- 15 Ocak 2020 Çarşamba 17:33

Başkan Çiftçi, “Kent konseyine özel önem vereceğiz”

A
A
A
Başkan Çiftçi, “Kent konseyine özel önem vereceğiz”

Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, bu dönem özel bir önem vereceklerini belirttiği Çayırova Kent Konseyi’nde alınan kararların belediye yönetiminde kendilerine ışık tutacağını söyledi.

Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, bu dönem özel bir önem vereceklerini belirttiği Çayırova Kent Konseyi’nde alınan kararların belediye yönetiminde kendilerine ışık tutacağını söyledi.


Çayırova Kent Konseyi olağan genel kurul toplantısı belediye sosyal tesislerinde gerçekleşti. Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, Başkan Yardımcısı Sadettin Arıkboğa, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları başkanları, kent konseyi üyeleri ile kamu kurumlarından yöneticilerin de katıldığı genel kurul saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Divan başkanlığını Belediye Başkan Yardımcısı Sadettin Arıkboğa’nın yaptığı genel kurulda bir konuşma yapan Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi önemli mesajlar verdi.


Sorunların çözümü için Kent Konseyi’ne önem vereceklerini belirten Başkan Çiftçi, “Yerel yönetimler yapısı gereği, halka en yakın Devlet Kurumlarıdır. Şehirde yaşayanların hayatlarını idame ettirebilmesi için gereken mahalli müşterek tüm hizmetler yerel yönetimler tarafından karşılanmaktadır. Yerel yönetimler, işte bu mahiyetinden dolayı, ortak sorunların tespiti noktasında doğru yaklaşımlar sergileyip, sorunların çözümü ile ilgili sürdürülebilir projeler hazırlamak zorundadır. Belediye Yönetimlerinin bunu başarabilmesi için, o şehirde bulunan pek çok kurum kuruluşla işbirliği halinde olması ne kadar gerekliyse, o şehirde yaşayan STK’larla ve halkla ortak çalışmalar yürütmesi aynı derecede önemlidir” dedi.


“Yaşadığımız şehirde birlikte düşünmek, birlikte çalışmak ve ortak yönetim anlayışını geliştirmek zorundayız” ifadelerine yer veren Çiftçi, “Kent konseyleri, yapısı ve mahiyeti gereği, özellikle sürekli göç alan yerlerde, kent kültürünün benimsenmesi ve sürdürülebilir sosyal hayata adaptasyon noktasında çok sayıda kişi ve grubun ortak buluşma noktasıdır. Kent Konseyinin üyeleri arasında, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum temsilcileri, bürokratlar ve toplumun diğer kesimlerinden temsilciler bulunmakta olduğundan, tüm bu üyeler görüş ve düşüncelerini özgür bir şekilde paylaşarak ortak sorunların çözümüne önemli katkılar sağlamaktadır” diye konuştu.


Kent Konseyi’nde topluma dair tüm sorunların ele alındığını ifade eden Çiftçi, “Toplumumuzun her kesimini, Yunus’un insan sevgisiyle, Mevlana’nın engin hoşgörüsüyle kucaklamalıyız. İşte tam da bu yüzden, Kent Konseyimiz gerçek bir çalışma platformu olmalıdır. Bu konsey tüm vatandaşlarımızın kendini ifade edebileceği bir çatı ve şemsiye olmalıdır. Burası kısır siyaset ve şahsi menfaatlerin yarışacağı bir yer değil, herkesin fikir, düşünce ve projeleriyle şehrimize katkı sunacağı bir platform olmalıdır. İşte bizler burada, hayatın her alanıyla ilgili konuları ele alıp özgürce tartışarak karara bağlayacağız. Ve alınacak bu kararlar belediye yönetiminde bizlere ışık tutacaktır. Engelli meclisi, kadın meclisi, emekli meclisi, gençlik meclisi ve çocuk meclislerini oluşturduktan sonra, bu meclisler aktif bir şekilde Çayırova ile ilgili konularda kendi görüş ve düşüncelerini ortaya koyacaktır” şeklinde konuştu.


