GÜNDEM - 08 Aralık 2025 Pazartesi 11:11

Bu serada sebze değil klasik araba yetişiyor

A
A
A
Bu serada sebze değil klasik araba yetişiyor

Konya’da 42 yıldır klasik araba restorasyonu yapan Muammer Kıcıklar, çocukluk hayaliyle başladığı mesleğini sürdürüyor. Klasik araç ustası Kıcıklar, evlerinin önünde sera olarak tabir edilen yeri garaj niyetiyle yaptıklarını ancak sera olarak yorumladığını ifade ederek, "Olsun, mutluyum yine de. Araç yetiştiriyorum" dedi.


Konya’da 42 yıldır Amerikan klasik otomobillerini restore eden 61 yaşındaki Muammer Kıcıklar, çocukluk hayalini mesleğe dönüştürerek Türkiye’de azalan kombine restorasyon ustalığını sürdürmeye devam ediyor. Kaporta, boya, döşeme ve elektrik işlemlerini tek başına yapan Kıcıklar, klasik araçların tamamen sökülüp yeniden toplandığını, sürecin aylar sürdüğünü belirtti. Araçları "sera" olarak bilinen koruma alanında sakladığını, bu bölümün güneş ve kardan korunmaları amacıyla oluşturulduğunu belirten Kıcıklar, klasik araçları geleceğe taşımanın hem emek hem de sorumluluk gerektirdiğini vurguladı.



"Benim tarzımda kombine tabiriyle sıfırdan kaporta, boya, döşeme, elektriği yapacak tek kişi yok"


Rahmetli amcasının arabasının onda bir özenti oluşturduğunu anlatan klasik araba ustası Muammer Kıcıklar, "Askerden geldikten sonra kendi imkanlarımla Amerikan arabası aldım. Restore ettirdim o gün için. Daha sonra bu işi geliştirerek artık 42 yıl içinde ustası haline geldik. Şimdi Türkiye’de yapılıyor bu araçlar. Konya harici Adana, İstanbul gibi yerlerde yapılıyor. Fakat benim tarzımda kombine tabiriyle yani sıfırdan kaporta, boya, döşeme, elektriği yapacak tek kişilik bir şahıs yok. Ama bu fabrika çatısı altında yapılıyor bunlar. 10 yıldır da profesyonel olarak insanlara hizmet vermeye çalışıyorum. Bu araçlar şöyle kaportaya geldiği zaman ilk zaten kazıyoruz arabaları ve parçalıyoruz. Her şeyi dikkatli bir şekilde söküyoruz çünkü yedek parçalar yoktur. Söktüğün parçayı bozmadan sökeceksin. Artı bunlar artık restorasyonu yapılıyor, tamir ediliyor. Daha sonra dışarıda tek tek menteşeleri, kapı kolları, pandizotları dışarıda tek tek boyanıp öyle montaj ediliyor. Yani güncel araçlar gibi üstünden zımpara çekelim de boyayalım şeklinde yapılamaz. Klasik araçlar ayrılıp tekrar toplanmak zorunda. Önce restore olacak daha sonra toplanacak. Bu da uzun bir süreç" dedi.



"Bunlar ekonomiye katkıda bulunacak ve gelecek nesle iyi bir teberrük olarak kalacaktır"


