahip çıkma mücadelesi oldu. Bunun gereği olarak, bir yandan yeni yuvalarımızı sosyal donatılarıyla beraber tamamlarken bir yandan da tarihî mirasımızı yeniden ihya ettik. Bugün de yerinde inceleyeceğimiz Hatay’ın simgesi olan Tarihi Uzun Çarşı’yı, Atatürk Caddesi’ni, Kemalpaşa Caddesi’ni ve "dünyanın ışıklandırılan ilk caddesi" olarak bilinen Kurtuluş Caddesi’ni yeniden eski ihtişamına kavuşturuyoruz. Yine Tarihi Meclis Binası ve Asi Nehri’nin iki yakasındaki yapıların da ihya çalışmalarımızı hızla tamamlıyoruz. Anadolu’nun ilk camisi olan Habib-i Neccar Camii’mizi de inşallah önümüzdeki günlerde ibadete açacağız. Biz, Hatay’ımızda attığımız her adımı aşkla, şevkle, sevgiyle attık. İşte bir mücevher gibi işlediğimiz ve sadece 10 ayda tamamladığımız İskenderun Sahil Yolumuz bunun kanıtıdır" dedi. 27 Aralık Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Hatay’da düzenlenecek programla son anahtar teslim töreninin gerçekleşeceğini belirten Bakan Kurum, "Teslim ettiğimiz 98 bin deprem konutumuzun her biri de Hatay sevdamızın en büyük anıtıdır. Yine aynı aşkla; deprem bölgesinin en büyük 3. şantiyesi olan Antakya Dikmece’de 14 bin 500 konutumuzun yapımında da sona yaklaşıyoruz. İnşallah bu ay sonunda Hatay’da; 155 bin konutumuzun tamamını afetzede kardeşlerimize teslim etmiş olacağız. Önümüzdeki hafta bugün, 27 Aralık’ta; Sayın Cumhurbaşkanımızı burada ağırlayacağız ve son anahtar teslim törenimizi de büyük bir coşkuyla Hatay’ımızda yapacağız. Böylece deprem bölgesindeki 11 ilimizde; yıl sonu hedefimiz olan 455 bin konutumuzu hak sahiplerine kavuşturacağız" dedi. "Hem e-devlet hem banka başvurularıyla tüm kriterlere uyarak geçerli olan başvuru sayısı ise 5 milyon 242 bin 766’dır" Yüzyılın Konut Projesi’ne yapılan 8 milyon 840 bin 314 başvurunun 5 milyon 442 bin 766’sının geçerli olduğunu ifade eden Bakan Kurum, bu başvurulardan 1 milyon 326 bin gencin ev sahibi olmak için başvuruda bulunduğunu ifade ederek, "Deprem bölgemizdeki çalışmalarımızın tamamlanmasıyla burada edindiğimiz tecrübe ve birikimi 81 ilimize yayacağız. Bunun da ilk adımı bildiğiniz gibi Yüzyılın Konut Projesi. Açıkladığımız günden bu yana büyük bir ilgi gören projemizde dün itibarıyla başvurular sona erdi. Ben bu buluşma vesilesiyle toplam başvuru oranını da açıklamak istiyorum. Süreç boyunca 8 milyon 840 bin 314 vatandaşımız kampanyamıza başvurmuştur. Hem e-devlet hem banka başvurularıyla tüm kriterlere uyarak geçerli olan başvuru sayısı ise 5 milyon 242 bin 766’dır. En çok başvuru aldığımız il İstanbul, onu Ankara ve İzmir izliyor. Yine en çok başvuruda bulunulan kategori ise gençler. Görüyoruz ki bu projemiz gençlerimiz için umut olmuş. 1 milyon 326 bin gencimiz ev sahibi olmak için başvurdu. Bu başvuru oranı da gösteriyor ki; milletimiz projemize inanmıştır. Devletine, liderine bir kez daha güvenmiştir. İnşallah biz de Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde bu güveni 23 yıldır olduğu gibi yine boşa çıkarmayacak, bugüne kadar yüzakı kurumumuz TOKİ’mizle 1 milyon 750 bin konutu nasıl teslim ettiysek; iki yılda 455 bini konutumuzu nasıl tamamladıysak, bu evlerimizin anahtarlarını da en kısa sürede sahiplerine vereceğiz. 81 ilde inşa edeceğimiz 500 bin konut için 29 Aralıkta, yıl bitmeden ilk kuralarımızı çekmeye başlıyoruz. Ben şimdiden hayırlı, uğurlu olsun diyorum. Şunu da belirtmek isterim; proje kapsamında deprem bölgesindeki illerimizi ayrıcalıklı tutarak, bu illerimize daha fazla kontenjan ayırdık. Hatay’ımıza da tam 13 bin 289 sosyal konutu sunacağız. İnşallah sosyal konutlarımızla Hatay’ımızda evi olmayan vatandaşımıza, kiracı depremzede kardeşlerimize huzurlu yuvalar kazandıracağız. Tüm dar gelirli vatandaşlarımız ev sahibi olana kadar da çalışacağımızı, yeni sosyal konut kampanyaları yapmaya devam edeceğimizi de milletimize buradan duyurmak isterim" dedi.
Aydın Faslı heyet Aydın’da tarımsal potansiyeli inceledi Fas’ın Fes-Meknes Bölgesi Ziraat Odası’ndan oluşan heyet, tarımsal iş birliği ve bilgi paylaşımı kapsamında Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nü ziyaret ederek coğrafi işaretli ürünler ve üretim süreçleri hakkında bilgi aldı. Fas’ın Fes-Meknes Bölgesi Ziraat Odası’ndan oluşan heyet, tarımsal iş birliği ve tecrübe paylaşımı amacıyla Aydın’ı ziyaret etti. Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün ev sahipliğinde gerçekleşen programda, ilin tarımsal potansiyeli uluslararası heyete tanıtıldı. Ziyaret kapsamında Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde düzenlenen sunumlarda, başta Aydın Zeytinyağı ve Aydın İnciri olmak üzere coğrafi işaretli ürünler ele alındı. Üretim süreçleri, kalite standartları ve ihracat imkanlarına ilişkin detaylı bilgiler paylaşıldı. Program boyunca İl Müdürü Ayhan Temiz’in yanı sıra İl Müdür Yardımcıları Dr. H. Eray Yeşilçayır ve Cengiz Karabulak ile Şube Müdürleri Armağan Tanrıkulu, Mutlu Aktaş ve Hafize Kendirlioğlu da görüşmelere katıldı. Heyet, programın devamında Germencik ilçesinde bulunan bir zeytinyağı işleme tesisini ziyaret ederek üretim ve işleme süreçlerini yerinde inceledi. Germencik İlçe Tarım ve Orman Müdürü İlknur Kavas, bölgede yürütülen zeytincilik faaliyetleri hakkında heyete bilgi verdi. Ziyaret, karşılıklı iyi niyet temennileri ve hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.