KÜLTÜR SANAT - 03 Ağustos 2025 Pazar 12:00

Yıllanmış halılar serildi, renk cümbüşü ortaya çıktı

A
A
A
Yıllanmış halılar serildi, renk cümbüşü ortaya çıktı

Kayseri’nin Ağırnas mahallesinde yaşayan Mustafa Halıcıoğlu, babadan kalma ve sonradan bölgeden topladığı yüzlerce el dokuması halıyı güvelenmemesi için serdi. Tarihi konağa serilen 100 yıllık el dokuması halılar, desenleriyle rengarenk görüntüler ortaya çıkardı.


Melikgazi ilçesine bağlı Ağırnas mahallesinde yaşayan ve Mimar Sinan’ın doğduğu eve komşu olan Mustafa Halıcıoğlu, hem babadan kalma hem de bölgeden topladığı yıllanmış el dokuma halılara gözü gibi bakıyor. Halıların güvelenmemesi için 3-4 ayda bir sererek havalandırdıklarını kaydeden Halıcıoğlu, "Ben halıcılığın içinde doğdum, baba mesleğimiz halıcılık. Halıcılık, o zamanlar bu köyün en büyük gelir kaynağıydı. Kışın bütün evlerde harman zamanı başlayana kadar halı tezgahı vardı. Bizim halıya ayrı bir gönül bağımız var. Elimizde babamdan kalan ve daha sonra bölgeden topladığımız halılar var. Onları muhafaza etmesi çok zor. Uzun müddet kapalı yerde kalırsa halıya güve düşer. Zaman zaman bunları çıkartıp havalandırmamız gerekiyor. Devamlı kapalı kalırsa güve düşer ve halıyı yer" dedi.



"Keşke dokuyan kadınlarımız olsa, sanat devam etse"


El dokuması halı kültürünü gelecek nesillere aktarmak istediklerini ifade eden Mustafa Halıcıoğlu, "Keşke şu anda dokuyan kadınlarımız olsa da bu sanatı devam ettirebilsek. Elimizde 100’e yakın halı tezgahımız var. Ama dokuyan olmadığı için onlar da yok oluyor. Şu anda babadan kalan 80 yıllık motiflerimiz mevcut. Hem bu evi hem de elimizdeki halıları bizden sonraki nesillere aktarmak istiyoruz" şeklinde konuştu.


Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtım Vakfı (ÇEKÜL) Kayseri İl Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy ise, Ağırnas’ta tarih boyunca kervan yollarına ve Kültepe Ören Yeri’ne yakın olmasından dolayı bilgi birikiminin olduğunu belirterek, "Ağırnas’ın konumuna baktığımız zaman, hem kervan yollarının üzerinde olması tarih boyunca veya kervan yolları üzerindeki yollara çok yakın olması ve hemen yanı başımızdaki Kültepe gibi bir yerin olması, bize bu halı noktasında, dokuma noktasında, kumaş noktasında da farklı ufuklar açabilecek imkânlar sağlıyor. Biliyorsunuz; Kültepe’nin bu konunun uzmanlarından dinlediğimiz, kitaplarından okuduğumuz bilgilere göre, orada da bir kumaşlar üstünden, desenler üstünden devam eden bir bilgi birikimi var. Bu bilgi birikimine göre, Asur ticaret kolonileri zaman içerisinde Mezopotamya’dan aldığı malzemeleri, özellikle kumaş malzemelerini buraya kadar getirdikleri, buradan başka yerlere taşıdıkları, takasa girdikleri, daha çok örneğin kalay getirip bakır götürdükleri, ödemelerin neyle olduğu, nasıl olduğu veya yünün ne kadar değerli olduğuna dair birçok bilgi birikimimiz var" ifadelerini kullandı.



"Kaybettiğimiz halı sanatı, belki tekrar dokunmaya başlanacak"


