EKONOMİ - 30 Mayıs 2017 Salı 12:34

Prim borcunda son gün 31 Mayıs

A
A
A
Prim borcunda son gün 31 Mayıs

Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) prim borcu bulunan işveren ve sigortalılar için ilk taksit ödemesi için son tarihin 31 Mayıs olduğunu hatırlatan Kırıkkale SGK İl Müdürü Veli Karacaköylü, ilk taksiti ve peşinatı ödemeyen işverenlerin yeni yapılandırmaya başvuramayacaklarının altını çizdi.

Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) prim borcu bulunan işveren ve sigortalılar için ilk taksit ödemesi için son tarihin 31 Mayıs olduğunu hatırlatan Kırıkkale SGK İl Müdürü Veli Karacaköylü, ilk taksiti ve peşinatı ödemeyen işverenlerin yeni yapılandırmaya başvuramayacaklarının altını çizdi.


Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından 2016 yılında başlatılan 6736 sayılı ‘Borçların Yeniden Yapılandırılması Kanunu’ kapsamında işverenlere tanınan borç yapılandırma imkanının ilk taksit ödemeleri 31 Mayıs tarihinde sona eriyor. Bu konuda ödemelerin geciktirilmemesi konusunda vatandaşları uyaran Kırıkkale SGK İl Müdürü Veli Karacaköylü, "6736 sayılı Yapılandırma Kanunu kapsamında 2017 Ocak ayında yapmaları gereken yapılandırma peşin veya taksit ödemelerini çeşitli sebeplerle gerçekleştiremeyen işverenlerimiz için yeni bir fırsat getirilmişti. Bu kapsamda işverenlerimizin yapılandırma şansını kaybetmemeleri için ödemelerini en geç 31 Mayıs 2017 tarihine kadar yapmaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.



"2017 yılı Mart ayı dahil"


Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen yeni yapılandırmanın 6736 sayılı Yasa kapsamı dışında kalan prim borçlarını kapsadığının altını çizen Kırıkkale SGK İl Müdürü Veli Karacaköylü, yeni yasanın 2017 yılı Mart ayı dâhil prim borçlarını kapsadığını belirtti. Karacaköylü, “Yeni yapılandırma daha önce yapılandırılmış prim borçlarını kapsamamaktadır. Bu nedenle, yapılandırılmanızın bozulmaması için 31 Mayıs 2017 tarihine kadar ilk taksitin veya peşin ödemenin yapılması gerekmektedir" dedi.


