SAĞLIK - 19 Nisan 2019 Cuma 09:03

Sabahları bel tutulması ile uyananlara iltihaplı romatizma uyarısı

A
A
A
Sabahları bel tutulması ile uyananlara iltihaplı romatizma uyarısı

Bel fıtığı ve romatizma rahatsızlıkları hakkında bilgi veren Romatoloji Uzm.

Bel fıtığı ve romatizma rahatsızlıkları hakkında bilgi veren Romatoloji Uzm. Dr. Orhan Eren, sabahları uyanırken hissettikleri bel ağrısını gün içinde hissetmeyenlerin iltihaplı omurga romatizması olabileceğini söyledi.



VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Romatoloji Uzm. Dr. Orhan Eren, bel fıtığı ve romatizma rahatsızlığı hakkında bilgiler verdi. Sabahları bel ve sırt bölgesinde tutukluk haliyle uyananların iltihaplı romatizması olabileceğine değinen Uzm. Dr. Eren, “Sabahları beliniz sırtınız tutuk kalkıyorsanız, hareket ettikçe saatler içinde açılıyorsanız, gün içinde çalışırken ağrılarınızı duymuyorsanız, uzun süre oturmak, dinlenmek size iyi gelmiyorsa, fizik tedaviyle, ameliyatla da ağrılarınız geçmiyorsa, daha iyi bir ortopedik yatak almanız işe yaramadıysa bel, sırt, kalça ağrılarınızın nedeni iltihaplı omurga romatizması olabilir” dedi.



Bel ağrısının en sık görülen nedeninin bel fıtığı olduğunu söyleyen Romatoloji Uzm. Dr. Orhan Eren şu belirtilere dikkat çekti: “Ancak bel fıtığının yanında ek olarak spondilartropati dediğimiz iltihaplı omurga romatizması da varsa fizik tedaviye, ilaçlar kullanmasına hatta ameliyat olunmasına karşın hastanın bel ağrıları geçmeyecektir. İltihaplı omurga romatizmasında ağrılar gece ve sabahları fazladır hareket ettikçe yürüdükçe azalır veya geçer. Bel fıtığı ağrıları ise hareket ettikçe yürüdükçe artar.



Omurgamız 7 tanesi boyunda, 12 tanesi göğüs kafesinde, 5 tanesi de belde olmak üzere 24 tane omur kemiği ve bunların altında bulunan kuyruk kemiği ile biten kuyruk sokumu kemiklerinden oluşur. Üçgen şeklindeki kuyruk sokumu kemiği avuç içi kadar büyüklükte olup, sağ ve sol yanlarından leğen kemiği ile geniş yüzeyli bir eklem ile birleşerek silindirik bir yapı şeklinde pelvisi oluşturur.” Tıbbi adı spondilartropati olan iltihaplı omuzga romatizmasında omurganın bitim kısmı olan kuyruk sokumu omurları(sakrum) ile leğen kemiği (ilium) arasındaki ekleminden başlayan mikropsuz iltihap tüm omurgada ağrı yaptığı gibi eklemlerde de iltihap şişme ve ağrı yapabilir. Mekanik bir bozukluğa bağlı olan bel ağrısının hastanın hareketlenmesi ile artacağına vurgulayan Dr. Eren “Özelliklede ters hareketlerde şiddetlenir. Omur kemiklerinin içinde bulunan omuriliğinden çıkan sinirler eğer fıtığa temas ediyorsa hasta yürüdükçe, hareket ettikçe uyuşma karıncalanma yanma ile ağrısı artar hatta hastayı yolda durdurur, eğiltir ve dinlenmekle azalır. Boyun kısmındaki fıtıklar ise sinire baskı yaptıysa hastanın omuz sırt ve kollarına yansıyan şiddetli ağrılar ile uyuşma, karıncalanma, yanma hisseder” şeklinde konuştu.



