GENEL - 10 Kasım 2019 Pazar 12:25

Selçuk’ta “Güncel Gelişmeler Işığında Turizm Eğitimi” Konferansı yapıldı

A
A
A
Selçuk’ta “Güncel Gelişmeler Işığında Turizm Eğitimi” Konferansı yapıldı

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Turizm Fakültesi tarafından “Güncel Gelişmeler Işığında Turizm Eğitimi” konferansı düzenlendi.

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Turizm Fakültesi tarafından “Güncel Gelişmeler Işığında Turizm Eğitimi” konferansı düzenlendi.


Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necmi Uyanık, “Turizm endüstrisi ülkemiz için temel kalkınma gücü olmalıdır. Sürdürülebilir kalkınma ile birlikte kültürel mirasta ortak vizyona ihtiyaç vardır. Turizm endüstrisi yerel halkla birleşmelidir. Turizmde kültürel çeşitlilik dikkate alınmalıdır, bunu da multidisipliner yaklaşımla yapmalıyız. Eğitimde başarı multidisipliner bir bakış açısıyla gelir. Herkes için faydalı turizm gereklidir. Programa katılan tüm öğrenci ve öğretim elemanı arkadaşlarıma teşekkür ederim” dedi.


Konferansa konuşmacı olarak davet edilen Hacı Bayram Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilgehan Gülcan gerçekleştirdiği konuşmada, “Turizm dediğimiz bu fenomen yani 1960’lı yıllarda parlayan bu fenomenin o kadar büyük bir sektörel güç oluşturmuş ki, birçok disiplin, bilim disiplini ya da bilim dalı buna ilgi duymaya başlamış. ‘Cafer Caferi’ diye bizim ünlü bir bilim insanımız var. Onun 1990’lı yıllarda yaptığı bir tablosu var. Hemen arkasından başka bir bilim insanının yaptığı bir araştırma var o bakmış mesela turizm ile ilgili yapılmış yüksek lisans çalışmaları, doktora çalışmaları, hangi bilim insanları tarafından yapılmış. Avrupa’da acaba demiş hangi bilim disiplinleri turizm çalışıyor, ortaya böyle çok disiplinli buna multidisplin diyoruz multidisiplin bir alan çıkmış. Şimdi siz aslında lisans derslerinde gördüğünüz derslerin içeriği sadece turizmciler tarafından oluşturulmadığını bilmelisiniz. Ekonomist, psikolog, sosyolog, çevrebilimci, mühendis, mimar, pazarlamacı bununla uğraşmış. Kendi içinde konaklama yöneticiliği diye bir disiplin ortaya çıkmış. O uğraşmış, bu uğraşmış, şu uğraşmış ortada bir turizm bilgisi çıkmış. İşte sorunumuz biraz buradan başlıyor, her biri kendi jargonunu aktarmış kendi dilini aktarmış. Şimdi bir bilimin bilim olabilmesi için şartları var. Mesela kominetisi olacak bir tane bu şu demek kendine ait bir meslek topluluğu, kongrelerde bir araya gelebilen, ortak dilde konuşan bir kominite olacak, periyodikleri olacak. Biz bunlara makaleler yazacağız, dünya bu makaleler arayıcılığıyla üretilen bilgiye ulaşacak. Diğeri bir jargonu olacak yani kendi dili olacak ve her bilimin kendine özgü bir jargonu vardır turizmde de bu oluşuyor. Bir diğeri ise paradigması oluşacak ve biz bir bilim dalıyız diye meşrutiyetimizi kanıtlamak için ortaya çıkacağız. Şimdi 1990’lardan itibaren bu tartışma yapılır. Cafer Caferi’nin mesela 1990’larda yaptığı bir sınıflaması vardır, ‘Cafer Caferi’ ismi bizim alanımızda önemli bir isimdir, turizm tarihinin mihenk taşlarından bir tanesidir” şeklinde konuştu.


Turizmin ortaya çıkışından itibaren gelişmelerini ve bilim olma sürecini aktaran Prof. Dr. Bilgehan Gülcan konuşmasının devamındaysa turizmin günümüzdeki güncel gelişmelerine ve sorunlarına değindi.


Program, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necmi Uyanık tarafından Prof. Dr. Bilgehan Gülcan’a plaket takdiminin ardından toplu fotoğraflar ile sona erdi.


SÜ Müze konferans salonunda düzenlenen konferansa konuşmacı olarak Hacı Bayram Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilgehan Gülcan, Selçuk Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necmi Uyanık ve Turizm Fakültesi öğretim üyeleri katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Sungurlu’da KKKA eğitim semineri düzenlendi Çorum’un Sungurlu ilçesinde, baharın gelmesi ve havaların ısınması ile ortaya çıkan ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığına sebep olan kene ısırmalarına karşı vatandaşlar uyarıldı. Sungurlu Devlet Hastanesi’nde görevli Uzm. Dr. Mustafa Akıncı tarafından Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden Korunma Yolları temalı eğitim düzenlendi, seminer sonrasında hasta ve hasta yakınlarına farkındalık oluşturmak amacıyla danışma biriminde stant açıldı. Konuya ilişkin olarak hastane başhekimliğinden yapılan açıklamada, “Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden korunmak için tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir" denildi. Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası) kene olup olmadığını kontrol etmesi istenilen açıklamada, "Yapılan kontrollerde kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır. Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır. Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir. Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) almalıdır " ifadeleri kullanıldı. Kene tutunan kişiler kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri konusunda da ikaz edilen açıklamada, "Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır" bilgileri verildi.