EKONOMİ - 05 Ekim 2020 Pazartesi 15:02

Dünyaya çimento ihraç ediyoruz

A
A
A
Dünyaya çimento ihraç ediyoruz

Covid-19 pandemisi sebebiyle dünya genelinde ihracat rakamları olumsuz etkilenirken, Türk çimento sektörü ise tarihinde daha önce elde edilmemiş başarıya imza attı.

Covid-19 pandemisi sebebiyle dünya genelinde ihracat rakamları olumsuz etkilenirken, Türk çimento sektörü ise tarihinde daha önce elde edilmemiş başarıya imza attı.


Covid-19 pandemisi sebebiyle dünya ekonomisi olumsuz yönde etkilenirken, Türk çimento sektörü ise büyük başarılara imza atmaya devam ediyor. Nuh Çimento Grubu CEO’su Kamil Gökhan Bozkurt çimento sektörü ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. 2020’nin ilk yarısında Nuh Çimento olarak belirledikleri tüm ticari ve finansal hedeflere, pandemiden etkilenmeksizin ulaştıklarını ifade eden Bozkurt, “Bu dönemde hedeflerimizi gerçekleştirmemizin dışında gerek firmamızın 54 yıllık tarihinde, gerekse Türk çimento sektör tarihinde daha önce elde edilmemiş bir çok başarıya da imza atmış olduk. Ancak hedeflerimize başarılı bir şekilde nasıl ulaştığımızı, neler yaptığımızı, uyguladığımız stratejilerin neler olduğunu detaylandırmadan önce mutlaka 2018 yılından bugüne kadar içinden geçtiğimiz dönemi kapsamlı şekilde ele almamız gerekir” dedi.



“2020 yılının ilk çeyreği muazzam artışla geride kaldı”


‘2020 yılı zor bir yıl olsa da, geride bıraktığımız 2019 ve 2018 yılının da çimento sektörü için hiç de kolay geçmediğini belirtmemiz gerekir’ ifadelerini kullanan Kamil Gökhan Bozkurt, “Özellikle 2019 yılında sektörümüz yüzde 30 oranında bir daralma yaşadı. Her ne kadar 2018 yılının son çeyreğinde daralmanın işaretlerini gören sektör, ihracata ağırlık vererek bu daralmanın etkilerini en aza indirgemeye gayret etse de neticelerinden istenilen ölçüde kaçınılamadı. Hatta birçok fabrika üretim planlaması yaparak kapasite kullanım oranlarını düşürmek zorunda kaldı, öyle ki sektör kapasite kullanım oranı yüzde 50’lere kadar geriledi. Buna rağmen sektör, ihracat açısından tarihi bir yıl yaşadı ve 2018’e göre yüzde 75’ilk bir artışla tarihinin en fazla ihracatını gerçekleştirdi. 2019 yılını bu dramatik daralma ile tecrübe eden sektör küçülmemin devam edeceğinin öngörüldüğü 2020 yılına daha hazırlıklı ve planlı şekilde ihracatı artırma hedefi ile girdi. 2020 yılının ilk çeyreği ihracat hedeflerinin yüzde gibi muazzam bir artışla gerçekleştirildiği ve buna ek olarak iç pazarın da ümit verici bir şekilde büyüme gösterdiği bir dönem oldu” diye konuştu.



“Pandemi, Türkiye’nin çimento ihraç ettiği ülkelerde inşaat faaliyetlerini olumsuz etkiledi”