İltihaplı omurga romatizmal hastalıkların altında beş ana grup olduğunu sözlerine ekleyen Dr. Eren, “Bunlardan en yaygın bilineni Ankilozan Spondilit’tir. Ülkemizde bu hastalığa sahip en ünlü kişiler rahmetli Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ile rahmetli usta oyuncu Suna Pekuysal’dır. Bu örnekler iltihaplı omurga romatizmal hastalıkları grubundaki beş ana hastalığın en ilerlemiş halidir. Hastalık bu duruma gelmeden önce hastalığın ilk döneminde leğen kemiği ile kuyruk sokumu kemiğindeki eklemde mikrop olmaksızın vücudun kendi kendine ürettiği bir iltihap başlar. Buna erken döneme omurga romatizması denir. Bu dönemde daha omur ve leğen kemik eklemleri sertleşmemiş yapışmamıştır ve düz röntgen filmlerinde görülmezler, teşhis edilemezler” dedi.



Erken dönemde leğen eklem iltihabı en iyi teşhis ettiren yöntemin leğen eklem MR’ı olduğunu anlatan Dr. Eren sözlerini şöyle sürdürdü: “MR çekilen yer bel bölgesi değil onun bir altındaki bölge olan sakroiliak eklemdir. Bu nedenle MR ile bel fıtığı teşhisi alan hastalarda bir alt bölgede olan leğen kemiği eklemi görülemeyeceği için Sapondilartropati (omurganın ve leğen kemiği ekleminin iltihabı sonucu ortaya çıkan romatizma türüdür) teşhisi alamazlar. Romatoloji uzmanına gelen hastalardan bu sakroiliak eklemin MR’ı istendiğinde çoğu hasta ben MR çektirmiştim diyerek CD ve raporunu uzatır; ama omurga romatizması bel MR’ında çekim yapılan alanın çok altıda kaldığı için omurga romatizması için bilgi vermez. Bir alt bölgeden yeni bir MR çekmek gerekir. Bazen sintigrafiye de başvurulabilir. Sakroiliak eklemdeki iltihap tedavi edilmezse önce leğen kemiğindeki sakroiliak eklem sertleşir ve eklem kemikleşerek kapanır. Bu dönem hastalığın erken dönemidir ve hastada özellikle geceleri ve sabah kalkınca daha şiddetli olan gezici kalça, bel sırt ağrıları başlar. Sabahları bel, kalça, sırt hareketlerinde tutulma, sertleşme olup hasta kendisini sanki robot gibi hisseder. Doğru ve erken teşhis ve etkin bir tedavi ile günümüzde kamburluğun gelişimi önlenebilmektedir. Omurga romatizmasının tedavisinde yüksek teknoloji ile üretilen biyolojik ajanlar çok etkilidirler ve birçok hastadan ‘yeniden doğmuş gibi oldum’ ifadesini duymaktayız.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Rektör Ünal: “Hamas neyse Kuva-yı Milliye ve Misak-ı Milli oydu” ı Milli oydu, Kuva-yı Milliye oydu. Hamas neyse Filistin’deki mücadele neyse Kurtuluş Savaşı da oydu” dedi. OMÜ Öğrenci Toplulukları tarafından Filistin halkına destek için ‘İnsanlık İçin Yürüyoruz’ etkinliği düzenlendi. Cuma namazının ardından OMÜ Kampüs Camisi’nde toplanan öğrenciler ve öğretmenler buradan tekbirler eşliğinde Filistin direniş çadırlarının bulunduğu OMÜ Yaşam Merkezi’ne kadar yürüdüler. “Gazze’de yaşananlar sadece Gazzelilerin değil, bizim imtihanımız” Filistin’de yaşanan zulme sessiz kalınmaması gerektiğini ifade eden Rektör Yavuz Ünal, “Gazze’de yaşananlar sadece Gazzelilerin değil, bizim imtihanımız. Aciziz, aciz kaldık. Ancak ulaşmakta, onlara yardım götürmekte aciz kaldık. Ancak buradan vereceğimiz sesin onlar için ruh olacağını, onları güçlendireceğini, dünyanın geleceğinde hala Müslümanların bir ümit olduğunu ortaya koyan bir hakikat, bir ses, bir