POLİTİKA - 09 Aralık 2025 Salı 17:51

Bakan Kurum, Suriçi Çarşısı birinci etabın açılışını yaptı: "Bu proje bir vizyon eseridir, bir medeniyet iddiasıdır"

A
A
A

Konya’nın merkez Meram İlçe Belediyesinin ve Konya tarihinin en kapsamlı dönüşüm adımlarından biri olan Suriçi Çarşısı Kentsel Dönüşüm Projesi’nde bir etap daha tamamlandı. Suriçi Çarşısı 1. Etabın açılışı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un katılımıyla gerçekleştirildi. Bakan Kurum, "Bu proje bir vizyon eseridir, bir medeniyet iddiasıdır. Özellikle de jeodezik cam kubbemiz, sadece Selçuklu mirasını değil geleceğimizi de koruyacak; Türkiye’nin şehircilik vizyonuna Konya’dan vurduğumuz bir imza olacak" dedi.

Meram Belediyesinin, Meram tarihinin en büyük Konya tarihinin de en kapsamlı dönüşüm adımlarından biri olan Suriçi Çarşısı Kentsel Dönüşüm Projesinde bir etap daha tamamlandı. 2. Etap ve Tescilli Ada Etabı’ndan sonra 1. Etabın açılışı da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un katılımıyla gerçekleştirildi. Törende konuşan Bakan Kurum, "Bakanlık olarak Konya’mıza kazandırdığımız yatırımların toplam tutarı 229 milyar lirayı aştı. Altyapıdan üstyapıya, kentsel dönüşümden sosyal konuta ve kültürel ihya projelerine kadar her alanda kapsamlı yatırımlar gerçekleştirdik. Bunun yanı sıra devam eden 37 milyar lira tutarındaki projelerimizle şehrimizin gelişimine katkı sunmayı sürdürüyoruz. Kadim şehrimizin kalbi Alaaddin Camii ve çevresindeki görüntü kirliliğini ortadan kaldırdık. Bugün Konya’mızda Mevlana Türbesi’nin etrafında, yılların yorgunluğu çökmüş o çarşılarımız, artık pırıl pırıl ışıldıyor. Misafirlerimiz bu alanı gezerken dünün mirasıyla bugünün tecrübesinin nasıl birleştiğini görüyor. Mevlana Çarşımız, Altın Çarşı’mız artık bütün ihtişamıyla bizleri selamlıyor. İşte bugün de bu çalışmalarımızın devamı için Suriçi’ndeyiz. Bakanlığımız, Büyükşehir Belediyemiz ve Meram Belediyemizle birlikte Konya’nın asırlık hafızasını bir kez daha bugüne taşıyoruz. Burada; tam 163 bin metrekarelik bir alanda kapsamlı bir çalışma başlattık. Şu ana kadar; 3 adada yapısal peyzaj çalışmalarının tamamını bitirdik. Şükran Mahallemizde birinci etabında 307 dükkan ve ofisi tamamladık. Yine esnafımızın ve bu alanı ziyaret eden kardeşlerimizin konforlu bir şekilde alışverişlerini yapmaları için 4 bin 628 metrekarelik bir alanı otopark hizmeti için tahsis ettik. Bu muazzam ticari alanımız; çevresindeki Kalecik, Mücellit, Kapu ve Erdemşah Camileriyle adeta Konya’mızın güzel bir özeti gibi. Bu proje sadece bir mimari yenileme çalışması olmamıştır. Çünkü bu projede, Selçuklu’dan miras kalan en büyük hamam kalıntısını şeffaf bir kubbenin altında koruyoruz. Buraya gelen her misafir; tarihi bir hamamın sadece izlerini görmeyecek, Selçuklu’nun heybetini hissedecek, Mevlana şehrinin maneviyatını teneffüs edecek. Bu proje bir vizyon eseridir, bir medeniyet iddiasıdır. Özellikle de jeodezik cam kubbemiz, sadece Selçuklu mirasını değil geleceğimizi de koruyacak; Türkiye’nin şehircilik vizyonuna Konya’dan vurduğumuz bir imza olacak. Ben şimdiden eserimiz, Konya’mıza, ülkemize, şehirlerimizin geleceğine hayırlı uğurlu olsun diyorum" dedi.