Konuşmaların ardından yapılan seçimlerde mevcut başkan Yunus Ergüz oy birliği ile yeniden Çayırova Kent Konseyi Başkanı seçildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Üniversite- sanayi iş birliğinde önemli adım: ‘Ortak Eğitim Laboratuvarı’ açıldı ‘Üniversite-Sanayi Ortak Laboratuvarları’ kurulması konusunda önemli adımlar atan Doğuş Üniversitesi, Özdisan Elektronik firması ile iş birliği yaptı. Bu kapsamda öğrenciler için ‘Geleceğe Yolculuk-Özdisan & DOÜ Maker Laboratuvarı’ açıldı. Elektronik ve IoT alanında eğitimler verilecek olan laboratuvarda öğrencilerin araştırma ve geliştirme yeteneklerinin artırılması hedefleniyor. Dudullu OSB içerisinde yer alan ve konumu itibariyle Türkiye’de, üniversite-sanayi iş birliğinde yoğun çalışmalar yapan üniversiteler arasında gösterilen Doğuş Üniversitesi yeni bir iş birliğine imza attı. Dudullu OSB Yönetimi ile karşılıklı beklentilerini paylaşarak iş birliği içinde yeni adımlar atmayı devam ettiren Doğuş Üniversitesi’ne Özdisan Elektrik tarafından ‘Geleceğe Yolculuk - Özdisan & DOÜ Maker Laboratuvarı’ kazandırıldı. Öğrencilerin teknolojilere erişimi ve iş hayatına hazırlanmaları için gerekli eğitimleri sağlamayı hedefleyen üniversite; kısa bir süre içerisinde diğer firmalarla ortak üniversite-sanayi laboratuvarlarının kuruluş ve açılışlarını da gerçekleştireceğini duyurdu. Açılışa; Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Özkan, İstanbul Dudullu Organize Sanayi Bölgesi (İDOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Önay, Özdisan Elektronik A.Ş. Yöneticisi Mustafa Yurttaş ve DMY Uluslararası Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş katıldı. “Konumumuz sayesinde tüm enerjimizi sanayi ile iş birliğine ayırdık” Üniversite olarak çok önemli bir noktada olduklarını belirten Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Özkan, “Türkiye’de çok az sayıda üniversiteye nasip olan bir konumdayız. Sanayi bölgesi içerisinde olan üniversitelerden biri de biziz. Bu nedenle biz de tüm stratejimizi, bütün enerjimizi, organize sanayi bölgesine, sanayiyle iş birliğine ayırdık. Bunu bir misyon haline getirdik. Burada firmalarla çok iyi ilişkiler içerisindeyiz. Organize Sanayi Bölgesi Yönetimi ile çok iyi ilişkiler içerisindeyiz. Onlarla ortak projeler üretiyoruz. İsteyen her öğrencimize staj imkânı sağlıyoruz. Ve daha da önemlisi Özdisan gibi firmaların laboratuvar kurulumuna yaptıkları yardımlar bizi motive ediyor, cesaretlendiriyor” açıklaması yaptı. “Projeleri daha da ileriye taşımayı planlıyoruz” Son derecede mutlu olduklarını ifade eden Prof. Dr. Turgut Özkan, “Diğer firmalarımızın da bu işin içerisine katılması bizi gerçekten cesaretlendiriyor. İnşallah bunun hem bölgemize hem üniversitemize hem de ülkemize önemli katkıları olacağını düşünüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz projeleri daha da ileriye taşımayı planlıyoruz” dedi. “Üniversitelerdeki eğitimler genellikle teorik düzeyde kalıyor” Üniversiteye kazandırılan laboratuvar hakkında da bilgilendiren Prof. Dr. Turgut Özkan, “Özellikle üniversitelerdeki eğitimler genellikle teorik düzeyde kalıyor. İş hayatına yönelik eğitimler yeterli olmuyor. Biz bu tür laboratuvarlarla ve üniversite sanayi iş birliğini geliştirerek öğrencilerimizin iş hayatında da karşılaşabilecekleri zorlukları şimdiden görmelerini sağlıyoruz. Kendilerini yetiştirmelerini, geliştirmelerini sağlamaya çalışıyoruz. O açıdan bu tür laboratuvarlar; öğrencilerimizin gerçek hayattaki iş şartlarına uygun bir ortamda faaliyet görme, eğitim alma ve kalitelerini arttırmalarını sağlıyor. Burada kazandıkları deneyimlerin onlar için etkili bir referans