duruş. Bu nedenle bu direnişi, bu duruşunuzu kaybetmeyin. Bu duruşunuzu protestolarla, bu duruşunuzu özellikle de ürünlere karşı yapılacak olan boykotlara, onlara menfaat sağlayan, onların çıkarını, onların dünyadaki üstünlüğünü ifade eden her şeye karşı karşıt olarak bu duruşun sürdürülmesi gerekiyor. Aksi takdirde önce kaybeden Müslümanlar olacak, arkasından da bütün insanlık kaybedecek. İnsanlık kıyamete kendisini zorluyor artık, kıyameti hazırlıyor” diye konuştu. “Hamas neyse Kuva-yı Milliye ve Misak-ı Milli oydu” Hamas’ın verdiği mücadeleyi Kurtuluş Savaşı’na benzeten Rektör Ünal, “Bu senaryo aslında bugün yaşanmıyor. Bizim milletimizin Kurtuluş Savaşı’nda yaşandı. Hamas’ın bugün terör örgütü olarak ilan edilmesi için bütün dünyada çaba harcanıyor. Hamas neyse Misak-ı Milli oydu, Kuva-yı Milliye oydu. Hamas neyse Filistin’deki mücadele neyse Kurtuluş Savaşı da oydu. Bugün Kurtuluş Savaşı’nı yaşayan bir millet eğer Hamas’ın mücadelesini anlamayacaksa, Hamas’a destek veremeyecekse çok konuşacak bir şey kalmıyor demektir. Onları en iyi anlayacak, onlara en güçlü sesi verecek, en güçlü desteği verecek ve veren liderimizden en alttaki vatandaşımıza kadar herkesin gönlünün Gazze’de olduğunu, gönlünün Filistin’de olduğunu, gönlünün özgür, bağımsız ve dünyaya insanlık dersi veren bir Filistin devletiyle sonuçlanana kadar bu mücadelenin süreceğini ima etmek, ikaz etmek, ilan etmek gerekiyor. Bu nedenle Ondokuz Mayıs Üniversitesi olarak biz baştan itibaren durduğumuz yerde durduk, hala aynı yerdeyiz” şeklinde konuştu. “Tepki sadece Siyonist İsrail’e değil, biri silahı veren diğeri de tetiği çeken” Tepkilerin İsrail ile sınırlı olmadığına da değinen Ünal, “Bu hareketin Batıda özellikle intifada olarak tanımlanması kampüslerde harekete geçmesi açıkçası bizim ümidimizi artırdı. İsrail’i, soykırımcı, lanetlenen bir milletin temsilcisi olarak İsrail’in çocuk, kadın, yaşlı, mağdur, hiçbir şeye bakmaksızın katlettiği, katlederken soykırım gerçekleştirdiği ve bunun yanında en güçlü bir şekilde destek verdiğini ilan eden Amerika’nın bu süreç içerisinde yer alan Batı’nın bütün ülkelerinin aynı safta görünmesi gerekiyor. Hiç birisinin birbirinden farkı yok. Birisi tetiği çeken, öbürü silahı veren. Dolayısıyla buradaki tepkinin sadece Siyonist İsrail olarak algılanması gerekiyor. Buradaki Siyonist İsrail’in havuzuna su taşıyan, onun gücüne güç katan, onun itibarını güçlendiren ne varsa varlık olarak, güç olarak, imkan olarak ne varsa tamamının kısıtlanması, tamamının üzerine gidilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Etkinlik, katılımcıların bir süre slogan atmasının ardından sona erdi.
Sinop Sinop’ta Engelliler Haftası etkinliği Sinop’ta Engelliler Haftası coşkuyla kutlandı. Sinop Hükümet Meydanı’nda düzenlenen etkinliğe Sinop Valisi Dr. Mustafa Özarslan, İl Jandarma Komutanı J. Kd. Alb. Ferhat Kuran, İl Emniyet Müdürü Tarıkhan Çetiner, protokol üyeleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Çelenk töreni sonrası günün anlam ve önemine ilişkin açıklamalarda bulunan Sinop Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Zeki Yıldırım, “Ülkemizde ve Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerde her yıl 10-16 Mayıs arası Engelliler Haftası olarak