SAĞLIK - 19 Ekim 2020 Pazartesi 12:16

Dr. Öğr. Üyesi Uğurcan: “İyileştikten sonra yeni bir organizmayla da tekrar enfekte olabiliriz”

A
A
A
Dr. Öğr. Üyesi Uğurcan: “İyileştikten sonra yeni bir organizmayla da tekrar enfekte olabiliriz”

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr.

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Uğurcan, korona virüs hastalarının iyileştikten sonra tekrar enfekte olabileceğini belirterek, “Yani bu, bir daha virüse yakalanmayacağız anlamına da gelmez” dedi.


Medicana Konya Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Uğurcan, korona virüsün uzun süreli, özellikle yaşlı ve kritik hastaları etkileyen, ölümle sonuçlanabilen ciddi hastalıklara yol açmaya başladığını söyledi. Bu konudaki tecrübelerinin çok az olduğunu ve ilk dönemlerde yeteri kadar ilaçlara sahip olmadıkları için hastalığın ağır seyrettiğini anlatan Doğaç Uğurcan, “Bu süre içerisinde bilinçlenmeye başladık. Maske kullanımı, el yıkama, sosyal mesafe gibi kuralları iyi uyguladığımız zaman bu mikroorganizmanın yayılımının azaldığını gördük. Ancak yaz döneminde pek çok kişi maalesef bu kuralların hiçbirine dikkat etmediği için özellikle küçük iller, kasabalar dahil pek çok yerden hastanemize hastalar gelmeye başladı. Kimisinin hiç şikayeti yoktu ama kimi çok ağır olarak hastaneye yatmak zorunda kaldı. Biz artık biraz daha tecrübeliyiz. Daha fazla tedavi seçeneklerimiz var. İlaçlara ulaşmamız çok kolaylaştı. Dolayısıyla bir taraftan Sağlık Bakanlığı’nın desteğiyle büyük bir yol kat ettik. Artık hastalara erken tanı koyup erken dönemde tedavi edebiliyoruz. Yoğun bakım şartlarımız artık çok uygun. Her ilde yoğun bakıma ulaşım kolaylaştı. Dolayısıyla da artık eski durumdan biraz daha düzelip bayağı yol kat ettiğimizi düşünüyorum tedavi konusunda” şeklinde konuştu.



“İyileştikten sonra yeni bir organizmayla da tekrar enfekte olabiliriz”


Covid-19’un daha önce görülen virüslerden biraz daha farklı seyrettiğini kaydeden ve bunun da kendileri için ilk tecrübeleri olduğunu aktaran Uğurcan, hastalığı influenzaya benzettiklerini belirtti. Hastalığın ilk başlarda grip gibi olduğunu düşündüklerini dile getiren Uğurcan, “İnfluenza ortalama bir hafta 10 günde iyileşirken Covid-19’da bu sürecin biraz daha uzadığını, özellikle de KOAH, diyabeti olan, astımı olan ya da bir kalp hastası olan riskli kişilerde ve 65 yaş üstü kişilerde bu hastalığın sanki kronik bir enfeksiyon gibi 1 aydan daha uzun sürebildiğini gördük. Bu bizim için farklı bir durum. Çünkü biz tedavimizi veriyoruz hastaya tanı koyduğumuz zaman ancak hasta tedaviyi aldıktan sonra bile hastanın şikayetleri özellikle öksürük, nefes darlığı solunum sıkıntısı gibi şikayetleri 1 ay sürebiliyor. Tat, koku almada bozukluk 2-3 ay sürebiliyor. Dolayısıyla bu sürece baktığımızda hasta bir haftada tedaviyi alıp 1-2 hafta sonra iyileştiğini düşünse bile mikroorganizma vücudu tam olarak terk etmeyebiliyor. Biz bu süreci sanki iyileştik de ikinci kez farklı bir mikropla hasta olduk yerine, ilk hastalığa yakalandığımızdaki virüsün etkilerinin devam ettiğini düşünmek daha doğru olabilir. İyileştikten sonra yeni bir organizmayla da tekrar enfekte olabiliriz. Yani bu, bir daha virüse yakalanmayacağız anlamına da gelmez" diye konuştu.



