EKONOMİ - 28 Aralık 2020 Pazartesi 10:40

Kilis Zeytinyağına talep arttı

A
A
A
Kilis Zeytinyağına talep arttı

Kilis Zeytin Araştırma ve Geliştirme Derneği (KİZADER) Başkanı ve 7 Aralık Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof.

Kilis Zeytin Araştırma ve Geliştirme Derneği (KİZADER) Başkanı ve 7 Aralık Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazım Şekeroğlu, Kilis Zeytinyağına talebin arttığını söyledi.


Prof. Dr. Nazım Şekeroğlu, Kilis’te hasat sezonu başında üretilen “Erken Hasat - Soğuk Sıkım Naturel Kilis Yağlık Zeytinyağı”nın neredeyse tamamının yüksek fiyatlarla satıldığını, üretimi devam eden Naturel Kilis Zeytinyağının ise oldukça fazla talep gördüğünü belirtti.


Prof. Şekeroğlu; kimyasal ilaçlama, gübreleme ve sulama gibi tarımsal uygulamaların yapılmadığı, geleneksel yöntemlerle yetiştirilen Asırlık Kilis Yağlık Zeytin ağaçlarından üretilen Kilis Zeytinyağı’na yurtiçi ve yurtdışından talebin her geçen gün daha da arttığının ifade etti.


Kilis 7 Aralık Üniversitesi, kamu ve özel sektörün çalışmaları ile “Kilis Yağlık Zeytin Çeşidi” ile bu zeytinlerden üretilen “Monokültür Naturel Kilis Yağlık Zeytinyağı”nın değeri giderek arttırdığını vurgulayan, Prof. Dr. Nazım Şekeroğlu, “ Geçtiğimiz yıl Berlin Global Olive Oil Awards-2020 yarışmasında Altın Madalya alan ve eşsiz aroması nedeniyle de San Remo Masters of Olive Oil - 2020 Uluslararası Zeytinyağı Yarışmasında Üstün Kalite Ödülü’ne layık görülen Monokültür Naturel Kilis Yağlık Zeytinyağı ulusal ve uluslararası düzeyde tanınmaya başlandı. Kilis Zeytinyağı Tanıtım Gurubu (KİZTAG) tarafından yapılan çalışmaların da Kilis Zeytinyağının tanımına katkı sağlamıştır” dedi.


Şekeroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü, “Doğallığı, yüksek polifenol içeriği, kendine has aroması ve eşsiz fitokimyasal içeriği ile gıda sanayinin yanı sıra ilaç ve kozmetik sektörlerinin de dikkatini çeken Monokültür Naturel Kilis Yağlık Zeytinyağının, yapılan bilimsel çalışmalar ve tanıtım desteği ile birlikte önümüzdeki yıllarda daha da kıymet göreceğini belirtti. Son yıllarda Kilisli zeytin üreticisinin de bilinçlendiğini, asırlık zeytin ağaçlarına ilgi ve bakımın arttığı Kilis’te hasat başlangıç dönemi Eylül ayına kadar geriledi. Eylül ayında başlayan ve Kasım ayı başına kadar devam eden erken hasat döneminde üretilen Erken Hasat-Soğuk Sıkım-Monokültür Naturel Kilis Yağlık Zeytinyağının tamamına yakınının, Amerika, Kanada, Avrupa, Uzakdoğu ve Arap ülkeleri başta olmak üzere, yurtdışına satıldığını, ancak markalaşma konusundaki çalışmaların yetersizliği nedeniyle oldukça kıymetli olan bu zeytinyağının maalesef başka markaların adı altında pazarlanıyor. Bileşimindeki antiviral özellik gösteren, oleuropein ve diğer sekonder maddeler ile pandemi sürecinde tüm dünyada, özellikle sağlık ve kozmetik sektörlerinde, daha fazla değer kazanan zeytinyağı, zeytin yaprağı ve zeytin çekirdeğine ilgi önümüzdeki günlerde daha artacaktır” ifadesini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik AK Partili kadınlar Gazzeli anneler için seslendi AK Parti Bilecik İl Kadın Kolları Başkanı Semra Aydemir, Anneler Günü öncesi Gazze’de hayatını kaybeden anneleri hatırlatarak, "AK Partili kadınlar olarak Gazzeli anneler için dimdik ayaktayız” dedi. Atatürk Parkı’nda AK Parti Bilecik İl Başkanı Serkan Yıldırım, AK Parti Bilecik İl Kadın Kolları Başkanı Semra Aydemir ve ak kadınların katıldığı açıklamada, Gazze’de hayatını kaybeden anneler anıldı. Burada bir açıklama yapan AK Parti Bilecik İl Kadın Kolları Başkanı Semra Aydemir, "İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze şeridine düzenlediği saldırılarda 34 bin 683 kişi öldü, 78 bin 18 kişi yaralandı. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin raporuna göre Gazze’de 9 bin kadın öldü. Günde ortalama 63 kadın hâlâ ölüyor ve bunların 37’si ise anne. Kayıp ve akıbeti bilinmeyen kadınların sayısı 2 bin 100. Filistin’de sağlık sisteminin çökmesi nedeniyle yaklaşık 60 bin hamile kadın risk altında. Her gün 180 anne ölümle burun buruna doğum yapıyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın birleşmiş milletler ve pek çok uluslararası platformda haykırdığı gibi ‘Savaşın da bir ahlakı, hukuku vardır. Sivillerin hedef alındığı saldırıyı haklı gösterecek tek bir neden dahi olamaz’. Cumhurbaşkanımız ve hanımefendinin çocuk ve kadınlar başta olmak üzere sivilleri korumak için yaptığı pek çok girişim tüm dünyaya örnek oluyor. Hamas’ın ateşkes masasına oturmayı kabul etmesi gelecek için bir umuttur. Ancak çağrıya rağmen özellikle Gazze ve Refah’ta artarak devam eden saldırılar İsrail’in niyetini ortaya koymuştur. Biz anneler olarak yine de İsrail’e bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; ateşkes için bir adım bekliyoruz. İsrailli yetkililere soruyorum: Vaad edilmiş topraklar hedefinizi, hayattan kopardığınız annelerin ve çocukların bedenleri üzerine mi inşa edeceksiniz?. Bizler bugün AK Parti Bilecik İl Kadın Kolları Başkanlığı, teşkilatlarımız, kadın milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri olarak buradayız. Şu anda 81 ilde ak partili kadınlar olarak Gazzeli anneler için dimdik ayaktayız" ifadelerine yer verdi.
Ankara Yaşayan miras unsurlarında mesleki standart dönemi başladı Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) ile Anadolu El Sanatlarını Yaşatma ve Geliştirme Derneği (ANELSANDER) arasında geleneksel el sanatlarını yaşatmak ve bu mesleklerin standartlarını belirlemek için işbirliği protokolü imzalandı. Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürlüğü ile Anadolu El Sanatlarını Yaşatma ve Geliştirme Derneği (ANELSANDER) arasında işbirliği protokolü imzalandı. Protokol imza törenine MYK Yönetim Kurulu ve Kurum Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü Selim Terzi ve ANELSANDER Başkanı Uğur Bent Türker’in yanı sıra kurum ve dernek yöneticileri katıldı. “Atalarımızdan kalan kültürel mirasımızı gelecek nesillere taşımamıza vesile olmasını diliyorum” MYK Yönetim Kurulu ve Kurum Başkanı Prof. Dr. İlhan, ata yadigarı mesleklerin tanımlanması ve gelecek nesillere aktarılması için uzun süredir çalışma yapmayı planladıklarını ifade etti. İlhan, Anadolu’da yaşadığı bilinen geleneksel sanat ve zanaatların gün ışığına çıkartılması amacıyla ANELSANDER ile 6 Haziran 2023 tarihinde 21 meslekte standart hazırlamak üzere çalışmalara