"11 ilimizdeki çalışma bir kaç cümleye sığdırabilecek bir çalışma değil"

Asrın Felaketi’nde ağır yara alan 11 ilde yapılan çalışmaları özetleyen Bakan Murat Kurum, "11 ilimizde de 780 bin kilometrekare vatan toprağının her köşesinde de yapıyoruz. Kentsel dönüşümle 81 ilimizde 10 milyona yakın vatandaşımızı sağlam konutlara kavuşturduk. Sosyal konutlarla yaklaşık 5 milyondan fazla vatandaşımızı ev sahibi yaptık. Özellikle İstanbul’u olası bir afete hazırlamak için hassasiyet gösteriyor, bu kapsamda her iki kentsel dönüşümden birini şehrimizde yapıyoruz. Tabii tüm bunları 11 ilimizdeki asrın inşa çalışmalarımız sürerken yaptığımızı de belirtmem lazım. Hafta sonu Hatay’daydım. Yine birkaç gün önce de Kahramanmaraş’taydım. 6 Şubat’ın hemen sonrasında orada bulunan biri olarak gelinen aşamadan büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorum. O gün birlikte ağladığımız vatandaşlarımızla, bu gün yeni evlerinde huzurla oturuyoruz. O gün yaralarımızı sarmak için birbirimize sarılıyorduk; bu gün sevinçle hasret gideriyoruz. 450 bin konut. Dile kolay, bir ülke büyüklüğündeki alanı orada yeniden kurduk. Sadece ev yapmadık; dükkanları, çarşıları, meydanı, okulları, parkları, tüm sosyal donatılarıyla birlikte şehirleri tamamladık. Bu süreçte; Konyalı hemşerilerimiz yine bu millete vefalarını ortaya koydular, Büyükşehir Belediyemiz ve ilçe belediyelerimiz hakikaten çok büyük emekler verdiler, alın teri döktüler. İnşallah 27 Aralık’ta da Cumhurbaşkanımızla Hatay’da son anahtarlarımızı teslim edeceğiz. O gün, Konyalıların emekleriyle, büyük bir teşekkürü hak eden Uğur İbrahim Altay kardeşimin gayretleriyle ayağa kalkan Habibi Neccar Camiimiz tarihi yürüyüşüne yeniden başlayacak. Ve hep birlikte; yıl sonunda söz verdiğimiz 453 bin yuvamızı kardeşlerimize teslim edeceğiz. Tabii 11 ilimizdeki çalışma bir kaç cümleye sığdırabilecek bir çalışma değil, dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir yeniden diriliş seferberliğidir. Şunu söylemeliyim ki; Bugün Türkiye; 453 binden fazla konutu tamamlayan, saatte 23, günde 550 konut teslim eden bir ülke seviyesine ulaşmışsa; bu başarı; kararlılığın, azmin ve devlet millet dayanışmasının eseridir; liderimiz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesidir" şeklinde konuştu.

Yüzyılın Konut Projesi hakkında da konuşan Kurum, "81 ilimizde 500 bin sosyal konutu hayata geçiriyoruz. Dar gelirli vatandaşlarımızı ev sahibi yapmak; konut-kira fiyatlarını dengelemek için arzı artırıyor, milletimizin ihtiyacına cevap veriyoruz. Bu büyük adımın bir parçası olarak, baba yurdum Konya’mıza da müjdemizi veriyoruz. Konya’mızda merkezde 9 bin 370, Akşehir’de 500, Ereğli’de 500, Seydişehir’de 500, Beyşehir’de 450, Karapınar’da 300 olmak üzere Konya’mızın 31 ilçesinde toplam 15 bin 200 konutu hemşerilerimize kazandırıyoruz. Ben bu yeni yuvaların şimdiden Konya’mız için, hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.

