- 11 Eylül 2017 Pazartesi 13:07

Selçuk’tan, sanayide operatör ihtiyacına robotlu çözüm

A
A
A
Selçuk’tan, sanayide operatör ihtiyacına robotlu çözüm

Teknopol Selçuk AR-GE / Akredite Uygulama Merkezi (Teknopol-SAUM) mühendisleri, Türkiye’nin ilk yerli CNC Besleme Robotunu geliştirdi.

Teknopol Selçuk AR-GE / Akredite Uygulama Merkezi (Teknopol-SAUM) mühendisleri, Türkiye’nin ilk yerli CNC Besleme Robotunu geliştirdi. Çalışma, endüstri sektörüne iş gücü ve maddi açıdan katkı sağlayacak.


Selçuk Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Dekan Vekili ve Teknopol Selçuk AR-GE / Akredite Uygulama Merkezi Başkanı Prof. Dr. Necmettin Tarakçıoğlu yaptığı açıklamada, proje fikrinin Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin’in desteğiyle ülke endüstrisine katkı sağlamak amacıyla geliştiğini söyledi. Bu anlamda ithal edilen, Türkiye’de üretimi yapılmayan ‘besleme robotu’ üretmeye yönelik çalışmalara başladıklarını ifade eden Prof. Dr. Tarakçıoğlu, “Konya, CNC açısından çok ciddi kapasiteye sahip. CNC tezgahlarında, operatör bulma konusunda sıkıntı yaşanıyor. Operatör yerine sürekli aynı işi yapan ama 24 saat yorulmadan çalışan bir robot tasarladık. Yerli ve ilk olması bizim açımızdan önemliydi. Çalışmamız, ülke açısından ciddi bir katma değer sağlamaya yönelikti. Dövme işlemi gibi her türlü işlemi yapabilen bir özelliğe sahip. Robotumuzu genel bir ifadeyle ‘hammaddeyi alıp işlem yapacak tezgahları besleyen bir robot’ şeklinde de tanımlayabiliriz. İlla CNC olması çok fazla önemli değil. Endüstri alanında, ardışık işlemler varsa peş peşe 5 - 6 işlem tamamlanabiliyor. Örneğin robotumuz, komuta edilen işlemleri birinci tezgahın ardından diğer tezgahlara da seri bir şekilde aktarıyor. Her tezgahta, günde 3 vardiya hesabıyla 24 saat aralıksız 3 kişi çalıştığı hesap edilirse 4 tezgahlık bir sistem için 12 kişi lazım. Dolayısıyla tezgahlar yan yana geldiğinde 12 kişiye bedel bir robot çıkıyor” diye konuştu.



“Konya ve Gaziantep’te potansiyel müşterilerimiz bulunuyor”


Prof. Dr. Tarakçıoğlu, sektördeki firmaların ithal ürünlerin siparişinde zorluklar yaşadığını belirterek, “İthali niye zor? Çünkü robotlar, tezgaha monte edilmiş halde geliyor. Yani siz tezgahı alırken ‘robotuyla beraber’ derseniz getirtebiliyorsunuz. Biz her türlü eski-yeni tezgahın ölçüsünü, boyutlarını alıyoruz. Ona göre en, boy, yükseklik tayin ediliyor ve robot tasarlanıyor. Fiyatları, Avrupa ve Asya menşeli olarak 50 bin ile 150 bin euro arasında değişiyor. Biz uygun bir fiyatla ülkemiz endüstrisine yerli bir hizmet sunduk. Bu anlamda, görüştüğümüz firmalar oldukça mutlu. Robotumuz, ithal ürünlere göre aşağı yukarı yüzde 40 seviyesinde daha uygun. Çalışmamız, bir ekip çalışması. Arkadaşlarımızın hepsi tecrübeli insanlar. Buraya bu projenin gereğine inanarak dışarıdaki işlerini bırakarak geldiler. Burada bir umut var. Biz ürün sergisini çoğaltma ve yayma inancındayız. Şu anda Konya ve Gaziantep’te 2 tane bununla ilgili ciddi bir potansiyele sahip müşterimiz var. Onların tezgahlarına göre ön tasarımlara başladık ve önümüzdeki günlerde üretimini tamamlayacağız. Gelecekten umutluyuz. Türkiye iyi bir yolda, iyi bir kulvarda. Dolayısıyla hepimiz koşarak çalışmamız lazım. Bunu bize hem kültürümüz hem inancımız hem de aldığımız eğitim öneriyor” şeklinde konuştu.



