ASAYİŞ - 02 Haziran 2024 Pazar 12:09

İkizleriyle yalnız kalan babanın tazminat çilesi

A
A
A
İkizleriyle yalnız kalan babanın tazminat çilesi

Sakarya’da 2 yıl önce meydana gelen kazada eşini kaybeden, ikiz bebeklerinden biri ağır yaralanan Nihat Altınışık, trafik sigortasından tazminat alabilmek için 2 yıldır mücadelesini sürdürüyor. Kazanın ardından kızlarıyla birlikte sancılı günler geçirdiğini, maddi ve manevi kayıplar yaşadığını anlatan Altınışık, hakkı olan tazminatın Allianz Sigorta tarafından verilmediğini belirterek, "Artık yorulduk" dedi.


Sakarya’nın Ferizli ilçesinde 9 Temmuz 2022’de meydana gelen kazada, Nihat Altınışık (41) idaresindeki otomobil kontrolden çıkarak takla attı. Kazada sürücünün Türkmenistan uyruklu eşi Gülruh Işık (41) hayatını kaybetti, 1 yaşındaki ikiz bebeklerinden Seher Nur ağır yaralandı. Uzun süre hastanede tedavi altına alınan Seher Nur sağlığına kavuşarak taburcu edildi.


Kocaeli’nin Gebze ilçesinde ikamet eden Nihat Altınışık, kazanın ardından işinden ayrılmak zorunda kaldı. Yaklaşık 11 ay psikolojik tedavi gören Altınışık, trafik sigortasından hakkı olan tazminat alabilmek için anlaşmalı olduğu Allianz Sigorta’ya başvuruda bulundu. Süreci avukat Ufuk Cem Yanar ile birlikte yürüten Altınışık, verilmesi gereken 750 bin TL tazminatı bir türlü alamadı. Allianz Sigorta ile 2 yıldır anlaşma sağlayamayan Altınışık davacı oldu.



"Bir baba olarak hayatta kalma mücadelesi içindeyim"


Kaza sırasında araçta ikiz bebeklerinin de bulunduğunu anlatan Nihat Altınışık, kızlarından Seher Nur’un yoğun bakımda tedavi gördüğünü söyledi. Nihat Altınışık, eşinin vefatından sonra kızlarıyla birlikte zor günler yaşadıklarına dikkat çekerek, "Bir baba olarak hayatta kalma mücadelesi içindeyim. Çocuklarım için bakıcı ile anlaştım ama olmadı. Eşim öldükten sonra yaklaşık 11 ay psikolojik tedavi gördüm. Çocuklarımı bakıcıya götürdüğümde, ’Baba bizi buradan götür’ diyorlardı. Bu zorlu süreçten çıktım. Baba olarak kendimi toplamak zorundaydım, şükür ayağa kalktım ve mücadeleme devam ettim" dedi.



"Artık yorulduk"


Kazanın ardından maddi kayıplar yaşadığını ve tazminat için sigorta şirketine başvurduğunu ifade eden Altınışık, "Herhangi bir sürece varamadık. Sigorta şirketinin istediği evrakları tedarik ettiğimiz halde bir türlü istekleri bitmedi. Hala isteklerimize cevap vermediler. Allianz Sigorta’nın 2 yıldır istekleri bitmiyor. Sonuca varamıyoruz. Talepleri doğrultusunda kaza tutanağından, otopsi raporu ve mirasçılık belgesine kadar her türlü evrakı taraflarına ilettik. Artık yorulduk" diye konuştu.



"Bir baba ikiz çocuklarıyla ortada kaldı, giderleri de ağır"


Altınışık, geçtiğimiz günlerde sigorta şirketi tarafından kendilerine dönüş sağlandığını ve sadece "2 çocuk için toplamda 230 bin TL tazminat ödemesi yapılabilir" denildiğini söyleyen, "Allianz Sigorta bize bunu sözlü olarak söyledi. Biz de hakkımız neyse hukuk çerçevesinde gerekli makamlara gideceğiz. Gerçekten bu süreçte hak görülen bedel bu değil. Bir baba ikiz çocuklarıyla ortada kaldı, giderleri de ağır. Bir baba olarak kızlarım için elimden gelen her şeyi yaptım ve yapıyorum. Hukuk çerçevesinde hakkımı arayacağım" ifadelerini kullandı.



