SAĞLIK - 24 Eylül 2017 Pazar 10:23

Alzheimer’den egzersiz ve sağlıklı beslenme ile korunun

A
A
A
Alzheimer’den egzersiz ve sağlıklı beslenme ile korunun

KONYA (İHA) – Türkiye’de Alzheimer hastalığının hiç de azımsanamayacak oranda görüldüğünü ve ailesinde hastalık öyküsü olan kişilerin nöroloji uzmanına başvurması gerektiğini belirten uzmanlar, egzersiz, spor ve sağlıklı beslenme ile hastalığın başlama yaşının geciktirilebileceğini ve semptomların daha hafif seyredebileceğini söyledi.

KONYA (İHA) – Türkiye’de Alzheimer hastalığının hiç de azımsanamayacak oranda görüldüğünü ve ailesinde hastalık öyküsü olan kişilerin nöroloji uzmanına başvurması gerektiğini belirten uzmanlar, egzersiz, spor ve sağlıklı beslenme ile hastalığın başlama yaşının geciktirilebileceğini ve semptomların daha hafif seyredebileceğini söyledi.


Medova Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Aysun Hatice Akça Karpuzoğlu, Alzheimer hastalarında tedaviler ile unutkanlıkları, kişilik değişikliklerini, davranışsal değişiklikleri bir nebze azaltabildiklerini belirtti. Dr. Karpuzoğlu, eğer kişilerin günlük yaşam aktivitesini etkileyen, kişinin kendisinden, çevresinden uzaklaşmasına ve yabancılaşmasına neden olan bir unutkanlık varsa ya da fonksiyonelinde zayıflama varsa mutlaka Alzheimer açısından bu hastaların değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Karpuzoğlu şöyle konuştu:


“Alzheimer hastalığı unutkanlığa, bilinçsel fonksiyon bozukluklarının eşlik ettiği en sık görülen bunama tipidir. Ülkemizde de bu hastalık hiç de azımsanmayacak oranda görülüyor. 500 bin Alzheimer hastası şu anda tedavi oluyor. Bu çok yüksek bir oran. Görünürde tedavi olan hasta sayısı bu. Muhtemelen tedavi almayan hasta sayısı da bir o kadar vardır. Bu hastalığın belirtileri ilk planda unutkanlık olup, özellikle yakın geçmişin, yakın bilgilerin hafızaya kayıt edilememesi şeklindedir. Ama ilerleyen süreçte kişinin çevresine ve kendisine yabancı hissetmesine neden olacak düzeye varabilir. Zamanla unutkanlık kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyecek düzeye ulaşabilir. Bu aşamada kişide beceri kaybı da olur. Örneğin çok güzel, çok iyi yaptığı işleri yapmakta zorlanma, evinin adresini karıştırma gibi. Kendi evinde yabancı gibi hissedecek noktaya kadar ilerleyebilir. Unutkanlığın yanı sıra hastalarda karakterde değişme, davranış değişiklikleri de olabilir. Aşırı sinirlilik-sakinlik, çok yeme-iştah kapanması, içe kapanma-dışa dönük olma gibi. Hastalarda bazen sosyal inhibisyon kaybına bağlı uygunsuz davranışlar da görülebilir. Bazı hastalarda kendine zarar gelebileceği, hırsızlık yapıldığı, aldatıldığı şeklinde patolojik düşünce bozuklukları, kıskançlık olabilir. Zamanla planlama ve muhakemede bozulmalar da olabilir. Depresyon, aşırı neşe şeklinde duygulanım bozuklukları, hesap yapmada zorlanma, konuşmada zorlanma şeklinde semptomlar da olabilir.”



"Alzheimer hastalığı genetik geçişi de olan bir hastalıktır”


