GÜNDEM - 26 Nisan 2024 Cuma 14:02

RTÜK Başkanvekili Karadaş: "İslamiyet’e ve Müslümanlara karşı dışlayıcı tutuma, yine onların kullandıkları yöntemleri kullanarak cevap vermek mecburiyet haline gelmiştir"

A
A
A
RTÜK Başkanvekili Karadaş: "İslamiyet’e ve Müslümanlara karşı dışlayıcı tutuma, yine onların kullandıkları yöntemleri kullanarak cevap vermek mecburiyet haline gelmiştir"

Erciyes Üniversitesi (ERÜ), Kültür ve Turizm Bakanlığı, İslam İşbirliği Teşkilatı Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) işbirliği ile düzenlenen 1. Uluslararası Medya, Dijital Kültür ve Din Kongresi başladı. Kongrede konuşan RTÜK Başkanvekili Orhan Karadaş; "Biz Müslümanlara karşı dışlamayı, ayrımcılığı ve şiddeti içeren bu kavramı medya aracılığı ile yerleştirmek, dijital kültürün bir parçası haline getirmek İslamiyet’e, Müslümanlara da haksızlıktır. İslamiyet’e ve Müslümanlara karşı bu dışlayıcı tutumu, yine onların kullandıkları yöntemleri kullanarak cevap vermek ve işin aslını ortaya koymak bir mecburiyet haline gelmiştir" dedi.


Kentteki bir otelde düzenlenen kongrenin açılış konuşmasını yapan ERÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Hakan Aydın, üniversitenin medya ve din konusunda bir merkez haline geldiğini aktararak; "Erciyes Üniversitesi; medya ve din alanında öncü bir üniversite. 2018 yılında Türkiye’de ilk Medya ve Din Araştırma Merkezi Erciyes Üniversitesi bünyesinde kuruldu. Ardından Medya ve Din Araştırma Dergisi yayınlandı. Medya ve Din Araştırmaları Dergisi; Türkiye’de bu alanda bir merkez haline geldi. Ardından özellikle Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile yakın bir işbirliği geliştirerek özellikle İslamofobi konusunda dünyada ses getirecek programlara imza attık. 2021 yılında cumhurbaşkanımızın açılış konuşmasını yaptığı Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu bunların ilkiydi. Gelinen noktada bu kongre de aracı olacak, İslam İşbirliği Teşkilatlarını İslamofobi’ye dönük çalışmalara entegre etmeyi planlıyoruz" dedi.