1958 adet işverenin ve 2127 adet Bağ-Kur sigortalısının borçları yapılandırıldığını belirten Karacaköylü, ilk taksiti yatıran işverenlerin teşvik uygulamaları gibi tüm imkânlardan yararlanabileceğine işaret etti. Karacaköylü, “Yapılandırmaya başvurup ilk taksit ödemesini yapmayan 685 adet işverenimize ödemelerini yapmaları için yasa gereği yeni bir hak tanınmıştır. İlk taksiti yatıran sigortalılarımız teşvik uygulamaları gibi kurumumuzca sigortalılarımıza sağlanan tüm imkânlardan yararlanabilecektir. Yapılandırma başvurusunda bulunup peşin ya da ilk taksitini henüz ödemeyen işverenlerimizin bu son fırsatı kaçırmamaları gerekir. Bu yapılandırma 2016 yılı Haziran ayı dahil geriye dönük bütün borçları kapsıyor. 31 Mayıs 2017 tarihinde de yapılandırmasını ödemeyen kişilerin yapılandırmaları da bozulacaktır” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri İşaret diliyle ‘afeti’ öğrendiler Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’nin yaşadığı ‘yüzyılın afeti’ şeklinde nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, toplumun eğitimi ve bilgilendirilmesi noktasında özel gereksinimli bireyler için de seminerler düzenliyor. Bu çerçevede Büyükşehir Belediyesi KAYMEK tarafından AFAD Akrediteli Kentsel Arama Kurtarma Ekiplerine İşaret Dili Afet Yönetimi Semineri gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi geçen yıl şubat ayında "asrın felaketi" olarak nitelenen depremlerin ardından, Kayseri’yi depreme daha dirençli hale getirmek ve insanları tüm kuruluşlarla iş birliği halinde tutmak amacıyla birçok çalışma gerçekleştiriyor. Bu çalışmalar çerçevesinde tüm vatandaşların afetlere karşı bilinç düzeyini arttırmayı hedefleyen Büyükşehir Belediyesi engelli bireyleri de unutmadı. Buna göre Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda, KAYMEK, AFAD Akrediteli Kentsel Arama Kurtarma Ekiplerine İşaret Dili Afet Yönetimi Semineri düzenledi. KAYMEK İşaret Dili Eğitmeni Rabia Canan Gökçek tarafından verilen seminerde engelli bireylere afet hazırlığı nedir, nasıl yapılır, aşamaları nelerdir, bir engelli bireyin afete hazırlanması için neler yapması gerekir gibi birçok konu anlatıldı. Gökçek, İşaret Dili ve rakamları, fiiller, duygular, vücut ve sağlık, zaman dilimleri, iller, deprem sonrası işitme engelli vatandaşlarla iletişim kurmak için elzem cümleler gibi konularda da katılımcılara önemli bilgiler verdi. Seminere, Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Daire Başkanı Gonca Arın da katıldı.
Samsun Pişmiş topraktan yapılan lahitler dikkat çekiyor Helenistik ve Roma dönemine ait pişmiş topraktan yapılan tek tekneden oluşan silindirik formlu lahitler ve insan iskeleti, Samsun Müzesinde görenlerin ilgisini çekiyor. Samsun Müzesi, açıldığı tarihten itibaren ziyaretçi akınına uğruyor. Samsun tarihine ışık tutan müzede birçok eşsiz eser sergileniyor. Samsun’da Amisos yerleşkesinde bulunan ve Roma dönemine ait taş ve pişmiş topraktan yapılmış lahitler de müzede yer alıyor. Pişmiş topraktan yapılmış lahitler hakkında müzede bulunan bilgilendirmede, “Eski çağlarda insanlar ölülerini taş, kurşun, tahta ve pişmiş toprak lahitlerin içerisine koyarlardı. Lahit üretiminde mermer ilk sırayı çekerken, pişmiş topraktan lahitlerin MÖ 3 bin yılının sonlarından itibaren Mısır, Mezopotamya ve Suriye’de ortaya çıktığı ve MÖ 6. yüzyıldan sonra yaygınlaştığı bilinir. Dairesel kesitli pişmiş toprak lahitler adıyla literatüre girmiş olan lahitler, tekne ve kapak olmak üzere 2 bölümden oluşurlar” deniliyor. Samsun’da bulunan lahitler, tek tekneden oluşan silindirik formlu Eski adıyla Amisos olarak bilinen Samsun’da bulunan ve şu anda müzede sergilenen lahitler hakkında ise şu bilgiler aktarılıyor: “Söz konusu lahitler 4 tipe ayrılmaktadır. Bunlar silindirik formlu, füze-torpido formlu, koza-kozalak formlu ve kısmi dairesel kesitli lahitler olarak adlandırılır. Samsun (Amisos) ve çevresinde tek tekneden oluşan silindirik formlu lahitler görülmektedir. Bazı lahit teknelerinin veya kapaklarının üzerinde kabaralar/düğmeler yer almaktadır. Ayrıca dikey ve yatay kabartma bantlarla da lahidin üzeri bezenmiştir.” Helenistik ve Roma dönemine ait pişmiş toprak lahit örnekleri Samsun Müzesi’nde ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Diyarbakır Türkiye’de epidural anestezi tercihi yüzde 1’in altında Diyarbakır Memorial Hastanesinde Anestezi ve Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Ahmet Anaç, epidural anestezi ile ağrısız doğumun diğer ülkelerde çok sık tercih edilen bir yöntem olduğunu, ancak Türkiye’de bu oranın yüzde 1’in altında olduğunu açıkladı. Uzm. Dr. Ahmet Anaç, epidural anestezi denilen bir yöntemle, doğum öncesinde anne adaylarının bel kısmından özel bir iğne kullanılarak omuriliğe takılan bir kateterden anestezik madde verilerek, belden aşağı uyuşturulmaktadır. Bu işlemin doğum öncesi ve doğum sırasında ağrının hissedilmemesini sağlayarak, anne adaylarının doğumlarını kolaylaştırdığını, işlemin halk arasında Prenses Doğum olarak da bilindiğini ifade etti. Prenses doğumun uygulanmasının anne adayları için oldukça ağrısız, sağlıklı ve kolay olduğunu, günümüzde sıklıkla tercih edildiğini, anne ve çocuk için ciddi bir zararı bulunmadığını aktaran Dr. Anaç, diğer ülkelerde oldukça revaçta olan epidural aneztezi yönteminin Türkiye’de nadiren tercih edildiğini belirtti. Epidural Anestezi ile doğumun Fransa’da yüzde 87, Amerika Birleşik Devletleri ve İskandinav ülkelerinde yüzde 90’nın üzerinde olduğunu, Türkiye’de ise bu oranın yüzde 1 dolaylarında olduğunu ifade eden Dr. Anaç, "Ülkemizde epidural anestezi ile yapılan prenses doğum dediğimiz doğumu yeterince tanıtamadığımızın kanaatindeyim. Bu işlemin anne adaylarına doğru ve bilinçli bir şekilde aktarılması gerekmektedir. Devlet tarafından desteklenmesini umuyoruz. Devlet tarafından karşılanmayan epidural anestezi ücretlerinden dolayı anneler bu doğumu yaparken kendi bütçelerinden ödemek durumunda kalıyorlar. Bu yüzden de çok fazla tercih edilmiyor" şeklinde konuştu.