ÇEVRE - 23 Mart 2020 Pazartesi 08:53

Prof. Dr. Ali Cesur Onmaz: “Şap hastalığının kesin tedavisi olmadığı için, karantina önlemi çok önemli”

A
A
A
Prof. Dr. Ali Cesur Onmaz: “Şap hastalığının kesin tedavisi olmadığı için, karantina önlemi çok önemli”

Özellikle çift tırnaklı hayvanlarda görülen şap hastalığı ile ilgili bilgiler veren Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Veteriner Fakültesi Dekan Yardımcısı ve İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.

Özellikle çift tırnaklı hayvanlarda görülen şap hastalığı ile ilgili bilgiler veren Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Veteriner Fakültesi Dekan Yardımcısı ve İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Cesur Onmaz, “Şap hastalığının kesin tedavisi olmadığı için, karantina önlemi çok önemli” dedi.


Virüs döngüsünü ve kaynağını kırmak için karantinanın çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ali Cesur Onmaz, “Şap hastalığı sığır, manda, keçi gibi çift tırnaklılarda görülen, oldukça bulaşıcı ve ani başlayan viral bir hastalıktır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, bir sürüde bulaşma oranının çok yüksek olması yani hastalık bir sürüye geldikten sonra bütün hayvanlara bulaşma riski var. Bu yüzden oldukça önemli bir hastalık ve dolayısıyla hastalık görüldükten sonra hızlı bir yayılma göstereceği için, mutlaka bazı güvenlik önlemlerinin alınması gerekiyor. Bununla birlikte hemen bölgede bulunan veteriner hekim arkadaşlarımıza haber verip, bölgenin karantina altına alınması gerekiyor. Bu şu yönden çok önemli, bir virüsün hayat döngüsü ve kaynağı var. Hem kaynağının söndürülmesi ve virüsün döngüsünün kırılması için, oldukça önemli” dedi.


Ali Cesur Onmaz, aşılama programlarının takip edilmesinin hastalığın bulaşıcılığını engellemede etkili olacağını söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti:


“Bu hastalığın 7 tipi var ve bunun altında da birçok tipler var. Bir hastalığa yakalanıldığı zaman, çapraz bağışıklık sistemi gelişmediği için, genellikle hastalığın mücadelesi zor. Viral bir ajan olduğu için etkili bir tedavisi yok. Bakterilerde antibiyotikler etkin ama virüslerde son zamanlarda kullanılan bir tedavi ve oldukça pahalı olduğu için tedavisi zor. Korunma yöntemleri çok önemli ve bunun için de şu anda yapılan aşılama programları çok önemli. Hayvanları temel bir bağışıklamaya alıyoruz 1 ay aralıklarla aşılama yapıyoruz ve şap aşısı uyguluyoruz. Her 6 ayda bir de bunun tekrar edilmesi gerekiyor ki hayvanlar bu hastalığa karşı dirençli olsun bağışıklıklı olsun. Burası da oldukça önemli ve hayvan sahiplerinin de bazı alması gereken önlemler var. Özellikle hayvanlar ahırlara girmeden önce, bölgenin dezenfekte edilmesi, giriş çıkışların kontrol altında olması ve hayvan bakıcıları dışında kimsenin girmemesi, onların da tek elbise ile girmesi, dışarıdan gelen ekipmanların sterilize edilmesi, bir bölgede salgın çıktıysa oraya hayvanların iletilmemesi ve o bölgeden saman gibi gıdaların alınmaması ve dışarıdan hayvan alınacaksa en az 15 ile 21 gün arasında karantinada bekletilmesinden sonra hastalık çıkmadıysa sürüye alınması gerekmekte. Hastalık çıktıktan sonra da ateş, durgunluk, iştahsızlık, süt veriminde azalma ve ileri dönemlerde ciddi ekonomik kayıplar olabilir.”


