YEREL HABERLER - 01 Mart 2014 Cumartesi 17:02

Başbakan Erdoğan'ın Kırklareli Mitingi

A
A
A
Başbakan Erdoğan'ın Kırklareli Mitingi

BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN:
“TÜRKİYE’DE 90 YILLIK CUMHURİYET TARİHİMİZİN EN ÇİRKİN DARBE GİRİŞİMİ, EN BÜYÜK İHANETİ YAŞANIYOR”
“SADECE BİR DAVA DOSYASINDA 3 BİNE YAKIN İNSANI DİNLEDİLER. KENDİLERİ HARİÇ HERKESİ DİNLEMİŞLER”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Kırklareli mitinginde yaptığı konuşmada, “Türkiye’de 90 yıllık cumhuriyet tarihimizin en çirkin darbe girişimi, en büyük ihaneti yaşanıyor. İşte geçenlerde ortaya çıktı. Sadece bir dava dosyasında 3 bine yakın insanı dinlediler. Kendileri hariç herkesi dinlemişler” dedi.
Başbakan Erdoğan, cumhuriyet tarihinin en çirkin darbe girişiminin yaşandığını belirterek, “İşte geçenlerde ortaya çıktı. Sadece bir dava dosyasında 3 bine yakın insanı dinlediler. Kendileri hariç herkesi dinlemişler. Bakanları, milletvekillerini, sanatçıyı, gazetecileri, siyasi partilerin genel merkezlerini dinlemişler. Hatta Cumhurbaşkanımızı, beni, Meclis Başkanımızı, Genelkurmay Başkanımızı hepsini dinlediler. Ama zamanlamasını şu anda açıklamıyor. Biz onların izini sürmeye başladık. Bunların inine gireceğiz ve çıkaracağız oralardan. Bu ülkenin ulusal güvenliğini tehdit edenlere karşı bizim koruma görevimiz var. Siz bize böyle bir görev verdiniz millet olarak. Bu görevi yerine getireceğiz. Böyle bir ihanet, böyle bir alçaklık olabilir mi? Türkiye’nin son derece mahrem, gizli, stratejik görüşmelerini dinlemiş bunları da birilerine servis etmişler. Ben milletime açık açık şunu söylüyorum. Yargı içinde bu paralel örgüt kendi mensuplarıyla bir yapı oluşturmuş. Emniyette aynı şekilde yapı oluşturmuş. Örgütlü biçimde, planlı biçimde yargıyı ve emniyeti töhmet altında bırakacak işler yaptılar. Tabi temiz yargı mensuplarımız, emniyet mensuplarımız da var. Onların bu yaptıklarından onlar da yara alıyor. İnşallah bunu temize çıkaracağız. O ak sütü lekeleyenlere bu imkanı vermeyeceğiz. Hala Türkiye’de yargıyı kilitlemeye, iş göremez hale getirmeye adalet dağıtamaz bir konuma çekmeye çalışıyorlar. Ortada çok daha vahim iddialar varken, çok çirkin eylemler varken, şantaj, tehdit, aşağılık, casusluk varken yargı buna sessiz kalıyor, tepkisiz kalıyor. İşte CHP ve MHP bu son derece tehlikeli duruma desek veriyor. Yapılmak istenen darbeye omuz veriyorlar. Biz Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısını bu paralel yapının baskısından kurtarmak için, adalette hem bağımsızlığı, hem tarafsızlığı sağlamak için yeni bir düzenleme getirdik. İnternet yasasını sadece bu dinlemeleri ortadan kaldırmak için yaptık. Ama bu CHP, paralel yapının hakim ve savcılarına kol kanat geriyor. Onları korumak, kollamak adına daha yasa Cumhurbaşkanı’na gitmeden Anayasa Mahkemesi’ne gidiyorlar. Yasa onaylandı. 2’nci kez Anayasa Mahkemesi’ne gittiler. CHP’nin bugüne kadar yaptığı tek somut iş çıkardığımız kanunları Anayasa Mahkemesi’ne götürmek. Şu meclisin halini görseniz biz bunları nasıl seçtik dersiniz. Meclise gelin çalışmazlar, orada 15-20 kişi bulunur ama bizim ekibimiz gümbür gümbür orada. Ekibimiz sizlere layık olmaya çalışıyor. Sizi buraya milletimiz niye gönderdi. Mecliste çalışın diye. Sadece 15- 20 kişi orada bulunsun diye değil. Ve bunların millete gittiğini göremezsiniz” dedi.
