SAĞLIK - 22 Nisan 2018 Pazar 12:27

Hareketsiz kalmak eklem ve kas ağrılarını arttırıyor

A
A
A
Hareketsiz kalmak eklem ve kas ağrılarını arttırıyor

Fizik Tedavi Uzmanı Doktor Gamze Yılmaz Yanartaş, kış aylarında hareketsiz kalmanın bahar aylarında eklem ve kas ağrılarını arttırarak sağlık problemlerine yol açtığını belirtti.

Fizik Tedavi Uzmanı Doktor Gamze Yılmaz Yanartaş, kış aylarında hareketsiz kalmanın bahar aylarında eklem ve kas ağrılarını arttırarak sağlık problemlerine yol açtığını belirtti.


Medicana Konya Hastanesi Fizik Tedavi Uzmanı Doktor Gamze Yılmaz Yanartaş, bahar aylarında görülmekte olan eklem ve kas ağrılarının sebebinin hareketsiz kalmaktan kaynaklandığını belirterek, “Bahar aylarında kas ve iskelet sistemlerinde ağrılar maalesef artıyor. Bunun sebebi var. Bunun en büyük sebeplerinden biri vücuttaki vitamin ve mineral eksikleri. Kışın sedanter (hareketsiz) bir hayatımız olduğu için güneş ışığından da uzağız. Bu yüzden vücuttaki d vitamini düzeyimiz düşüyor. Bu, yaza doğru girerken vücutta azalan diğer mineral eksiklikleri ile beraber birleştiğinde eklem ve kas ağrılarını arttırıyor. Bahar aylarında eklem ve kas ağrıları arttığı gibi kronik yorgunluk sendromu gibi fibromiyalji (yaygın kas iskelet sistemi ağrısı) gibi ağrılı kas hastalıklarında artış görüyoruz. Bunlar gezici ağrılar. Genelde sabah dinç uyanamama, yaygın eklem ağrıları, tahlillerin normal çıkması, herhangi bir sıkıntı bulunamaması gibi şikayetlerle kendini gösteriyor. Burada yapmamız gereken hekimimizle konuşup değerlere bakılması gerekir. Tiroit hormonumuz, vitamin değerlerimiz vücudumuzdaki mineral düzeyleri tetkik edilir. Bunlarda eksiklik varsa ya da romatolojik bir hastalığı varsa romatizma tahlilleri yapılarak bunun açığa çıkarılması gerekir” dedi.



"Romatizmal hastalıklar eklem ağrılarını tetikliyor"


Eklem ağrılarında romatizmal hastalıkların etkisinin olduğunu söyleyen Uzman Doktor Yanartaş ağrı sorunu yaşayanların tedavi olması gerektiğini belirtti. Yanartaş, “İltihaplı ve iltihapsız olmak üzere romatizmal hastalıklar ikiye ayrılıyor. Bunların her ikisi de hem iltihabik olanlar hem de iltahapsız olan eklem romatizmalarında da havaların değişmesi ile ısının değişmesi ile beraber eklem ağrıları ortaya çıkabiliyor. O yüzden bu kas ve iskelet ağrılarımızda mutlaka altında yatan başka bir sebep olan romatizmamız var mı bunu bakılması gerekiyor. Bunun yanı sıra tiroit metabolizmasındaki değişiklikler eklem ağrılarında önemli. Sedanter hayattan çıkıyoruz, tabii kışın yaza doğru girerken biraz kilolarımızda ekleniyor buna kilo alımı da eklem ağrılarının artmasında çok büyük bir sebep eğer normal kilonuzun üzerine çıktıysak mutlaka kalça ve bel ağrılarımızın arttığını görüyoruz. Bahara doğru girerken vücutta bir takım toksinler, metabolik artıklar birikiyor bu hareketsiz hayatımıza bağlı olarak bu toksinlerden arınmak için bir takım yöntemler kullanıyoruz tedavilerde. Bunlar ozon oksijen tedavileri, sauna tedavileri, kapalı kutu, oral tedavi, terapi gibi tedavilerle vücudumuza bir nevi detoks yapıyoruz. Bu toksinlerden arındırıyoruz. Bağışıklık sistemimizi güçlendiriyoruz. Vücudumuzda eğer bir toksin birikimi varsa bağışıklığımız bizi hastalıklara karşı savunamaz hale geliyor. Eğer vücudumuzda bir hastalık oluşma aşamasındaysa vücut kendi dengesini kuramadığından, kendini savunamadığından hastalıklara açık hale geliriz” şeklinde konuştu.



