- 08 Ağustos 2022 Pazartesi 09:56

Yöresel lezzet çıtır tarhananın yapım telaşı sürüyor

A
A
A
Yöresel lezzet çıtır tarhananın yapım telaşı sürüyor

Konya’nın Beyşehir ilçesinde yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte başlayan geleneksel tarhana yapımı telaşı sürüyor.

Konya’nın Beyşehir ilçesinde yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte başlayan geleneksel tarhana yapımı telaşı sürüyor.


İlçenin her köşesinde yollarda yaz döneminde tarhana başında nöbet bekleyen yöre insanı görülebilirken, çatı üzerinde kurutulan tarhanalar da görenlere tebessüm ettiriyor ve renkli görüntüler oluşturuyor. Beyşehir’de asırlardan bu yana aileler arasında yapılagelen geleneksel çıtır tarhana, kışın sofraların vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alıyor. İlçede yaz döneminde havaların ısınmasıyla başlayan tarhana yapma telaşı yaz sonuna kadar devam ediyor. Beyşehirli aileler, evlerinin önünde komşularının da destekleriyle imece usulü tarhana yapıyor. Uzun ve yorucu bir mesai sonrasında hazırlanan tarhanalar, kış aylarında sofralarda tüketiliyor, misafirlere ikram ediliyor. Kimi aileler çorbasını da yaparken, kışın yanan soba üzerinde ya da yağda kızartılarak, badem, ceviz ve fıstık gibi kuru yemişlerle çerez olarak yeniliyor. Aileler tarhana yapımına başlamadan önce meteorolojik verilere bakarak yapıma başlarken yağışlı olmayan günler bekleniyor, güneşli sıcak havalar tercih ediliyor. Tarhana yapımında yoğurt, yarma buğday, tuz ve isteğe bağlı olarak tereyağı da kullanılıyor. Buğday, tarhana yapımından 1 gün önce ıslatılırken, yoğurtlar ise pişirilerek koyu ayran haline getiriliyor. Ayran, kazanlarda üzerine tuz da eklenip kaynayıncaya kadar pişiriliyor. Kaynadıktan sonra ise dövme buğday eklenip karıştırılarak pişirme işlemi devam ediyor. Koyu kıvama gelince ise soğumaya bırakılıyor. Elde edilen tarhana bulamacı önce top şeklinde meleksi adı verilen işleme tabi tutulurken, daha sonra ise el ya da özel makinelerde yuvarlak şekil veriliyor. Kurumaya hazır hale gelen tarhanalar ise çitler üzerine serilerek güneş altında kurumaya bırakılıyor. Aileler, güneş altında 2 gün boyunca kurutulan tarhanaların başında gün boyu sırayla nöbet tutarak kuş ve diğer sokak hayvanlarının ürüne zarar vermemesi için mesai yapıyor. Tarhanalar kuruduktan sonra ise kış mevsiminde tüketilmek üzere toplanıp saklanıyor. Beyşehir’in taşra mahallelerinde yaşayan aileler tarhanayı güneşte kurutma konusunda yer için fazla sıkıntı yaşamazken, özellikle kent hayatında bu geleneği devam ettirmek isteyen şehir merkezindeki mahallelerde ikamet eden bazı aileler ise zorluklar yaşayabiliyor. Sokak aralarına serilen tarhanalar, özellikle yolların bu yüzden tarhana için araç trafiğine kapatılması işlemi zaman zaman yolu kullanmak isteyen sürücülerle aralarında sorun yaşanmasına, şikayet konusu olmasına yol açabiliyor. Bazı aileler tarhana kurutmak için sokak araları ve yol dışındaki farklı alternatifler olarak okul bahçelerinden ve boş arazilerden yararlanırken, imkanı olan bazı aileler ise evlerinin teras ve çatılarında bu işlemi gerçekleştirebiliyor.


Tarhana geleneğini uzun yıllardır sürdürdüğünü belirten Hacıakif Mahallesinde oturan Şaban Yüce, “Hanımla beraber tarhanayı serdik, sırayla başında nöbet tutuyoruz. Tarhanayı özellikle kuşlardan korumaya çalışıyoruz, çünkü konduklarında yemelerinden ziyade üzerine dışkılarını da bırakabiliyorlar. Onun için bekliyoruz. Eşim, oğlum için de özel tereyağlı olarak yaptı, ona da göndereceğiz” dedi.


Tarhananın tarihçesinin Beyşehir’de Selçuklular dönemine dayandığını da vurgulayan Yüce, kış sofralarında yöre insanı için tarhananın olmazsa olmaz lezzet olduğunu belirtti.


Emine Yüce de eşinin ardından nöbet sırasının kendisine geldiğini anlatarak, “Tarhana Beyşehirimizin meşhur lezzeti. Erişte ve bulgurumuz da aynen öyle. Vazgeçemiyoruz, daha da yaşlanasıya, el ayak tutmayasıya kadar devam edeceğiz yapımına. Rabbim sağlık verirse yedirmeyi nasip etin. Çocuklarla, eşle dostla yiyoruz. Tabii yapımı çok zor, onun için komşuların da yardımıyla yapıyoruz” şeklinde konuştu.