2’nci çeyreğin ise pandeminin ülkemizde ve dünyanın diğer bölümünde tam anlamı ile etkisini hissettirdiği bir dönem olduğunu belirten Bozkurt, “Pandemi sebebiyle alınan katı önlemler hem ülkemizde hem de Türkiye’nin çimento ihraç ettiği ülkelerde inşaat faaliyetlerini olumsuz etkiledi ve talep de bir küçülme yaşandı. Ancak pandemi sebebiyle yaşanan talep daralması tahmin edilen boyutlara ulaşmadan sınırlı kaldı. Örneğin Türkiye’nin yoğun şekilde ihracat yaptığı ABD’nin bazı eyaletlerinde New York, Georgia, batı Afrika’da Gana, Kamerun gibi, Ortadoğu’da İsrail, orta Amerika ile Karayipler’de Panama ve Haiti’de uygulanan bazı kısıtlamalar çimento sevkiyatlarının ertelenmesine veya ötelenmesine sebep oldu. Ancak ne sevindirici ki sektör iptallere maruz kalmadı” şeklinde konuştu.



Geride kalan 2019 yılı ve 2020 yılının ilk yarısının Nuh Çimento açısından bir benzeri daha sektör içinde görülmemiş başarıların elde edildiği bir dönem olduğuna dikkat çeken Bozkurt, “Türkiye çimento sektörü açısından yaşanan üretim ve pazar daralmalarıyla genel olarak çok zor bir yıl olan 2019 yılında, şirketimiz finansal olarak Türkiye’nin en büyük çimento ihracatçısı olmuştur. İhracatımızı ise bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 168, finansal olarak ise yüzde 153,7 artırmıştır. 2019 yılında elde ettiğimiz bu başarılar neticesinde yaptığımız 120 milyon dolar ihracat, TİM’in 2019 yılı Türkiye’nin ilk 1000 ihracatçısı listesinde firmamızı 402’nci sıradan 134’üncü sıraya taşımış, yüzdesel bazda ihracatını en fazla artıran 4’üncü, tutar bazında ise en yüksek artışı yakalayan 15’inci ihracatçı yapmıştır. 2019 yılı ihracat miktarımız, dünyada tek bir noktadan yapılan en yüksek çimento ihracatını ifade etmektedir. Nuh Çimento’nun, Türkiye’den deniz yoluyla yapılan toplam ihracatta ki payı yaklaşık yüzde 25 olmuştur. Bununla beraber Türkiye’nin en büyük çimento ihracat pazarı olan ABD’ye 2019 yılında Türkiye’den yapılan toplam çimento ihracatının yüzde 45’ini firmamız tek başına yapmıştır. Ayrıca daha da çarpıcı olan, firmamızın 2019 yılında global deniz taşımasına konu (seaborne) yaklaşık 160 milyon tonluk uluslararası çimento/klinker ticaret miktarının yüzde 2 sini tek başına karşılamış olmasıdır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Kızını ve torununu öldüren sanığa 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis Eskişehir’de kızını ve 7 yaşındaki torununu silahla vurarak öldüren sanığa mahkeme heyeti indirim uygulamadan 2 kez ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Öte yandan öldürüldüğü yerde minik Ata Alp’in kalan gözlüğü, yakınlarına verilmesine karar verildi. Adana’dan Eskişehir’ gelerek kızı Merve Karabaş’ı (31) ve kaçmaya çalışan 7 yaşındaki torunu Ata Alp Karabaş’ı sokak ortasında silahla vurarak öldüren 60 yaşındaki Osman Nuri Keskin’in yargılandığı davada karar duruşması Eskişehir 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Eskişehir H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunan sanık Osman Nuri Keskin Mahkeme salonunda cezaevi görevlilerince hazır edildi. Duruşmaya, Gülhan Karabaş, Ahmet Karabaş, Rafet Karabaş hazır olduğu