“Firma ve çalışanlar için avantaj sağlıyor”


Proje ekibinde yer alan Makine Mühendisi Bilal Çetinkal ise Teknopol Selçuk AR-GE / Akredite Uygulama Merkezinin uygulamaya yönelik çalışmaların gerçekleştirilmesi açısından önemli imkanlar sunduğunu söyledi. Besleme robotu hakkında bilgi veren Çetinkal, şunları kaydetti: “Robot 2 hatla çalışıyor. Yatayda x hattı, dikeyde z hattıdır. Bunun dışında, bir yan hattı y vardır ve kafaya ilave hatlar eklenir. Çevrede tezgahların çok olması ve operatör ihtiyacının olmasından dolayı böyle bir şey yapmaya karar verildi. ‘Yerli imalat olsun’ denildi. Tabii ki dedik. Yani hem elimizdeki imkanlar hem de üniversitenin imkanları hepsini bir araya getirdik ve böyle bir ürün ortaya çıkardık. İnsanlar için avantajlı. İnsan zarar görmez. ‘Suya, yemeğe ihtiyacı yok’ diye bir tabir var, tam da onun gibi. Siz malzemesini verirsiniz, o işini yapar. İşi bittiği zaman haber verir. Firmalar açısından hem kolaylık hem de avantaj sağlıyor. Böyle güzel bir projeye girdik ve ülkemize hizmet ediyoruz. Bu tür projelere imza atınca güzel işler çıkıyor. Sonuçta yerli bir imalat gerçekleştiriyorsunuz. Önümüzün daha da açılmasını umut ediyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Bakan Kacır: "Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" dedi. Sakarya Teknokent Ar-Ge Binası, Füzyon Girişim Ofisi ve Milli Teknoloji Atölyesi açılışı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleşti. Açılışta konuşan Bakan Kacır, "Teknolojide tam bağımsız Türkiye tasavvurumuzu gerçeğe dönüştürme yolunda hayata geçirdiğimiz tüm bu projelerin Sakarya’mıza, üniversitelerimize, gençlerimize, ülkemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Küresel ölçekte değişimin hız kazandığı, bilginin stratejik bir güç halinde geldiği bir çağdayız. Bu dönemde ülkelerin refah düzeyini ve rekabet gücünü bilimsel bilgi üretme kabiliyetiyle teknolojideki yenilikleri ekonomik değere dönüştürme düzeyi belirliyor. Özellikle yenilikçi teknolojilerde söz sahibi ülkeler sadece bugünün değil yarının dünyasını da şekillendiriyor. Pek çok ülkenin belirsizlikler sarmalında bocaladığı ve geleceğe dair vizyon ortaya koymakta zorlandığı bu süreçte bizler yaşanan değişimi tehdit olarak değil bilakis Türkiye adına tarihi bir fırsat olarak görüyoruz. Bu anlayışla bilimi ve teknolojiyi kalkınma yolculuğumuzun pusulası atlettik. Son 23 yılda dev bir Ar-ge ve inavasyon alt yapısı inşa ettik. Bugün özel sektörümüz bünyesinde bin 700’ü aşkın Ar-Ge ve tasarım merkezinde görev yapan nitelikli mühendislerimiz ve teknisyenlerimiz, yüksek katma değerli üretimi mümkün kılan yenilikçi çözümler geliştiriyor" dedi. "Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık" Bakan Kacır, "113 Teknoparkımızda 12 binden fazla firmamız inavasyon odaklı çalışıyor. Bilim insanlarımız, araştırmacılarımız özel sektörümüze sunduğumuz destekler neticesinde Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık. 2002’de 29 bin olan tam zaman eş değer Ar-Ge personel sayımız şimdi 310 bini aştı. İnşa ettiğimiz güçlü Ar-Ge alt yapısı milli teknoloji hamlesinin vizyon projelerinin fikirden hakikate dönüştüğü biz zemini sundu. 