“Hastaları sıkı takipte tutmaya devam ediyoruz”


Kişilerin bir kısmının mikroorganizmaya yakalandıktan sonra hastalığa uzun süre devam edebildiği gibi bir kısmının da iyileşip farklı bir mikropla tekrar enfekte olabileceğini kaydeden Uğurcan, "Oluşan antikorların koruyuculuğu ortalama 3 ila 6 ay kadar sürebiliyor. Daha sonra tekrar enfekte olma riski tabii ki mevcut. Şu anda bize gelen hastalarda ikinci bir enfeksiyon olayı çok fazla görmedik. Ama çok uzayan vakalarımız var maalesef. Kimi hastalar tedaviden sonra geçmeyen öksürük, aşırı halsizlik, iştahsızlık şikayetleriyle bize tekrar başvuruyor. Tahliller istiyoruz, tekrar görüntüleme yöntemlerine başvuruyoruz. Her şey normal ancak hastalık ve şikayetler devam edebiliyor. Böyle durumlarda da semptomatik tedaviler verebiliyoruz. Hastalığın düzelmesi için hastayı destekleyici tedaviler öneriyoruz ve hastaları sıkı takipte tutmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Çiviyi kesen Sivas bıçağında Kurban Bayramı mesaisi başladı Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla birlikte Sivas bıçağına talep arttı. Bayram öncesi vatandaşların getirdiği bıçakları bileyen Sivaslı bıçak ustası Emre Göçeri, bıçakların keskinliğini su şişelerini keserek kontrol ediyor. Kurban Bayramı’nın yaklaşması ile Sivas bıçağına olan ilgi de bir hayli arttı. Sivaslı bıçak ustaları, siparişleri yetiştirmek için çalışmalarına başladı. Uzun süren bir emeğin ürünü olarak ortaya çıkarılan Sivas bıçağının keskinliği ise dikkat çekiyor. Sivaslı bıçak ustası bu bıçağın keskinliğini su şişesi keserek gösteriyor. Ülke genelinde Sivas bıçağına talep fazla olurken bıçak ustası Emre Göçeri, vatandaşlara kurban bıçağı bileme ve satın alma işlemlerinin son günlere bırakılmamasını tavsiye etti. Sivas’ta çakı ve bıçak üretimi yapan Emre Göçeri, “Kurban Bayramı mesaimiz başladı. Özellikle şehir dışından çok yoğun talep var. Günde yaklaşık 70-80 arası bıçak geliyor, bunları bileyip geri gönderiyoruz. Bu sıralar masatlara yoğunluk verdik. Masat olmazsa kurban bıçağı düzenli bir şekilde çalışmaz. En fazla 20-30 kesim yapar daha fazla da çalışmaz. Ondan dolayı masada ve yüzme bıçağı dediğimiz bıçaklara ağırlık verdik. Şu anda talep güzel” dedi. Ürettiği bıçakların keskinliğini su şişesi keserek test ediyor Kurban Bayramı için 3 bıçak öneren Göçeri, “Biz kurban için sıyırma, kelle ve yüzme dediğimiz üçlü seri öneriyoruz. Yaklaşık 23 senedir de bu setleri satıyoruz. Biz bu sene fiyatları çok cazip tuttuk. Üçlü bıçak setlerimiz geçen sene 750 TL’ydi, bu sene 700 TL’den verdik. Geçen seneden stoklu ürünümüz vardı. Fiyatlarımız çok uygun. Bileme derseniz de bu sene 10 TL ile 20 TL arasında bileme kararı aldık. Özellikle son bir hafta kaldığında şehir dışı kargolarımızı durduruyoruz. Vatandaşlarımız şimdiden getirsinler. Yaptığımız bıçakların keskinliği ortada. Bu sene makas çeliğinden kurban bıçakları yaptık. Onların testlerini çivi keserek gösterdik. Bu bıçaklarımızı 3 su şişesini keserek test ediyoruz. 7 su şişesi hedefimiz var. Bıçaklarımıza ve işçiliğimize güveniyoruz” ifadelerine yer verdi.
Bolu Domuz kabusu Bolu’da 15-20 bin lira masrafla tarlasına silajlık mısır eken çiftçilerin tarlasındaki mahsule yaban domuzları dadandı. 20 dönümlük tarlasına domuzlar nedeniyle 3 sefer mısır eken çiftçiyi yaban domuzları bıktırdı. Olay, Mudurnu ilçesine bağlı Delice köyünde meydana geldi. Çiftçi Özcan Filiz, tarlasına bu yıl silajlık mısır ekti. Silajlık mısırlarının baş vermesiyle Filiz ailesinin tarlasına yaban domuzları dadandı. Baş veren mısırları yiyerek yok eden yaban domuzları Özcan Filiz’i bıktırdı. Özcan Filiz tekrar tarlasına mısır ekti ve yeniden domuzlardan dolayı mağduriyet yaşadı. 