ÇEVRE - 19 Ekim 2020 Pazartesi 13:04

Konya Kapalı Havzası taşkın riskine karşı korunacak

A
A
A
Konya Kapalı Havzası taşkın riskine karşı korunacak

Kapalı havzalarda sıkça rastlanan sel sonrası taşkınların oluşturabileceği felaketlerin önlemine yönelik Konya’da yürütülmesi planlanan taşkın önleme çalışmaları masaya yatırıldı.

Kapalı havzalarda sıkça rastlanan sel sonrası taşkınların oluşturabileceği felaketlerin önlemine yönelik Konya’da yürütülmesi planlanan taşkın önleme çalışmaları masaya yatırıldı.


Konya Büyükşehir Belediyesi KOSKİ Genel Müdürü Ahmet Demir, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Uzun ve Taşkın ve Kuraklık Yönetimi Daire Başkanı Maruf Aras ile taşkın riski olan bölgelerde yapılması planlanan proaktif çalışmaların konuşulduğu istişare toplantısında bir araya geldi.


İstişare toplantısının açış konuşmasını yapan KOSKİ Genel Müdürü Ahmet Demir, doğal afetlerin olası tehditlerine karşı alınması gereken önlemlerle minimum hasarlı sonuçların elde edilmesinin mümkün olacağına işaret ederek, “Şehrimizi teşrif eden konuklarımız, bizlere Konya Kapalı Havzası içerisinde taşkın korumayla ilgili yaptıkları çalışmayı anlatacaklar. Umuyorum ki bizim için de çok faydalı olacak” dedi.



“Suyun azlığı da çokluğu da dert”


Türkiye’nin 25 havzasında yürütülmekte olan taşkın yönetim planları çerçevesinde Konya kapalı Havzasında da çalışmaları belli bir aşamaya getirdiklerini belirten Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Uzun, taşkın yönetim planlarının hazırlanması projesi hakkında istişareler etmenin faydalı sonuçlar getireceğini ifade etti. Uzun, “Konya Kapalı Havzası’nda suyun yokluğu da bir dert, çokluğu da bir dert. Yokluğunu biliyoruz ama niye çokluğu da bir dert diyoruz? Kapalı havza olduğu için yağışlar çok olduğunda feyezanlarla birlikte oluşan taşkın debisinin tahliye edilmesi Konya Kapalı Havzası’nda oldukça ciddi bir sorun oluşturuyor. Ana tahliye güzergahımız DSİ teşkilatımızın oluşturduğu drenaj kanalının tuz gölüne ulaşan ana tahliye kanalı. Bunun dışında başka bir önemli tahliyemiz söz konusu değil. Bu yüzden bu çalışmaların önemi çok büyük” diye konuştu.



“Kriz oluşmadan önlem alınmalıdır


Taşkın ve Kuraklık Yönetimi Daire Başkanı Maruf Aras da ülkemizde taşkın ve kuraklık yönetimi planlarının hazırlanmasının yanı sıra; bunların etkinliğinin ve şiddetinin artmasına neden olan iklim değişikliğinin etkilerinin belirlenmesine yönelik çalışmalar yaptıklarına dikkat çekerek, “Ülkemizde taşkın olduğunda veya kuraklık baş gösterdiğinde hemen bir kriz yönetimi oluşturulur. Problemin çözümü için ne yapılır diye hızlı bir şekilde çözümlenmeye çalışılır. Bizim taşkın önleme ile ilgili çalışmalarımız da kriz oluştuğunda değil; oluşmadan önce her türlü tedbiri alan proaktif bir yöntem olmalıdır” ifadelerini kullandı.


Gerçekleştirilen istişare toplantısı karşılıklı soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.