GENEL - 04 Eylül 2019 Çarşamba 10:42

Prof. Dr. Çınar: “Görevimiz doğaya zarar vermeyen mekanlar tasarlamaktır”

A
A
A
Prof. Dr. Çınar: “Görevimiz doğaya zarar vermeyen mekanlar tasarlamaktır”

Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof.

Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerim Çınar, “Doğaya saygılı tasarlama, canlıların yaşam hakkını gasp etmeden, malzeme doku ve biçimsel özellikleri insan için yaşanabilir mekanların oluşturulması anlamına gelmektedir. Bu açıdan bizim görevimiz estetik algıya sahip, doğaya zarar vermeyen mekanlar tasarlamaktır” dedi.


Doğanın her zaman tasarımcılara ilham kaynağı olduğunu ve tasarımcıların doğaya zarar vermeden estetik mekanlar tasarlaması gerektiğini aktaran KTO Karatay Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerim Çınar, “Doğa, tasarımcılar için önemli ilham kaynaklarından biri olmuştur. Doğadaki renk ve biçim çeşitliliği farklı bakış açılarında bize farklı perspektifler sunmaktadır. Aynı zamanda doğadaki yapım teknikleri, canlıların hareketi de tasarım için bizi etkileyen unsurlardandır. Ancak doğa ile uyumlu tasarlamak dediğimizde aklımızda daha çok doğaya saygı duyularak nasıl tasarlanır sorusu gelmelidir. Doğa renk ve biçim çeşitliliği ile birçok canlının yaşam alanıdır. Doğaya saygılı tasarlama, canlıların yaşam hakkını gasp etmeden, malzeme doku ve biçimsel özellikleri insan için yaşanabilir mekânların oluşturulması anlamına gelmektedir. Bu açıdan bizim görevimiz estetik algıya sahip, doğaya zarar vermeyen mekanlar tasarlamaktır” dedi.



“Mekan tasarımları insan fizyolojisi ve psikolojisi üzerinde etkili”


Kentlerin ekonomisi, coğrafyası, kültürü ve insanı ile uyumlu bir mimariye sahip olması gerektiğini de belirten Prof. Dr. Çınar, "Günümüz kentleri ise özellikle insan ölçeğinden uzaklaşmaktadır. İnsan ölçeğine uyularak elde edilmiş mekanlar, kullanıcının psikolojik ve fizyolojik açıdan kendini rahat hissettiği aynı zamanda ihtiyaçlarımıza cevap verecek nitelikte mekanlardır. Kullanıcıda olumlu duygular uyandıran mekanlardır. İnsan ölçeği ancak tasarımcının gözü iyi eğitilirse elde edilebilmektedir. KTO Karatay Üniversitesi Mimarlık ve İç mimarlık Bölümü’nde temel tasarım derslerinden başlayarak mesleki derslerde göz eğitimine önem verilmektedir. Böylece öğrencilerimiz ölçü, ölçek, oran, ritim, denge, hiyerarşi, hareket gibi kavramları meslekleri ile bütünleştirebilmektedirler” diyerek mekan tasarımlarının insan fizyolojisi ve psikolojisi üzerindeki etkilere vurgu yaptı.



“Kentler ile beraber insanlar da dönüşüm sürecine giriyor”


Son yıllarda ülkemizde de yoğunlaşan kentsel dönüşüm çalışmaları ile insanların da değişim ve dönüşüm sürecine girdiğini, eğitim sisteminin de bu değişikliğe uyum sağlamak zorunda olduğunu dile getiren Prof. Dr. Çınar, “Kentler eskimekte zamanla yer yer işlevini kaybetmektedir. Kentler ile biz de değişiklik ve dönüşüm sürecine girmek zorunda kaldık. Her şey değişti, ancak bütün bu değişikliğin içinde acaba temel ihtiyaçlarımız değişti mi? Mimarlık ve diğer birçok bilimde öğrencilere öğretilen Maslow’un ihtiyaçlar piramidinde, fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik ihtiyacı, ait olma ve sevgi ihtiyacı, değer ihtiyacı ve kendini gerçekleştirme ihtiyacı ile insanlar tanımlanmaktadır. Kentsel dönüşüm bağlamında değerlendirirsek fizyolojik ve güvenlik ihtiyacımızın maksimum düzeyde karşılandığı projelerin içerisinde ait olma ihtiyacımız, sevgi ihtiyacımız, değer ve kendini gerçekleştirme ihtiyacımız ne kadar karşılanmakta? Burada mimarlara ve kent plancılarına düşen görev kullanıcın bütün ihtiyaçlarına cevap verebilecek mekanlar tasarlamaktır. KTO Karatay Üniversitesinde öğrencilerimize kullanıcının fizyolojik ve psikolojik özelliklerini öğreten ve bu yönde mekanlar tasarlamasını teşvik eden bir eğitim sistemi yürütmekteyiz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.