oluşturmasını sağlamaya çalışıyoruz” dedi. Üniversiteler arasında çok büyük farklılıklar olmadığına da değinen Prof. Dr. Turgut Özkan sözlerine son olarak şunları ekledi: “Ama burada bulunduğumuz konum, bizi diğer üniversitelerden ayıran çok önemli farklılık. O da sanayide olmamız. Firmalarla gerçek anlamda projeler üretmemiz, onlara eğitimler vermemiz ve bunun bize oluşturduğu ivmeyle de öğrencilerimizle öğretim elemanlarımıza katkılarda bulunmamız bizi motive eden, ileri dönük olarak umutlandıran ve enerjimizi arttıran önemli bir şey.” “Önceden herkes cebine ne gireceğine bakıyordu” DMY Uluslararası Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş, “Bugün burada, üniversite ve sanayi iş birliğinin güzel bir örneğini gördük. Yıllardır böyle bir şeyin hayalini kuruyorduk. Bu alanda gelişmiş ileri teknolojilerle öğrenciler, araştırmak istedikleri konuların temel bileşenlerini bulabilecekler. Yani burada; bunun etrafında geliştirecekleri, kendi konularıyla ilgili altyapıyı bulacaklar. Bir dönem üniversitelerimizde sanayiyle iş birliği konusunda çok fazla bir gönüllülük yoktu. Herkes cebine ne gireceğine bakıyordu. Şimdi ise firmalarımız gelişti, ihtiyaçları ise arttı. Özellikle elektronik ve bilgisayar tarafındaki gelişmeler iş birliklerinin artık kaçınılmaz hale getirdi. Bir insanın veya bir grubun her şeye yetmesine imkânı yok. Dolayısıyla işbirliği şart. Bu da bilgi paylaşımından başlıyor. Hem yetişmiş öğretim kadrolarıyla hem çeşitli imkânlarıyla hem de yetiştirdikleri öğrencilerle bilgi paylaşımı anlamında üniversiteler iyi bir kaynaktır” şeklinde konuştu. “Eğitim, staj, iş bulma açısından çok yardımcı oluyorlar” Doğuş Üniversitesi Bilişim Güvenliği Teknolojisi bölümünde birinci sınıf öğrencisi Mustafa Emin Özkarabulut, “Okulumuz için güzel bir laboratuvar oldu. Elektrik elektronik bölümü açısından hem öğrencilerin yararlanabileceği hem hocalarımızla iletişim halinde olup böyle güzel organizasyonlar içinde olmaları çok güzel. Üniversitenin sanayi bölgesinde olması bizim için çok avantajlı. Çünkü hem staj durumunda hem de kendimizi geliştirmek istediğimizde üniversitemizle iletişime geçtiğimiz zaman firmalar ile bizim aramızda bir köprü oluyor. Okulumuz çok rahat bir şekilde firmalarla bir iş birliği içerisinde. Hem eğitim hem staj hem de iş bulma açısından çok yardımcı oluyorlar” dedi. “Laboratuvarda farklı fikirler sunabilmek bizim için avantaj” Yazılım Mühendisliği bölümünde üçüncü sınıf öğrencisi Gamze Çakan ise “Açılan laboratuvar, yapılan bu etkinlik sonucu oluşan iş birlikleri, deneyimlerin aktarılması vs. bizim açımızdan çok etkili bir şey. Çünkü biz de mühendislik öğrencisiyiz. İleride bu tür şeylere atılım göstereceğiz. Laboratuvar dediğimiz şey; o alanın ekip çalışmasına uygun olması, iletişimimizin artması, farklı iddialar, fikirler sunduğumuzda ve o laboratuvarda bunu temsil etme imkânı sunması bizim açımızdan çok faydalı” şeklinde konuştu. “Derslerimizin sadece ders odaklı değil, iş odaklı da olması gerekiyor” Yine Yazılım Mühendisliği bölümünde ikinci sınıf olan İpek Kaplan da şunları söyledi: Bu işbirliğinin çoğu mühendislik öğrencisine çok fazla katkısı olacağını düşünüyorum. Çünkü mühendislik öğrencileri olarak sanayi içerisinde bulunmamız gerektiğini düşünüyorum. Ve bu işbirliği sayesinde sadece mühendislik öğrencilerinin değil, onun yanında farklı bir dalla ilgilenen arkadaşlara da yardımcı olacağını düşünüyorum. Mühendislik öğrencilerinin bu şekilde teknik destek ya da bir laboratuvara çok fazla ihtiyacı var. Çünkü derslerimizin sadece ders odaklı değil, iş odaklı da olması gerekiyor. Bunu görebileceğimiz alanlara da sahip olmamız gerekiyor.”
İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Özer, muhtarlarla buluştu İlçedeki 43 mahalle muhtarıyla kahvaltı programında bir araya gelen Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, muhtarların talep ve önerilerini dinleyerek, “Birlikte kamusal yararı gözetecek, halkı esas alacak işler yapmalıyız. Çünkü amacımız halka hizmet. Halk olduğu için bizler varız. Bu anlayışla çalışmalıyız” dedi. Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, 43 mahalle muhtarı ile kahvaltı programında buluştu. Esenyurt Belediyesi Nikah Sarayı’nda gerçekleşen programa CHP Esenyurt İlçe Başkanı Hüseyin Ergin, Esenyurt Muhtarlar Derneği Başkanı Ahmet Kuzğun ve mahalle muhtarları katıldı. Programda yaptığı konuşmada yönetim anlayışında her zaman muhtarları önemseyeceğini söyleyen Başkan Özer, “Muhtarlar yerel yönetimlerin en küçük birimi olmalarına rağmen demokrasinin temel taşıdır. Sizleri her zaman önemsiyoruz. Birlikte kamusal yararı gözetecek, halkı esas alacak işler yapmalıyız. Çünkü amacımız halka hizmet. Halk olduğu için bizler varız. Hepimiz halkın hizmetkarıyız ve bu anlayışla çalışmalıyız” diye konuştu. “Muhtarlar benim en yakın çalışma arkadaşlarım” Muhtarlarla iş birliği içerisinde çalışmanın önemine değinen Başkan Özer şöyle konuştu: “Daima halkın talepleri bizim kişisel çıkarlarımızın ve taleplerimizin önünde olacak. Her birimiz eşit ve özgür olduğumuz takdirde toplum da eşit ve özgür olur. Hep birlikte bu anlayışı yüreğimize ve beynimize kazımamız, birbirimizi bu anlayışla sevmemiz lazım. Ben muhtarlarımızı bu anlayışla seviyorum. Muhtarlar benim en yakın çalışma arkadaşlarım. Onları önemsiyorum çünkü bu kenti önemsiyorum. Muhtarlarımızla el birliği yapacağız, çalışacağız ve bu anlamda çalışmayanları uyararak yanlışları düzelteceğiz. Onun için muhtarların bu konuda bana yardımcı olmalarını istiyorum.” “Esenyurtluluk kimliği oluşturmalıyız” İlçede Esenyurtlu kimliği oluşturmayı hedeflediğini söyleyen Özer, “Sizlerden bir ricam olacak; Görevli olduğunuz mahallelerin demografik yapısı, engelli bireylerin durumu, hasta ve ihtiyaç sahibi bireylerin sayısı gibi konularda bir rapor çıkarabilirsiniz. Böylelikle mahallelerinizi daha yakından tanıma şansımız olur. Çünkü her mahallenin kendine ait bir sosyolojisi, bir ekonomisi, bir kültürel, siyasal ve sosyal yapısı olabilir. Bunları bilmemiz, o mahallelerin ihtiyaçlarını daha kolay giderme hususunda bizlere rehber olacaktır. Bir de mahalleler arasında geçişkenlik sağlayalım. Esenyurt’ta en büyük problemlerimizden biri şu; herkes bir çatıda örgütlenmiş. Halbuki bizim bir Esenyurtlu kimliği oluşturmaya ihtiyacımız var. Bu konuda da nasıl ki siz en küçük yapı birimiyseniz en büyük görevde size düşüyor. Sizin bir kısmınız belki burada doğmamış olabilir. Ama çocuklarınız burada doğdu, onların çocukları da burada doğacak. Artık onlar ben Rizeliyim, Şırnaklıyım demeyecek. Çünkü onlar Esenyurt’ta doğmuşlar ve gözlerini Esenyurt’ta açmışlar. Onlara bir Esenyurtluluk kimliği oluşturmalıyız.” “Bir barış ve kardeşlik şehri oluşturacağız” Esenyurt’u bir barış ve kardeşlik şehrine dönüştürmek istediğini vurgulayan Özer şöyle konuştu: “Bir barış ve kardeşlik şehri oluşturacağız. İhtiyaç sahiplerine el uzatacağız. Bir aşevi projemiz var, onu en kısa sürede hayata geçirerek ihtiyaç sahiplerine sıcak yemek vereceğiz ve kent lokantaları açacağız. Temel düşüncemiz; yoksul dostu bir barış ve kardeşlik şehri oluşturmak. Bunu başarırsak eminim diğer işlerde arkasından gelir. Zaten Esenyurt’ta çok işimiz var. İş insanlarımıza, ilçemizin zenginlerine Esenyurt’a bir okul, bir kreş, bir imalathane ve bir muhtarlık binası yapın diyeceğiz. Bugüne kadar belediye kendini kapatmış, bu işlerin önünü açamamış. Biz bu işlerin önünü açacağız. Ben ilk yaptığım toplantıda iş insanlarımızdan kente destek sözleri aldım. Üç gün önce Ekrem Başkan ile görüştüm. Burada fabrika sahiplerinin katılacağı bir büyük toplantı yaparak Esenyurt’un sorunlarını masaya yatıracağız. Her birimiz, bu sorunların bir ucundan tutacağız, sorunları aşmayı birlikte başaracağız.”