“BU DARBE GİRİŞİMİ, BU İHANET GİRİŞİMİ DOĞRUDAN DOĞRUYA MİLLETİ HEDEF ALMAKTADIR”
Darbe girişiminin Türkiye’ye yönelik olduğunu ve milleti hedef aldığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Şunu bilmenizi istiyorum. Bu darbe girişimi, bu ihanet girişimi benim şahsıma değil, Ak Parti’ye değil, hükümete değil, Türkiye’ye yöneliktir. Bu darbe girişimi, bu ihanet girişimi doğrudan doğruya milleti hedef almaktadır, sizleri hedef almaktadır. Çocuklarımızın, gençlerimizin geleceğini karartmaya çalışıyorlar. Ak Parti’nin değil, siyasetin önünü, milli iradenin önünü kesmeye çalışıyorlar. Hükümet değil, aslında yeniden büyük Türkiye’nin önünü kesmeye çalışıyorlar. Sizin huzurunuzu, sizin istiklalinizi, sizin istikbalinizi karatmaya çalışıyorlar. Bizden ziyade millete darbe yapmaya çalışıyorlar ama başaramayacaklar. Göreve geldiğimizde Kasım 2002’de Türkiye’nin milli geliri neydi biliyor musunuz? 230 milyar dolardı. Bugün Türkiye’nin milli geliri 800 milyar dolar. Osmanlı’dan cumhuriyet tarihi dahil. 79 sene sadece cumhuriyet tarihinde gelinen rakam 230 milyar dolar. Biz 10 senede bunun üzerine 570 milyar dolar ilave ettik. Yolsuzlukların olduğu bir iktidar bunu yapabilir miydi? 79 senede 230, 10 senede 570... Farkımız bu. Borca bakıyoruz. 100 liranın 73 lirası borçtu biz geldiğimizde. Şimdi 100 liranın 30 lirası borç. Devlet borçlanırken yüzde 63 faiz ödüyordu. Şimdi tek haneli rakamdayız. Aradaki fark Kırklareli’ndeki işçi, memur kardeşimin cebinde kalıyor. Enflasyon yüzde 30’du. Şu anda tek haneli rakamda. Bu MHP, DSP, ANAP bizden önce iktidardaydı ama 3 buçuk yıl kalabildi. Kaçtılar, gittiler. Soruyorum neden kaçtın gittin? Cevap yok. Temelin hikayesi var ya ‘ayakta duramayrum’ diye. Bunlar o hale düştü ve bırakıp gitti. Biz 11 yıldır devam ediyoruz ve üst üste koyuyoruz. Bunlar IMF’den 23 buçuk milyar dolar borç bıraktılar. Ödedik. Geçen yılın 14 Mayıs’ında sıfırladık. Bizim artık IMF’ye borcumuz yok. Şimdi IMF bizden borç istiyor. 5 milyar dolar borç vereceğiz onlara. Çok daha enteresanı milli bankamız Merkez Bankası’nın kasasında 27 buçuk milyar dolar vardı. Şimdi Merkez Bankamızın kasasında 130 miyar dolar var. Yolsuzlukların olduğu bir iktidar bu gücü yakalayabilir miydi? Benim işçi, memur kardeşim senden zorunlu tasarruf adı altında para kestiler. Başbakan olduğum zaman önüme zorunlu tasarruf kapsamında işçiye, memura şu kadar borç getirdiler. Ne var dedim. 13 buçuk katrilyon borç var dediler. Şok oldum. Bir devlet işçisine, memuruna nasıl böyle borçlu olabilir. Dedim ki hemen işçi sendikalarını çağıracaksınız. Süratle oturacağız ve bu parayı ödeyeceğiz. 13 buçuk katrilyonu ödedik. Sıfırladık. Bir baktım ki önüme bir dosya daha geldi. İşçimizden, memurumuzdan bir Konut Edindirme Yardımı adı altında para toplamışlar. Çünkü maaş ödeyemiyorlardı. Burada CHP’nın, DSP’nin, MHP’nin, Doğru Yol’un günahı var. Şu anda o 3 buçuk katrilyonu ödedik. Şu anda sadece 2 kalem 17 katrilyon. Bütün bunlar yolsuzlukların olduğu bir iktidarda yapılabilir mi? Osmanlı ve cumhuriyet tarihinde toplam yapılan duble 6 bin 100 kilometreydi. Biz 11 yılda 17 bin kilometre bölünmüş yok yaptık. Eğer bunu 79 seneyle mukayese edersek o