GENEL - 08 Kasım 2019 Cuma 13:34

KTO Karatay Üniversitesinde sağlık semineri

A
A
A
KTO Karatay Üniversitesinde sağlık semineri

KTO Karatay Üniversitesi ve KTO Karatay Üniversitesi Tıp Fakültesi Medicana Konya Hastanesi iş birliğiyle “Obezite ve Hepatit” semineri düzenlendi.

KTO Karatay Üniversitesi ve KTO Karatay Üniversitesi Tıp Fakültesi Medicana Konya Hastanesi iş birliğiyle “Obezite ve Hepatit” semineri düzenlendi.


KTO Karatay Üniversitesi ve KTO Karatay Üniversitesi Tıp Fakültesi Medicana Hastanesi iş birliğinde düzenlenen sağlık sohbetleri semineri gerçekleştirildi. KTO Karatay Üniversitesi Tıp Fakültesi Medicana Konya Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Doğaç Uğurcan üniversite çalışanlarına “Hepatit”, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülsüm Gönülalan ise “Obezite” hakkında kapsamlı bilgiler verdi.



“Konya’da daha çok Hepatit B ve C hastalığında kronikleşme görülüyor”


Hepatit hastalığı konusunda bilgi veren Dr. Öğretim Üyesi Doğaç Uğurcan, “Bu hastalıklar maalesef bizim coğrafyamızın vazgeçilmez bir parçasıdır. Fakat biz bu hastalıkları toplumda belli oranlarda izole edebiliyoruz. Hepatit hastası olan kişiler hastalığın farkında olmuyor. Tüm Türkiye’de üst düzey teknolojik yöntemlerle çalışıyoruz ve tanıyı doğru bir şekilde koyuyoruz. Fakat halkımızın mutlaka kan tahlili yaptırması gerekiyor.” dedi. Konya’da daha çok Hepatit B ve C hastalığında kronikleşme görüldüğünün altını çizen Uğurcan, “Bu virüs, karaciğer hücrelerine yerleşiyor ve uzun yıllar bu hücreler içinde kaldıkça zarar vermeye başlıyor, hücreleri öldürüyor ve kişide siroz gelişimine zemin hazırlıyor. Ülkemizde sirozun en büyük nedeni Hepatit B ve C hastalığıdır. Dolayısıyla bu hastalıklar siroz hastalığına dönebiliyor. Siroz hastalığı geri dönüşü olmayan bir süreç ve karaciğer tekrar normale dönemediği için de karaciğer kanserinde başlangıç kabul ediliyor” diyerek aşı yapılmasının önemine değindi.



“Konya’da obezite sıklığı ciddi artış göstermiş ve yüzde 35’in üzerine çıkmıştır”


Obezitenin günümüzde, sigaradan sonra ölümlere neden olan ikinci en önemli sağlık sorunu olduğunu vurgulayan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülsüm Gönülalan, “Dünya Sağlık Örgütü, obezitenin dünyada kronik bir sağlık problemi olduğunu duyurmuştur. Obezite, hemen hemen tüm toplumlarda çok yaygın görülen bir sağlık sorunudur. 2016 yılında yapılan çalışmada, dünya genelinde yetişkinlerin yüzde 39’unun fazla kilolu ve yüzde 13’ünün obez olduğu ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin, Avrupa’da obezitenin en sık görüldüğü ülke olduğu bildirilmektedir. Konya’da ise obezite sıklığı ciddi artış göstermiş ve yüzde 35’in üzerine çıkmıştır. Tahminler, 2030 yılında obezite sıklığının yüzde 50’ye varacağını ön görmektedir” şeklinde konuştu. Obezitenin yol açtığı sağlık sorunlarına değinen Dr. Gönülalan, obezitenin tedavi yöntemlerinin üzerinde durdu. Gönülalan, “Hedefimiz kısa sürede çok hızlı kilo vermek değil, uzun vadede yavaş kilo kaybetmek ve ulaşılan sağlıklı ağırlığı korumak olmalı. Alınan enerji, harcanan enerjiden fazla olursa vücut ağırlığı artar. Fiziksel aktiviteyi arttırmak da, harcanan enerjiyi arttırmanın bir yoludur. Günlük en az 30 dakika, orta şiddette fiziksel aktivite yapılmalıdır” diyerek KTO Karatay Üniversitesi çalışanlarına tavsiyelerde bulundu.


