EKONOMİ - 22 Mart 2018 Perşembe 15:32

Konya Şeker’e Maliye Bakanlığından ödül

A
A
A
Konya Şeker’e Maliye Bakanlığından ödül

Konya Şeker, il bazındaki Kurumlar Vergisi sıralamasında ilk 5’e girerek, Maliye Bakanlığı tarafından ödüle layık görüldü.

Konya Şeker, il bazındaki Kurumlar Vergisi sıralamasında ilk 5’e girerek, Maliye Bakanlığı tarafından ödüle layık görüldü.


İl bazındaki Kurumlar Vergisi sıralamasında ilk 5’e giren Konya Şeker’e bir ödül de Maliye Bakanlığından geldi. Bakan Naci Ağbal, “2017 yılında ilinizde Kurumlar Vergisinde en yüksek beyanda bulunan ilk beş mükellef arasında olmanız dolayısıyla kutlar, ülke ekonomisine yaptığınız değerli katkılardan dolayı teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim” mesajıyla ilk 5’e giren firmalara teşekkür belgesi gönderdi. Bakan Ağbal imzalı teşekkür belgesini, Konya Vergi Dairesi Başkanı Musa Kazım Ünver takdim etti.


Konya Vergi Dairesi Başkanı Musa Kazım Ünver de Bakan Naci Ağbal adına Konya Şeker’e teşekkür etti. Törende bir konuşma yapan Ünver, “Biz Konya Şeker’i, Torku’yu sırf ticari kaygılarla faaliyet gösteren bir şirket olarak değil, başta Konya ekonomisine ülke ekonomisine katkı sağlayan, kazancını üreticisiyle paylaşan, üretim çarkını insanımızın refahını artırmak için döndüren bir model olarak da önemli ve değerli görüyoruz. Bunu takdirle karşılıyoruz. Konya Şeker modelinin tüm ülkemizde örnek olması en büyük temennimizdir. Bu uğurda mücadele veren tüm çalışanlara teşekkür ediyor başarılarının her daim devam etmesini diliyorum” dedi.