zaman bunu 8 ile çarpmamız lazım. Nereye ulaştığımızı görün. Bu sevdalı olmanın adıdır. Biz dağları deliyoruz, tüneller açıyoruz. Yüksek hızlı trenler inşa ediyoruz. Bizden önce sorun Allah aşkına Türkiye’de karayollarında kaç tane tünel vardı sorun. Bolu Dağı’nı hatırlayın. Orada tünele başladılar, tüneli bitiremediler. Ondan sonra burayı doğalgaz depolama istasyonu mu yapsak yoksa patates depolama istasyonu mu yapsak diye düşünmeye başladılar. Biz iktidara geldik. İtalyan firmasını çağırdım burayı bitireceksiniz dedim. Ve başladık, orayı bitirdik. Şimdi o Bolu Dağı’ndaki kazalar minimize oldu. O eski durumlar artık yok. Hem zamandan kazandık hem de kazalardan artık kurtulduk.”
“DEVLET İÇİNDE DEVLETE, PARALEL DEVLETE ASLA MÜSAADE ETMEYİZ”
“Bu CHP bu işlerden anlamaz. Şimdi ben merak ediyorum bu CHP’nin genel müdürü Marmaray’dan acaba geçti mi? Acaba geçerse hangi yüzle geçecek. Çünkü bunlar ona da karşıydılar” diyen Başbakan Erdoğan, “Şimdi 3. köprüye de karşılar. Yavuz Sultan Selim Köprüsü Trakya’nın işine yarayacak. Asya’ya gidişte bütün ağır vasıtalar o köprüyü kullanacak. 4 gidiş 4 geliş. 2 buçuk milyar dolara mal olacak, ortasından da tren geçecek. 2 buçuk milyar dolar. Biz para vermiyoruz. Sadece yüklenici firmaya yap, 15 yıl işlet diyoruz. Cebimizden 1 kuruş çıkmadan Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü bu millet kazanıyor. 3. havalimanı Kırklareli’nin komşusu. Buranın maliyeti 46 milyar dolar. Cebimizden bir kuruş çıkmıyor. 5 Türk firması konsorsiyum yaptılar. 20 yıl işletecekler. Adamları geldi bu paralel yapı önlerini kesmek için bunlarla ilgili ‘yolsuzluk’ dedi, şu dedi, bu dedi. Ya bu insanlar geldiler burada böyle bir şey yapıyor. ‘İhalede yolsuzluk var’ dediler. Para mı veriyoruz biz onlara. 20 yıl burayı gelip işletecekler bir kuruş para devletten para almayacaklar. Ve 20 yılda burayı devlete kazandıracaklar. Yılda 100 milyon yolcu kapasiteli havaalanı. Dünyanın ilk 3’ü arasında yer alacak. Bir ülke bunlarla, efsane haline gelir. Eğer böyle dev hava limanlarınız varsa büyüksünüz. Yoksa yoksunuz. Göreve geldiğimizde Türkiye’de hava limanı sayısı 26’ydı şimdi 52... 100 yıl önce Şırnak’a hava limanı yapılacak dense inanır mıydınız? Ağrı’ya, Iğdır’a, Hakkari’ye yapılacak dense inanır mıydınız? Onları da biz yaptık. Çünkü biz bölgesel milliyetçilik yapmayacağız dedik, biz etnik milliyetçilik, dinsel milliyetçilik yapmayacağız dedik. Batıda ne varsa doğuda da o olacak dedik. 780 bin kilometrekareyle Türkiye Cumhuriyeti tek vatandır dedik. Afyonkarahisar’dan yola çıkarken tek millet dedik. Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Roman’ıyla, Pomak’ıyla, Boşnak’ıyla, Arnavut’uyla aklınıza ne gelirse. Yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevdik. Yola böyle çıktık. Yola böyle devam ediyoruz. Arkadan tek bayrak dedik. Bayrağımızın dışında bayrak asla tanımıyoruz. Çünkü bizim bayrağımız farklı. Rengi şehidimizin kanı, hilalimiz bağımsızlığımızın ifadesi, yıldızımız şehidimizin sembolü. Bu bayrağa eş bayrak olabilir mi? Böyle bir şey düşünülebilir mi? Onun için ‘bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır’ dedik yola çıktık. Onun için tek vatan ve tek devlet.