Hastaların genelde ileri evrede hastaneye başvurduğunu belirten Karpuzoğlu, “Tabii genelde biz hastaları ileri evrede görüyoruz. Bazen de bu hastalar, doğal yaşlılık sürecinde unutkanlıklar nedeniyle çok göz ardı edilebiliyor. Alzheimer hastalığı genetik geçişi de olan bir hastalıktır. Yani unutkanlığı olan bir kişi, ailede de Alzheimer öyküsü varsa bu açıdan hastalığın olabileceği düşüncesiyle mutlaka nöroloji hekimine başvurmalı. Hastalıkta beyinde, özellikle hafıza merkezi olmak üzere beynin bazı bölgelerinde anormal protein birikimine bağlı hücre ölümü oluyor. Ama biz bunu önleyebiliyor muyuz, hayır önleyemiyoruz. Çünkü hastalık ortaya çıkmadan onlarca yıl öncesinde beyinde protein birikimi ile birlikte hücre ölümü başlıyor. Hücre ölümü belirli bir noktaya geldikten sonra hastalarda unutkanlıklar, yapacağı işleri yapmakta zorlanma, planlamada zorlanma, yemek yapan bir kişinin çok güzel yaptığı o yemeği yapamaması gibi ya da bir tamir becerisinde zayıflama gibi ya da planlama programlama ile ilgili bir takım zayıflamayla kendini gösterebiliyor. İleri aşamada bu hastalarda kişilik değişiklikleri oluşabiliyor ve biz genelde ileri aşamada hastaları görüyoruz. Bu açıdan eğer kişinin günlük yaşam aktivitesini etkileyen, kişinin kendisine, çevresine uzaklaşmasını, kendisine ve çevresine yabancılaşmasını sağlayan bir unutkanlık varsa ya da fonksiyonelinde zayıflama varsa mutlaka Alzheimer hastalığı açısından bu hastaların değerlendirilmesi lazım” dedi.



‘‘Hastalığın kesin tedavisi yok ama yardımcı tedaviler herkes için hayat kalitesini arttırabilir”


Nöroloji Uzmanı Dr. Aysun Hatice Akça Karpuzoğlu, hastalığın kesin bir tedavisi olmadığını belirterek, tedavi ile unutkanlıkları, kişilik değişikliklerini, davranışsal değişiklikleri tamamen ortadan kaldıramadıklarını ancak bir nebze azaltabildiklerini dile getirdi. Karpuzoğlu, “Verdiğimiz tedavi ile kişinin günlük yaşamı olumlu etkilendiği gibi hasta yakınının yükünü de azaltabiliyoruz. Bu açıdan hastaların tedavisi ve erken tedavi çok önemlidir. Tedavide beyindeki eksilen maddeyi yerine koymaya çalışarak ya da eksilen maddenin yaptığı etkiyi ortaya çıkaracak ilaçlar vererek bu hastalarda, hastanın yakınına düşen yükü azaltıyoruz. Bir yakınınızın olduğunu düşünün; unutkanlıklarının başladığın, sizi tanımadığını, annenizin, babanızın sizi tanımadığını, size yabancılaştığını düşünün. Yeri geldiğinde kendisini bile tanımadığını, eşini tanımadığını, eşini kardeşi zannettiğini. Bu hastada en azından davranışsal semptomların azalması, kişinin en azından yakın çevresini hatırlaması açısından tedavi çok önemli” ifadelerini kullandı.



"Her unutkanlık Alzheimer değildir’’