Başkan Mustafa Kavuş: "Suriçi, bir şehrin yeniden doğuşudur"

Törende konuşan ev sahibi Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş ise, Suriçi Projesi’nin yalnızca bir kentsel dönüşüm değil, bir medeniyet tasavvuru ve medeniyetin yeniden canlandırılması olduğunu vurguladı. Projenin tamamının 163 bin metrekare alan, 467 yapı, 690 parsel, 1.720 bağımsız bölüm ve 3 bin 151 hissedardan oluştuğunu ve güncel rakamlarla maliyetinin 5.5 milyar TL’yi aştığını ifade eden Başkan Kavuş konuşmasında ayrıca şu görüşlere yer verdi: "Suriçi Dönüşüm Projesinde etap etap ilerliyoruz. 20 bin metrekarelik 2. Etabın büyük ölçüde hizmet vermeye başladı. Türkiye’nin en büyük ikinci tescilli bina taşıma projesi olan 5 bin metrekarelik Tescilli Ada Etabı bugün Sırçalı Hotel ve Suriçi Avlu Kafe olarak hizmet veriyor. 3. Etap, Larende Etabı ve Arkeolojik Park Alanı’nda da çalışmalarımız büyük bir hızda devam ediyor."

Başkan Kavuş: "Bu büyük eser bu kadim şehre ve Meram’a duyduğumuz saygının sembolüdür"

Açılışı yapılan 1. Etap hakkında da şu bilgileri veren Başkan Kavuş, 21 bin metrekare alanda 158 adet dükkan, 149 adet ofisten oluşan bu etabın Murat Kurum’un destekleriyle Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ile (EPP) Emlak Planlama İnşaat Proje Yönetimi ve Meram Belediyesi iş birliğinde yürütüldüğünü ifade etti. Kavuş, özellikle 1. Etapta yer alan Selçuklu döneminin en büyük hamam kalıntısının jeodezik cam kubbe ile korunarak turizme kazandırılmasının, projenin tarihi yönünü güçlendirdiğini belirterek; "Bu kubbe sadece bir çatı değil; şehrimizin bin yıllık tarihine duyduğumuz saygının sembolüdür" diye konuştu. Projenin bütün etaplarında yatay mimari, düşük yoğunluk ve tarihî dokuya saygı prensibiyle hareket ettiklerini belirten Başkan Kavuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Bakan Murat Kurum ve projeye destek veren tüm kurumlara teşekkür ederek sözlerini şöyle tamamladı: "Bu projeye verdiği büyük destek, sahiplenme ve kıymetli katkılar için Sayın Bakanımız ve ekibine huzurlarınızda en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Sayın Bakanımızın desteği olmasaydı bugün bu hıza ulaşmamız ve bu aşamaya geçmemiz mümkün değildi."

Başkan Altay: "Konya, Darülmülk kimliğine yakışır bir görünüme kavuşuyor"

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da konuşmasında Suriçi dönüşümünün Konya için tarihi bir kırılma noktası olduğunu vurgulayarak; "Bugün burada Darülmülkün çok önemli bir parçasını daha yerli yerine koyuyoruz. Kimsenin dönüşmeye cesaret edemediği Mevlana Çarşısı, Altın Çarşı ve Suriçi Çarşısı’nda atılan her adım, Bakanımız Murat Kurum’un verdiği cesaretle mümkün oldu" dedi. Suriçi’nin Altın Çarşı, Mevlana Çarşısı, sur kapıları ve yakın bölgelerde yürütülen çalışmalarla bütüncül bir şekilde yeniden ihya edildiğini aktaran Başkan Altay, Larende Caddesi’nde yürütülen çalışmalarda Konya’nın dış surlarının ve Larende Kapısı’nın yeniden ortaya çıkmaya başladığını söyledi. Suriçi’nin de Konya’nın hafızası ve medeniyetimizin kadim izlerini taşıyan en özel bölgelerden biri olduğunu belirten Başkan Altay, "Burada atılan her adım, sadece bir yapıyı yenilemek değil; bir şehrin ruhunu geleceğe taşımaktır. Meram Belediyemizin yürüttüğü bu proje, ortak aklın, güçlü iş birliğinin ve sürdürülebilir şehircilik anlayışının güzel bir örneğidir. Konya’yı geleceğe hazırlarken bu tür projeler bizim için büyük bir motivasyon kaynağıdır" şeklinde konuştu.