kutlanmaktadır. Hafta boyunca engellilerin sorunları tartışılır, topluma kazandırılmaları konularında çalışmalar yapılır. Toplumda farkındalık oluşturmak, onlara gerekli desteği vermek, onların da hakları olduğunu bilerek yaşamak hepimizin sorumlulukları arasındadır. İnsanlar birbirlerinden farklı olsa da eşit haklara sahiptir. Engelli ve özel bireylerimizin ihtiyaç ve sorunlarını sevgi ve anlayışla ele alıp soyutlamadan, ötekileştirmeden, bütünüyle aramızda olduklarını her daim hissettirmemiz gerekmektedir. Kurumlarımızın verilerine göre ülkemizde çeşitli engellere sahip beş milyonu aşkın vatandaşımız bulunmaktadır. Bu sayının yaklaşık bir milyon beş yüz binini çocuklar oluşturmaktadır. Aileleriyle birlikte ele aldığınızda engellilik konusu 85 milyonluk nüfusumuzun yaklaşık 35 milyonunu çok yakından ilgilendiriyor. Toplumda farkındalık oluşturmak, onlara gerekli desteği vermek, onların da hakları olduğunu bilerek yaşamak hepimizin sorumlulukları arasındadır” dedi.
Niğde Niğde’de Filistin’e destek yürüyüşü düzenlendi Niğde’de Ömer Halisdemir Üniversitesi kulüpleri tarafından düzenlenen ‘Filistin İçin Tek Yürek’ yürüyüşünde İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları protesto edildi. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Merkez Yerleşke’de düzenlenen yürüyüşe Rektör Prof. Dr. Hasan Uslu, akademisyenler, idari personel ile öğrenciler katıldı. İsrail aleyhine slogan atarak saldırıların kınandığı yürüyüşün ardından öğrenciler adına konuşma yapan İbrahim Gök, İsrail’in Filistin’e karşı dünyanın gözü önünde soykırım gerçekleştirdiğini söyledi. Gök, "7 Ekim’den bu güne 6 ayı aşkın bir süredir terör şebekesi İsrail tarafından yapılan sistemli soykırım insanlık tarihinin en kanlı vahşetleri ile devam etmektedir. 15 binden fazla çocuğun, 10 binden fazla kadının öldürüldüğü, hastanelerin hedef alındığı, yeni doğmuş bebeklerin vahşice katledildiği insanlık tarihinin en kanlı soykırımına karşı yeryüzündeki her bir bireyin insanlık onurunun sesi olarak tepki vermesi insan olmanın temelidir. İsrail’in kanlı terör eylemlerinin başladığı ilk günden beri tüm dünyada insanlar Siyonistlerin bu soykırımına kaşı büyük tepkiler ortaya koymaktadır. Son olarak ABD’de bulunan seçkin üniversitelerde öğrenci ve akademisyenler Gazze’de 200 günü aşkın süredir devam eden İsrail soykırımına karşı onurlu bir direniş başlatmıştır. ABD de bulunan üniversitelerde başlayan ve ’Kampüs İntifadası’ olarak ifade edilen eylemler, dünyanın farklı ülkelerinde bulunan seçkin üniversitelere yayılarak küresel bir tepki haline dönüşmüştür. Bizler de buradan bu onurlu tepkiye desteğimizi ilan ediyoruz. İsrail tarafından Gazze’de yapılan sistemli soykırıma karşı durmak adına insanlığın sesi olarak demokratik tepkilerini ortaya koyan öğrenci ve akademisyenleri selamlıyor ve öğrenci ve akademisyenler olarak kendileri ile dayanışma içerisinde olduğumuzu ilan ediyoruz" dedi. Rektör Hasan Uslu ise; "Filistin’de yapılan bir zulüm var. Bunun karşısında durmak için biz bağımsız, özgür ve hür iradeye sahip öğrenciler ve akademisyenler olarak üniversitemizde bir haykırış yaptık. Biz inanıyoruz ki en kısa sürede bu soykırım bitecek. Bu soykırımın karşısında olduğumuzu belirtmek istiyorum" dedi.