Devlet içinde devlete, paralel devlete asla müsaade etmeyiz. Kim olursa olsun hesabını görürüz ve göreceğiz. Bu paralel yapının hesabı çok ağır olacak” diye konuştu.
“30 YILDA YAŞANAN ACILARDAN YÜREKLERİMİZ BURKULDU”
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu Kırklareli terörün acısını çok çekti. En batıdan ülkemizin en doğusuna davulla zurnayla düğüne gider gibi sizlerin yavrularınızı askere gönderdiğinizi bilirim. Git oğlum git, ya gazi ol ya şehit dediğinizi bilirim. O gençler düğüne gider gibi askere gittiler. Kahramanca vatanlarını savundular, yiğitçe şehit oldular. Allah hepsinden razı olsun. Rabim kabirlerini cennet bahçesine tahvil etsin. 30 yıl bizler hep birlikte bu acıyı yaşadık. 30 yıl anneler, babalar, nişanlılar, eşler, çocuklar bu ağır acıyı yaşadılar. 30 yılda yaklaşık 10 bin Mehmedimiz öldü. Bizde Mehmetçik öyle sıradan bir laf değildi. Bizde Mehmetçik Peygamber Efendimizden kaynaklanıyor. Muhammet, Mehemmet’e dönüşmüş. Oradan Mehmet’e dönüşmüş. Çünkü Muhammed ifadesini kullanırsak Peygamberimizin ismine layık davranamayız diye ecdadımız ona dönüştürmüş ve askerimizde de bu küçük Muhammed anlamında Mehmetçik olmuş. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir ifade yok. Bu sadece bizde var. Mehmetçiğimiz bizde o kadar önemli. 30 yılda yaklaşık 30 bin sivil hayatını kaybetti. 30 yılda Türkiye ekonomisi 1 trilyon liradan daha fazla kayba uğradı. 30 yılda yaşanan acılardan yüreklerimiz burkuldu, ağzımızın tadı kaçtı, sofralarımızın huzuru kayboldu. Kırklareli’nde bu toprakları biz hep birlikte sevdik. Şurada Edirne’de topraklarımızı birlikte sevdik. Çanakkale’de, o büyük zafer destanını birlikte yazdık, Kurtuluş Savaşı’nı birlikte verdik. Ama 30 yıl bu ülkenin evlatlarını bu ülkedeki kardeşleri, komşuları, illeri birbirine düşman yapmaya, illerin arasına nifak sokmaya çalıştılar. Şimdi ben burada Kırklareli’de tüm kardeşlerime, vatandaşlarıma soruyorum. Son 1 yıldır Kırklareli’ye terör nedeniyle şehit geliyor mu? Anneler, babalar bu yüzden ağlıyor mu? Anneler, babalar, çocuklarınızı askere gönderirken eskisi gibi yüreğiniz sızlıyor mu? Türkiye’ye bahar geldi bahar. Artık görüyorsunuz çiçekler açmaya başladı. Bunlar daim olsun. Ülkemin dağlarına, kırlarına, ovalarına bahar geldi. Ama dikkat edin birileri bu durumdan çok rahatsız. Silah ticareti yapanlar, kan ticareti yapan vampirler bundan çok rahatsız. Gençlerin kanıyla, annelerin gözyaşlarıyla beslenen vicdansızlar bundan çok rahatsız. Türkiye’nin bu sorunu çözüm yoluna koymasından, büyümesinden, kalkınmasından birileri çok rahatsız. Unutmayın meyve veren ağaç taşlanır. Terör meselesini çözüm yoluna koyduğumuz için bize saldırıyorlar. Kardeşliği yücelttiğimiz için bize saldırıyorlar.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beyoğlu’nda Hıdırellez coşkusu Beyoğlu Belediyesi tarafından “Beyoğlu’nda Bahar” temasıyla düzenlenen Hıdırellez şenlikleri vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşti. Alanı dolduran kalabalık yapılan gösterilerle Hıdırellez’i coşkuyla kutladı. Beyoğlu Belediyesi tarafından düzenlenen Hıdırellez şenlikleri Kızılay Meydanı’nda düzenlendi. Vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleştirilen şenliklerde sihirbaz, jonglör, ateşbaz, palyaço ve Roman dansı grubu sahne alırken Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney yaptığı açıklamada, "Bütün milli bayramlarımızı, dini bayramlarımızı, manevi bayramlarımızı böyle coşkuyla, bir arada, kaynaşarak kutlayacağız. Her seferinde farklı mahallelerde bir araya geleceğiz. Belediyenin hizmetlerini farklı mahallelerdeki çocuklarımız hissetsin, farklı mahallelerde yaşayan komşularımız hissetsin diye tek bir noktada değil Beyoğlu’nun değişik mahallelerinde bu faaliyetlere devam edeceğiz. Bugün Hıdırellez bahar bayramı doğanın yeniden canlanması demek. Aynı 31 Mart’ta olduğu gibi. 31 Mart’ta da Beyoğlu yeniden canlandı. 