Milletvekilleri adına konuşan AK Parti Konya Milletvekili Selman Özboyacı da, böylesine büyük bir dönüşüme şahit olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Konya Valisi İbrahim Akın, Konya’nın ruhunu yansıtan bu önemli projenin açılışında bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade etti.

Konuşmaların ardından Bakan Murat Kurum ve protokol üyeleri iş yeri sahiplerine anahtarlarını teslim etti. Anahtar teslimlerinin ardından, Meram Belediyesinin dev vizyon projesi Suriçi Kentsel Dönüşüm Projesi’nin 1. Etabının açılışı Konya Müftüsü Prof. Dr. Ali Öge’nin duasıyla gerçekleştirildi.

Açılış törenine; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanı sıra Konya Valisi İbrahim Akın, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Akış, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, AK Parti Konya İl Başkanı Fatih Özgökçen, AK Parti Konya Milletvekilleri Selman Özboyacı, Mustafa Hakan Özer, Ziya Altunyaldız ve Mehmet Baykan, Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, AK Parti İl, İlçe Başkanları, Kadın ve Gençlik Kolları Başkanları, İlçe Belediye Başkanları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlık bürokratları, MHP Konya İl Başkanı Remzi Karaaslan, BBP İl Başkanı Seyit Özcan, meclis üyeleri, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş katıldı.