“Uyku düzenimize dikkat etmeliyiz, egzersiz yapmalıyız, sağlıklı beslenmeliyiz”


Uzman Doktor Yanartaş, spor, egzersiz yapmanın ve sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çekti. Yanartaş, “O yüzden nasıl evlerimizde bahar temizliği yapıp bir rahatlama hissediyorsak vücudumuzda da bahara girerken, bahardan yaza doğru geçerken böyle bir vücudumuzu da rahatlatmamız gerekir. Özellikle beslenme şeklimiz, uyku düzenimiz, yaptığımız spor faaliyetleri bunlarda çok etkilidir. Özellikler germe egzersizleri içeren sporlara ağırlık vermeliyiz. Mutlaka yürüyüş yapmalıyız, uyku düzenimize dikkat etmeliyiz. Beslenme şeklimize önem vermeliyiz. Özellikle c vitamini ağırlıklı beslenmeye dikkat etmeliyiz bu mevsimde” dedi.



“Günde en az 1 - 1,5 litre su tüketmeliyiz”


Vücut ağrılarının azalmasında su tüketiminin önemli olduğunu ifade eden Uzman Doktor Yanartaş, “Haftada en az 3-4 gün 40 dakikalık yürüyüşlerle tempolu-temposuz yürüyüşlerle bu işe başlaması gerekiyor. Bunun yanında germe hareketi içeren plates ve yoga sporları ayrıca yüzme, yürüyüş, bisiklet gibi sporlardan yararlanılmalı. Günlük sıvı alım miktarımız bu ağrıların azalmasında çok önemli. Günde en az 1, 1,5 buçuk litre su eğer bir hastalık yoksa vücudumuzda almamız gerekiyor. Sıvı tüketimimize dikkat etmemiz lazım” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul MomTalks 8. yılında İstanbul’da ebeveyn ve eğitimcilerle buluştu Ebeveyn-uzman buluşma platformu MomTalks, 8. yılında İstanbul’da ebeveyn ve eğitimcilerle buluştu. Tüm gün süren ve alanının sevilen isimlerini bir araya getiren etkinliğe yediden yetmişe, çocuklarla ilgilenen ve kendini geliştirmek isteyenler katıldı. Ebeveyn-uzman buluşma platformu MomTalks, 8. yılında İstanbul’da hibrit olarak gerçekleşti. Ebeveynleri, eğitimcileri bilinçlendirmeye ve güçlendirmeye odaklanan etkinlik, 4 Mayıs Cumartesi günü Grand Pera’da gerçekleşti. Ebeveynler, ebeveyn adayları ve eğitimciler bir araya geldi Eğitimci Dr. Bahar Eriş ve Aile Çocuk Yazarı Zeynep İşman ortaklığında gerçekleştirilen etkinlikte her yaş grubundan çocuğu olan ebeveynler, ebeveyn adayları ve eğitimciler için zengin içerikler sunuldu. Girişimci Yazar Gamze Cizreli ve Başarı Uzmanı Mümin Sekman, İlham Verenler oturumunda “Ateşle Oynamak” ve “Rağmenci Olmak” başlıklı konuşmalarını yaptılar. Matematikçi ve eğitim girişimcisi Burcu Haboğlu Baba “Matematiksel hayat becerileri” başlıklı sunumuyla matematik öğrenimi üzerine kritik bilgiler verdi. Geleceğe Dokunan Anneler ev sahipliğinde gerçekleşen diğer oturumda ise Prof. Dr. İsmihan Çetin Artan, toplumda çok yaygın olan ancak fark edilmeyen çocuklukta duygusal ihmal konusunu anlattı. Artan, aynı zamanda toplumsal cinsiyet rollerini erken yaşta kazandırmanın ve aile kültürünün önemine dikkat çeken Evde Eşitlik Var projesinden bahsetti. Öğleden sonra ise Klinik psikolog Damla Til, Boşanma ve Ebeveynlik, Klinik psikolog Şule Önce “Kendini Doğurmak” konularında konuştu. Günün son oturumunda Eğitimci Prof. Dr. Soner Yıldırım, "Her Çocuk Öğrenir Ama Nasıl?" başlıklı konuşmasını yaptı. Tüm oturumların