"Şirket sürekli bize evrak eksikliği gerekçesiyle dönüş yaptı"


Süreci anlatan avukat Ufuk Cem Yanar ise, "Sigorta poliçesine göre, ölümlü trafik kazalarında kişi başı 500 bin TL, kaza başına 2,5 milyon TL poliçe limiti bulunmaktadır. Sigorta şirketine kaza tarihinden itibaren 1 aydan sonra başvurumuzu yaptık ancak şirket sürekli bize evrak eksikliği gerekçesiyle dönüş yaptı. Ölen kişinin Türkmenistan uyruklu olmasından dolayı mirasçılık belgesinin çıkarılmasında yaklaşık 1,5 senelik süre kaybettik. Kararın çıkması neticesinde tekrar başvuru yaptık. Şirket, üst soyunun da hayatta olup olmadığının tespiti için bize evrak araştırılması gerektiğini söyledi. Uzun uğraşlar neticesinde o evrakları temin ederek dosyaya sunduk" dedi.



"Komik bir rakam teklif ettiler"


Tamamlanan evrakların ardından sigorta şirketinin TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre tazminat hesapladığını aktaran Avukat Yanar, "Bu hesaba göre kaza tarihinde 1’er yaşında olan çocuklar için toplamda 230 bin TL gibi komik bir rakam ödemeyi teklif etti. Mutabakatnameyi bu şekilde kabul etmemesi talep ettiler. Nitekim müvekkilim Nihat yönünden 500 bin TL poliçe limit bedelinin tamamının ödenmesi gerekirken, KTK 92 uyarınca kendi kusuruna dayanılamayacağı ve bu bağlamda tazminat talebinin reddine karar verdiğini bize yazılı ve sözlü olarak bildirdiler. Her ne kadar tahkim yoluna başvurup, hukuki süreci devam ettirecek olsak da sigorta şirketinin vurdumduymaz, halden anlamaz tutumu ile ödenecek tazminatı geç vererek, müvekkilin hakkının adeta önüne geçmektedir. Müvekkilimize KTK 92 bağlamında poliçe limitleri doğrultusunda tazminat hakkının verilmesi gerekmektedir. Bu hakkın verilmemesi usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir" diye konuştu.