İbrahim Yetkin - Halil İbrahim Taha Taş



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Sözcüsü Çelik: "Suriye’de SDG’nin varlığı sona ermelidir" AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Suriye’de de SDG’nin varlığının sona ermesi gerekir. Burada da esas olan 10 Mart anlaşmasının uygulanmasıdır. Bu anlaşmanın uygulanması ve arkasından silahın bırakılmasıdır" dedi. AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin Genel Merkez binasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında devam Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı’na ilişkin açıklamalarda bulundu. "Bahis ve sanal kumar meselesi adeta bir pandemi halini almıştır" Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplumu çürüten, yozlaşmaya sürükleyen bahis ve sanal kumar meselesinde MYK’nın da bu gündemi takip etmesine yönelik ifadeleri olduğunu belirterek, "Bahis ve sanal kumar meselesi adeta bir pandemi halini almıştır. Dünyanın her tarafında olduğu gibi maalesef ülkemiz de bundan etkilenmektedir. Hatta bazı aile facialarının ve maalesef bazı intiharların arkasında bu ve benzeri yanlışlıkların olduğunu çeşitli şekillerde tespit ediyoruz. Tabii ki bununla ilgili bir eylem planımız var ve en güçlü şekilde mücadele edeceğiz. Hem siyaset kurumu olarak hem de hükümet ve kabine olarak yapılması gerekenler, Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda ortaya konulmuştur" ifadelerini kullandı. Sanal kumar ve bahis gibi meselelerde tavizsiz davranılması gerektiğinin altını çizdiklerini kaydeden Çelik, bu meselenin, milli güvenlik, ahlak, toplumsal güvenlik ve gelecek nesiller açısından problem olduğunu söyledi. "Türkiye meseleye güvenlik sorunu olarak yaklaşmadığını, hayatın normalleşmesine yönelik güçlü bir yaklaşım ortaya koyduğunu gösterdi" Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin yıldönümü olan Suriye’nin 8 Aralık Hürriyet Günü’ne ilişkin konuşan Çelik, "Bir yıl içerisinde birçok meydan okumaya ve provokasyona rağmen, geleceğe yürüme konusundaki iradesini güçlü tutmaya çalışmaktadır. Türkiye, burada meseleye sadece bir güvenlik sorunu olarak yaklaşmadığını; ekonomik istikrarın sağlanması, Suriye’de okulların yeniden yapılması ve hayatın normalleşmesine yönelik güçlü bir yaklaşım ortaya koyduğunu gösterdi" dedi. "Lazkiye’de Alevi hakkını savunmak üzere terör eylemi yapanların Alevi kardeşlerimizle bir ilgisi yok" Suriye halkının karşısında daha büyük sınamalar olduğunu ve Suriye’nin birliği ve dirliğinin korunmasının ise son derece önemli olduğunu aktaran Çelik, "Kendi içerisinde üç tane tehditle karşı karşıya bırakılıyor. Bir tanesi Esad artığı bir takım unsurların Lazkiye bölgesinde mevcut Suriye yönetimine karşı bir takım kalkışma planlaması. Lazkiye bölgesinde biz Alevilerin Şiilerin hakkını savunmak üzere terör eylemi yapanları kast ediyorum hiçbir şekilde Suriye’deki Alevi kardeşlerimizle Şii kardeşlerimizle bir ilgisi yok. Bunlar Esad’ın katliamcı rejimini bir şekilde diriltmek isteyen unsurlar. Bu Şebbiha unsurlarıyla Alevi Şii kardeşlerimizi birbirine karıştırmak çok vahim bir hata olur. Gerçekten Alevi kardeşlerimize Şii kardeşlerimize Nusayri kardeşlerimize dönük olarak yanlış yaklaşım olursa biz bunun karşısında oluruz" ifadelerini kullandı. "Biz Lübnan’daki ve Suriye’deki Dürzi kardeşlerimizi çok iyi tanıyoruz" Suriye’nin güneyindeki Dürzileri temsil etmeyen Siyonist yanlısı bir kanaat önderinin Suriye’nin birliğine ve dirliğine tehdit olan ikinci unsur olduğunu dile getiren Çelik, "Onun yaptığı faaliyetler esasında doğrudan hiçbir şekilde Dürzileri temsil etmeyen Netenyahu Hükümeti tarafından ortaya konulan soykırımcı siyasetin takipçisi olarak bunu yapıyor. Biz Lübnan’daki ve Suriye’deki Dürzi kardeşlerimizi çok iyi tanıyoruz. Orada ne olup bittiğini biliyoruz" dedi. "SDG adına konuşanların kullandığı argümanlardan bir tanesi Kuzeydoğuda Kürt kardeşlerimizin tehdit altında olduğudur" Üçüncü tehdidin ise terör örgütü SDG tarafından ortaya konulan birtakım faaliyetlerin olduğunu sözlerine ekleyen Çelik, "Yaptığı işi Kürtlerin kazanımı olarak sunması tıpkı