Adana Madde kullanıp hırsızlık için iş yerine giren kadın yakalanınca ortalığı birbirine kattı Adana’da madde kullandıktan sonra bir iş yerinin camını kırıp hırsızlık yapmak için içeri giren kadın, yemek yerken yakalanınca ortalığı birbirine kattı. İş yerinin kendisine ait olduğunu savunup polise direnen kadın, tutuklandı. Öte yandan, kadının 19 suç kaydı olduğu ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre, olay, geçtiğimiz gün merkez Seyhan ilçesi İbo Osman Caddesi’nde sabah saatlerinde meydana geldi. İddiaya göre, uyuşturucu madde kullanan ve gasp, kapkaç gibi suçlardan 19 suç kaydı bulunan Özlem D. (38), giyim mağazasının camını kaldırım taşıyla kırıp içeri girdi. Yemekleri yerken buldular Çevredekilerin durumu mağaza sahibine bildirmesi üzerine dükkanına gelen mağaza sahibi, Özlem D.’yi buzdolabındaki yiyecekleri yerken buldu. Polisi arayan iş yeri sahibi, kadından dışarı çıkmasını istedi. Ancak kadın, olumsuz cevap verdi. Yaka paça gözaltına aldı İhbar üzerine gelen polis ekipleri, şüpheliden dışarı çıkmasını istedi. Ancak tüm ikna çabalarına rağmen şüpheli çıkmayı reddetti. Bunun üzerine içeri giren polis, kadını yaka paça dışarı çıkarttı. Bu sırada Özlem D.’nin madde etkisi altında olduğunu tespit eden polisler, sağlık ekiplerini çağırdı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri Özlem D.’nin ellerini bağlayıp sedye ile ambulansa taşıdı. ‘Burası benim dükkanım’ diyerek bağırdı Özlem D.’nin ambulansa bindirildiği sırada, ‘Burası benim dükkanım. Amcamdan bana kaldı. Benim dükkanıma çöktüler. Annemi çağırın’ diyerek bağırması dikkat çekti. Hastaneye kaldırılan Özlem D., tedavisinin ardından polis merkezine götürüldü. İfadesinde de iş yerinin kendisine ait olduğunu savunan kadın daha sonra sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edildi. Özlem D., çıkartıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı. "Görünce çok şaşırdım" İhlas Haber Ajansı’na konuşan komşu esnaflardan Hamza Çelik, "Cam kırma sesini duydum ve kadın içeri girdi. Hemen iş yeri sahibini aradım. Sonra polisler geldi kadın direndi ama gözaltına aldılar. Çok şaşırdım onu öyle görünce" dedi.
