ASAYİŞ - 17 Ocak 2019 Perşembe 11:22

(Özel) Sokak hayvanlarını beslemek için İstanbul’daki dairesini sattı

A
A
A
(Özel) Sokak hayvanlarını beslemek için İstanbul’daki dairesini sattı

İstanbul’da işinden istifa edip dairesini satan Ömer Faruk Kırçın, Kocaeli’nin İzmit ilçesinde şehir merkezine kilometrelerce uzaklıkta satın aldığı arazide yüzlerce sokak hayvanına bakıyor.

İstanbul’da işinden istifa edip dairesini satan Ömer Faruk Kırçın, Kocaeli’nin İzmit ilçesinde şehir merkezine kilometrelerce uzaklıkta satın aldığı arazide yüzlerce sokak hayvanına bakıyor. Hayvanları besleyebilmek için panelvan minibüste yaşayan Kırçın, şikayet üzerine el konulan 3 tane konteynerini alabilmek için yetkililerden yardım bekliyor.



İstanbul’da bir pazarlama şirketinde çalışan 45 yaşındaki Ömer Faruk Kırçın, hayvan sevgisi sebebi ile işinden ayrılıp, sattığı evinin parası ile satın aldığı dağ başındaki tarlada onlarca hayvan besliyor. Küçüklükten beri büyük sevgi duyduğu hayvanlar için Kocaeli’nin İzmit ilçesinde şehir merkezine yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Çağırgan Köyü yakınlarında satın aldığı 8 dönümlük tarlada konteynerde yaşamaya başladı. Yardıma muhtaç kedi ve köpekleri bularak satın aldığı araziye getiren Kırçın, hayvanların her türlü bakımlarını yapmaya başladı. Kasaplardan ve fabrikalardan aldığı atık besinlerle arazisinde beslediği hayvanlardan rahatsız olan köylülerin şikayeti üzerine konteynerine el konulan Kırçın, daha iyi koşullarda hayvanlara bakabilmek adına yetkililerden yardım bekliyor.



Beslediği hayvanlar için minibüste yaşıyor


Yaşadığı konteynerlerin yetkililer tarafından götürülmesi sonrasında yılmayan Kırçın, beslediği onlarca köpek ve kedi için panelvan minibüste yaşamaya başladı. Haftanın belirli günlerinde ev olarak da kullandığı minibüsü ile İstanbul’a giden Kırçın, yemek firmalarından ve gıda fabrikalarından artık yemek topluyor. Minibüsüne doldurduğu yemek artıkları ile arazisinde bakımlarını yaptığı hayvanları besliyor. Kırçın, konteynerlerine el konulması sonrasında hayvanların ihtiyaçlarını karşılamayı ihmal etmemek için panelvan minibüsünde yaşamaya başladı.



“Ömrüm hayvanlarla geçti”


Hayvan sevgisinin çok küçük yaşlardayken başladığını belirten Kırçın, “Ben kendimi bildim bileli, çocukluğumdan beri hayvan severim. Nerede bir yavru kedi görsem içime dert olurdu çocukluğumdan beri. Bir şey yapamazdım, içime dert olurdu. Büyüyünce onlara yardımcı olmaya başladım. Onları besledim, kısırlaştırılması gerekenleri kısırlaştırdım, hasta olanları iyileştirdik. Ömrüm hayvanlarla geçti. Daha önce çalıştığım için şimdiki kadar ilgilenemiyordum. Daha sonra işi bırakıp sürekli olarak bu işle ilgilenmeye başladım. İstanbul’da bir dairem vardı. Onu satıp İzmit’in köyünden böyle bir yer aldım. Parayı iyi kullanamadık. Tarlanın etrafını kapatamadık. Çevredeki insanlar biraz şikayet eder gibi oldular. Ama ben köyün bin metre dışındayım. Gördüğünüz gibi çevremde sadece tarlalar var. Ama insanlar bunun bilincinde değiller” dedi.