Arabalarda ilk olarak bakıldığında "araba restore etmeye değer mi" sorusunu sorduğunu belirten Muammer Kıcıklar, "Ben arabayı seveceğim. Artı arabanın da sahibini seveceğim. İkisini sevmezsem bu işi yapmam. Bu araba Ben yaparken, daha başlarken bu arabanın bitmişini hayal ederim. Ve ona yoğunlaşarak yaparım. Bu araba başlangıçta fıstık yeşiliydi ve yanları pakoluydu. Ben bu arabaya başladığımda bu arabayı değiştirip çikolata rengi, yanları nikelajlı bir araç olarak tasavvur ettim kafamda ve o hale getirmek için uğraştım ve mücadelemi de sonunda başardım. Bu araç 18 ay sürdü. Ama normal 64’leri falan 8 ay gibi 9 ay gibi sürede kombine yapıp bitirebilirim. Kısa sürenler olur mu? Sırf boya, mesela içerideki araç yalnızca boya olacak, 3-3,5 ayda biter. Şimdi bu araçları niye yapıyorsunuz diye bana soruyorlar. Çok para kazandığımız için filan değil. İllaki yaptığımız emeğin karşılığını alıyoruz. Ama asıl gayemiz bir Türk insanı olarak, bir milliyetçi olarak, milli ekonomimize zamanında getirilmiş olan bu araçları heba etmemek, tekrar güncelleştirmek hem ekonomiye ülke ekonomisine katkıda bulunmak hem de insanların keyfini gidermek, onlara yardımcı olmak. Amacımız bu. Ama bunlar ekonomiye katkıda bulunacak ve gelecek nesile iyi bir teberrük olarak kalacaktır" şeklinde konuştu.



"Ne kadar emek o kadar kazanç"


Kıcıklar, şimdi insanların çabuk para kazanmanın peşinde olduğunu ifade ederek, "Biz de kazanıyoruz, illaki onlar kadar kazanıyoruz ama biz zamana yayıyoruz. Emek istiyor. Adamlar çalışmadan kazanmak istiyor. Hayır, ne kadar emek o kadar kazanç. O kadar da helal bereketli olur bu iş. Şimdi araçların maliyetleri modelleriyle, markalarıyla ve restorasyonlarıyla değişkendir. Bugün 1 milyonun altında bir bitmiş bir Amerikan arabası alamazsınız. Görmüş olduğunuz arabayı da 3 milyondan aşağı vermiyoruz. Bunun bedeli de bu kadar" ifadelerini kullandı.



"Biraz seraya benzediler ama amaç araçları muhafaza etmek"


Evlerinin önünde sera olarak tabir edilen yeri garaj niyetiyle yaptıklarını anlatan Muammer Kıcıklar, "O günün şartlarında bu garaj yapıldığında aşağı yukarı 10 sene oldu. 10 sene önce elimizdeki imkanları değerlendirelim dedik. Ben tırcıydım daha önce. Tır brandaları vardı. Onlarla kendim buraya sera türü gibi oldu, biraz seraya benzediler ama amaç araçları muhafaza etmek. O serada gördüğünüz araçlar restorasyonu bitmiş, hazır satılacak veyahut da binilecek araçları güneşten, kardan muhafaza etmek için yaptığım bir karartı yeridir. Ama halkımız onu sera olarak yorumladı. Olsun, mutluyum yine de. Araç yetiştiriyorum" diye konuştu.