Bölgenin turizm konusunda gelişmesiyle birlikte kaybedilen halı sanatının bazı yerlerde tekrar dokunmaya başlanacağını söyleyen Prof. Dr. Özsoy, "Turizm noktasında gelişmeye çok açık Ağırnas’ta çok konuşulmuyor ama kaybettiğimiz halı olayı, Ağırnas turizmde istenilen noktaya geldiği vakit bazı yerlerde dokunmaya tekrar başlayacak. Bu sesleri, bu kirkit sesini, halı tezgâhlarını hatta atölye şeklinde bölgede karşımıza çıkacağını tahmin ediyorum. Turizmin en başta bizim durumumuzda olan ama daha sonra geçmiş değerlerini yaşatmaya çalışan mekanlarla kıyasladığımız zaman, Ağırnas’ta da muhtemelen olacak. Birkaç evde de olsa, birkaç atölyede de olsa, bu halı dokuma işinin tekrar canlanacağını düşünüyorum. Ağırnas’ta birçok müzenin olması muhtemeldir ki başka müzeleri de beraberinde getirecek. Hâlâ elimizde eski motifleri taşıyan, evlerde sakladığımız ama kıyamayıp kullanmadığımız veya kullanıp satmadığımız veya hâlâ çeyizlerde olan, Ağırnas’ta dokunmuş halılar var. Bunlar zaman içerisinde daha da değerli hale gelecek. Sadece Ağırnas’taki bu halı kavramı üstünden fonksiyon verilmek isteyen bazı binalara, işte Ağırnas’taki halılarla ilgili bir etnografik bir müzenin açılması da belki hiç sürpriz olmaz. İnsanlar hem elindeki halıları buraya taşırlar, hem bunlar yaşatılmış olur hem de belli bir satış olacaktır" dedi.



"Halıya emek veren kadınlardır"


Halı dokumacılığında geçmişten bu yana emek verenlerin kadın olduğunu da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Osman Özsoy, "Hem geçmişte hem günümüzde bu işte işçi, emek verenler kadınlardır. Kadınların iş gücü olarak bu işin içinde olması, evin geçimine destek olması halı üzerinden çok kolay. Uzak fabrikalara gitmek, yol katetmek gibi parametrelerin yanında çok kolay. Oturduğumuz yerden, evden belli bir para karşılığı oluşturduğunuz ürünler bunlar. Kadın tabii yaparken o kadar kolay düşünmeyin. Kadın hem halı dokuyor hem çocuk bakıyor hem dokuyor hem yemek yapıyor hem dokuyor hem de ev işlerine bakıyor. Diğer işlerini aksatmıyor. Yani sadece kadının işi bu değil. Dolayısıyla hem evin geçimini sağlamak hem de sanat, zanaat devam ettirmek hem kültür öğelerini geleceğe taşımak son derece önemli" diye konuştu.