görüldü. "Kızımı ve damadımı öldüreceğim torununu da kaçıracağım’ dedi" Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanan Adana’nın Seyhan ilçesinde oturan ve sanık Osman Nuri Keskin’in komşusu olan, tanık sıfatıyla dinlenen Gülcan İ. (56), "Komşum tanırım. Hatice Keskin ile görüşürdüm, merhabamız vardı. Aile yaşantılarını bilmem ama Hatice hanımın küs olduğunu biliyorum. Osman abi karısıyla konuşmak istedi aradım karısı konuşmadı. Sonra da Osman abi, ‘Kızımı ve damadımı öldüreceğim torununu da kaçıracağım’ dedi. Ne zaman Eskişehir’e gittiğini bilmiyorum, bu konuşma olayın gerçekleştiği tarihten yaklaşık bir hafta önce oldu. Merve’nin ev adresini bilmiyorum. Merve annesi için benim adresime çiçek yollamıştı. Ben çok yalvardım ‘Kendinize zaman verin’ dedim. İlk başta ciddiye almadım bunu yapacağına. Daha sonra belki yapar diye apartmanda arkasından söyledim. Yapmasın diye yalvardım. Sanığın Eskişehir’e geleceğinden haberim yoktu" diye konuştu. "Kesinlikle tasarlayarak böyle bir eylem yapmadım" Mahkemede son sözü sorulan sanık, "Tanık beyanını kabul etmiyorum. Böyle bir sözde bulunmadım. Yemin ederim ki öyle bir şey yok, kesinlikle böyle bir şey tasarlamadım. O an ne yaşadığımı bilmiyorum. Kesinlikle tasarlayarak böyle bir eylem yapmadım" diyerek kendini savundu. Merve Karataş’ın kayınvalidesi Gülhan Karabaş, "İndirimsiz bir şekilde cezasını bulmasını istiyorum" derken, eşi Ahmet Karabaş mahkeme heyetine, "Adaletinize güveniyorum" dedi. Sanığa 2 kez ağırlaştırımış müebbet hapis cezası verildi Kararını açıklayan mahkeme heyeti, Osman Nuri Keskin’e, kadın olan alt soyu maktul Merve Karabaş’a yönelik "Tasarlayarak Kadın Olan Alt Soyuna Karşı Kasten Öldürme" ve çocuk olan alt soy maktul Ata Alp Karabaş’a yönelik olarak "Çocuk Olan Alt Soyuna Karşı Kasten Öldürme" suçlarından 2 kez ayrı ayrı ağırlaştırmış müebbet hapis cezası verdi. Ayrıca sanığa ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçundan ise 2 yıl 6 ay hapis cezası ve 80 gün adli para cezası verildi. Cezalarda mahkeme tarafından herhangi bir indirim uygulanmadı. Öte yandan minik Ata Alp’in gözlüğünün ve diğer eşyaların mirasçılarına verilmesine karar verildi. "Alabileceği en ağır cezayı aldı bu konuda içimiz biraz daha rahat" Duruşma sonrası açıklamada bulunan Karabaş ailesinin Avukatı Hediye Gökçe Baykal, "Karışık duygular içerisindeyim. Sanık Osman Nuri Keskin 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Ve mahkeme hiçbir indirim sebebi uygulamadı bu cezada. 2 kayıp, 2 giden can var. Biri kadın biri çocuk, onun için ‘sevinçliyiz’ diyemiyoruz maalesef ama bir teselli bulduk diyelim en azından. Vicdanımız biraz daha rahatladı. Ağırlaştırılmış hapis müebbet hapis cezası almasını zaten istiyorduk ama indirim sebepleri uygulanmaması hususunda biz de beyanlarda bulunduk. Çünkü birisi öz kızı birisi öz torunu. Bu sebeple daha önce tasarlayıp buraya geldiğine dair çok delil var. Bir gün öncesinden gelip orada keşif yaptığına ilişkin, iş yerine gittiğine ilişkin. Kaldı ki bugün dinlenen tanık beyanında ‘gideceğim öldüreceğim’ şeklindeydi. Merve açısından tasarlayarak öldürme, Ata Alp açısından sadece çocuğa karşı öldürme