Lazkiye’deki Güneydeki Dürzi Bölgesi’ndeki gibi yanlıştır. SDG’nin silah bırakmamak, terör örgütünü tasfiye etmemek için SDG adına konuşanların kullandığı argümanlardan bir tanesi Kuzeydoğuda Kürt kardeşlerimizin tehdit altında olduğudur. Bu tehdidinde Şara Hükümetinden kaynaklandığı şeklinde bir yaklaşım sergiliyorlar. Bu bir mantık yürütme değil, bu bir terör argümanıdır" dedi. "Suriye’de SDG’nin varlığı sona ermelidir, burada esas olan 10 Mart anlaşmasının uygulanmasıdır" ‘Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge’ dendiğinde tablonun açık olduğunu vurgulayan Çelik, "Irak’ın tamamında terör örgütünün tasfiyesinin tamamlanması için tasfiyenin bir retorik olarak kalmaması için silah bırakılması gerektiği gibi aynı şekilde Suriye’de de SDG’nin varlığının sona ermesi gerekir. Burada da esas olan 10 Mart anlaşmasının uygulanmasıdır. Bu anlaşmanın uygulanması ve arkasından silahın bırakılmasıdır. Bu şekilde teröre bulaşmamış silahlı unsurların Suriye ordusuna entegre olması ve bununda 10 Mart anlaşmasının ortaya koyduğu çerçeve içerisinde gerçekleşmesi aslında silah bırakmanın tamamlanması açısından iyi bir çerçeve sunmaktadır" değerlendirmesinde bulundu. "Terörsüz Türkiye konusunda önemli olan yol haritasının işlemesidir" Terörsüz Türkiye konusunda bugüne kadar yol haritasının işlediğine dikkati çeken AK Parti Sözcüsü Çelik, "Bu işlerin mutlak bir matematiği yok. Bir haftada bazen bir metre gidersiniz, bir diğer hafta bazen 1 kilometre gidersiniz. Önemli olan yol haritasının işlemesidir. Terörsüz Türkiye içeriği, zamanlaması, yakın bölgemizdeki krizleri sona erdirme ve farklı etnik ve dini gruplardan kardeşlerimizin geleceğine hayırlı bir imza atması açısından son derece yerinde bir yaklaşımdır" diye konuştu. "Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Lübnan’la gerçekleştirdiği MEB anlaşması baştan aşağı hukuksuzdur" MYK toplantısından gündem maddelerinden bir tanesinin de Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Lübnan’la gerçekleştirdiği Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmasının olduğunu kaydeden Çelik, sözlerine şöyle devam etti: "Bu anlaşma baştan aşağı hukuksuzdur. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yaptığı tamamen işgalciliktir. Bu KKTC’nin egemenlik haklarını gasp etme girişimidir. KKTC’yi yok saymaya çalışan, Türkiye’yi görmezden gelmeye çalışan hiçbir yaklaşımın burada bir geleceği olmayacaktır. Bunu net bir şekilde ortaya koyalım ama Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu faaliyetini görüyoruz. Son zamanlarda Rum tarafını, Rum tarafının yaşadığı bölge olmaktan da çıkarıp bazı ülkelerin askeri üssü ve karargahı haline getirmeye çalışıyorlar. Bunlar da beyhude çabalardır." "Cumhurbaşkanımızın yakın zamanda Suriye’ye ziyaretine ilişkin yakın bir planlama yok" Çelik, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın zamanda Suriye’ye yönelik bir ziyaret gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği sorusu üzerine Çelik, "Cumhurbaşkanımız, Suriyeli kardeşlerimizle buluşmak, onları Suriye topraklarını da ziyaret ederek tebrik etmeyi tabii ki arzu ediyor ama yakın bir planlama yok. Şu anda herhangi bir takvim oluşmuş değil" cevabını verdi. "TSK iki ülkenin mutabakatı çerçevesinde pozisyonu koruyor" Bir diğer gazeteci sorusu üzerine Çelik, "Türk Silahlı Kuvvetlerimizin konvoylarıyla ilgili görüntüler doğrudur. Bunlar da bir olağanüstü durum yok. Orada epeydir görev yapan birliklerimizle yeni birliklerimiz yer değiştiriyorlar. Sosyal medyada birçok analiz gördüm. Olağanüstü bir durum yok. TSK orada iki ülkenin mutabakatı çerçevesindeki pozisyonunu koruyor" ifadelerine yer verdi.