“Yemek firmalarından, tavuk ayıklama fabrikalarından yemek artıklarını topluyorum”


Bugüne kadar yüzlerce hayvan beslediği ve birçoğunun sahiplendirilmesini sağladığını belirten Kırçın, kış sebebi ile minibüste yaşamanın çok zor olduğunu kaydederek, “Sürekli İstanbul’a gidiyorum. Giderken ve gelirken eski İstanbul yolunda sürekli hayvanlarla karşılaşıyorum. Belediyenin, köylülerin bıraktığı hayvanlar ve yavruları var. Giderken, dönerken onları da besliyorum. İstanbul’da pasthanelerden, yemek firmalarından, tavuk ayıklama firmalarından yemek artıklarını topluyorum. Giderken ve dönerken hayvanları besliyorum. Burada kendi hayvanlarıma da bakıyorum. Bu şekilde idare ediyoruz. Fakat, burada 3 tane konteynerim vardı. Köylüler şikayet etmesinin ve muhtara söylemesinin ardından, muhtar mecbur kalıp belediyeye söylüyor. Belediye de şikayetleri göz ardı edemiyor. 3 Mayıs’ta benim konteynerleri aldılar” diye konuştu.



“Bu hayvanları bırakamam”


Ev olarak kullandığı konteynerlerinin belediye tarafından götürülmesinin ardından panelvan minibüsün içinde kedileri ile birlikte yaşamaya başladığını ifade eden Ömer Faruk Kırçın, “Yazın sıkıntı olmadı. Ama şimdi havalar falan soğudu. Her yer kar kış. Bu sebepten dolayı baya bir sıkıntı yaşıyoruz. Mecburen minibüste kalıyorum. Başka kalacak yerim yok. Bu hayvanları bırakamam. Hem bu hayvanları bırakıp gidemem. Bu sebepten dolayı konteynerlerimin geri getirmesini istiyorum. Herkese bu kadar hayvan sevgisi nasip olmaz. Bizim milletimiz aslında bilinçli, merhametli. Evinde kalan yemek artığını, ekmeği götürüp çöpün kenarına bırakıp besliyorlar. Hayvan severler bu konuda elinden geleni yapıyorlar. Çok ciddi şekilde çalışıyorlar. Ben bile bu dağın başında arabada yatıyorum. Çünkü bu hayvanlar mağdur olmasın diye” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gümüşhane Sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil köprü korkuluklarına çarparak durabildi Gümüşhane’de sürücüsünün yağmur nedeniyle kayganlaşan zeminde kontrolünü kaybettiği otomobil köprüdeki köprülüklere çarparak durabildi. Şoför hastanede tedavi altına alınırken kaza yapan otomobilin tekerleği metrelerce öteye savruldu. Kaza, öğleden sonra Gümüşhane merkez Pirahmet Köyü’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre Erzincan’dan Gümüşhane istikametine hareket halindeki 42 YD 504 plakalı Fiat Marea markalı otomobilin sürücüsü Ahmet Baş (28) Pirahmet Köyü geçişinde yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda direksiyon hâkimiyetini kaybetti. Sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil ters istikamete dönerek köprüdeki korkuluklara çarparak durabildi. Kazanın etkisiyle ise otomobilin sol ön tekeri metrelerce uzağa fırladı. İhbar üzerine olay yerine 112 acil sağlık, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi. Otomobilin hava yastığının açılması nedeniyle hayata tutunan sürücü sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından Gümüşhane Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Olay yerinden başka bir vakaya giden ambulansın kazayı görerek müdahale ettiğini söyleyen görgü tanığı