verdi mahkeme. Ama alabileceği en ağır cezayı aldı bu konuda içimiz biraz daha rahat diyebilirim. Bundan sonra istinaf süreci var ama orada da kararın bu şekilde çıkacağını düşünüyorum. Cezada indirimin yapılmaması bundan sonraki failleri de engelleyeceğini düşünüyorum. Tekrar aileye baş sağlığı diliyorum, bundan sonraki süreci de takip edeceğiz" dedi. "En ağır cezayı aldığını düşünüyorum" Merve Karabaş’ın kayınbabası Rafet Karabaş (56), "Bu süreçte çok üzüldük bir daha böyle bir cinayet işlerinin hiçbir kız evladımız, erkek evladımız, torunlarımıza yaşamaması dileğiyle bu acıların son bulmasını istiyoruz. En ağır cezayı aldığını düşünüyorum buradaki diğer avukatlarımıza da çok teşekkür ederim" diye konuştu. Ata Alp’in babaannesi Gülhan Karabaş ise, "Hepinizin eline emeğine sağlık. Hepinize çok teşekkür ederim. Giden gelmiyor ama bu da bir nebze ferahlatıyor. Çok üzüntülüyüz" dedi. Olay geçmişi Olay, 13 Haziran 2024 tarihinde Emek Mahallesi Yanartaş Sokak’ta gerçekleşmişti. Adana’dan Eskişehir’e gelen Osman Nuri Keskin (60), kızı Merve Karabaş’ı (31) ve 7 yaşındaki torunu Alp Ata Karabaş’ı sokak ortasında tabancayla vurarak öldürmüştü. Osman Nuri K.’nın eşiyle boşandığı dönemde kızıyla yaşadığı sorundan dolayı cinayeti işlediği öğrenilmişti. İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı polis ekiplerince yakalanarak adliyeye sevk edilen cinayet zanlısı, tutuklanarak Eskişehir H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na gönderilmişti.
Ankara Bakan Memişoğlu: "Bu ülkenin üçte birinin sigara içmesini bir Sağlık Bakanı olarak istemiyorum" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Bu ülkenin üçte birinin sigara içmesini bir Sağlık Bakanı olarak istemiyorum. Bu vatandaşlarımızın en büyük risklerinden birisi kiloyla beraber. Onun için gelin Türkiye’yi Avrupa’nın en çok sigara içen ülkesi olmaktan çıkaralım" dedi. Ankara Sincan ilçesinde inşa edilen Mareşal Çakmak Sağlıklı Hayat Merkezi ve 9 No’lu Aile Sağlığı Merkezi’nin açılışı gerçekleştirildi. Açılışa, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Ankara Valisi Vasip Şahin, Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan, Ankara İl Sağlık Müdürü Ali Niyazi Kurtcebe ve çok sayıda vatandaş katıldı. Açılış konuşmasını yapan Memişoğlu, Türkiye’deki sağlık merkezlerine ilişkin bilgi vererek, "Türkiye’de şu anda 18 bin 300 aile sağlığı merkezimiz var. 29 bin 800 aile sağlığı hekimimiz var ve 973 tane sağlıklı hayat merkezimiz var. 954 tane kamu hastanemiz var. Birinci basamakta da bin 202 tane tesisimizin inşaatını planladık ve sürdürüyoruz. Son bir yılda 302 tane aile sağlığı Merkezini hizmete aldık. 461 aile sağlığı merkezimizin de inşaat devam etmekte. Bizim hedefimiz bin aile sağlığı merkezini bitirip 18 bin 300’ün üzerine eklemek ve şu anda 2 bin 889 olan aile hekimine düşen kişi vatandaş sayısını da 2 bin bandına kadar düşürmek" şeklinde konuştu. "Vatandaşlarımızın aile hekimine ulaşmasını istiyoruz" Vatandaşların önce aile hekimine gitmesi gerektiğini vurgulayan Memişoğlu, "Aile hekimliği en yakın hekiminiz ve sağlık biriminiz. Vatandaşlarımızın aile hekimine ulaşmasını sağlatmaya, onların hastalanmadan