Hayvan pazarlarının kapatılmasının yerinde bir karar olduğunu söyleyen Onmaz, “Hastalık tespit edildikten sonra, hemen kontrol altına alınması oldukça önemli. Burada Tarım Müdürlüklerinde çalışan arkadaşlarımızın müdahalesi önemli. Dolayısıyla bir bütün halinde bu tür hastalıklar kontrol altına alınmalıdır. Karantina önlemleri tek başına yeterli olmuyor, bununla birlikte aşılama programları düzgün uygulanmalı. Kesim olarak da az olan bölgelerde yapılabiliyor ama hastalığın yoğun olduğu bölgelerde, bütün hayvanları itlaf etmeniz mümkün değil o yüzden yoğun görülen yerlerde karantina yöntemi ile hastalığın söndürülmesi gerekmektedir. Özelikle bu dönemde hayvan pazarlarının kapatılması, hayvan sahipleri arasında korona, gerekse hayvanlarda şap virüsünün yayılmasını önleme noktasında isabetli bir karar olmuştur. Bu olağanüstü durumun geçici olduğu düşünüldüğünde Sağlık Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı Bilim Kurulunun almış olduğu tedbirlere riayet etmemiz hem toplum ve hem de hayvan sağlığı açısından önem arz etmektedir. Bu tür hastalık durumlarında bizlere düşen görev, bilimsel veriler ışığında hareket etmek ve tüm canlıların yaşama hakkına saygı göstermektir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gümüşhane Sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil köprü korkuluklarına çarparak durabildi Gümüşhane’de sürücüsünün yağmur nedeniyle kayganlaşan zeminde kontrolünü kaybettiği otomobil köprüdeki köprülüklere çarparak durabildi. Şoför hastanede tedavi altına alınırken kaza yapan otomobilin tekerleği metrelerce öteye savruldu. Kaza, öğleden sonra Gümüşhane merkez Pirahmet Köyü’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre Erzincan’dan Gümüşhane istikametine hareket halindeki 42 YD 504 plakalı Fiat Marea markalı otomobilin sürücüsü Ahmet Baş (28) Pirahmet Köyü geçişinde yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda direksiyon hâkimiyetini kaybetti. Sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil ters istikamete dönerek köprüdeki korkuluklara çarparak durabildi. Kazanın etkisiyle ise otomobilin sol ön tekeri metrelerce uzağa fırladı. İhbar üzerine olay yerine 112 acil sağlık, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi. Otomobilin hava yastığının açılması nedeniyle hayata tutunan sürücü sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından Gümüşhane Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Olay yerinden başka bir vakaya giden ambulansın kazayı görerek müdahale ettiğini söyleyen görgü tanığı İsmail Çilenk, “Ben evimin kapısının önünde oturuyordum bir ses duydum, köprüden araba gittiğini düşündüm koştum geldim bu araba bu hale gelmiş. Demirlere vurarak durmuş ve ters dönmüş. Şans eseri başka bir hastaya giden ambulans gördü de müdahale etti. Şoförün durumu iyiydi sadece kaburgalarım ağrıyor diyordu” dedi. Kaza nedeniyle Gümüşhane - Erzincan Karayolu’nda trafik kontrollü olarak verilirken, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Bursa Bursa’yı "Bidaa Dükkan" tutkusu sardı Bursa’da ’bidaa dükkan’ların ilk konsept mağazası, Nilüfer 23 Nisan Mahallesi’nde hizmete girdi. Tüketicilerden büyük ilgi gören bidaa dükkanlar, ev dışında yemek yeme alışkanlıklarının değiştiği günümüzde, gençler, çalışan ebeveynler, çekirdek aileler, bekarlar, ofis çalışanları ve evde yemek yapmaya vakit harcamak istemeyen herkese; koruyucusuz ve hijyenik ortamda üretilmiş, hızlı, pratik yiyecekler sunmayı hedefliyor. Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Dönmez, Yankı Gıda ile birlikte grup firması olan Doybox Gıda’nın, bidaa Markası ile EDT pazarında yeniliklere devam ettiğini, perakende pazarında da bidaa dükkan konseptleri ile yoluna devam edeceğini söyledi. Toplumun tüketim alışkanlıklarının yeni konseptleri ile uyumluluğunu görmek için açtıkları tanıtım standının büyük ilgi gördüğünü belirten Coşkun Dönmez, “Buradan aldığımız cesaretle Nilüfer 23 Nisan Mahallesi’nde ‘bidaa dükkan’ı açtık. Buradaki konseptimizi tüm Türkiye’de uygulayacağız. Ev yemeği lezzetinde hizmet verecek ‘bidaa dükkân’ların Bursa’mızdan başlayarak kısa zamanda tüm Türkiye’ye yayılmasını hedefliyoruz” dedi. Yankı Yemek A.Ş olarak, sektörde 35 yıllık bir deneyime sahip olduklarını ve gurup şirketleri olan Doybox’un bidaa markası ile geleneksel ev yemeği lezzetinde, tüketicilere tamamen doğal ve hızlı hazırlanabilen ekonomik fiyatlı yiyecekler sunmayı hedeflediğini belirten Coşkun Dönmez, "Belirlediğimiz, ‘Geleneğin Pratik Tadı’ sloganımız, bu vizyonun bir yansıması olarak öne çıkıyor” şeklinde konuştu. Coşkun Dönmez, 2 yılı aşkın süredir restoranlar ve fast food işletmeleri için çözüm ortağı olduklarını belirterek, bunun yanı sıra, tam otomatik çorba makineleri olan ‘Doymatikleri’ geliştirerek tüketicilere sunmanın gururunu yaşadıklarını da vurguladı. Dönmez, "Bidaa dükkânların yanı sıra bir yandan da ‘Doymatik’lerimizi halkımızın kolay ulaşacağı noktalarda hizmete sunacağız” dedi. Coşkun Dönmez, dünya genelinde sağlıklı, koruyucusuz güvenli hızlı tüketim ürünlerinin, hızla yükselen bir eğilim haline geldiğini, özellikle 35 yaş altındaki gençlerin, yoğun iş temposu ve hızlı yaşam tarzları nedeniyle ev dışında yemek yeme alışkanlığını benimsediklerini söyledi. Dönmez, “Pratik, hızlı, sağlıklı ve güvenli yemek seçeneklerine olan talep her geçen gün artıyor. Biz de hızla büyüyen bu talebi karşılamak ve geleneksel lezzetleri modern ve hızlı bir şekilde sunmak için yeni yollar arıyoruz. Hızlı tüketim pazarındaki büyümeye hızla adapte olmak ve genişlemek istiyoruz. Bursalıları oldukça ekonomik ve tamamen doğal lezzete sahip olan menülerimizi tatmaya bekliyoruz” diye konuştu.