İçerişehir Mahallesindeki müstakil evinin 2. kat terası ile kiremitle döşeli çatının üzerine çite sererek tarhanaları kuruttuklarını belirten Şeref Ağatülek ise, eski yıllarda tarihi Eşrefoğlu Camisi’nin avlusunu bu iş için kullanırken şimdi artık damlarda kurutmayı tercih ettiklerini söyledi. Çatı üzerindeki tarhananın kiremit üzerinde bir günde kuruduğunu, başında sokak aralarına serilenler gibi nöbet tutmaya gerek kalmadığını anlatan Ağatülek, “Biz uzun yıllardır tarhanayı çatıya, terasa sereriz. Yeğenlerimiz bu konuda pratik, kendilerini alıştırdı. Akrabalarımız, kardeşlerimizle beraber tarhanayı hep birlikte yapıyoruz. Tarhanayı çatıya serince tekrar toplama serme derdi de olmuyor. Daha kolay oluyor bu işler” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Tarımsal girdi fiyatları yıllık yüzde 33,66 arttı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayına ilişkin Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verilerini açıkladı. Buna göre Tarım-GFE, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,04, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 29,06, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33,66 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 32,3 artış gösterdi. Ana gruplar incelendiğinde, bir önceki aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksi yüzde 2,12, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksi ise yüzde 1,57 yükseldi. Geçen yılın aynı ayına göre ise tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 34,79, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 27,19 artış kaydedildi. Alt gruplar bazında yıllık Tarım-GFE verilerine göre 6 alt grupta artış oranı ortalamanın altında, 5 alt grupta ise üzerinde gerçekleşti. Yıllık artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 18,91 ile tarımsal ilaçlar ve yüzde 20,98 ile bina bakım masrafları olurken, en yüksek artış yüzde 64,33 ile veteriner harcamaları ve yüzde 47,39 ile gübre ve toprak geliştiricilerde görüldü. Aylık Tarım-GFE’ye göre ise 6 alt grup daha düşük, 5 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Ekim ayında aylık bazda artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 0,09 ile enerji ve yağlayıcılar, yüzde 0,27 ile gübre ve toprak geliştiriciler olarak belirlendi. Buna karşılık, aylık artışın en yüksek olduğu alt gruplar yüzde 5,61 ile veteriner harcamaları ve yüzde 4,71 ile tohum ve dikim materyali oldu.
Ankara 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyon: 67 şüpheli yakalandı, 42’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 7 ilde dolandırıcı, tefeci ve göçmen kaçakçısı 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda 67 şüphelinin yakalandığını ve 42’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Jandarma KOM Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyonlar düzenlendi. Şüphelilerin; Denizli’de 30 ayrı iş yerinden organize şekilde hırsızlık yaptıkları, Yalova’da nitelikli dolandırıcılık suçunu organize şekilde yönettikleri, İzmir’de trafo ve enerji nakil kablosu hırsızlığı yaptıkları, Iğdır’da göçmen kaçakçılığı suçunu işledikleri ve Muğla’da tefecilik yaptıkları, Tekirdağ ve Şanlıurfa’da terör örgütüyle bağlantıları olduklarını söyleyip para talep ederek vatandaşları dolandırdıkları tespit edildi. Düzenlenen operasyonlar ile hesaplarında son 5 yıl içerisinde 251 Milyon Türk lirası hesap hareketi bulunan 67 şüpheliyi yakalandı. 42’si tutuklandı. 23’ü hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Diğer 2 şüphelinin işlemleri devam ediyor. Ayrıca operasyonlar sonucu çok sayıda dijital materyal ile muhtelif miktarda nakit para ve ziynet eşyası ele geçirildi.
Erzincan Erzincan’da soğuk hava nedeniyle sürüler yayladan indirildi Erzincan’da yüksek kesimlerde görülen kar yağışı ve soğuk havayla birlikte yaylalarda bulunan küçükbaş hayvan sürüleri donma tehlikesi nedeniyle merkeze ve köylere taşındı. İlkbahar aylarından itibaren yaylalarda kalan küçükbaş hayvanlar, hava sıcaklıklarının düşmesi ve kar yağışının başlamasıyla birlikte daha güvenli alanlara çekildi. Üreticiler, kış şartlarının ağırlaşması nedeniyle sürülerini Erzincan merkez ve çevre köylere indirerek ahırlara aldı. Kış boyunca hayvanların yem, saman ve arpa ile besleneceği öğrenildi. Üreticilerden İlhan Koyun, nisan ayı sonunda koyunlarını yaylaya çıkardıklarını belirterek, "Aylarca yaylada kaldık, süt ve peynir üretimi yaptık. Aralık ayının sonlarına doğru havalar sertleşince geri dönmek zorunda kaldık. Kış aylarında yem ve saman temini bizim için en büyük sıkıntı" dedi. Tulum peyniri üreticisi Özkan Beydili ise bahar aylarında çıktıkları yaylalarda aralık ayına kadar kaldıklarını ifade ederek, soğuk havanın etkisini artırmasıyla köylerine dönmek zorunda kaldıklarını söyledi. Beydili, hayvancılığın büyük emek ve fedakârlık gerektirdiğini vurguladı. Üretici Ferdi Kaya da ilkbaharda yaylaya çıkarılan koyunların yaz boyunca otlatıldığını ve peynir üretimi yapıldığını belirterek, "Hava şartları sertleşince dönüş hazırlıklarına başladık. Hayvanlar ilkbahara kadar yem ve arpa ile beslenecek" diye konuştu. Erzincan’da her yıl kış mevsimiyle birlikte yaşanan bu dönüş, bölgedeki küçükbaş hayvancılığın doğayla iç içe süren zorlu üretim sürecini bir kez daha gözler önüne serdi.