İstanbul Üniversite-sanayi iş birliğinde önemli adım: ‘Ortak Eğitim Laboratuvarı’ açıldı ‘Üniversite-Sanayi Ortak Laboratuvarları’ kurulması konusunda önemli adımlar atan Doğuş Üniversitesi, Özdisan Elektronik firması ile iş birliği yaptı. Bu kapsamda öğrenciler için ‘Geleceğe Yolculuk-Özdisan & DOÜ Maker Laboratuvarı’ açıldı. Elektronik ve IoT alanında eğitimler verilecek olan laboratuvarda öğrencilerin araştırma ve geliştirme yeteneklerinin artırılması hedefleniyor. Dudullu OSB içerisinde yer alan ve konumu itibariyle Türkiye’de, üniversite-sanayi iş birliğinde yoğun çalışmalar yapan üniversiteler arasında gösterilen Doğuş Üniversitesi yeni bir iş birliğine imza attı. Dudullu OSB Yönetimi ile karşılıklı beklentilerini paylaşarak iş birliği içinde yeni adımlar atmayı devam ettiren Doğuş Üniversitesi’ne Özdisan Elektrik tarafından ‘Geleceğe Yolculuk - Özdisan & DOÜ Maker Laboratuvarı’ kazandırıldı. Öğrencilerin teknolojilere erişimi ve iş hayatına hazırlanmaları için gerekli eğitimleri sağlamayı hedefleyen üniversite; kısa bir süre içerisinde diğer firmalarla ortak üniversite-sanayi laboratuvarlarının kuruluş ve açılışlarını da gerçekleştireceğini duyurdu. Açılışa; Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Özkan, İstanbul Dudullu Organize Sanayi Bölgesi (İDOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Önay, Özdisan Elektronik A.Ş. Yöneticisi Mustafa Yurttaş ve DMY Uluslararası Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş katıldı. “Konumumuz sayesinde tüm enerjimizi sanayi ile iş birliğine ayırdık” Üniversite olarak çok önemli bir noktada olduklarını belirten Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Özkan, “Türkiye’de çok az sayıda üniversiteye nasip olan bir konumdayız. Sanayi bölgesi içerisinde olan üniversitelerden biri de biziz. Bu nedenle biz de tüm stratejimizi, bütün enerjimizi, organize sanayi bölgesine, sanayiyle iş birliğine ayırdık. Bunu bir misyon haline getirdik. Burada firmalarla çok iyi ilişkiler içerisindeyiz. Organize Sanayi Bölgesi Yönetimi ile çok iyi ilişkiler içerisindeyiz. Onlarla ortak projeler üretiyoruz. İsteyen her öğrencimize staj imkânı sağlıyoruz. Ve daha da önemlisi Özdisan gibi firmaların laboratuvar kurulumuna yaptıkları yardımlar bizi motive ediyor, cesaretlendiriyor” açıklaması yaptı. “Projeleri daha da ileriye taşımayı planlıyoruz” Son derecede mutlu olduklarını ifade eden Prof. Dr. Turgut Özkan, “Diğer firmalarımızın da bu işin içerisine katılması bizi gerçekten cesaretlendiriyor. İnşallah bunun hem bölgemize hem üniversitemize hem de ülkemize önemli katkıları olacağını düşünüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz projeleri daha da ileriye taşımayı planlıyoruz” dedi. “Üniversitelerdeki eğitimler genellikle teorik düzeyde kalıyor” Üniversiteye kazandırılan laboratuvar hakkında da bilgilendiren Prof. Dr. Turgut Özkan, “Özellikle üniversitelerdeki eğitimler genellikle teorik düzeyde kalıyor. İş hayatına yönelik eğitimler yeterli olmuyor. Biz bu tür laboratuvarlarla ve üniversite sanayi iş birliğini geliştirerek öğrencilerimizin iş hayatında da karşılaşabilecekleri zorlukları şimdiden görmelerini sağlıyoruz. Kendilerini yetiştirmelerini, geliştirmelerini sağlamaya çalışıyoruz. O açıdan bu tür laboratuvarlar; öğrencilerimizin gerçek hayattaki iş koşullarına uygun bir ortamda faaliyet görme, eğitim alma ve kalitelerini arttırmalarını sağlıyor. Burada kazandıkları deneyimlerin onlar için etkili bir referans oluşturmasını sağlamaya çalışıyoruz” dedi. Üniversiteler arasında çok büyük farklılıklar olmadığına