EĞİTİM - 27 Haziran 2025 Cuma 17:16

Necmettin Erbakan Üniversitesi bilimi toplumla buluşturdu

A
A
A
Necmettin Erbakan Üniversitesi bilimi toplumla buluşturdu

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Bilim İletişim Ofisi koordinasyonunda Türkiye genelinde eş zamanlı olarak düzenlenen "Bilim Kafe" etkinlikleri kapsamında, Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Artı Kariyer Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ebru Özer Topaloğlu tarafından "Zaman Yönetimi" konulu seminer düzenlendi.


Meram Kozağaç Konya Esnaf Sanatkarlar Odaları Birliği İlkokulunda gerçekleştirilen programa Okul Müdürü İbrahim Nalbant, okul yöneticileri, çok sayıda öğretmen ve veli katıldı. 27-28 Haziran tarihlerinde Türkiye’nin dört bir tarafındaki 150’ye yakın üniversitede eş zamanlı olarak gerçekleştirilen bu buluşmaların, katılımcı sayısı ve coğrafi kapsayıcılığı açısından değerlendirildiğinde, dünyanın en büyük bilim kafe etkinliği olma özelliği taşıdığını aktaran NEÜ Artı Kariyer Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ebru Özer Topaloğlu, "Ülkemizin güzide üniversiteleri olarak bu etkinlikte, bilimi toplumla daha yakın hale getirmenin, her yaştan insanın bilimle bağ kurmasının ne kadar önemli olduğunu göstermek istiyoruz. Üniversiteler sadece bilginin üretildiği yerler değildir. Bilgiyi toplumla paylaşmakla da sorumludurlar. Bu anlayışla, Yükseköğretim Kurulumuzun koordinasyonunda Türkiye genelinde üniversiteler bünyesinde Bilim İletişimi Ofisleri kurulmaktadır. Bu ofisler, üniversitelerde bilgi ve birikimin halka ulaşmasını, bilimin toplumla buluşmasını amaçlamaktadır. Bilimi herkesin anlayabileceği, sorgulayabileceği ve katkı sunabileceği bir zemine taşıdığımız bu etkinliklerde, sizleri de yolculuğa ortak olmaya davet ediyoruz. Bu vesileyle Necmettin Erbakan Üniversitesi olarak ilk buluşmamızı da Meram Kozağaç Konya Esnaf Sanatkârlar Odaları Birliği İlkokulu’nda gerçekleştiriyoruz" şeklinde konuştu.


Verimli kullanıldığında zamanın sadece kişisel başarıyı değil; zihinsel sağlığı, iş performansını ve yaşam kalitesini de doğrudan etkilediğini ifade eden Doç. Dr. Özer Topaloğlu, "Zaman, ele geçirilemeyen ve geri getirilemeyen nadir bir kaynaktır. Tek yapabileceğimiz sahip olduğumuz zamanı en iyi şekilde değerlendirmektir. İnsan sınırlı bir yaşama sahip olduğu için zamanı doğru kullanmak zorundadır. Zamansızlıktan yakınanların birçoğu zamanı iyi kullanamayanlardır. Zamanı iyi kullanmanın üç yolu vardır. Düşük öncelikli işleri veya faaliyetleri bırakmak, yaptığınız işte daha etkin olmak ve bazı işleri devredeceğiniz bir yardımcı daha bulmaktır" dedi.



"Zaman yönetimi, fırsatları önceden görmenize yardımcı olur"


Zamanı doğru yönetmenin sağlayacağı faydalardan da bahseden Doç. Dr. Ebru Özer Topaloğlu, "Zaman yönetimi, fırsatları önceden görmenize yardımcı olur. Özgürlük sağlar. Gününüzün bir bölümünde daha ciddi bir kontrol, geri kalan bölümünde ise esneklik sağlar. Zaman uyuşmazlıklarından kurtarır. Daha çok değil, daha akıllıca çalışmanıza yardımcı olur. Unutmayı, geç kalmaları ve programsızlıktan kaynaklanan sıkıntıları ortadan kaldırır. Özetle doğru zaman yönetimi iş ve özel hayatı düzene sokarken başarıyı da beraberinde getirir" diye konuştu.


Zamanın verimli kullanılmasını engelleyen çok sayıda tuzağın olduğunu söyleyen Doç. Dr. Özer Topaloğlu şu şekilde konuştu: "Plansızlık ve dağınık çalışma, önceliklerin belirlenmemesi, planların sürekli ertelenmesi veya acele etmek, zamanın doğru kullanılmasını engelleyen en büyük tuzaklardandır. Gündemsiz ve verimsiz toplantılardan uzak durulması gerekmektedir. Hayır demeyi öğrenmeli, kararsızlıktan kaçınılmalıdır. Bir işi nihayete erdirmeden başka bir işe başlanmamalıdır. Televizyon, telefon ve bilgisayar kullanımına dikkat edilmeli, uzun süreli vakit geçirilmemelidir."