İstanbul Boks Milli Takımı, U17 Avrupa Boks Şampiyonası için hazır Almanya’nın Kienbaum kentinde 10-17 Aralık tarihlerinde düzenlenecek U17 Avrupa Boks Şampiyonası’na katılacak olan Türkiye U17 Milli Boks Takımı hazırlıklarını tamamladı. Şampiyonada Türkiye’yi 13 kadın ve 13 erkek olmak üzere toplam 26 sporcu temsil edecek. Türkiye U17 Milli Boks Takımı, 10-17 Aralık tarihlerinde düzenlenecek U17 Avrupa Boks Şampiyonası için Almanya’ya gitti. Yoğun kamp programının ardından teknik ekip ve sporculardan oluşan milli takım kafilesi, organizasyonda başarılı sonuçlar almayı hedefliyor. Türkiye Boks Federasyonu Başkanı Suat Hekimoğlu, şampiyona öncesi yaptığı değerlendirmede milli takım kafilesinin yüksek bir motivasyonla hazırlıklarını tamamladığını belirtti. Hekimoğlu açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "U17 Avrupa Boks Şampiyonası, Türk boksunun geleceğini şekillendirecek genç sporcularımız için son derece önemli bir organizasyon. Sporcularımız uzun bir hazırlık döneminden geçti ve bugün itibarıyla şampiyonada ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye hazır durumdalar. Teknik ekibimiz büyük bir özveriyle çalıştı. Gençlerimize güveniyoruz; ringde ortaya koyacakları performansın Türk boksunun uluslararası arenadaki yükselişine güç katacağına inanıyoruz." Başkan Hekimoğlu, hem kadın hem erkek takımının madalya hedefiyle Almanya’ya gittiğini ifade ederek, "Bu yaş grubunda elde edeceğimiz her başarı, gelecekte daha büyük hedeflere uzanacak sporcularımızın yolunu açacaktır. Tüm sporcularımıza ve antrenörlerimize başarılar diliyor, şampiyonadan ülkemizi gururlandıracak sonuçlarla döneceğimize yürekten inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu. U17 Avrupa Boks Şampiyonası’nda mücadele edecek Kadın ve Erkek Milli takımların kafilesinde şu isimler yer alıyor: Erkek Milli Boks Takımı Antrenörler Metin Gemici Cevat Aydın Faruk Çevik Ahmet Dursunoğlu Arif Kırkgöz Sporcular 46 kg Hasan Pehlivan Uçak 48 kg Miraç Keser 50 kg Berat Akduman 52 kg Yiğit Keskin 54 kg Muhammet Ali Arlı 57 kg Zeki Uğur 60 kg Özgür Kılıç 63 kg Alparslan Şenol 66 kg Baturalp Çevik 70 kg Hakan Arda İlgün 75 kg İbrahim Veyisoğlu 80 kg Alpaslan Çoban +80 kg Hakan Deniz Coşkun Kadın Boks Milli Takımı Antrenörler Hamdi Yıldırım Fatih Öztürk Caner Önayaker Can Koçak Tarık Demirci Merve Adıbeş Sporcular 46 kg Azranur Çetin 48 kg Asmin Cabaş 50 kg Zeynep Şevval Kalaycı 52 kg Bengisu Karakoç 54 kg Ecrin Alp 57 kg Ümmü Sıla Kutluata 60 kg Sahranur Turap 63 kg Meryem Bakırtaş 66 kg Sudenaz Aydemir 70 kg Nisa Kaya 75 kg Yağmur Görgeç 80 kg Ela Ecrin Oşak 80+ kg Miray Doğru
Bartın Başkan Çakır’dan "Vurgun gibi harcama" iddialarına tepki Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, Bartın’da bir internet haber sitesinde yayımlanan "vurgun gibi harcama" iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Amasra Belediyesi şeffaflık ilkesinden taviz verilmeden hizmetleri sürdürmeye devam edecek" dedi. Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır yaptığı açıklamada, bir yerel haber sitesinde yayımlanan "Amasra Belediyesinde Vurgun Gibi Harcama" başlıklı haberde yer alan iddiaları reddederek tepki gösterdi. İlçe Belediyesine bağlı Özel Kalem Müdürlüğü bütçesindeki harcamanın il belediyesinin aynı müdürlüğe ait harcamadan 8 kat fazla olduğu yönündeki ifadelere cevap veren Başkan Recai Çakır, "Hepimizin bildiği gibi taşeron sistemi kaldırılırken Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile belediyelerde kurulan personellerin istihdam edildiği şirketler var. Bu şirketlerin bütçesi de her belediyede farklı bir müdürlük içerisinde yer alır. Amasra Belediyesinde de ben göreve gelmeden önceden, bugüne kadar özel kalem müdürlüğü bütçesinde yer alıyor. Çalışan yaklaşık 80 arkadaşımızın tüm özlük hakları, brüt maaşları bu kalemden ödeniyor. Haberde de yer alan 50 miyon TL’lik harcamanın da yüzde 90’nı bu personel için yapılan harcamalardır" diye konuştu. İçeriği "patlak haber" olarak nitelendiren Recai Çakır, yer alan suçlayıcı ifadelerin gerçeği yansıtmadığını vurguladı. Basın mensuplarının kamuoyunu doğru bilgilendirme sorumluluğuna dikkat çeken Çakır, iddia ve haberlerde mesleki etiğe de riayet edilmesi gerektiğini kaydetti. Çakır, kamuoyuna sunulan eksik ve yanıltıcı bilgilerle gerçekleştirilmek istenen algının amacının siyasi ya da ekenomik gerekçelerden kaynaklanabileceğini de sözlerine ekleyerek, Amasra Belediyesi’nin şeffaflık ilkesinden taviz verilmeden hizmetleri sürdürmeye devam edeceğini de sözlerine ekledi.