da değinen Prof. Dr. Turgut Özkan sözlerine son olarak şunları ekledi: “Ama burada bulunduğumuz konum, bizi diğer üniversitelerden ayıran çok önemli farklılık. O da sanayide olmamız. Firmalarla gerçek anlamda projeler üretmemiz, onlara eğitimler vermemiz ve bunun bize oluşturduğu ivmeyle de öğrencilerimizle öğretim elemanlarımıza katkılarda bulunmamız bizi motive eden, ileri dönük olarak umutlandıran ve enerjimizi arttıran önemli bir şey.” “Önceden herkes cebine ne gireceğine bakıyordu” DMY Uluslararası Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Davut Yurttaş, “Bugün burada, üniversite ve sanayi iş birliğinin güzel bir örneğini gördük. Yıllardır böyle bir şeyin hayalini kuruyorduk. Bu alanda gelişmiş ileri teknolojilerle öğrenciler, araştırmak istedikleri konuların temel bileşenlerini bulabilecekler. Yani burada; bunun etrafında geliştirecekleri, kendi konularıyla ilgili altyapıyı bulacaklar. Bir dönem üniversitelerimizde sanayiyle iş birliği konusunda çok fazla bir gönüllülük yoktu. Herkes cebine ne gireceğine bakıyordu. Şimdi ise firmalarımız gelişti, ihtiyaçları ise arttı. Özellikle elektronik ve bilgisayar tarafındaki gelişmeler iş birliklerinin artık kaçınılmaz hale getirdi. Bir insanın veya bir grubun her şeye yetmesine imkânı yok. Dolayısıyla işbirliği şart. Bu da bilgi paylaşımından başlıyor. Hem yetişmiş öğretim kadrolarıyla hem çeşitli imkânlarıyla hem de yetiştirdikleri öğrencilerle bilgi paylaşımı anlamında üniversiteler iyi bir kaynaktır” şeklinde konuştu. “Eğitim, staj, iş bulma açısından çok yardımcı oluyorlar” Doğuş Üniversitesi Bilişim Güvenliği Teknolojisi bölümünde birinci sınıf öğrencisi Mustafa Emin Özkarabulut, “Okulumuz için güzel bir laboratuvar oldu. Elektrik elektronik bölümü açısından hem öğrencilerin yararlanabileceği hem hocalarımızla iletişim halinde olup böyle güzel organizasyonlar içinde olmaları çok güzel. Üniversitenin sanayi bölgesinde olması bizim için çok avantajlı. Çünkü hem staj durumunda hem de kendimizi geliştirmek istediğimizde üniversitemizle iletişime geçtiğimiz zaman firmalar ile bizim aramızda bir köprü oluyor. Okulumuz çok rahat bir şekilde firmalarla bir iş birliği içerisinde. Hem eğitim hem staj hem de iş bulma açısından çok yardımcı oluyorlar” dedi. “Laboratuvarda farklı fikirler sunabilmek bizim için avantaj” Yazılım Mühendisliği bölümünde üçüncü sınıf öğrencisi Gamze Çakan ise “Açılan laboratuvar, yapılan bu etkinlik sonucu oluşan iş birlikleri, deneyimlerin aktarılması vs. bizim açımızdan çok etkili bir şey. Çünkü biz de mühendislik öğrencisiyiz. İleride bu tür şeylere atılım göstereceğiz. Laboratuvar dediğimiz şey; o alanın ekip çalışmasına uygun olması, iletişimimizin artması, farklı iddialar, fikirler sunduğumuzda ve o laboratuvarda bunu temsil etme imkânı sunması bizim açımızdan çok faydalı” şeklinde konuştu. “Derslerimizin sadece ders odaklı değil, iş odaklı da olması gerekiyor” Yine Yazılım Mühendisliği bölümünde ikinci sınıf olan İpek Kaplan da şunları söyledi: Bu işbirliğinin çoğu mühendislik öğrencisine çok fazla katkısı olacağını düşünüyorum. Çünkü mühendislik öğrencileri olarak sanayi içerisinde bulunmamız gerektiğini düşünüyorum. Ve bu işbirliği sayesinde sadece mühendislik öğrencilerinin değil, onun yanında farklı bir dalla ilgilenen arkadaşlara da yardımcı olacağını düşünüyorum. Mühendislik öğrencilerinin bu şekilde teknik destek ya da bir laboratuvara çok fazla ihtiyacı var. Çünkü derslerimizin sadece ders odaklı değil, iş odaklı da olması gerekiyor. Bunu görebileceğimiz alanlara da sahip olmamız gerekiyor.”