GÜNDEM - 14 Haziran 2025 Cumartesi 12:49

Darıca Belediyesi öz kaynaklarıyla 18 hizmet aracı satın aldı

A
A
A
Darıca Belediyesi öz kaynaklarıyla 18 hizmet aracı satın aldı

Darıca Belediyesi, hizmet kalitesini artırmak amacıyla öz kaynaklarıyla 18 araç daha satın alarak araç filosunu 89’a yükseltti.



18 yeni araç daha satın alarak araç filosunu 89’a yükselterek güçlendiren Darıca Belediyesi, satın alınan araçlar için hizmete alma töreni düzenledi. Darıca’nın öz kaynaklarıyla belediyenin filosuna katılan araçların teslim alındığı törene, Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık, Darıca Kaymakamı Yüksel Kara, belediye meclis üyeleri, STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katılım sağladı. 3. araç tanıtım programı açılışında konuşan Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık, "Belediyemizin hizmet kapasitesini daha da artırmak ve vatandaşlarımıza daha etkin, hızlı ve kaliteli hizmet sunabilmek için araç filomuzu güçlendirmeye devam ediyoruz. Bu kapsamda belediyemizin envanterine 18 yeni iş makinesi ve hizmet aracı daha eklemiş bulunuyoruz. Böylece göreve geldiğimiz günden bu yana satın aldığımız araç sayısı 89’a ulaşmış oldu." dedi.



"Bu yatırımlar, sadece bugünü değil, yarını da düşünerek atılmış adımlardır"


"Birileri gibi, ’3-5 tane fotokopi makinesi aldık, tasarruf ettik’ gibi kolaycılığa kaçmıyoruz" diyen Başkan Bıyık, "Göreve başladığımız ilk günden beri kiralama yerine, belediyemizin geleceğini düşünen, mali disiplini önceleyen ve kamu kaynaklarını en verimli şekilde kullanmayı ilke edinmiş anlayışla hareket ettik ve satın alma modelini benimsedik. Bu yeni araçlarla birlikte temizlikten ulaşıma, fen işlerinden park ve bahçelere kadar pek çok birimimiz sahada daha güçlü olacak, Darıcamızın her noktasında hizmet kalitesi artacaktır. Biz Darıca’ya hizmet etmeyi bir görev değil, bir gönül işi olarak görüyoruz. Bu yatırımlar, sadece bugünü değil, yarını da düşünerek atılmış adımlardır. Şeffaf, tasarruflu ve vatandaş odaklı belediyecilik anlayışımızla Darıca’yı daha yaşanabilir, daha modern bir kent haline getirmeye kararlıyız." diye konuştu.



"Yalanın daniskasını söylüyorlar"


Konuşmasını sürdüren Muzaffer Bıyık, "Birileri her ne kadar yalanlarıyla, algılarıyla bizi siyasi emellerine alet etmeye çalışırlarsa çalışsınlar biz milletimize hizmet etmek için canla başla çalışmaya devam edeceğiz. Madem hesap işlerini çok iyi biliyorlar fotokopi makinesiyle tasarruf ettiklerini bangır bangır bağırarak anlatanlar bizim yaklaşık 90 araçla ne kadar tasarruf ettiğimizi de hesaplasınlar. Ama onların işine gelmez. Çünkü onların hesabı farklı. Bakın en üzücü olanı da ne biliyor musunuz? Yalan söylüyorlar. Yalan söylediklerini biliyorlar. Yalan söylediklerini bildiğimizi biliyorlar. Ama hala yalan söylüyorlar. Hem de yalanın daniskasını söylüyorlar. Aylardır aynı şeyi temcit pilavı gibi tekrarlayıp duruyorlar. ’Kredi çektiniz, araç almadınız’ diyerek çırpınıyorlar. Kardeşim aldık, peyderpey geliyor diyoruz ama ısrarla yalanlarını sürdürüyorlar. İnşallah bugün burada DB plakaları görünce artık biraz olsun utanırlar. Beklemiyoruz ama belki biraz yüzleri kızarır. Gerçi bu kez da başka bir yalana, algıya sarılırlar. Atalarımız ne güzel söylemiş; ‘Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış’ diye. Bunların yalanı o kadar bile sürmüyor. Gerçekler er ya da geç gün yüzüne çıkar. İşte bugün gerçeklerin, doğruların konuşulduğu gün. Biz belediyeciliği onlardan öğrenecek değiliz. Kocaeli’nde kiralama yerine satın alma modeline geçen ilk belediye biziz. Üçüncü araç tanıtım törenimizi gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 90 araç almışız. Gücümüz yettiğince de almaya devam edeceğiz. Bu süreçte emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma, meclis üyelerimize ve destek veren tüm Darıcalı hemşehrilerime teşekkür ediyorum. Yeni araçlarımız ilçemize hayırlı, uğurlu olsun. Darıca için çalışmaya, üretmeye, birlikte başarmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.



Darıca Belediyesi öz kaynaklarıyla 18 hizmet aracı satın aldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."