Bu serada sebze değil klasik araba yetişiyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul KAGİDER ve Migros iş birliğinde tarımda kadın girişimcilere destek KAGİDER ve Migros iş birliğiyle bu yıl altıncısı düzenlenen ‘Tarımda Kadın Girişimci Geliştirme ve Hızlandırma Programı’, İstanbul’da gerçekleştirildi. Yoğun bir eğitim programının uygulandığı iki günlük kampa 26 şehirden 36 kadın girişimci katıldı. Kampı başarı ile tamamlayan katılımcılar arasından seçilecek 15 kadın girişimci bir sonraki aşamada mentor desteği alacak. Migros, kampa katılan ve kalite standartlarına uygun üretim yapan tüm girişimcilere ürünlerini Türkiye’nin dört bir yanındaki mağazalarında satış imkânı sunacak. Tarım sektöründe faaliyet gösteren kadın girişimcilere destek vermek amacıyla Migros ve KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) iş birliğiyle hayata geçirilen ‘Tarımda Kadın Girişimci Geliştirme ve Hızlandırma Programı’ kapsamında altı yıldır düzenlenen kamp İstanbul’da gerçekleştirildi. Dijital tarım, finans, gıda güvenliği ve markalaşma süreçlerine kadar geniş bir yelpazede birçok konunun ele alındığı iki günlük kampa, Türkiye’nin 26 farklı ilinde tarım sektöründe faaliyet gösteren 36 kadın girişimci katıldı. Migros Grubu Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Ekmel Baydur ve KAGİDER Başkanı Esra Bezircioğlu’nun açılış konuşmaları ile başlayan kampın ilk gününde yerelleşme ve tarımsal kalkınma, kalite süreçleri, süreç tasarımı ve pazarlamada genel perspektif ile girişimciler için teşvikler ve kamu destekleri başlıklı oturumlar gerçekleştirildi. Kampın ikinci gününde ise perakendede medya dinamikleri, dijital pazarlamada doğru mecra seçimi, dijital tarım alanındaki güncel yaklaşımlar ve girişimcilerin finansal farkındalığını artırmaya yönelik finans oturumu gerçekleştirildi. Program kapsamında geçmiş dönem program mezunlarının deneyimlerini paylaştığı "iyi örnek" paneli ile kadın girişimciler arasında ilham verici bir deneyim aktarımı sağlandı. KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Esra Bezircioğlu açılış konuşmasında şunları kaydetti: "Tarım sektörü, Türkiye ekonomisinin güçlü alanlarından biri. Ancak bu alanda kadınların potansiyeli hâlâ yeterli değil. KAGİDER olarak biz, kadın girişimciliğinin tarımda yenilik, sürdürülebilirlik ve verimlilik açısından stratejik bir rol üstlendiğine inanıyoruz. Migros iş birliğiyle bu yıl altıncı kez hayata geçirdiğimiz ‘Tarımda Kadın Girişimci Geliştirme ve Hızlandırma Programı’, kadınların üretimden pazarlamaya, markalaşmadan dijitalleşmeye kadar her aşamada güçlenmelerine katkı sağlıyor. Türkiye’nin 26 ilinden 36 kadın girişimcinin katılımıyla gerçekleşen bu program, kadınların bilgiye, mentorluk desteğine ve güçlü bir iş ağına erişimini kolaylaştırıyor. KAGİDER olarak temel hedefimiz, kadınların ekonomideki görünürlüğünü artırmak, girişimcilik ekosisteminde daha etkin rol üstlenmelerini sağlamak ve Türkiye’nin kalkınma hedeflerine somut katkı sunmalarına destek olmaktır. Kadınların tarımda güçlenmesi; yalnızca üretimin artması değil, aynı zamanda kırsal kalkınmanın hızlanması, istihdamın genişlemesi ve yerel ekonomilerin sürdürülebilir hale gelmesi anlamına geliyor. Bu program, tam da bu dönüşümün bir parçası olarak kadınların potansiyelini ekonomiye kazandırmayı ve Türkiye’nin geleceğine değer katmayı amaçlıyor." Migros Grubu Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Ekmel Baydur, programın altıncı yılında kadın girişimcilerin tarımda önemli bir dönüşüm oluşturduğunu belirterek şunları söyledi: "Migros ve KAGİDER iş birliği ile kadın girişimcilere üretim, kalite süreçleri, finansal okuryazarlık, markalaşma ve