sonunda soru cevap bölümleri yapıldı. “MomTalks bilgi küratörlüğü hizmetiyle ayrışıyor” MomTalks’un fikir annesi Dr. Bahar Eriş, “Bilgiye erişimin çok kolay hale geldiği bu çağda, bilgi kirliliği de ciddi bir sorun. Ebeveynlerin kafası çok karışık. Özellikle çocuk yetiştirme gibi hassas bir alanda, doğru kişilerden kaliteli bilgiye ulaşabilmek büyük önem taşıyor. MomTalks 8 yıldır alanın en değerli uzmanlarını ebeveynler ve eğitimcilerle buluşturarak kaliteli içerik küratörlüğü hizmeti sunuyor. Geleceğin aileden başladığını düşünürsek, anne baba eğitiminin bir memleket meselesi olduğunu görebiliriz. Sorumluluğumuzun ne kadar büyük olduğunun bilincindeyiz ve etkinliğimizi her yıl daha çok sayıda aileye ve eğitimciye ulaştırmayı hedefliyoruz” dedi. “Mutlu çocuklar mutlu aile ortamında yeşerir” MomTalks’un ortağı, Aile ve Çocuk Yazarı Zeynep İşman ise aile eğitiminin her geçen zaman daha da kritik hale geldiğini söyleyerek, “Mutlu, ahlaklı, değerleri olan bireyler yetiştirmek, sağlıklı bir toplum için olmazsa olmaz. Aile bir çocuğun ilkokuludur ve pek çok değer ailede yeşerir. Bu inançla, bugüne kadar binlerce ebeveyn ve eğitimciye dokunduk. Etkinliklerimizi hibrit yaparak yurt içi ve yurt dışından aileler ile de buluştuk. MomTalks artık bir aile ve ülkemizin her yanına bu güzel platformu taşıyacağız” dedi. Gün boyu fuaye alanında markaların standları katılımcılarla buluştu. Ürün tanıtımları ve çeşitli atölyeler gerçekleştirildi.
Eskişehir Kayı Boyu’ndan bugüne gelen ‘kös oyunu’ Türk Ocağı’nda öğretildi Eskişehir’deki Türk Ocağı’nda, Kayı Boyu’ndan bugüne gelen ve geleneksel bir tahta oyunu olan ‘kös’ katılımcılara öğretildi ve tarihçesi anlatıldı. Yaklaşık 8 asırdır Anadolu’da varlığını sürdüren ve Kayı Boyu’nun Kara Keçeli Yörükleri’nden kaldığı öğrenilen kös oyununun oynanışı Türk Ocakları’nda katılımcılara öğretildi ve tarihçesi anlatıldı. Çocukluğundan beri kös oynadığını belirten Bekir Ok, bu oyunu öğreten az sayıda kişilerden biri olduğunu dile getirdi. Kütahya’dan Eskişehir’e sırf kös oyununu anlatmak için geldiğini belirten Ok, bu oyuna geçmiş nesillerin sahip çıktığı gibi günümüzdeki vatandaşların da sahip çıkması gerektiğini söyledi. “Bu oyun genellikle Ramazan aylarında oynanıyor” Kös oyununu öğretmek ve tarihçesini anlatmak için Eskişehir’deki Türk Ocağı’na gelen Bekir Ok, bu oyunun Kayı Boyu’nun Kara Keçeli Yörükleri’nden günümüze geldiğini belirterek, “Oyunun kökü, Türklere dayanıyor. Tabii bu oyun zamanla köyde, halk arasında hayvan otlatmak için mi gittiklerinde meralarda oralarda zaman geçirmek için oynanan bir oyun. Bu oyun stratejiye dayalı zihin geliştirmeye yönelik bir oyun. Çünkü oyunun içerisinde plan yapılması gerekiyor. Burada maksat karşılıklı erlerimizi yok etmek. Bir nevi küçük savaş diyebiliriz bu oyuna. Şu anda ben 51 yaşındayım. Bundan 30 sene önce daha çok oynanıyordu bu oyun. Köy odalarında Ramazan aylarında bayan, erkek, gençler arasında oynanıyordu. Ama son 10 yıldır 15 yıldır bu oyun ekseriyetle Ramazan aylarında oynandı. Ramazan gecelerinde ve gündüz oruçluyken zaman geçirmek için oynanan