Daha sonra konuşan RTÜK Başkanvekili Orhan Karadaş, dezenformasyonun çok ciddi bir tehlike haline geldiğini ve mutlaka bir tedbir alınması gerektiğini ifade etti. "Müslümanlara karşı dışlamayı, ayrımcılığı ve şiddeti içeren bu kavramı medya aracılığı ile yerleştirmek, dijital kültürün bir parçası haline getirmek İslamiyet’e de, Müslümanlara da haksızlıktır" diyen Karadaş; "Medya, dijital kültür, din ayrı bir başlık. Ama aynı zamanda bunlar birbirini etkiliyor. Çağımız iletişim çağı ve dolayısıyla medya son derece önemli ve etkileyici hayatın akışını etkileyen konumda. Önceden görsel ve yazılı basın vardı. Sonra internetin hayatımıza girmesiyle birlikte bu daha da çeşitlendi. Sosyal medyayla birlikte başka bir noktaya geldi. Biz basın olarak değil de medya diye daha geni bir tanımlamayla tanımlıyoruz. Yaklaşık 40 yılını bu sektörde harcamış bir medya mensubu olarak karşınızdayım ve bu konuda söylenebilecek çok şey olduğunu hatırlatmak isterim. Sadece haber alma ve vermeyle sınırlı değil medya, hayatın akışını da şekillendiriyor. Siyasetten ekonomiye, sanattan edebiyata kadar farklı disiplinleri de etkiliyor. Teknolojideki, medya sektöründeki bu gelişmeler doğal olarak bilgiye ulaşmayı da kolaylaştırıyor, hızlandırıyor. İletişim çağı ve bilgi toplumu kavramları artık hayatın değişmez bir parçası haline geldi. Kaçınılmaz olarak bunun kültürel sonuçları da ortaya çıkıyor. İçinde yaşadığımız çağın gereği olarak bunu dijital kültürle de tanımlamak mümkün. Dijital kültür hayat tarzı ve alışkanlıkların tümünü kapsayacak durumda. Asıl mesele bizim bu yeni duruma nasıl uyum sağladığımız. Özellikle milli kültürümüzü bu dijital kültür karşısında nasıl koruduğumuz, ne tür tedbirler aldığımız ve bundan sonrası ile ilgili ne tür tedbirler aldığımızdır. Bu toplantının bu konuda çok önemli veriler ortaya koyacağı kanaatindeyim. Bu yeni medya düzeni kaçınılmaz olarak inanç sistemlerini de etkiliyor. Dijitalleşme ile birlikte bir de kaçınılmaz olarak güvenilirlik sorunu ortaya çıktı. Dini mesaj aktarımları bilinçli ve sistematik yapıldığı gibi kasıtlı ve yanıltıcı da yapılabiliyor. Sureti haktan görünüp, mukaddes dinimizi hain emellerine alet edenleri ne yazık ki hep birlikte gördük ve yaşadık. Diğer taraftan dezenformasyon çok ciddi bir tehlike haline gelmiştir ve mutlaka bir tedbir alınması gerekiyor. Doğal olarak yeni medya düzeni ve dijital araçlar aslında İslam düşmanlığına da bir malzeme edilebiliyor. İslamofobi tanımı ne yazık ki kabul gördü ama katılmadığımı özellikle belirtmek isterim. Çünkü İslam ne fobidir, ne hobidir. İslam bir yaşayış biçimidir. Biz Müslümanlara karşı dışlamayı, ayrımcılığı ve şiddeti içeren bu kavramı medya aracılığı ile yerleştirmek, dijital kültürün bir parçası haline getirmek İslamiyet’e de, Müslümanlara da haksızlıktır. İslamiyet’e ve Müslümanlara karşı bu dışlayıcı tutumu, yine onların kullandıkları yöntemleri kullanarak cevap vermek ve işin aslını ortaya koymak bir mecburiyet haline gelmiştir. Biz Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak bu konuya büyük önem veriyoruz. Uluslararası Medya ve İslamofobi forumları altında düzenli olarak programlar düzenliyoruz. Bu toplantıya da bu yönüyle destek verdik. Bu işbirliğimiz bundan sonra da devam edecek" diye konuştu.


açılış konuşmalarının ardından kongreye katılanlara plaket takdim edildi.