Yıllanmış halılar serildi, renk cümbüşü ortaya çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Salihli Kurttutan’da hayvanlar ve yangın için HİS göleti Manisa’nın Salihli ilçesinin kırsal Kurttutan Mahallesi’nde hayırsever bir vatandaş tarafından Hayvan İçme Suyu (HİS) göleti kazıldı. Bölgedeki hayvanların su ihtiyacını karşılamak ve orman yangınlarına karşı önlem almak amacıyla yapılan gölet, mahalle sakinleri tarafından memnuniyetle karşılandı. Yaklaşık 1 dönüm 800 metrekare alana sahip olan ve 4 metre derinliğinde kazılan HİS göleti, Baltacı mevkiinde köy sakinlerinden Erol Sağlam tarafından yaptırıldı. Göletin, hayvan içme suyunun yanı sıra yangın söndürme amaçlı da kullanılacağı belirtildi. Kurttutan Mahalle Muhtarı Süleyman Kaya, göletin yapımını üstlenen hayırsever Erol Sağlam’a teşekkür ederek, "Mahallemiz için son derece önemli bir ihtiyacı karşılayacak bu gölet, hem hayvanlarımızın içme suyu ihtiyacını giderecek hem de yangınla mücadelede büyük katkı sağlayacaktır" dedi. Muhtar Kaya, göletin bulunduğu bölgede yaklaşık 8 bin dönüm fıstık çamı yer alırken, yaz aylarında artan yangın riskine karşı önemli bir su kaynağı oluşturacağını ifade etti. Kaya, göletin daha verimli hale getirilmesi için Orman İşletme Müdürlüğü ve Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan membran talebinde bulunulacağını da aktardı. Yeni yapılan HİS göletinin, çevredeki yaban ve büyükbaş-küçükbaş hayvanların su ihtiyacını karşılamasının yanı sıra, yaz aylarında çıkabilecek orman yangınlarında helikopterlerin su almasına da imkan sağlayacağı vurgulandı.
Erzurum ETÜ istikrarlı yükselişini sürdürüyor ETÜ, 2025 yılı YÖK üniversite izleme ve değerlendirme raporundaki istikrarlı yükselişini sürdürüyor. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu 2025" sonuçlarına göre Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) öğrenci memnuniyeti, araştırma kalitesi ve akademik üretkenlik göstergelerinde öne çıkan üniversiteler arasında yer aldı. Yükseköğretim sisteminin gelişimini kanıta dayalı ve şeffaf göstergeler aracılığıyla izlemeyi amaçlayan YÖK tarafından Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu bu yıl bilim iletişimi yaklaşımı temel alınarak yeniden yapılandırıldı. Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) ile yürütülen ortak çalışma kapsamında üniversitelerden tek elden toplanan verilerle hazırlanan raporda, üniversitelerin birbirleriyle kıyaslanmasından ziyade her bir kurumun kendi gelişim seyrinin izlenmesi ve değerlendirilmesi esas alındı. Raporda, Yükseköğretim Kurulu tarafından 2024 yılında ilk kez uygulanan Türkiye Üniversite Deneyim Araştırması (TÜDA) sonuçlarına da yer verilerek öğrencilerin beklenti ve memnuniyet düzeyleri değerlendirme sürecine dâhil edildi. "Eğitim ve Öğretim", "Araştırma-Geliştirme, Proje ve Yayın", "Uluslararasılaşma", "Sürdürülebilirlik" ile "Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk" başlıkları altında yapılandırılan rapor; erişilebilirlik, kapsayıcılık ve sürdürülebilirlik gibi güncel yükseköğretim yaklaşımlarını önceleyen yeni göstergelerle güçlendirildi. Bu kapsamda Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ), öğrenci memnuniyeti göstergelerinde dikkat çekici sonuçlar elde etti. ETÜ, 2024 yılı TÜDA verilerine göre kütüphane hizmetlerinden duyulan memnuniyet oranında yüzde 80,86 ile zirveye yerleşti. Araştırma ve akademik yayın performansına ilişkin göstergeler de ETÜ’nün istikrarlı gelişimini ortaya koydu. TR Dizin tarafından taranan dergilerde yayımlanan, öğretim üyesi başına düşen yayın sayısı bakımından ETÜ, Türkiye genelinde 7’nci sırada yer aldı. Üniversite-sanayi iş birliği kapsamında üretilen yayınların toplam yayınlara oranında 2024 yılında 19’uncu sırada yer alan ETÜ, 2025 yılı raporunda beş basamak yükselerek 14’üncü sıraya yerleşti. Öte yandan Web of Science indeksli yayınların atıf alma oranı göstergesinde ise yüzde 84,1’lik oranla listenin 16’ncı sırada yer aldı. Raporda ayrıca "Faydalanılan TÜBİTAK Bursu" sayısı göstergesinde ETÜ istikrarlı gelişimini sürdürdü. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, ETÜ’nün yükselen grafiğinin devam ettiğini belirterek, "Üniversitemizin temel hedefi, eğitim-öğretim kalitesini sürekli artırmak, araştırma kapasitesini güçlendirmek ve öğrencilerimizin eğitim süreçlerindeki gelişimini en üst düzeye taşımaktır. Raporda elde edilen sonuçlar, yıllara yayılan titiz çalışmalarımızın ve kararlı adımlarımızın bir sonucu olarak, ETÜ’nün bu hedefler doğrultusunda gösterdiği istikrarlı ilerlemeyi açıkça ortaya koymaktadır. Önümüzdeki yıllarda üniversitemizin yükseliş trendinin devam edeceğine gönülden inanıyor, bu süreçte emeği geçen tüm akademik ve idari kadromuza teşekkürlerimi sunuyorum" diye konuştu.
İstanbul Yenidoğan Çetesi Davasında sanık sayısı 61’e yükseldi İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davada dava dosyaları ayrı olan sanıkların ana davayla eklenmesiyle sanık sayısı 61’e yükseldi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’ne yönelik düzenlenen 2. dalga operasyona ilişkin geçtiğimiz günlerde iddianame hazırlanmıştı. Çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı’yla birlikte hareket ettikleri belirlenen şahıslara yönelik hazırlanan ve ana dava dosyası ile birleştirilen iddianame ile sanık sayısı 57’ye yükselmişti. İlker Gönen intihar etmişti Dava sürerken, 11 Şubat 2025 tarihinde iddianamede ismi ’örgüt yöneticisi’ sıfatıyla geçen sanık İlker Gönen, tutuklu bulunduğu cezaevinde intihar etmişti. Davada sanık sayısı 61 oldu Bugün Bakırköy Adliyesinin Konferans Salonu’nda görülen duruşmada 6’si tutuklu bir kısım tutuksuz sanık hazır bulunurken, duruşmada dava dosyasına eklenen evraklar okuduğu sırada, dosyadan ayrılan iki davanın ana dava ile birleştirildiği ve sanık sayısının böylece 61’e yükseldiği öğrenildi. Duruşmada sanıkların savunmaları ile devam ediyor.