Teşekkür belgesini, Anadolu Birlik Holding adına İcra Kurulu Üyesi Harun Reşat Ersöz aldı. Konya Şeker’in, Anadolu Birlik Holding bünyesindeki bütün iştiraklerde, Başkan Recep Konuk’un oluşturduğu vizyon çerçevesinde, ülkesine ve milletine hizmet etmeye devam ettiğini ifade eden Harun Reşat Ersöz, “Üretime, üreticiye, toplumun bütün kesimlerine, devletimize katkı yapmaya, kalkınmanın unsurlarından birisi olmaya devam edeceğiz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de yeşil dönüşüm merkezi kurulacak Mersin Büyükşehir Belediyesince, İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi öncülüğünde ‘Mersin Yeşil Dönüşüm Merkezi’ kurulmasının planlandığı bildirildi. Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, merkez hem şehirdeki hem de bölgedeki sektörler için yeşil ekonomiye dair önemli bir odak olacak. Mersin Yeşil Dönüşüm Merkezi; iş dünyasını yeşil dönüşüm çabalarının bir parçası haline getirme, iş dünyası temsilcilerinin katılımları ile kentteki yeşil dönüşüm politikalarını geliştirme, iş insanlarını bu doğrultuda destekleme ve yönlendirme ile ticaret ve sanayi odası, akademi ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının iş birliğini sağlama rolünü üstlenecek. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde, Mersin’deki çeşitli kurum ve kuruluşlar, akademisyenler ve STK temsilcileri ile Mersin Yeşil Dönüşüm Merkezi bilgilendirme toplantısı yapıldı. “İklim değişikliği ile mücadele konusunda önemli adımlar atıyoruz” İklim değişikliği ile mücadele konusunda Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak önemli adımlar attıklarını, bunlardan birinin de kurulacak olan Yeşil Dönüşüm Merkezi olduğunu kaydeden İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanı Kemal Zorlu, iklim değişikliğinin hayatın her alanında kendisini gösterdiğinden ve son yıllarda da etkisini artırdığından söz ederek, “Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak, belediyemizin kendi faaliyetleri içerisinde, daha iklim dostu bir bakış açısını etkin kılabilmek amacıyla bir toplantı gerçekleştirdik. Yeşil Dönüşüm Merkezi çerçevesinde, her birimin kendi faaliyetleri ile ilgili neler yapması gerektiğine dair görüşlerini not aldık. Ayrıca dış paydaşlarımız olan üniversiteler, sivil toplum örgütleri, kamu kurum ve kuruşlarının temsilcileri ile de bir araya geldik” dedi. “Kentteki tüm insanların, iklim değişikliği konusunda bilinçlenmesini amaçlıyoruz” Amaçlarının hem belediye içerisinde hem de belediye dışında Mersin’de yürütülen faaliyetlerin daha yeşil bir perspektifle yapılması, iklim değişiklikleri noktasında daha uyumlu ve çevreye zararları en az olacak şekilde faaliyetlerin gerçekleştirilmesi olduğunu ifade eden Zorlu, “Bundan sonra iklim değişikliği ve çevre konusu ile ilgili yürüteceğimiz faaliyetlerimizi, Yeşil Dönüşüm Merkezinin çatısı altında gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Sadece belediye faaliyetleri ya da üretim sektörleri değil, kentte yaşayan tüm insanların iklim değişikliği konusunda bilinçlenmesini amaçlıyoruz. Vatandaşların; kendi evlerinde kullanmış olduğu elektrik, su, doğalgaz gibi kaynakların daha sürdürülebilir olması ve üretilen atık miktarının olabildiğince azaltılması gibi faaliyetlerle ilgili eğitim çalışmalarını da gerçekleştireceğiz” diye konuştu. “Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak bir ilke daha imza atıyoruz” Türkiye’de belediyeler içerisinde herhangi bir Yeşil Dönüşüm Merkezi olmadığını ve Mersin’de bir ilk olacağını da sözlerine ekleyen Zorlu, “Biz Yeşil Dönüşüm Merkezini kurarak, Türkiye’deki Büyükşehir Belediyesi ya da il belediyeleri içerisinde, ilk Yeşil