31 Mart’ta Beyoğlu’nu hep beraber rengarenk yaptık. Hıdırellez duaların edildiği, darda kalanların çare aradığı, hasta olanların şifa bulmak için dua ettiği, yardıma muhtaç insanların dua ettiği dolayısıyla dileklerin kabul olduğuna inanılan bir gün. Bugün karada darda kalanlara yardım eden Hızır ile denizde zorda kalanlara yetişen İlyas’ın 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece gül ağacının dibinde buluşmasına istinaden kutladığımız Hıdırellez bayramı. Bizler Beyoğlu’nda tüm kimliklere ait bayramları kutlayalım” dedi. Konuşmasının sonlarında Gazze’de zulüm gören insanlara dua eden Güney şunları söyledi: "Bizler Beyoğlu’nun renkliliğini el ele verip birlikte geleceğe taşıyalım. Yine dualarla dileklerle kapatalım. Özellikle Gazze’deki mazlumlara inşallah zulmün son bulduğu günler olsun diyorum. Hastaların şifa bulduğu günler olsun, darda kalanların darına Hıdırellez’in yetişmesini diliyorum. Hepinize buraya katıldığınız için, bu coşkuya destek verdiğiniz için bayramı bizlerle birlikte el ele kutladığınız için çok teşekkür ediyorum. Sağ olun var olun” ifadelerini kullandı. Güney’in konuşmasının ardından Hıdırellez balonu uçurulurken, etkinlik müzik ve dans gösterileriyle devam etti.
İstanbul Okan Buruk: "Beklemediğimiz kadar rahat bir galibiyet oldu" Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Sivasspor karşısında çok üstün oyun ortaya koyduklarını söyleyerek, "Beklemediğimiz kadar rahat bir galibiyet oldu" dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Galatasaray evinde karşılaştığı Sivasspor’u 6-1 mağlup etti. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, "Maç öncesi rakibimizin savunma ağırlıklı bir dizilişle beklediğini, oynadığı maçlarda topu rakibe verdiğini, çok pozisyon vermediğini ve kalesinde gördüğü gol sayının da az olduğunu biliyorduk. Uzun topla gol bulan bir takımdı. Oyuna erken girdik, erken goller attık. Top bizdeyken hücum anlamında hareketliliğimiz iyiydi. Bu seneki en kaliteli maçlarımızdan biriydi. Çok baskı da görmedik. Icardi’ye 3 kişi yakın oynadı. Yön değiştirmede girdiğimiz pozisyonlar oldu. Bence skor daha da yukarıya gidebilirdi. Rakibimizin de girdiği pozisyonlar oldu. Çok üstün oyun ortaya koyduk. Beklemediğimiz kadar rahat bir galibiyet oldu. Sivaspor ligin dirençli takımlarından birisi. Maç öncesi bu anlamda herkesin gözünü korkutan bir Sivasspor vardı. Oyunun bütün bölümlerinde üstün oynadık. Her golü attıktan sonra tekrar oyunun içine girdik. Hak ettiğimiz bir galibiyet oldu. Bizim için gol sayısı çok önemli. Rakibimizle puan farklı açarken bir yandan da averajla olarak önüne geçtik. Son 6-7 maçta averajla olarak çok büyük sayıya ulaştık. Çok pozisyona girdik. Ofansif anlamda takımın performansından memnunum. Haftada 1 maçta farklı bir durum oldu. Muhteşem bir taraftar vardı. Onlara teşekkür ediyorum. Her türlü takımımıza destek verdiler. Onlarla birlikte çok güçlüyüz. Onlara da bu galibiyeti hediye ediyorum" diye konuştu. "Kendi konsantrasyonumuzdan ödün vermemek istiyoruz" Şampiyonluk yarışının devam ettiğini söyleyen Buruk, "Bugün maçımızı oynadık. Yarın rakibimizin maçı var. Devam eden bir lig var. Kendi konsantrasyonumuzdan ödün vermemek istiyoruz. Her hafta bunu arttırıyoruz, bu değerli. Rakibimizle puan farkına bakmadan 16 maç üst üste kazandık. 