İkizleriyle yalnız kalan babanın tazminat çilesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa ÜÇEL Kauçuk, GES yatırımıyla karbon ayak izini azaltıyor Şirket, Ürgüp’teki güneş enerjisi yatırımı ve yenilenebilir enerji sertifikalarıyla emisyonlarını düşürürken, Ar-Ge ve üretim süreçlerini de sürdürülebilirlik ilkelerine göre yeniden şekillendiriyor. Bursa merkezli ÜÇEL Kauçuk, otomotiv yan sanayide artan enerji maliyetleri ve karbon regülasyonlarına uyum sağlamak için sürdürülebilirlik odaklı dönüşümünü hızlandırdı. Şirketin çalışmaları arasında Ürgüp’te devreye alınan 2 MWp kapasiteli Güneş Enerjisi Santrali (GES), yenilenebilir enerji sertifikaları ve çevre temelli üretim standartları öne çıkıyor. ÜÇEL Kauçuk Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Hüseyin Oruç, "Nevşehir Ürgüp’te kurulan 2 MWp’lik GES sayesinde yıllık yaklaşık 2 bin ton CO emisyonunun dengelenmesi hedefleniyor. Bu miktar yaklaşık 91 bin ağacın yıllık karbon emilimine denk geliyor. GES’i yalnızca enerji projesi olarak değil, sanayide temiz enerji kullanımına örnek oluşturan bir adım olarak görüyoruz. ÜÇEL Kauçuk ayrıca, Bursa’daki tesisinde tüketilen elektriğe karşılık 2 bin 164 MWh yenilenebilir kaynaklı enerji için I-REC sertifikası aldı. Sertifikaların hidroelektrik üretiminden sağlanması, şirketin fosil kaynak kullanımını düşürme hedefini destekliyor. Bu çalışma, 2024 yılı için belirlenen Kapsam 2 emisyonlarını yenilenebilir elektrikle dengeleme hedefinin tamamlayıcı bir parçası oldu" dedi. Şirket, su tüketimi, karbon salımı ve ürün yaşam döngüsündeki çevresel etkileri ISO 14064, ISO 14067 ve ISO 14046 standartlarına uygun şekilde takip etiğini belirten Oruç, "Yönetim, sürdürülebilirliği ekonomik istikrar ve toplumsal sorumlulukla birlikte ele alıyor. Motor ve şanzıman takozları, süspansiyon bileşenleri ve kauçuk-metal birleşimi ürünlerde çalışan Ar-Ge birimi, yeni tasarımları ileri mühendislik araçlarıyla kurguluyor. Bu yaklaşım hem dayanıklılığı artırıyor hem de daha uzun ömürlü ürünlerle kaynak kullanımını azaltıyor. Ar-Ge’nin yalnızca ürün geliştirmede değil, üretimin çevresel etkisini azaltmada da stratejik rol taşıyor" ifadelerini kullandı. Hüseyin Oruç, otomotiv sanayinde rekabetin artık karbon ayak izi ve enerji verimliliği gibi kriterler üzerinden şekillendiğini belirterek, "GES yatırımımız, yenilenebilir enerji sertifikalarımız ve Ar-Ge odaklı üretim anlayışımız sürdürülebilir büyüme yaklaşımımızın somut karşılıklarıdır. ÜÇEL Kauçuk, önümüzdeki dönemde daha çevreci teknolojilere odaklanarak global pazarlardaki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor" dedi.
Gaziantep MÜSİAD Gaziantep Şube Başkanı Özdurdu’dan 25 Aralık mesajı MÜSİAD Gaziantep Şube Başkanı Furkan Özdurdu, 25 Aralık Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 104’üncü yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı. Başkan Özdurdu, mesajında, Gaziantep’in 11 ay boyunca süren destansı direnişinin, milletin inançla yoğrulmuş azminin, sabrının ve bağımsızlık iradesinin en güçlü örneklerinden biri olduğunu ifade etti. 25 Aralık’ın yalnızca bir kurtuluş tarihi olmadığını vurgulayan Özdurdu, bu günün yokluklar içinde verilen büyük bir mücadelenin, fedakârlığın ve vatan sevgisinin simgesi olduğunu belirtti. Gaziantep’in işgal yıllarında hiçbir yerden yardım almadan, Şahinbeylerin, Karayılanların ve ismi bilinmeyen nice kahramanın öncülüğünde topyekûn bir direniş ortaya koyduğunu hatırlatan Özdurdu, bu mücadelenin bir şehir iradesiyle kazanıldığını kaydetti. Verilen bu büyük mücadelenin, gelecek nesillere bırakılmış en kıymetli emanetlerden biri olduğunu dile getirdi. Kurtuluş ruhunun sadece geçmişte yaşanmış