Dönüşüm Merkezini kuran belediye unvanını da alacağız” ifadelerini kullandı. “Belediyelerin yerel ekonomik kalkınma çalışmalarındaki gücünü artırmaya çalışıyoruz” RESLOG Türkiye Ulusal Proje Yöneticisi Burcu Özüpak Güleç ise Mersin Büyükşehir Belediyesi ile uzun zamandır RESLOG projesi kapsamında çalıştıklarını belirterek, “Şu anda Mersin’de göç master planı çalışmalarımız ile deprem sonrası yol haritasının ve kent önceliklerinin belirlenmesine yönelik çalışmalarımızı tamamladık. Yerel ekonomik kalkınma çalışmasının sonucu için bir araya geldik. Yenilikçi ve iş birliği alanı oluşturan bir proje olduğu için de mutluluk duyuyoruz. Projede; belediyelerin bu anlamdaki yerel ekonomik kalkınma çalışmalarındaki gücünü artırmayı ve buradaki rollerini güçlendirmeye çalışıyoruz” dedi. Yeşil dönüşüm dendiğinde sadece kentsel altyapıdan bahsetmediklerini, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümden bahsettiklerini kaydeden Güleç, “Bunun için de kentteki tüm paydaşların birlikte hareket etmesi gerekir. Mersin Yeşil Dönüşüm Merkezinin de bu iş birliğinin ilk aşaması olduğu için önemli olduğunu düşünüyor ve RESLOG projesi olarak destekliyoruz” şeklinde konuştu.
İstanbul Kalp rahatsızlığından vefat eden çocuğu kullanarak insanları dolandırdı Ümraniye’de bir dolandırıcı, daha önce kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat eden Yahya Karakuş’un fotoğraflarını ve hastalığını kullanarak sosyal medya üzerinden para topladı. Oğlunu kız gibi gösterip yardım toplayan dolandırıcıyı fark eden anne Figen Karakuş, “Bir anne daha ne kadar yıkılabilir bilemiyorum" dedi. İddiaya göre, Serhad T., yaklaşık 5 yıl önce Ümraniye’de kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat etmiş Yakup Karakuş adındaki çocuğun fotoğraflarını kullanarak yüzlerce kişiyi dolandırdı. Anne Figen Karakuş, internette gezinirken durumu fark etti. Figen Karakuş, sosyal medya üzerinden Serhad T.’ye ulaşarak, yardım parası için fotoğrafları kullanılan çocuğun kendi vefat eden oğlu olduğunu söyledi. Duruma sinirlenen dolandırıcı; anne Karakuş’a tehdit, hakaret ve küfür etmeye başladı. Emniyete başvuran anne Figen Karakuş vefat eden oğlu için adalet istiyor. Erkek çocuğunu kız gibi gösterip yardım istedi Anne Figen Karakuş, "Geçen cuma bana bir mesaj geliyor, ‘Sizin oğlunuzun resmini bir dolandırıcı tarafından kullanılıp para toplanılıyor’ diye. Ben onu gördüğümde ne hissettiğimi değil de yani ne yapacağımı şaşırdım. Biz bu insana ulaştık, yüklü miktarda bir yardım yapacağız dedik. bize çocuğun resmini gösterir misin dedik. O da ‘gruplara attığım resim doğrudur, bu benim kızımdır, bir baba olarak ben kızım hakkında yalan mı söyleyeceğim’ dedi. Sonra neyse biz böyle biraz üsteleyince hani bir resim falan görelim ona göre sana yardım edelim dedik, adam hemen telefonu kapattı anladı. İster yapın ister yapmayın dedi, hani olay doğrudur dedi kapattı. Adam tutturmuş hayır o benim kızım diyor. Anladı benim annesi olduğumu, bu sefer bana tehditler savurmaya başladı. İnsanları dolandırmaya çalışıyorlar ve bu gibi insanlar yüzünden gerçekten hasta olan çocuklara yardım edilmiyor. Bir anne daha ne kadar yıkılabilir bilemiyorum" diye konuştu.