İsmail Çilenk, “Ben evimin kapısının önünde oturuyordum bir ses duydum, köprüden araba gittiğini düşündüm koştum geldim bu araba bu hale gelmiş. Demirlere vurarak durmuş ve ters dönmüş. Şans eseri başka bir hastaya giden ambulans gördü de müdahale etti. Şoförün durumu iyiydi sadece kaburgalarım ağrıyor diyordu” dedi. Kaza nedeniyle Gümüşhane - Erzincan Karayolu’nda trafik kontrollü olarak verilirken, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Bursa Bursa’yı "Bidaa Dükkan" tutkusu sardı Bursa’da ’bidaa dükkan’ların ilk konsept mağazası, Nilüfer 23 Nisan Mahallesi’nde hizmete girdi. Tüketicilerden büyük ilgi gören bidaa dükkanlar, ev dışında yemek yeme alışkanlıklarının değiştiği günümüzde, gençler, çalışan ebeveynler, çekirdek aileler, bekarlar, ofis çalışanları ve evde yemek yapmaya vakit harcamak istemeyen herkese; koruyucusuz ve hijyenik ortamda üretilmiş, hızlı, pratik yiyecekler sunmayı hedefliyor. Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Dönmez, Yankı Gıda ile birlikte grup firması olan Doybox Gıda’nın, bidaa Markası ile EDT pazarında yeniliklere devam ettiğini, perakende pazarında da bidaa dükkan konseptleri ile yoluna devam edeceğini söyledi. Toplumun tüketim alışkanlıklarının yeni konseptleri ile uyumluluğunu görmek için açtıkları tanıtım standının büyük ilgi gördüğünü belirten Coşkun Dönmez, “Buradan aldığımız cesaretle Nilüfer 23 Nisan Mahallesi’nde ‘bidaa dükkan’ı açtık. Buradaki konseptimizi tüm Türkiye’de uygulayacağız. Ev yemeği lezzetinde hizmet verecek ‘bidaa dükkân’ların Bursa’mızdan başlayarak kısa zamanda tüm Türkiye’ye yayılmasını hedefliyoruz” dedi. Yankı Yemek A.Ş olarak, sektörde 35 yıllık bir deneyime sahip olduklarını ve gurup şirketleri olan Doybox’un bidaa markası ile geleneksel ev yemeği lezzetinde, tüketicilere tamamen doğal ve hızlı hazırlanabilen ekonomik fiyatlı yiyecekler sunmayı hedeflediğini belirten Coşkun Dönmez, "Belirlediğimiz, ‘Geleneğin Pratik Tadı’ sloganımız, bu vizyonun bir yansıması olarak öne çıkıyor” şeklinde konuştu. Coşkun Dönmez, 2 yılı aşkın süredir restoranlar ve fast food işletmeleri için çözüm ortağı olduklarını belirterek, bunun yanı sıra, tam otomatik çorba makineleri olan ‘Doymatikleri’ geliştirerek tüketicilere sunmanın gururunu yaşadıklarını da vurguladı. Dönmez, "Bidaa dükkânların yanı sıra bir yandan da ‘Doymatik’lerimizi halkımızın kolay ulaşacağı noktalarda hizmete sunacağız” dedi. Coşkun Dönmez, dünya genelinde sağlıklı, koruyucusuz güvenli hızlı tüketim ürünlerinin, hızla yükselen bir eğilim haline geldiğini, özellikle 35 yaş altındaki gençlerin, yoğun iş temposu ve hızlı yaşam tarzları nedeniyle ev dışında yemek yeme alışkanlığını benimsediklerini söyledi. Dönmez, “Pratik, hızlı, sağlıklı ve güvenli yemek seçeneklerine olan talep her geçen gün artıyor. Biz de hızla büyüyen bu talebi karşılamak ve geleneksel lezzetleri modern ve hızlı bir şekilde sunmak için yeni yollar arıyoruz. Hızlı tüketim pazarındaki büyümeye hızla adapte olmak ve genişlemek istiyoruz. Bursalıları oldukça ekonomik ve tamamen doğal lezzete sahip olan menülerimizi tatmaya bekliyoruz” diye konuştu.