bu tür sağlık merkezlerine gelmesini istiyoruz. Çünkü son bir senedir yaptığımız çalışmalarla tam 15 milyon vatandaşımız hiç aile hekimine gelmemişti ve biz şu anda şimdiye kadar hiç aile hekimliğine gelmemiş vatandaşımızı aile hekimleriyle buluşturuyoruz. Toplumun da birinci basamağı ve koruyucu hekimliğe ve sağlıklı kalmaya yönelik politikalar uygulamaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. Sağlıklı hayat merkezlerine gidilmesinin önemini vurgulayan Memişoğlu, "Vatandaşlarımızdan şunu istiyoruz; 8 bin 300 tane Türkiye genelinde olan aile sağlığı merkezlerimize lütfen gitsinler, hastalanmadan gitsinler. Sadece ilaç yazdırmak için ve hastalandıkları için değil, sonrasında bedenlerini ve sağlıklı kalmalarını sağlamak için gitsinler" diye konuştu. Bakan Memişoğlu, birçok işlemin sağlık merkezlerinde sunulduğunu belirterek, diyetisyenden fizyoterapiste, psikologdan çocuk gelişimcilerine kadar pek çok alanda vatandaşların hizmetinde olduğuna dikkati çekti. "Toplumun maalesef üçte birine yakın kısmı bugün tütün kullanıyor" Bakan Memişoğlu, tütün ürünlerinin bırakılması gerektiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Vatandaşlarımız da kendi sağlığının kıymetini bilecekler. Toplumun maalesef üçte birine yakın kısmı bugün tütün kullanıyor. Tütün dediğiniz, sigara dediğiniz elektronik dediğiniz puf dediğiniz her şey maalesef insan bedenine, sağlığına zararlı. Türkiye maalesef akciğer kanserinde dünyanın ilk üçünde. KOAH dediğimiz nefes alamama problemleri yaşlı grubumuzun büyük kısmında var. En büyük sebepleri bu hastalıkların sigara ve tütün bağımlılığı. Toplum olarak her birimiz mücadele etmemiz lazım. Ben sigara içen vatandaşlarımızın yüzde 99,9’unun sigarayı bırakmak istediğini biliyorum. Biz bu vatandaşlarımıza yardım etmek için hazırız. Hatta bunların özellikle bizim sağlık tesislerimize gelme konusunda tereddüt. Yaşadıklarını bildiğim için mobil sigara poliklinikleri oluşturduk parklarda kalabalık alanlarda ama bugün hem aile hekimliklerimizle hem sağlıklı yaşam merkezlerimize sigara bırakma poliklinikleri açtık neden açtık Orada siz sigarayı gerçekten bırakabilirsiniz ilacınızı da doktor gözetiminde kendisini yetiştirmiş olan hekim arkadaşlarımızın yardımıyla sigarayı bırakın. Size ilaçları ücretsiz veriyoruz, takibinizi ücretsiz veriyoruz. Lütfen bütün vatandaşlarımıza bunu istirham ederek söylüyorum; Sigara içmek hayatta en büyük sizin kabahatiniz ve zararınız oluyor." "Bu ülkenin üçte birinin sigara içmesini bir Sağlık Bakanı olarak istemiyorum" Türkiye’yi Avrupa’nın en çok sigara içen ülkesi olmaktan çıkarmak istediğini aktaran Memişoğlu, "Bu ülkenin üçte birinin sigara içmesini bir Sağlık Bakanı olarak istemiyorum. Bu vatandaşlarımızın en büyük risklerinden birisi kiloyla beraber. Onun için gelin Türkiye’yi Avrupa’nın en çok sigara içen ülkesi olmaktan çıkaralım" diye konuştu. Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan ise Sincan’ın Ankara’nın en hızlı büyüyen ilçesi olduğunu söyleyerek, sağlık alanında çalışmalarını sürdürmeye devam edeceklerini aktardı. Açılış konuşmalarının ardından kurdele kesimiyle sağlık merkezinin açılışı yapıldı.