Karpuzoğlu, egzersiz, spor ve sağlıklı beslenme ile hastalığın başlama yaşının geciktirilebileceğini, semptomların daha hafif seyredeceğini belirterek, “Genel anlamda sağlıklı bünye için bazı öneriler vardır. Sağlıklı beslenme, spor yapma, fiziksel ve zihinsel egzersizler yapma. Alzheimer hastalığı da sağlıklı bireyin yapması gereken şeyleri yapmakla, başlangıç yaşı olarak ötelenebilecek bir hastalık. Fiziksel egzersiz, günlük 45 dakika yürüyüş yapmak, sağlıklı beslenme ve Akdeniz tipi beslenmenin Alzheimer hastalığı için koruyucu olduğu biliniyor. Aynı zamanda zihinsel egzersizler yapmak, bulmaca çözmek, sudoku çözmek, sürekli zihni meşgul edecek bir şeyler yapmaya çalışmak, yeni bir şeyler öğrenmeye çalışmak, çeşitli kurslara gitmek, aktivitelere katılmak, motivasyonun canlı tutulması Alzheimer hastalığı ve aslında genel anlamda genel sağlık açısından koruyucu yöntemlerdir” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa BUÜ Veteriner Fakültesi’nde 46. yıl coşkusu Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Veteriner Fakültesi, kuruluşunun 46. yılını akademik ve idari personel ile öğrencilerin katıldığı büyük bir organizasyonla kutladı. Çok sayıda yarışmanın yapıldığı ve ödüllerin dağıtıldığı etkinlik, özellikle öğrenciler için unutulmaz anlara dönüştü. Görükle Kampüsü içerisinde başlatılan kutlama törenlerinde ilk olarak “Geleneksel Süt Koşusu” düzenlendi. Veteriner Fakültesi çiftliğinden start alan ve Hayvan Hastanesi önünde son bulan koşunun ardından Programın sonunda emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Selahattin Ceylan’ın yazdığı ve okuduğu Veteriner Fakültesi Marşı izleyenleri duygulandırdı. Gün boyu devam eden etkenliklerde daha önce elemeleri yapılan satranç turnuvası, futbol turnuvası, oryantiring ve bilgi yarışmasının finalleri gerçekleştirilerek dereceye girenlere madalyaları takdim edildi. Öğrenciler, öğle yemeğinin ardından düzenledikleri halat çekme, okçuluk ve Veteriner Fakültesine özgü ‘’yoğurt yeme yarışması’’ gibi çeşitli oyunlarla eğlenceli vakit geçirdi. Organizasyon, akşamüzeri gerçekleştirilen açık hava sinemasında film gösterimiyle son buldu. Etkinlikler hakkında açıklamada bulunan Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Şenlik, 1978-1979 Eğitim-Öğretim yılında 46 öğrenci ile eğitim-öğretime başlayan Fakültenin bugün Türkiye genelinde en ileri seviyede mesleki eğitim veren yükseköğretim kurumuna dönüştüğünü vurguladı. Düzenledikleri kutlama töreniyle birlikte öğrencilere BUÜ Veteriner Fakültesi mensubu olmalarının ayrıcalığını hissettirdiklerini aktaran Dekan Şenlik, “Gün boyunca düzenlediğimiz organizasyonlara yoğun bir katılım oldu. Akademisyenlerimiz, idari personelimiz ve emekli hocalarımız ile çok sayıda öğrencimizi ağırladık. Hepsi de mutlu oldu ve gururlandı. Bu vesileyle kuruluşundan günümüze kadar fakültemizde görev yapmış olan tüm Dekanlarımıza, Öğretim Üyelerimize, Araştırma Görevlilerimize, Doktora Öğrencilerimize ve İdari Personelimize hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. İnşallah bundan sonra hep birlikte daha çok çalışarak fakültemizi daha ileriye taşıyacağız” dedi.
Kocaeli Evsizlerin sokakta kalmasına müsaade edilmiyor Gebze ilçesinde gidecek yeri bulunmayan evsiz vatandaş, barınma ve konaklama merkezine yerleştirilerek sıcak yuvaya kavuştu. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin en önemli sosyal sorumluluk projelerinden biri olan Barınma ve Konaklama Merkezi, sokakta kalan evsizlere sahip çıkıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın, “Kocaeli’de kimse aç ve açıkta kalmayacak” talimatını büyük bir hassasiyetle yerine getiren Zabıta Dairesi Başkanlığı ekipleri, devriye sırasında rastlanılan veya gelen ihbarlar üzerine yerleri tespit edilen evsiz vatandaşları Barınma ve Konaklama Merkezi’ne götürüyor. Sıcak bir yuvaya hasret kalan vatandaşların ihtiyacını Barınma ve Konaklama Merkezleri ile sağlayan büyükşehir belediyesi, bu bağlamda Gebze’de evsiz bir vatandaşa sahip çıktı. Gebze Bölgesi Zabıta Amirliği ekipleri, gidecek yeri bulunmadığını tespit ettiği vatandaşı ekip aracıyla Gebze Mevlana Mahallesi’nde bulunan Barınma ve Konaklama Merkezi’ne götürdü. Sıcak yuvaya kavuşturulan evsiz vatandaş, kendisine sahip çıkan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. İzmit ve Gebze’de faaliyet gösteren Barınma ve Konaklama Merkezleri yılın 12 ayında kapılarını evsiz vatandaşlara açıyor. Yatak, masa, dolap, battaniye gibi temel ihtiyaç malzemelerinin bulunduğu odalarda, banyo için 24 saat sıcak su imkânı sağlanıyor. Evsiz vatandaşlara 3 öğün sıcak yemeğin yanında temizlik ve sağlık hizmetleriyle ihtiyaç halinde psikolojik destek de sağlanıyor.