KTO Karatay’da Sağlık Sohbetleri göz bozuklukları, unutkanlık ve stresle başa çıkma konularında uzmanlar tarafından verilecek seminerler ile devam edecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun ’Polen alerjisi’ uyarısı: Sabah ve öğlen saatlerine dikkat Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Aziz Uluışık, polen alerjisinin özellikle bahar aylarında havaların ısınmasıyla ortaya çıkan polenlerin tetiklediği mevsimsel bir alerji türü olduğunu belirterek, “Özellikle sabah erken ve öğlen saatlerinde dışarıya çıkmayalım. Spor ve yürüyüş faaliyetlerinde mümkünse kapalı alanları tercih edelim” dedi. Büyük Anadolu Hastaneleri Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Aziz Uluışık, polen alerjisi ve korunma yolları hakkında bilgi verdi. Uzm. Dr. Uluışık, "Polen alerjisi, özellikle bahar aylarında havaların ısınmasıyla ortaya çıkan polenlerin tetiklediği mevsimsel bir alerji türüdür. Polenler en sık görülen ev dışı alerjenlerdir. Polen alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin polenlere aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkar. Bu tepki sonucunda kişilerde öksürük, burunda kaşıntı ve akıntı, gözlerde sulanma ve kaşıntı şikayetlerinde artış görülmektedir. Bunun sebebi bu mevsimlerde ağaçlardan, çimenlerden ve yabani otlardan salınan polenlerdir” diye konuştu. Bunlara dikkat Dikkat edilecek hususlarla ilgili bilgi veren Uluışık, “Polenler havada kilometrelerce asılı kalabilirler. Polenlerin en yoğun olduğu saatler sabah erken ve öğle saatleridir. Dışarıda bir aktevite planladığımızda bu saatleri göz önünde bulundurarak planlama yapılmasını öneriyoruz. Özellikle sabah erken saatlerde ve öğlen saatlerinde dışarıya çıkmayalım. Spor ve yürüyüş faaliyetlerinde mümkünse kapalı alanlar tercih edelim. Mutlaka dışarı çıkılması gerekiyorsa çeşitli koruyucu önlemler alınması gerekir. Gözlük kullanılabilir, şapka takılabilir. Uzun kollu ve bacaklı giysiler tercih edilebilir. Eve geldiğimizde üzerimizdeki kıyafetler değiştirilir ve duş alınması önerilir. Polenlerden korunmak için gerekli önlemleri alıp eğer şikayetlerinizde azalma yoksa hekiminize başvurarak anti alerji ilaçları kullanılarak şikayetlerinizi kontrol altına alabilirsiniz" şeklinde konuştu.
Yozgat ’Mantar ana’ iş başında: Evinin geçimini bahçesine kurduğu çadırda ürettiği mantarları satarak sağlıyor Sorgun Belediyesi’nin malzeme ve tohum desteğiyle istiridye mantarı üretimine başlayan 53 yaşındaki ev kadını Hatice Çetin, evinin geçimini bahçesine kurduğu çadırda ürettiği mantarları satarak sağlıyor. Yozgat’ın Sorgun ilçesi Güzelyurt Mahallesinde ikamet eden 53 yaşındaki Hatice Çetin, Balıkesirli bir arkadaşından istiridye mantarı yetiştiriciliğini öğrendi. Evinin bahçesinde mantar yetiştirmeye karar veren Çetin, bu talebini Sorgun Belediye Başkanı Mustafa Erkut Ekinci’ye iletti. Ekinci’den çadır, malzeme ve tohum desteği alan kadın girişimci Çetin, evinin bahçesine kurduğu 5 metrekarelik alanda 4 ay önce istiridye mantarı üretimine başladı. Kompost adı verilen 80 adet mantar üretim torbasıyla işe başlayan Çetin, ilk üretim de 100-150 kilogram arasında mantar elde etmeyi beklediğini söyledi. Bu işi severek yaptığını belirten Çetin, çadır ve tohum desteği verildiği takdirde alanını büyüterek mantar üretimini artırmak istediğini de ifade etti. Mahallesinde “mantar ana” olarak bilinen Çetin, bahçesinde ürettiği istiridye mantarıyla komşularının mantar ihtiyacını karşılarken sattığı mantarlardan elde ettiği gelirler ile de aile ekonomisine destek oluyor. “İlk etapta 100 kilogramın üzerinde mantar üretimi bekliyorum” İstiridye mantarı üretimine 4 ay önce başladığını söyleyen Hatice Çetin, “Bir senedir bu işi araştırıyordum, istiridye mantarı yetiştiriciliğine de ilgim de vardı. Sorgun Belediye Başkanımızdan gidip çadır istedim, o da bana çadır ve tohum desteğinde bulundu. Evimin bahçesinde 5 metrekare alanda mantar üretmeye başladım. Destek verildiği takdir de bu alanı büyütmek ve üretimi artırmak istiyorum. Bu işe yeni başladım 4 ay oldu, evimin geçimini buradan sağlamaya çalışacağım. Burada 80 torbaya yakın mantar üretim torbası var, ilk etapta buradan 100 kilogramın üzerinde üretim yapmayı düşünüyorum” dedi. “Mantarların bebek gibi bakımlarını yapıyorum” Mantar üretimini severek ve büyük bir titizlikle yaptığını da belirten Çetin, “Mantarın samanlarını dezenfekte ediyoruz, bir gün suyunu süzdürüyoruz. İkinci gün ekimini yapıyoruz. 25 gün kuluçka dönemi oluyor daha sonra hasada başlıyoruz ve aynı poşetten 3-4 kez verim elde ediyoruz. Bu mantarların bebek gibi bakımlarını yapıyorum. Ancak maliyetlerimiz kurtarmıyor, bu işi de imkansızlıklardan dolayı yapıyorum. İşimi severek yapıyorum, evde oturmaktansa bir şeyler üretmeyi seviyorum. Sorgun Belediye Başkanımız Erkut Ekinci’nin destekleriyle kurduk burayı onun sayesinde bu işe başladık, yoksa başlayamazdık. Kendisine de çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.