ASAYİŞ - 25 Aralık 2025 Perşembe 11:46

Çocuklar şivlilikle paylaşmayı ve zorbalığın kötülüğünü okula gelen robottan dinledi

A
A
A
Çocuklar şivlilikle paylaşmayı ve zorbalığın kötülüğünü okula gelen robottan dinledi

Konya’da okulda çocukların şivlilik heyecanına robot da eşlik etti. Okula getirilen robot sınıfa girerek çocuklara Konya’ya özgü şivlilik geleneği ile bilgiler verirken, akran zorbalığının kötülüğünü anlattı, çocukların sorularını cevapladı.


Üç ayların başlangıcında Konya halkı tarafından kutlanan "Şivlilik" geleneğinde çocuklar sevindiriliyor. Şivliliklerini toplayan çocuklara okulda ise paylaşmanın güzelliği ve zorbalık yapılmaması için farklı bir çalışma yapıldı. Selçuklu İbrahim Yapıcı İlkokulunda öğrencilerin dersine Şivecop ismi verilen robot eşlik etti. Robot ile önce şivlilikle paylaşmanın güzelliğini, daha sonra akran zorbalığının kötülüğünü anlattı.



"Robotla çocuklarımıza hızlı ve onların sevecekleri şekilde ulaşmayı hedefledik"


Şivlilik geleneğiyle çocukların paylaşım becerinin geliştiğine robot ile akran zorbalığına dikkat çektiklerini anlatan Okul Müdürü Ramazan Dursun, "Sadece Konya’ya özel olarak kutlanan bir gün olup Şivlilik bu günde çocuklarımız sokak sokak, ev ev dolaşarak ailelerin onlara verdikleri hediyeleri toplarlar. Ve bu toplanan yiyecekleri daha sonraki zamanlarda birbirleriyle paylaşarak aslında bir paylaşım kültürü oluştururlar. Konya’mızın bu önemli özelliğini bugün de biz eğitim yuvamıza aktararak çocuklarımızın bu günü geleceğe taşımalarını ve okullardan başlayarak öğrenmelerini sağladık. Yine bu günü biz özellikle hatırlamak istedik. Buradaki ana amacımız günümüzün en önemli sorunlarından olan akran zorbalığı konusunu bu şekilde işlemeyi yaptık. Bu planlamanın içerisinde de yine çalışmamız içerisinde robotumuzu okulumuza getirmeyi planladık. Robotla çocuklarımızın nezaketi, birbirine karşı saygılı olmayı ve şivlilik geleneğiyle paylaşmayı, çocukların dikkatini çeken robot diliyle aktardık. Bu şekilde robotumuzla çocuklarımıza en içten, en hızlı ve onların sevecekleri şekilde ulaşmayı hedefledik" dedi.


Okulda sınıf öğretmeni olarak görev yapan Sema Yıldız da, "Öğrencilerimle beraber bugün şivliliği hep beraber kutladık. Öğrencilerim evlerinden getirdiği ürünleri arkadaşlarıyla paylaştı. Bu paylaşmada birbirlerine karşı nazik davranmayı aşılamak istedik. Günümüzde sorun olan akran zorbalığını aşmaları için öğrencilerimiz de fırsat buldu. Ayrıca geçmişle günümüz arasındaki bağlantıyı kurmak için robotu çocuklarımıza tanıtıyoruz ve onlara iyi bir insan olmayı aşılamak istiyoruz" diye konuştu.


Derste sınıfa giren robot şivlilikle ilgili bilgiler verip çocukları paylaşmayı anlatırken, robota çeşitli sorular soran öğrenciler ise sevinçli olduklarını ifade etti.