3 kez domuzlar nedeniyle mahsulünü kaybeden çiftçi, tarlası için 20 bin liraya yakın masraf yaptı. Şaşkınlık içerisinde olduğunu belirten Özcan Filiz, “Ben 30 yaşıma girdim, bu yaşıma kadar böyle bir şey görmedim. Mısırı kozadayken yediğini biliyoruz da tohumu ektiğimiz zaman yemesi hiçbir zaman görmedim” dedi. Mağdur olan Filiz ailesi, elleriyle tekrardan tarlaya mısır ekimi yaptı. 15-20 bin lira arasında tarlaya masraf yaptıklarını ifade eden Özcan Filiz, “20 dönümlük tarlamızı silajlık mısır ettik ama domuzların mağduriyetindeyiz. Tarlamıza 15-20 bin liralık masraf yaptık. Ekimi, biçimi, tohumu daha sonrasında dün akşam domuzlar girdi. 20 dönüm tarlamızı ektiğimiz mısırları tamamen yemişler. Tekrar tarlamızı 15-20 bin liralık tohum alarak yeniden ektik. Komple mısır tanelerini yemişler. Ekmeye çalışıyoruz traktör girmiyor şu anda sıralı olduğu için yukarıdan aşağı sürüler halinde aynı sıradan gelip mısır tanelerinin olduğu sıraları tamamen burnu ile kaldırıp tohumları yemişler” dedi. Şaşkınlık içerisinde olduğunu belirten Özcan Filiz, “Ben 30 yaşıma girdim, bu yaşıma kadar böyle bir şey görmedim. Mısırı kozadayken yediğini biliyoruz da tohumu ektiğimiz zaman yemesi hiçbir zaman görmedim. 40 - 50 tane sürü halinde geliyorlar tarlalarıma zarar veriyorlar. Yetkililerden ricamız domuz sezonu da kapandı ama vurması da yasak bir çiftçi olarak biz de mağdur durumdayız yardımlarını bekliyoruz” ifadelerini kullandı. 3 kez tarlayı ektiklerini ifade eden Özcan Filiz’in annesi Huriye Filiz, “Burada domuzlar tarlamızdaki mahsulleri yemiş. Bu 3’üncü kez ekişimiz. İki sefer traktörle ektirdik bu sefer motor girmediği için elimizde ekmeye başladık. Başa çıkılacak gibi değil domuzlar” dedi.
İstanbul İş Bankası Genel Müdürü Aran, “Kurda risk görmediğimiz için yabancı para kredi verebiliyoruz" Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Aran, "Bankacılık tarihsel olarak kâr anlamında en sıkıntılı dönemi yaşıyor. Kurda risk görmediğimiz için yabancı para kredi verebiliyoruz. TCMB’nin adımları kuru stabil tutacaktır" dedi. Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran katıldığı bir etkinlikte ekonomi politikası ve bankacılık hakkında değerlendirmelerde bulundu. Bankacılık tarihinde kâr anlamında en sıkıntılı dönemin yaşandığını söyleyen Aran, “Ekstrem bir dönem geçiriyoruz. Yıl sonunda yüzde 42 hedefi tutturulabilir TL’deki sıkışıklığı yabancı para kredi ile aşabiliyoruz. Kurda risk görmediğimiz için yabancı para kredi verebiliyoruz. Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını geçtikten sonra 30 Eylül itibariyle artık ülkede kredi ve enflasyonun makul bir seviyede oturmaya başlayacağını göreceğiz” ifadelerini kullandı. “TCMB’nin adımları kuru stabil tutacaktır” Bankacılık sektörünün riskli bir dönem geçirdiğini belirten Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, “Ekstrem bir dönem geçiriyoruz. 31 Mayıs enflasyonunu gördükten sonra ancak dengeden bahsedeceğiz. Sıkışıklıkların dozunun biraz daha azaldığı bir döneme gireceğimizi düşünüyorum. Hep uçlarda sağlıksız bir dönem geçirdiğimiz için bir türlü o dengeye gelemedik. Ekimden sonra bu dengeyi kuracağımızı düşünüyorum. Bankacılık sisteminde sistematik bir risk yok. Daha önce zorla aldığımız menkul kıymetlerden dolayı bir risk vardı ama şuan da yok. TCMB’nin net rezervleri sıfıra getirme, brütü 200’e çıkarma planı var. TCMB şuan da bunu yapıyor. Bu doğrultuda yaptığı adımlar kurun stabil seyrini sağlayacaktır” şeklinde konuştu. “Yatırımcılar enflasyonla mücadeleye inanıyor” Yatırımcıların enflasyonla mücadele politikasına güvendiklerini belirten Aran, “Yatırımcının Enflasyonla mücadelede başarıya inandığını görüyoruz. Yani on yıllık bir kağıdın şu anda yüzde yirmi sekiz olan faizi şunu gösteriyor. Türkiye enflasyonu yüzde yirmi sekizlik bir faizi bile karlı hale getirecek noktaya indirecek. Bu ne kadar aşağıya inerse aslında enflasyonla mücadelede o kadar inandırıcı olduğumuzu gösterecek. Eğri sağlıklı