23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. İnsansız hava aracı üretiminde dünyada lideriz. Türkiye’nin otomobili Togg ile elektrikli ve akıllı araç devrimini ve otomotiv sektöründe yaşanan eşzamanlı dönüşümleri ülkemiz adına fırsata çevirme iddiamızı ortaya koyduk. Teknoloji üretiminde ve geliştirmede yakaladığımız bu ivmeyi farklı sektörlere taşıyarak üniversitelerimizle sanayi arasındaki iş birliğini daha da güçlendirerek Türkiye yüzyılında teknolojide tam bağımsız Türkiye hedefimizi adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz" diye konuştu. "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz" Bakan Kacır, "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz. Bu doğrultuda ülkemizde teknolojik girişimlerin yeşermesini ve ölçeklenmesini mümkün kılacak zemini çok boyutlu adımlarla inşa etti. Hayata geçirdiğimiz fonların fonu ve eş finansman mekanizmalarıyla 4,6 milyar liralık kamu kaynağını doğrudan girişimlerimize yönlendirdik. Bu etkiyle 120 milyar liralık özel sektör yatırımını harekete geçirdik. Erken aşama girişimlerine finansman sağlayan BİGG programımızla 2 bin 500’den fazla teknoloji girişiminin hayata geçmesini sağladık. 2018’den bu yana düzenlediğimiz Teknofestlerle gençlerimizi girişimcilik yolculuğuna dahil ettik. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" şeklinde konuştu. "Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız" 81 ilde milli teknoloji atölyelerinin kurulacağını aktaran Bakan Kacır, "Bugün oyundan e-ticarete, yapay zekadan finans teknolojilerine geniş bir yelpazedeki girişimlerimiz iftihar vesilemizdir. Bu başarı ivmesini katlanarak 2030 yılına kadar ülkemizden 100 bin teknolojik girişiminin doğmasını ve milyar dolar değeri aşan unicornların bizim değimimizle Turkornların toplam kıymetinin 100 milyar doları aşmasını hedefliyoruz. Bu cennet vatanın her köşesindeki gençlerimizin teknoloji geliştirme ve dünyayı değiştirme iddiası taşıyabilmesini sağlayacak bir alt yapıyı kurmayı temel önceliğimiz olarak görüyoruz. Sakarya gerek sahip olduğu dev sanayi alt yapısı ve lojistik gücü, gerekse küresel finans ve teknoloji merkezi İstanbul’a yakınlığıyla girişimciler için önemli bir marka değerine sahip. 2010’da faaliyete geçen ve bünyesinde 130’dan fazla firmanın çalışmalarını sürdürdüğü Sakarya Teknokent, şehrimizde teknoloji girişimciliğinin nabzının attığı, üretim ile aklın buluştuğu milli teknoloji hamlemizin örnek projelerinin hayata geçirildiği ekosistemi inşa ediyor. Girişimcilerin yoğun ilgi gösterdiği Teknokentin yatırımcı talebine cevap verebilmesi adına ilave olarak 6 bin 500 metrekare kapalı alan barındıran 39 bin metrekare bir alanı ilan ettik. Bugünde bakanlığımızın 113 milyon lira ile hayata geçen yeni Ar-ge binasının açılışındayız. Teknokentimizde 3 bin 700 metrekare kapalı alanıyla girişimcilerimize çalışma alanı sunuyoruz. Aynı zamanda bina içinde faaliyet gösterecek füzyon girişim ofisiyle kuluçka ve kuluçka öncesi aşamadaki girişimcilerimize destek seti sunuyoruz. Üniversitelerimiz ve bilim merkezlerimiz bünyesinde kurduğumuz milli teknoloji atölyeleriyle ülkemizin yarınlarını inşa edecek gençlerimizi ileri teknoloji ekipmanları ve modern alt yapıyla buluşturuyoruz. Önümüzdeki yılsonuna kadar 81 ilimizde 100 milli teknoloji atölyesini tamamlamak üzere bir seferberlik ruhuyla çalışıyoruz. İki üniversitemizin de öğrencileri bu atölyede çalışacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak ülkemizin nitelikli insan kaynağını büyüten, yetkinliğini derinleştiren politikaları sürdüreceğiz. Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız. 60 milyon lira destek sağlayacağımız ve bünyesinde atölyeler, sergiler barındıracak olan modern tesis ile gençlerimizin merak ve keşfetme duygusunu ateşleyen bilim üssünü şehrimize kazandıracağız" ifadelerini kullandı.