Çocuklar şivlilikle paylaşmayı ve zorbalığın kötülüğünü okula gelen robottan dinledi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ’Otomatik Dikkatin Bilimsel Serüveni’ semineri düzenlendi Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen ’Otomatik Dikkatin Bilimsel Serüveni: Son 22 Yılda Yanıldıklarımız ve Keşfettiklerimiz’ başlıklı seminer, Turuncu Salon’da gerçekleştirildi. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ) Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nart Bedin Atalay’ın konuşmacı olduğu seminere; Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Aslı Aslan’ın yanı sıra öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı. Sunumunda bilişsel süreçlerin tarihi gelişimini ve Stroop etkisini ele alan Prof. Dr. Nart Bedin Atalay, dikkatin yalnızca stratejik ve yavaş bir süreç olmadığını, çevresel ipuçlarıyla tetiklenen otomatik bir kontrol mekanizmasının devrede olduğunu ifade etti. Günlük hayattan örneklerle otomatik kontrolün evrimsel önemine değinen Atalay, "Çevre sürekli değişiyor ve biz adapte olmak zorundayız. Eğer her seferinde stratejik ve yavaş bir kontrol mekanizması kullansaydık, hayatta kalmamız zor olurdu. Otomatik kontrol, tehlike anında hızlı karar vermemizi ve enerjiden tasarruf etmemizi sağlar. Beyin enerjiyi verimli kullanmayı sever" dedi. İki dilli bireylerde dikkat süreçleri Konuşmasında laboratuvar ortamında yürütülen deneylere de yer veren Atalay, özellikle iki dilli bireyler üzerindeki dikkat çalışmalarına değindi. Dil hâkimiyetinin dikkat kontrolü üzerindeki etkilerini açıklayan Atalay, yapay zekâ ile insan beyni arasındaki ilişkiye de dikkat çekti. Modern yapay zekâ modellerinin, insan beynindeki hata düzeltme mekanizmalarına benzer şekilde çalıştığını belirten Atalay, buna karşın insan beyninin hâlâ daha esnek bir yapıya sahip olduğunu vurguladı. Seminer, soru-cevap bölümünün ardından Prof. Dr. Aslı Aslan’ın, Prof. Dr. Nart Bedin Atalay’a plaket takdim etmesiyle sona erdi.
Kastamonu Yaşlı adam para ve altınlarla kayıplara karışan eşinden 8 aydır haber alamıyor Kastamonu’da yaşayan 70 yaşındaki adam evdeki altın, para ve kredi kartını alarak ayrıldığı iddia edilen 35 yıllık eşinden yaklaşık 8 aydır haber alamıyor. Yaşlı adam, eşinin hayatından endişe duyduğunu söyledi. Kastamonu’da yaşayan 70 yaşındaki Hüseyin Demirel’in 35 yılık eşi Dudu Demirel’den (50) nisan ayında evdeki 30 bin TL nakit para ile evde bulunan iki adet Cumhuriyet altını ve 40 bin TL limitli kredi kartıyla ayrıldıktan sonra haber alınamıyor. Demirel, 5 çocuk annesi eşinin evden ayrıldıktan sonra kredi kartıyla da altın aldığını iddia etti. Eşini, kaybolduktan sonra telefonla aradığı ve ailecek tanıdıkları F.K. isimli şahısla birlikte olduğunu söylediğini, daha sonra bir daha kendisinden haber alamadığını söyledi. 5 çocuk annesi eşinin kendisini sevdiğini ve büyü yapıldığı için evden ayrılarak kaybolduğunu belirten Hüseyin Demirel, eşinin hayatından endişe duyduğunu söyledi. Eşinin daha önce F.K. ile kaçtığını daha sonra eve döndüğünü söyleyen Demirel, "Ben rahatsızım, içeride odada yatıyorum. Bir gün saat 03.00 gibi kalktım. Eşim yoktu. Telefonla aradım, eşim açtı, ’Dudu neredesin’ diye sordum, ’ben F.K.’nin yanındayım’ dedi. ’F.K.’nin yanında ne yapıyorsun’ diye sorduğumda, ’F.K. ne yaptı etti beni aldı, götürüyor, yoldayız, gidiyoruz’ dedi. ’Nereye gittiklerini sordum, ’nereye gittiğimizi bilmiyorum’ dedi. Sonra avukata boşanma dilekçesi vermiş, mahkemeye çıktık, sadece avukat gelmişti. ’Ben karımdan vazgeçmeyeceğim, ben karımı er ya da geç alacağım’ dedim. Ondan 10 gün sonra eşim geldi. İstanbul’a gidip dilekçe verdi, ’ben kocamı seviyorum, ayrılmak istemiyorum’ dedi ve mahkeme düştü. Altın almıştık, iki tane altın vardı. Altın alınca kart eşimin cebinde kalmış. Kartı da almış, cebimde 60 bin TL para vardı, 30 bin TL’sini de almış. Karttan para çekilmiyor, o yüzden kartla altın almış. Kartın 40 bin TL limiti vardı, hepsiyle altın almışlar. Evde de iki tane Cumhuriyet altını vardı, onları da almış" şeklinde konuştu. Şu an eşinden haber alamadığını belirten Demirel, "Eşimin telefonunu arıyorum, ’numara kullanılmıyor’ diyor. Ben, eşimin geri gelmesini istiyorum, çocuklarımın yanına gelmesini istiyorum. Eşimin bende çok emeği var, bu evi eşim ile birlikte satın aldık. Ben kanser tedavisi gördüm, eşim 3 yıl bana baktı, bir kez ’niye böyle yapıyorsun’ demedi. Benim eşim evini, köyünü bırakacak birisi değildi. Eşim kendisi çıkıp evden gitti ama F.K.’nin eşime büyü yaptırdığını düşünüyorum. Çünkü evden muska çıktı, muskanın içinde de F.K.’nin saçı çıktı. Biz bunu bir hocaya okutturamadık" ifadelerini kullandı.