oluştuğunda da işte içeride biz daha uzun süreli borçlanma ve risk priminin azalmasıyla dışarıdan daha uygun maliyette kaynak bulma gibi şeyleri yapabildikçe içeride de bunu gene enflasyonla mücadeleye zarar vermeden sağlıklı bir kredi mevduat dengesine getirebileceğiz” ifadelerini kullandı. “Yabancı para kredi verebiliyoruz” Yabancı para kredi verebildiklerini belirten Aran, “Enflasyonla mücadelede başarılı olmak önemli, yıl sonunda yüzde 42 hedefi tutturulabilir. Kredi büyümesinin bu yıl tarihi düşük seviyede çıkabilir. Bireysel kredi ve kredi kartı ödemelerinde bozulma sinyalleri aldık. TL’deki sıkışıklığı yabancı para kredi ile aşabiliyoruz. Kurda risk görmediğimiz için yabancı para kredi verebiliyoruz. Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını geçtikten sonra 30 Eylül itibariyle artık ülkede kredi ve enflasyonun makul bir seviyede oturmaya başlayacağını göreceğiz” dedi. "Turizm ve ihracatta az kârlı dönem yaşanacak" Turizm ve ihracatta zor bir dönem yaşanacağını belirten Aran, “Enflasyonu dikkate aldığınızda karlarda ciddi bir düşüş var. Önemli olan nokta bankacılıktan, ana bankacılık faaliyet karları çok düştü. Dolayısıyla bankacılık şu anda tarihsel olarak kendi karlılık anlamında en düşük ve sıkıntılı dönemini yaşıyor. Genellikle o diğer kar artışları ana bankacılık alanından oluşmuyor. Mevcut kur seviyesi, turizmi etkileme potansiyeli olduğuyla ilgili de dönüşler var. Merkez Bankası bunu dengede tutmaya çalışıyor. Ama bunun da rekabetçi lig anlamında bölgesel olarak baktığımız zaman Türkiye’ye bir dezavantaj sağlayabileceğiyle ilgili görüşler de var. İçinde bulunduğumuz bu durumunda ihracat, turizm, ithalat konusunda bu dengeyi bulurken bir takım sıkıntılar yaşayacağımızın sinyallerini veriyor. Yani kurun ideal seviyesi ne diye tartışmalarını yaşıyor olabiliriz. Aslında her sektöre, turizm sektöründe de ihracatta da bir kar düşüşüyle, daha az karlı bir ortamla bir süre geçirmek durumunda kalacağız” ifadelerine yer verdi.
Kocaeli Darıca’da 19 Mayıs Gençlik Turnuvaları başladı Darıca Belediyesi, ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve ilçe Spor Müdürlüğü işbirliğinde düzenlenen 19 Mayıs Gençlik Turnuvası birbirinden çekişmeli maçlarla başladı. İlçe genelindeki 17 lisede eğitim gören 500 öğrencinin katılımıyla düzenlenen turnuvada dereceye girenlere Darıca Belediyesi tarafından ödül verilecek. Darıca’da 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla düzenlenen 19 Mayıs Gençlik Turnuvası başladı. Darıca Belediyesi tarafından İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve İlçe Spor Müdürlüğü işbirliğinde düzenlenen turnuvada maçlar oldukça çekişmeli ve heyecanlı anlara sahne oluyor. 8 branşta 500 genç 19 Mayıs Gençlik Turnuvası, ilçe genelindeki 17 liseden toplam 500 gencin katılımıyla gerçekleşiyor. 8 branşta ve 15 kategoride düzenlenecek turnuva büyük bir heyecana sahne olacak. Gençlerin yoğun katılımıyla eleme usulüyle devam eden müsabakalarda dereceye giren takımlara ve sporculara kupa ve madalyaları takdim edilecek. 17 Mayıs Cuma günü saat 10.30’da düzenlenecek final programıyla sona erecek turnuvada ödüller ilçe protokolü tarafından dağıtılacak. Turnuvaya katılan gençlere başarılar dileyen Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık, “19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri kapsamında düzenlenen turnuvalarda mücadele eden gençlere başarılar diliyorum. Darıca Belediyesi olarak ilçemizde Kaymakamlığımız ve diğer kurumlarımızla birlikte uyum içerisinde gençler için özel etkinlikler ve projeler gerçekleştiriyoruz. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyeti emanet ettiği gençlerimizin her zaman en büyük destekçileri olmaya devam edeceğiz. Kazasız, sakatlıksız, güzel bir turnuva olması temennisiyle gençlerimize başarılar diliyorum” diye konuştu.