3 maçı da kazanıp bir yandan da Türkiye için yeni bir rekor kırmak istiyoruz. Önümüzdeki hafta da bu ciddiyetle Karagümrük maçına hazırlanacağız" şeklinde konuştu. "Lig bittikten sonra görüşürüz dedik" Sözleşmesinin uzatılma durumuyla ilgili sorulan soruya ise sarı-kırmızılıların teknik direktörü, "Konuştuk. Başkanımız, Erden Bey, yönetim kuruluyla bir aradayız. Burada zaten kader birliği yaptık. Bir sonraki sene için de lig bittikten sonra görüşürüz dedik. Benim de isteğim devam etmek. Önce şampiyonluğumuzu yaşayalım, şampiyonluk yolunda çok önemli bir yerdeyiz. Burada kafamızı karıştıracak hiçbir şey olmaması çok değerli. İnşallah en kısa zamanda bunu hallederiz. Avrupa da Türk adamları için bir yol tabii. Türk teknik adamlarının sayısı az. Benim ilk amacım, hayalim Galatasaray’da çok büyük başarılar kazanmak. Bu bunu devam ettirmek birinci düşüncem. İleride düşünülebilir. Çok önemli bir kulüpteyiz. Şampiyonlar Ligi’nde bu sene dünyada oyun olarak, isim olarak kendini gösteren bir kulüpteyim. Önümüzde sene kendimize daha büyük hedef koymak zorundayız" diye cevap verdi. "Daha çok sahada kalmamız gerekiyor" Teknik direktörlerin tansiyonu düşürmesi gerektiğini vurgulayan Okan Buruk, "Zaten çok büyük kavga var. Bunun içerisinde bizim çıkıp, yaptığımız açıklamalar bu anlamda hem bizi bir sonraki maç için baskı altına alır, farklı yerlere sokar. Bir yandan da hepimiz Türk futbolu için hizmet ediyoruz. Daha çok sahada kalmamız gerekiyor. Bugün sahada kaldık. Şampiyonluk haftalarındayız. Zeminler güzel olunca oyuncularımızın kalitesi de artıyor. Bülent hocanın ilk maçtan sonraki açıklamalarına taraftar tepki vermiş olabilir, bizim düşüncemiz futbol oynamaktı. Doğru oynadık. İzleyenlere güzel futbol seyrettirdik" ifadelerini kullandı. "İsteğim ve düşüncem bu kadro yapımızı korumak ve üzerine takviye yapmak" Bütün oyuncularının Avrupa’da oynama hedefi ve hayali olabileceğini söyleyen Buruk, "Burada kalıp 1 sene daha oynayıp, yurt dışına gitmek isteyen olabilir, Türk oyunculardan bahsediyorum. Benim isteğim ve düşüncem bu kadro yapımızı korumak ve üzerine takviye yapmak. Geçen sene çok oyuncu değiştirdik. Kiralıktan da dönecek çok fazla oyuncumuz var. Bu sene daha doğru adımlarla birlikte kadromuzu korumamız gerekiyor. Önümüzdeki sene için bütün planı yapıyoruz. Lig devam ediyor. 3 maç kaldı. Şampiyon olup, Şampiyonlar Ligi’nde oynamak için maçlara daha çok odaklanıyoruz" dedi. "Hakim Ziyech gelecek sene bizimle olacak" Faslı futbolcu Hakim Ziyech’in şu anda iyi durumda olduğunu ifade eden sarı-kırmızılıların teknik direktörü, "Hem sarı kart sınırında, hem de sakatlık riskinden korktuğumuz için bazen erken çıkarıyoruz. Hakim bizim oyuncumuz. Gelecek sene bizle olacak. Bizim için önemli ve değerli bir oyuncu" açıklamasında bulundu. Sarı kart sınırındaki futbolcuların çokluğunun hatırlatılması üzerine Okan Buruk, "Burada sadece gidişine bırakıyoruz. Ben de kart sınırındayım. Onun için dikkatli olmak gerekiyor. Bazen oyuncuları erken çıkıyoruz. En önemli ive değerli olan maç bir sonraki maç. O yüzden kazanmaya odaklanıyoruz. Onun dışında kötü düşüncelerimiz yok" diyerek sözlerini tamamladı.