bir oyun haline geldi. Ramazan gecelerinde ise sahura kadar gruplar halinde oyun oynanmaya devam ediyor. Bu oyunu oynayan ortalama yaş şu anda 35 ila 80 yaş arasında” ifadelerine yer verdi. "Amacımız bu köslerle çomaklık atış şekillerine göre bu erleri yok etmek" Kös oyununun tarihçesinin yanı sıra nasıl oynandığını da katılımcılara anlatan Bekir Ok, “Kös oyununun oyun aletleri 4 tane çomaktan oluşur. Bunların en uzunu 23 santimden fazla olmayacak şekildedir ve bombelidir. Ağaçların bir tarafı düz, uç kısımları da biraz çeltiktir. Bu 4 çolakla oynanır. Bu 4 çomağı havaya atarak onların geniş şekillerine göre onların isimleri var. Kös, iki linç, üçü lünç, ak dört ve altı. Bunun geliş şekline göre bir de bizim savaş alanımız var. Orada alanın sol tarafında 20 delik, sağ tarafında yine bir 20 delik. Burada 10 tane çomak vardır. Biz bunlara er yani asker deriz. Oyunda amacımız bu köslerle, çomakların atış şekillerine göre bu erleri yok etmek” dedi.
Niğde ’Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim’ sloganı ile pedal çevirdiler Niğde’de ’Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim’ sloganıyla 11. Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu gerçekleştirildi. Yeşilay’ın öncülüğünde Gençlik ve Spor Bakanlığı işbirliği ile düzenlenen bisiklet turunda Niğde Valisi Cahit Çelik ve bisikletçiler, Ömer Halisdemir Meydanı’nda toplandı. Vali Çelik, Belediye Başkanı Emrah Özdemir, Yeşilay Niğde Şube Başkanı Hayri Yıldız, Gençlik ve Spor İl Müdürü İlker Ötgünlü ve bisiklet tutkunları Şehit Ömer Halisdemir Meydanı’ndan Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’ne kadar yaklaşık 10 kilometrelik mesafede bisiklet sürdü. Niğde Valisi Çelik burada yaptığı açıklamada, amaçlarının sağlıklı yaşam bilinci oluşturmak olduğunu ifade ederek, "Türkiye’nin dört bir yanındaki bisiklet severleri bir araya getirerek sağlıklı yaşam bilincini artırmayı hedefleyen Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu’nun 11’incisine kıymetli vatandaşlarımızla birlikte katılmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu yıl ’Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim’ sloganıyla düzenlenen bisiklet turu bugün Türkiye genelindeki 81 ilde eş zamanlı olarak şehrimizde de gerçekleştirilmektedir. Yeşilay’ın öncülüğünde Gençlik ve Spor Bakanlığı işbirliğiyle düzenlenen etkinlik, bağımlılıkların zararlarına dikkat çekmek ve sağlıklı yaşam bilincini artırmak amacıyla icra edilmektedir. Yeşilay’ın yıl boyunca düzenlediği bisiklet turlarıyla spor yaparak bağımlılıklarla mücadeleyi ve sağlıklı yaşamı teşvik etme çabalarına katkı sağlayacak vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Dileğimiz ve isteğimiz tüm vatandaşlarımızın her türlü bağımlılıktan uzak keyifli bir şekilde spor yaptıkları, doğayla çevreyle uyumlu bir şekilde bir hayat sürmeleridir. Bisiklet turuna katılan tüm katılımcılara teşekkür ediyorum. Kazasız belasız bir bisiklet turu diliyorum" dedi. Bisiklet tutkunları ’Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim’ ve ’Arabadan in, bisiklete bin’ sloganları ile pedal bastı.