başladıklarını kaydederek, “Sadece Mesleki Yeterlilik Kurumu ve sivil toplum kuruluşuyla olmaktan öte Kültür ve Turizm Bakanlığı paydaşlarımızdan birisi. Bu yüzden de bu çalışmaya başlarken Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile bir arada yapalım ve protokolü birlikte imzalayalım diye düşündük. İmzalayacağımız bu üçlü protokolün tüm taraflara hayırlı olmasını ve bize atalarımızdan kalan kültürel mirasımızı gelecek nesillere taşımamıza vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. “Şu anda 6 bin 335 kültürel miras taşıyıcısı sanatçımız var” Geleneksel kültürel mirasın keşfedilmesi ve önce bugüne, sonra da geleceğe aktarılmasının kıymetli olduğuna dikkati çeken Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü Terzi, “17 Ekim 2003 tarihinde Paris’teki 32. Genel Konferansta’ki kararla Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’nin 2006 yılından beri tarafıyız. UNESCO’ya 30 unsurla birlikte dahil olup, şu an dünyada ikinci konumda olan bir ülkeyiz. Şu anda 6 bin 335 kültürel miras taşıyıcısı sanatçımız var. 6 bin 335 sayısının 2 bin 270’i el sanatlarıyla uğraşan sanatçılarımız. Bunların anlatılması, görünür olmasının sağlanması çok önemli. Dolayısıyla bugün atılmış olan bu imza da bu görünürlüğü daha iyi bir noktaya getirecek” ifadelerini kullandı. ANELSANDER Başkanı Türker ise şunları söyledi: “Kültürel değerlerimizi yaşatan, geleneğe aktaran sanatkarlarımızın belli bir disiplin altında terminolojik olarak da belli bir disiplin altında yaptıkları sanatın ifade edilmesiyle ilgili bir çalışmanın altına elimizi koyduk. Neticede kuşaktan kuşağa aktardığımız bu el emeği göz nuru sanatlarımızı disiplin altına almak, standart çalışmasını yapmak üzere önemli bir başlangıç için buradayız. Hakikaten bu süre içerisinde bizler de birçok şeyi bilmediğimizi gördük. Onlarla tekrar yenilendik, donandık hakikaten. Bu tarihe geçecek önemli çalışmada üst kurumumuz her anlamda bizim her zaman yanımızda olan, her çalışmamıza destek veren Kültür ve Turizm Bakanlığımızın değerli mensuplarına ve Mesleki Yeterlilik Kurumumuza çok teşekkür ediyoruz. Bu kıymetli çalışmanın da bir an önce çok uzun yıllara yayılmadan tamamlanması için bizler de gayet içerisinde olacağız.” Konuşmaların ardından üçlü protokol imzalandı. Protokolle kültürel miraslardan talikacı, bastoncu, yemenici ve ebru sanatkarı mesleklerinin standartları da belirlendi. Hazırlanacak meslek standartları ile Türkiye’de icra edilen geleneksel sanat ve zanaatların kalıcı olması ve meslek mensuplarının kamuya açık meslek tanımlarının yapılması ve bu alanda nitelikli ve yeni meslek erbaplarının yetişmesi hedefleniyor.
Bursa Hemşirenin kök hücre bağışı bir anneye can suyu oldu Doruk Hastaneleri, Kızılay Kan Merkezi aracılığıyla başlatılan kan ve kök hücre bağışı kampanyasına destekte bulundu. Hemşire Goncanur Şen’in kök hücre bağışı sayesinde hasta bir anne sağlığına kavuştu. Doruk Yıldırım Hastanesi’nde bu yıl 3’üncü kez düzenlenen kan ve kök hücre bağışına, hastane personeli ve vatandaşlar kan stokuna katkıda bulunmak için büyük ilgi gösterdi. Kan bağışının önemine değinen Doruk Yıldırım Hastanesi Başhekimi Dr. Cemal Turhan, tüm vatandaşlara kan ve kök hücre bağışı yapma çağrısında bulunarak, "Hepimizin kan ve kök hücreye bir gün ihtiyacı olabilir. Bu ihtiyaca önceden cevap verme özverisinde bulunmak zorundayız" dedi. Kızılay Güney Marmara Kök Hücre Kazanım Uzmanı Ramazan Çiçek ise Doruk Sağlık Grubu’na verdikleri destekten dolayı teşekkür ederek, kan ve kök hücre bağışının önemine değindi. Doruk Yıldırım Hastanesi’nin önceki kan ve kök hücre bağışları sayesinde hastalara şifa olduklarını söyleyen Ramazan Çiçek, "Kan bildiğiniz gibi yapımı olmayan tek ilaç. Tüm vatandaşlarımızı bağış yapmaları için davet ediyorum" diye konuştu. Doruk Yıldırım Hastanesi Laboratuvar Sorumlusu Seçil Turgut da kan ve kök hücre bağışı konusunda farkındalık oluşturmaya devam ettiklerini belirterek, "Hastane çalışanlarımızdan kök hücre uyumunu yakalayarak hastalara yardım elimizi uzatabildik. İnsanlarımıza bağışlar sayesinde hayata tutunabilmelerini sağlayacağına bilincini aşılamamız gerekiyor. Herkese düzenli olarak kan ve kök hücre bağışı yapmalarını tavsiye ediyorum" şeklinde konuştu. Yaptığı kök hücre bağışı ile hasta bir annenin sağlığına kavuşmasına aracılık eden Doruk Yıldırım Hastanesi Hemşiresi Goncanur Şen ise büyük bir mutluluk yaşadığını söyledi. Kan ve kök hücre bağışının düşünüldüğünden çok daha büyük bir faydasının olduğuna bir kez daha şahit olduğunu vurgulayan Hemşire Şen, “Özellikle annenin sağlığına kavuşarak çocuklarıyla mutlu olması beni çok duygulandırdı” şeklinde görüşlerini belirtti.