İstanbul Beyoğlu’nda Hıdırellez coşkusu yaşandı Beyoğlu Belediyesi tarafından “Beyoğlu’nda Bahar” temasıyla düzenlenen Hıdırellez şenlikleri vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşti. Alanı dolduran kalabalık yapılan gösterilerle Hıdırellez’i coşkuyla kutladı. Beyoğlu Belediyesi tarafından düzenlenen Hıdırellez şenlikleri Kızılay Meydanı’nda düzenlendi. Vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleştirilen şenliklerde sihirbaz, jonglör, ateşbaz, palyaço ve Roman dansı grubu sahne alırken Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney de açıklamalarda bulundu. Güney alanı dolduran kalabalığın Hıdırellez şenliklerini kutlarken şu sözleri sarf etti, “Bütün milli bayramlarımızı, dini bayramlarımızı, manevi bayramlarımızı böyle coşkuyla, bir arada, kaynaşarak kutlayacağız. Her seferinde farklı mahallelerde bir araya geleceğiz. Belediyenin hizmetlerini farklı mahallelerdeki çocuklarımız hissetsin, farklı mahallelerde yaşayan komşularımız hissetsin diye tek bir noktada değil Beyoğlu’nun değişik mahallelerinde bu faaliyetlere devam edeceğiz. Bugün Hıdırellez bahar bayramı doğanın yeniden canlanması demek. Aynı 31 Martta olduğu gibi. 31 Martta da Beyoğlu yeniden canlandı. 31 Martta Beyoğlu’nu hep beraber rengârenk yaptık. Hıdırellez duaların edildiği, darda kalanların çare aradığı, hasta olanların şifa bulmak için dua ettiği, yardıma muhtaç insanların dua ettiği dolayısıyla dileklerin kabul olduğuna inanılan bir gün. Bugün karada darda kalanlara yardım eden Hızır ile denizde zorda kalanlara yetişen İlyas’ın 5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gece gül ağacının dibinde buluşmasına istinaden kutladığımız Hıdırellez bayramı. Bizler Beyoğlu’nda tüm kimliklere ait bayramları kutlayalım” dedi. Konuşmasının sonlarında Gazze’de zulüm gören insanlara dua eden Güney şunları söyledi, “Bizler Beyoğlu’nun renkliliğini el ele verip birlikte geleceğe taşıyalım. Yine dualarla dileklerle kapatalım. Özellikle Gazze’deki mazlumlara inşallah zulmün son bulduğu günler olsun diyorum. Hastaların şifa bulduğu günler olsun, darda kalanların darına Hıdırellez’in yetişmesini diliyorum. Hepinize buraya katıldığınız için, bu coşkuya destek verdiğiniz için bayramı bizlerle birlikte el ele kutladığınız için çok teşekkür ediyorum. Sağ olun var olun” ifadelerini kullandı. Güney’in konuşmasının ardından Hıdırellez balonu uçurulurken, etkinlik müzik ve dans gösterileriyle devam etti. (AU-