Program, Meram Kozağaç Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği İlkokulu Müdürü İbrahim Nalbant’ın, Necmettin Erbakan Üniversitesi Artı Kariyer Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ebru Özer Topaloğlu’na plaket takdim etmesiyle sona erdi.



Necmettin Erbakan Üniversitesi bilimi toplumla buluşturdu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Muhtarın zor anları: "Benim hiçbir şeyden haberim yok" Bolu’nun Mudurnu ilçesinde Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki su kaynaklarının ihaleye çıkarılmasını basından öğrendiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Köylünün kendisine "Sattığın suları git durdur" diyerek tepki gösterdiğini söyleyen muhtar, "Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor" ifadelerini kullandı. Mudurnu Belediyesi Düğün Salonu’nda, Mudurnu Muhtarlar Derneği Başkanlığı Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen seçimde mevcut başkan Birol Taşkın güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi. Toplantı sırasında eline mikrofonu alan Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki doğal mineralli ve jeotermal su kaynaklarının ihaleye çıkarılması sürecini değerlendirdi. İhaleye ilişkin kararı yerel medyadan öğrendiğini dile getiren Temel, bu durumun köy halkı arasında huzursuzluğa neden olduğunu ifade etti. "Böyle mi muhtarlık yapacağız?" Vatandaşların kendisini sorumlu tuttuğunu belirten Temel, kendisine söylenen ’Sattığın suları git durdur’ sözüne tepki göstererek, "Biz muhtarlar olarak neden her şeyden sorumluyuz? Maden ocağı konusunda mücadele verdik, 1,5 yıldır. Onun için Allah’a şükür bir şeyler yaptık ama şimdi de su olayı çıktı başımıza. Bunun için köylüyle akşam toplandık, karar aldık. Kararımızda itirazımızı beyan ettik. Biz sesimizi kime duyuracağız? Benim hiçbir şeyden haberim yok. Biz muhtarlar masada alınan kararları neden medyadan öğreniyoruz? Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor. Böyle mi öğreneceğiz, böyle mi muhtarlık yapacağız?" dedi. Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, İl Encümeninin Mudurnu ve Mengen ilçelerindeki 4 farklı noktada jeotermal ve doğal mineralli su arama ruhsatı için ihaleye çıkacağı öğrenildi.
Trabzon Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
Kütahya Kütahya’da "Dilek Arabası" ilgi odağı oldu Kütahya’da bir işletmenin öncülüğünde hayata geçirilen "Dilek Arabası" uygulaması, kısa sürede vatandaşların yoğun ilgisini çekti. Atatürk Bulvarı’nda faaliyet gösteren döner işletmesinin sahibi Kıymet Akgün, başlangıçta reklam amacıyla başlatılan çalışmanın beklenenden çok daha büyük bir etki oluşturduğunu söyledi. Uygulamanın ortaya çıkış sürecini anlatan Akgün, "Asıl amacımız reklamdı. Oğlumun hibrit arabası vardı, bir değişiklik olsun istedik. ‘Bu arabaya dileklerinizi yazın’ dedik. İlk başta bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik ama çok güzel geri dönüşler aldık" dedi. Vatandaşların sadece dışarıdaki kağıtları kullanmakla kalmadığını belirten Akgün, "Kağıt kalmayınca içeriden kağıt isteyip dilek yazmak isteyenler oluyor. Her gün yüzlerce kağıt gidiyor, bazen rüzgarda uçanlar bile oluyor" ifadelerini kullandı. Uygulamanın sosyal medyada da etkili olduğunu vurgulayan Akgün, Instagram’da Levent Önerişleri hesabından yapılan paylaşımların büyük katkı sağladığını belirterek, "Bir akım başlattık. Dileklerini yazıp paylaşanlara yüzde 10 indirim yaptık. İlgi çok güzel oldu, memnun kaldık" diye konuştu. Dilek kağıtlarında her yaştan insanın hayallerinin yer aldığını söyleyen Akgün, "Öğrenciler sınavlarında başarılı olmak istiyor, KPSS yazanlar var. Kimi araba, kimi motor, kimi ev dilemiş. Asgari ücretle ilgili beklentiler var. Çocuklar aileleriyle gelip birlikte yazıyor. Çok samimi ve komik notlar da çıkıyor" dedi. Araca "Dilek Arabası" adını verdiklerini belirten Akgün, uygulamanın hem işletmeye hem de insanlara moral kaynağı olduğunu sözlerine ekledi.