RTÜK Başkanvekili Karadaş: "İslamiyet’e ve Müslümanlara karşı dışlayıcı tutuma, yine onların kullandıkları yöntemleri kullanarak cevap vermek mecburiyet haline gelmiştir"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karaman Karaman’da bir kişi boşanma aşamasındaki karısını öldürerek intihar etti Karaman’da boşanma aşamasındaki 2 çocuk annesi eşini boğarak öldüren koca intihar etti. Olay, gece saat 23.00 sıralarında Valide Sultan Mahallesi 202. Sokak üzerinde bulunan 5 katlı apartmanın son katındaki dairede yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Fatma Çetinkaya’dan (22) öğle saatlerinden itibaren haber alamayan ailesi, polis merkezine giderek kayıp başvurusunda bulundu. İhbar üzerine çalışma başlatan polis ekipleri, kadının boşanma aşamasındaki eşi Mithat Çetinkaya’nın (24) evine gitti. İtfaiye yardımıyla eve giren ekipler, 2 kişinin cansız bedeniyle karşılaştı. Yapılan inceleme sonucunda, Mithat Çetinkaya’nın karısını boğarak öldürdükten sonra kendisini asarak intihar ettiği belirlendi. Olayı duyarak gelen Fatma Çetinkaya’nın annesi kızının öldüğünü öğrenince fenalık geçirdi. Bunun üzerine adrese sağlık ekipleri sevk edildi. Adreste gelen çok sayıda polis ekibi de olayın yaşandığı sokakta güvenlik önlemi aldı. Cumhuriyet Savcısı ve olay yeri inceleme ekibinin yaptığı incelemenin ardından hayatını kaybeden karı kocanın cenazesi otopsi yapılmak üzere Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Morgu’na kaldırıldı. Öte yandan, Mithat Çetinkaya’nın evi terk ederek kendi ailesinin yanına giden karısını avukatla görüştürme bahanesiyle eve çağırdığı ileri sürüldü. Olayla ilgili başlatılan tahkikat sürüyor.
Ankara Bakan Kurum, tamamlanan asrın inşa seferberliğini Hatay’da anlattı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, tamamlanan asrın inşa seferberliğini Hatay’da anlattı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 27 Aralık Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilecek 455 bininci afet konutunun teslim töreni öncesi Hatay’da canlı yayına katıldı. Bakan Kurum, 81 ilde 500 bin sosyal konutun inşa edileceği Yüzyılın Konut Projesi kapsamında da deprem bölgesine özel kontenjan ayrılacağını belirterek, "29 Aralık’ta ilk kuramızı Adıyaman’daki konutlar için çekeceğiz. İlk teslimatlarımızı da Mart 2027’de dedik ama 2026 yılı içerisinde teslim edeceğimiz konutlar var" dedi. "Hatay’ın ışıkları bir daha sönmemek üzere yanacak" Hatay’ın yine önemli sembollerinden olan Anadolu’nun ilk camisi olan Habib-i Neccar Camisi ve ‘dünyada ilk aydınlatılmış cadde’ olan Kurtuluş Caddesi ile ilgili de konuşan Bakan Kurum, "Habib-i Neccar Camisi’nin restorasyonunu, Konya Büyükşehir Belediye’miz yaptı ve inşallah cumartesi günü ibadete açacağız. Artık ezan sesleri bir daha dinmemek üzere Hatay’ımızda, Habib-i Neccar Camisi’nde yankılanacak. Yine Kurtuluş Caddesi’nin aydınlatma törenini, Sayın Cumhurbaşkanımız yapacak. Yeniden Hatay aydınlanacak. Yeniden Hatay’ın o ışıkları bir daha sönmemek üzere yanacak" dedi. "Hatay’da 153 bin 755 konutumuzu cumartesi itibarıyla kurasını çekeceğiz" Bakan Kurum, tamamlanan asrın inşa seferberliğine ilişkin cumartesi günü ulaşılacak sayıları açıkladı. Kurum, şöyle konuştu: "Hatay’da 153 bin 755 konutumuzu cumartesi itibarıyla kurasını çekeceğiz ve vatandaşlarımıza teslim ediyor olacağız. Malatya’da yaklaşık 80 bin konutun teslimi ve kurası gerçekleşecek. Kahramanmaraş’ımızda 74 bin bağımsız bölümün kurasını çekiyor olacağız. Adıyaman’ımız depremde enkazın altında kaldığı düşüncesinden bugün modern bir şehir haline geldi. Adıyaman’ımızda 43 bin bağımsız bölümü, Gaziantep’te 31 bin konutu teslim ediyor olacağız. Diyarbakır’ımızda 17 bin, Elazığ’da 15 bin, Şanlıurfa’da 13 bin 400, Osmaniye’de 12 bin 500, Adana’da 12 bin, Kilis’te 2 bin 500, Tunceli’de 298, Kayseri’de 288, Sivas’ta 164 ve Bingöl’de 89 olmak üzere 455 bin konutu inşallah depremzede kardeşlerimize cumartesi günü buluşturmuş olacağız." "İlk Adıyaman’daki konutlar için kura çekeceğiz" Bakan Kurum, 500 bin sosyal konut projesi kapsamında ilk kuraların 29 Aralık’ta Adıyaman’da çekileceğini açıklayarak, "İlk Adıyaman’daki konutlar için kura çekeceğiz. Yani deprem bölgesinden başlayacağız ve mart ayının içine kadar da kuralarımız devam edecek. İlk teslimatlarımızı da Mart 2027 dedik ama 2026 yılı içerisinde teslim edeceğimiz konutlar var. 2026’da konutlarımızı teslim ediyor olacağız. Bu kapsamda Hatay’a 33 bin 289 sosyal konut yapılacak. 6 bin 800’ü Antakya ve Defne’de olacak. Yine Hassa’da, İskenderun’da, Reyhanlı’da, Kırıkhan’da sosyal konutlarımız şu an itibariyle yapılıyor, başladı. Onun da müjdesini milletimize verelim. Yine deprem bölgesindeki diğer illerimize kontenjanlarımızı ayırdık ve oradaki talep doğrultusunda bu projelerimizi gerçekleştiriyor olacağız" diye konuştu.