bir hatıra olarak görülmemesi gerektiğine dikkat çeken Özdurdu, bu ruhun bugün çalışmakta, üretmekte ve şehre değer katmakta hayat bulduğunu ifade etti. Alın teriyle kazanılan her başarının, geçmişte verilen mücadelenin bugüne yansıması olduğunu vurguladı. Gaziantep’in sahip olduğu üretim gücü, istihdam kapasitesi ve girişimci yapısıyla ülkemize katkı sunmaya devam ettiğini belirten Özdurdu, bu kadim şehrin geçmişinden aldığı güçle bugün de birlik ve beraberlik içerisinde yoluna kararlılıkla devam ettiğini ifade etti. Başkan Özdurdu, "Bu vesileyle, Gazi şehrimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 104’üncü yıl dönümünü kutluyor; vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum" diye konuştu.
İzmir Aliağa, ihracatta Türkiye’nin ikinci büyük gümrüğü oldu İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Aliağa Şube Başkanı Adem Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarına uğrak yapan gemi sayısının 5 bin 701 olduğunu, geçen yıla göre yüzde 2,40 artış yaşandığını belirterek, Aliağa’nın Kocaeli’nin ardından Türkiye genelinde ikinci sıradaki yerini koruduğunu ifade etti. İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Aliağa Şubesi, 2025 yılının değerlendirildiği ve gelecek döneme ilişkin hedeflerin ele alındığı yılın son meclis toplantısını gerçekleştirdi. Aralık ayı meclis toplantısında oda faaliyetleri, Aliağa limanlarına ilişkin istatistikler ve bölgenin ekonomik performansı değerlendirildi. Toplantıda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek, 2025 yılı Ocak–Kasım dönemine ilişkin değerlendirmesinde Aliağa limanlarının Türkiye deniz ticaretindeki stratejik ve istikrarlı konumunu sürdürdüğünü belirtti. Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarına uğrak yapan gemi sayısının 5 bin 701 olduğunu, geçen yıla göre yüzde 2,40 artış yaşandığını ve Aliağa’nın Kocaeli’nin ardından Türkiye genelinde ikinci sıradaki yerini koruduğunu ifade etti. Ege Bölgesi gemi trafiğine de değinen Şimşek, aynı dönemde İzmir Limanı’na bin 221, Dikili Limanı’na ise 295 geminin uğrak yaptığını, Dikili Limanı’nda yüzde 68 artış yaşanırken İzmir Limanı’nda yüzde 13,58 oranında düşüş gerçekleştiğini kaydetti. Aliağa elleçlemede liderliğini sürdürüyor Yük elleçleme verilerine ilişkin bilgi veren Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarında 80 milyon 573 bin 424 ton net yük elleçlendiğini, geçen yılın aynı döneminde bu rakamın 77 milyon 992 bin 685 ton olduğunu ve yüzde 3,31’lik artışla net ton bazında liderliğin korunduğunu söyledi. Son 20 yılda Aliağa limanlarında net ton elleçleme miktarının yaklaşık üç kat artarak 2024 yılında 85,5 milyon tona ulaştığını belirten Şimşek, pandemi sonrası dönemde ise yaklaşık yüzde 30’luk büyüme yaşandığını ifade etti. Aynı dönemde 32 milyon 938 bin 440 ton yükleme gerçekleştirildiğini aktaran Şimşek, bu alanda yüzde 4,45’lik artışla Aliağa’nın lider konumda bulunduğunu dile getirdi. Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında 47 milyon 634 bin 984 ton boşaltma yapıldığını, bunun geçen yıla göre yüzde 2,53 artış anlamına geldiğini ve Aliağa’nın Türkiye genelinde en çok boşaltma elleçlemesi yapan ikinci liman konumunda olduğunu söyledi. Konteyner verilerine de değinen Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarında 1 milyon 577 bin 208 TEU konteyner elleçlendiğini, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,43’lük azalış yaşanmasına rağmen Aliağa’nın Türkiye genelinde 5’inci sıradaki yerini koruduğunu belirtti. Toplam groston bazında ise 106 milyon 234 bin 292 ton elleçleme yapıldığını ve Aliağa’nın bu alanda Kocaeli’nin ardından ikinci sırada bulunduğunu ifade etti. "Gümrük verileri Aliağa’nın stratejik gücünü ortaya koyuyor" Gümrüklere göre ihracat rakamlarını da değerlendiren Şimşek, Aliağa Gümrük Müdürlüğü’nün Türkiye genelinde ihracat hacmi bakımından ikinci en büyük gümrük noktası olma konumunu sürdürdüğünü belirtti. Aliağa’nın 2020 yılında 12,6 milyar dolar olan ihracat hacminin, 2025 yıl sonu tahminiyle 22 milyar dolar seviyesine çıkarılmasının hedeflendiğini ifade eden Şimşek, bu artışın beş yılda yaklaşık yüzde 74’lük bir büyümeye karşılık geldiğini söyledi. 