İzmir Yüzde 96 engeli bulunan MS hastası genç, yazdığı kitaplarla hayata tutunuyor Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde yaşayan Multiple Skleroz (MS) hastası Abdullah Berber (25), hastalığı sürecindeki mücadelesini ve bu süreçte anlatamadığı durumları kitap haline getirdi. Berber, “Şu anda istediğim tek şey çalışmak” dedi. Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde yaşayan 25 yaşındaki Abdullah Berber, 15 yaşında Marmaris’te bir otelde çalışırken, müşteriye servis yaptığı sırada ellerinin titrediğini fark etti. İlk başta titremelerin yorgunluktan kaynaklandığını düşündü. Daha sonra yaz tatilinin bitmesiyle memleketi Manisa’ya geri döndü. Şikayetlerinin devam etmesiyle Berber, bir süre sonra kontrol amacıyla Ege Üniversitesi Hastanesi’ne başvurdu. Orada yapılan tetkikler sonucu Berber’e, merkezi sinir sistemi rahatsızlığı olan MS hastalığı teşhisi konuldu. Yüzde 96 engeli bulunan Berber, hastalığın ataksız süreğen yüzde 5’lik kesimi arasında yer alıyor. 5 senede 5 kitap yazdı Hastalığı sebebiyle yürümekte güçlük çeken ve bastondan destek alan Berber, hastalığını öğrendikten sonra bir kitap yazmaya karar verdi. İlk olarak 2015 yılında yaşadığı süreci ve hastalığını konu alan ‘Gülümse’ kitabını çıkardı. Kitabının ilgi görmesinin ardından yazmayı bırakmayan Berber, sırasıyla ‘Hayata Dair’, ‘Aybike’, ‘Reform’ ve ‘Sol Yanım’ kitaplarını bastırdı. Her kitabında hastalığıyla ilgili ayrı bir hikayeyi ele alan Berber, 1 şiir, 2 otobiyografi ve 2 hikaye kitabı olmak üzere, 5 yılda toplam 5 kitap yazdı. Ayda bir kez gittiği İzmir Şehir Hastanesi’nde tedavisine devam edilen Berber, şimdi ise Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde bulunan pazaryerinde hem doğal ürünlerini hem de yazdığı kitapları satarak hastane masraflarını karşılamaya çalışıyor. Hastalığını öğrendiğinde yaşadığı şoku atlatmanın çok uzun zaman aldığını ifade eden Berber, “Çünkü daha önce ismini bile duymadığım bir hastalıkla hayatımı paylaşmıştım. O süreç benim için çok zordu. Çok büyük mücadelelerim oldu. Yaptığım en büyük hatanın MS hastalığını düşmanım olarak görmek olduğunu düşünüyorum. Çünkü ben onunla savaştım ve MS beni yendi. Artık onu kötü bir arkadaşım olarak görüyorum. Hiçbir zaman anlaşamayacağız ama hayatımdan da hiç çıkmayacak” ifadelerine yer verdi. “En büyük sıkıntım çalışamıyor olmam” Çalışabildiği takdirde hayatını devam ettirebileceğini ve hayata biraz daha tutunabileceğini düşündüğünün altını çizen Berber, şunları kaydetti: “Titremelerim tüm bedenimi sardı, dengemi kaybediyorum. Bastonsuz ve desteksiz yürüyemiyorum. En büyük sıkıntım çalışamıyor olmam ama bunun için de pazarcılık yapıyorum. Benim için başkalarına muhtaç olmak, eşyaları taşımak zor bir süreç. Benim şu anda istediğim tek şey çalışmak. Kendimi herhangi bir yere ait hissetmek istiyorum. Ben MS hastalığının en şanssız olan yüzde 5’lik kesimindeyim.” “Hastalığımı insanlara tanıtmak istedim” Hastalığını öğrendikten bir süre sonra kitap yazmaya başladığını söyleyen Berber, anlatamadığı durumları kitapta anlatmak ve hastalığını insanlara tanıtmak istediğini aktardı. Yazdığı kitapların hikayelerinden bahseden Berber, “İlk olarak ‘Gülümse’ isminde bir kitap yazdım. Daha sonrasında sırasıyla ‘Hayata Dair’, ‘Aybike’ ve ‘Reform’ adında kitapları çıkardım. ‘Reform’ kitabımda insanların kendi hayatlarında yapabilecek oldukları değişiklikleri, bir kişiye ‘sen’ veya ‘siz’ diye hitap edilmesini anlattım. Ardından ‘Sol Yanım’ isminde de bir şiir kitabı çıkardım” diye konuştu. “Olabilecek en iyi şeyleri kitaplarda yapmaya çalışıyorum” “Kitaplarımda hastalığıma dair yaşadığım olaylar var” diyen Berber, sözlerine şunları da ekledi: “‘Hayata Dair’ kitabımda hastalıktan önceki ve sonraki süreci anlatmaya çalıştım. ‘Reform’ kitabımda da MS hastası bir kişiden bahsettim. Bu kişi benim hayatımdaydı. Ailesi hastalığımdan dolayı beni istemedi. Çok zor süreçler yaşadım. Olabilecek en iyi şeyleri kitaplarda yapmaya çalışıyorum.” Maliyetlerin artması sebebiyle kitap yazmaya devam etmeyi düşünmediğini ifade eden Berber, vatandaşların da kitaba olan ilgisinin azaldığını belirtti.