dijital tarım teknolojileri gibi farklı birçok alanda eğitim ve danışmanlık desteği sağlıyoruz. Bu desteklerle kadın girişimcilerimizin yerelden ulusala yayılan projeler geliştirdiğini görmekten mutluyuz. Kadınların ekonomik hayata katılımları aynı zamanda bölgelerin kalkınmasına da önemli katkılar sağlıyor. Ürünleri Türkiye’nin dört bir yanındaki mağazalarımızda satışa sunuyoruz. Yerelleşme yaklaşımımız kapsamında gerçekleştirdiğimiz Kayseri’de yerli yeşil mercimek, Niğde’de yerli tohumlarla üretilmiş barbunya ve patates, Adana’da yerli susam, Ordu’da yumurta üretimi çalışmalarımızda kadınlarımızın emeği var. Yerel kooperatifler ve birlikler ile yaptığımız iş birlikleri ile sahada daha çok kadına ulaşabiliyoruz. Onarıcı tarım ve münavebe uygulamalarıyla toprağın verimini ve üreticinin gelirini artıracak çalışmalar yapıyoruz. Ar-Ge ve dijital tarım yatırımlarımızla da bu etkiyi güçlendiriyoruz. Sadece üretimle değil, tarladan sofraya uzanan tedarik zincirinin tamamı için destek sağlıyoruz. Keşan’da kurduğumuz MİGBAK paketleme tesisimizle Migros markalı bakliyat ürünlerini yüzde yüz yerli üretime dönüştürüyoruz. Bu bizim için çok değerli" dedi.
Denizli Küçük yetenek 10’uncu konserine çıktı Denizli’de 3 yaşından beri sahne alan ve henüz 5 yaşında olmasına rağmen sanat çevrelerinde adından söz ettirmeyi başaran küçük yetenek, çevresinden büyük takdir topluyor. Honaz’da yaşayan Gültekin-Ceyda Bozkurt çiftinin 5 yaşındaki oğlu Bora, ritim ve perküsyon alanındaki yeteneğiyle sanatseverlerin gönlünü kazandı. Henüz 3 yaşında müzik aletlerine olan ilgisiyle ailesinin dikkatini çeken Bora Bozkurt, ilk sahne deneyimini 3 yaşında, 12 Mayıs 2023 tarihinde Denizli Makina Mühendisleri Çocuk Korosu konserinde yaşadı. 2020 doğumlu olan Bora Bozkurt, müziğe olan ilgisini çok erken yaşta gösterdi. O günden bu yana birçok toplulukta aktif olarak yer aldı. Bugüne kadar ADD Çocuk Korosu, Destan Halk Dansları ve Modern Dans Topluluğu, Çınar Lions Çocuk Korosu, Makina Mühendisleri Çocuk Korosu ve Musiki Derneği Sanat Müziği Saz Ekibinde görev alan Bora, son olarak Merkezefendi Kültür Merkezi’nde düzenlenen Denizli Musiki Derneği Türk Sanat Müziği Korosu konserinde sahne aldı. Ailesi sanata destek veriyor Baba Gültekin Bozkurt ve anne Ceyda Bozkurt, Bora’nın sanatsal gelişimini destekleyerek, onun bu alandaki başarısına büyük katkı sağlıyor. Müzik alanında kendisini geliştirmeyi sürdüren Bora, bateri, kudüm adlı vurmalı çalgı, ritim perküsyon aleti shaker, Latin müzik vurmalı aleti bongo ve zilli def ile ilgili yaşına uygun eğitimler alıyor. Müziğe olan tutkusu ve sahne disipliniyle gelecekte adından sıkça söz ettirmesi beklenen Bora, sanatın ne denli küçük yaşlarda başlayabileceğini bir kez daha göstermiş oldu. "3 yaşından beri sahneye çıkıyorum ve çok mutluyum" 3 yaşından beri sahneye çıktığını ve her sahneye çıktığında heyecanlandığını belirten Bora Bozkurt, "3 yaşından beri sahneye çıkıyorum ve çok mutluyum. Bu 10’uncu konserim. Her sahneye çıktığımda heyecanlanıyorum. İleride bu konuda devam etmek istiyorum. Şimdilik darbuka, keman, bas gitar gibi şeyleri çalabiliyorum" dedi. "5 yaşında olmasına rağmen 100’ün üzerinde şarkıya hakim" Bora’nın 5 yaşında olmasına rağmen 100’ün üzerinde şarkıya hakim olduğunu belirten baba Gültekin Bozkurt, "İlk konsere çıktığında 3 yaşındaydı. Sonrasında çeşitli derneklerde devam etti. Yaşına uygun şekilde ders veriyoruz. Çalışmalardaki azmi ve hocalara olan saygısı çok iyi. Sanat müziğinin içinde olması çok güzel bir şey. Her konser öncesi konuşuruz, merak ettiği veya müzikle ilgili bir konuda her zaman danışır. Bora yaklaşık 100’ün üzerinde şarkıya hakim konumda" diye konuştu.