2024 verilerine göre Aliağa limanlarında 34,2 milyon ton ihracat ve 51,2 milyon ton ithalat gerçekleştirildiğini aktaran Şimşek, bu tablonun Aliağa’nın ham maddeyi işleyerek katma değerli ürüne dönüştüren güçlü ve entegre bir endüstriyel yapıya sahip olduğunu gösterdiğini ifade etti. Şimşek, Aliağa’nın Türkiye’nin toplam ihracatında yüzde 8 bandında istikrarlı bir paya sahip olduğunu belirterek, 2025 yıl sonu itibarıyla Aliağa’nın yaklaşık 22 milyar dolarlık ihracatla Türkiye ihracatının yüzde 8,2’sini karşılamasının beklendiğini ifade etti. Aynı dönemde Aliağa’nın ithalattaki payının ise yüzde 3,8 seviyesinde olacağının öngörüldüğünü belirten Şimşek, bu verilerin Aliağa’nın ithal ettiğinden daha fazlasını ihraç eden, dış ticaret fazlası veren ve Türkiye ekonomisine pozitif katkı sağlayan net bir ihracat merkezi olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti. Meclis Başkanı İsmail Önal başkanlığında düzenlenen toplantıya; İMEAK DTO Aliağa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek, Aliağa Bölge Liman Başkanı Günhur Şanlı, Aliağa Deniz Liman Şube Müdürü Kadir Sonocak, İMEAK Deniz Ticaret Odası Eğitim Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Görgün, Genel Sekreter Yardımcısı Alper Keçeli, Meclis Üyeleri Burak Atasoy ,Teoman Mustafa Akyol ile Eğitim Müdürü Bahadır Küçük, Şimşekler Gemi Söküm Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı ve İMEAK Deniz Ticaret Odası Merkez Meclis Üyesi Orbay Şimşek ile şube meclis üyeleri katıldı.
Sinop Mardin’in geleneksel tatları Sinop’ta tanıtıldı Güneydoğu Anadolu’nun köklü mutfak kültürü, Karadeniz’de lezzet dolu bir etkinlikle tanıtıldı. Sinop Üniversitesi Turizm Fakültesi ile Sinop ve Sinoplular Gastronomi Derneği iş birliğinde düzenlenen uygulamalı workshopta, Mardin’e özgü geleneksel tatlar Sinoplu öğrenciler ve akademisyenlerle buluşturuldu. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri, alanında deneyimli şeflerin rehberliğinde Mardin mutfağının simge yemeklerinden lebeniye çorbası, etli bulgur pilavı ve zerde tatlısını uygulamalı olarak hazırladı. Etkinlik boyunca öğrenciler hem yöresel mutfak kültürü hakkında bilgi edindi hem de geleneksel pişirme tekniklerini birebir deneyimleme imkânı buldu. Yaklaşık bin kişilik hazırlanan Mardin yöresel yemekleri, Öğrenci Yaşam Merkezi’nde üniversite personeli ve öğrencilere ikram edildi. Yoğun ilgi gören programa Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz, Sinop Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Sabri Bilgin ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Rıza Bayrak da katıldı. Etkinlikte yapılan değerlendirmelerde, bu tür uygulamalı çalışmaların öğrencilerin mesleki yeterliliklerini artırdığına dikkat çekilerek, Türkiye’nin farklı yörelerine ait gastronomi mirasının yaşatılması ve tanıtılması açısından önemli katkılar sunduğu vurgulandı. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hasibe Yazıt’ın koordinasyonunda gerçekleştirilen etkinliğe, Sinop ve Sinoplular Gastronomi Derneği Başkanı Muzaffer Elik, Sinop Şube Başkanı Handan Yılmazer Turan, Dernek Genel Sekreteri Yüksel Kalyoncu ile Deniz Ürünleri İşletmecisi Deniz Akpınar da katıldı.