SAĞLIK - 30 Aralık 2025 Salı 09:21

Yeni yıla girerken zihin yorgunluğuna dikkat

A
A
A
Yeni yıla girerken zihin yorgunluğuna dikkat

Yeni yıl öncesi artan tempo ve beklentiler, birçok kişide zihinsel tükenmişliğe yol açıyor. Uzmanlar, dinlenmeyle bile geçmeyen yorgunluğun tükenmişliğin önemli bir işareti olduğuna dikkat çekiyor.


Yeni yıl yaklaşırken birçok kişi yeni hedefler belirlerken, uzmanlar asıl dikkat edilmesi gerekenin zihinsel yorgunluk olduğuna dikkat çekiyor. Günlük yaşamın getirdiği yoğun tempo, sürekli üretme baskısı ve dinlenmeyi erteleme alışkanlığı, tükenmişliği fark edilmeden derinleştiriyor. Tükenmişlik, ani bir enerji kaybı değil, uzun süreli stresin damla damla birikmesiyle ortaya çıkan zihinsel bir süreç olarak tanımlanıyor. Dinlense bile toparlanamamak, isteksizlik ve tahammülsüzlük bu durumun en yaygın belirtileri arasında yer alıyor. Özellikle sorumluluk sahibi ve fedakar bireylerin daha fazla risk altında olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, yeni yıla daha çok çalışarak değil, zihinsel yükleri azaltarak ve sınırlara saygı göstererek girmenin ruh sağlığı açısından önemli olduğunu vurguluyor.



"Tükenmişlik bir zayıflık göstergesi değil, uzun süre sınır koymadan yaşamanın doğal bir sonucudur"


Günümüzde pek çok kişinin yorgun olduğunu söylediğini ama bu yorgunluğun çoğu zaman bedenden çok zihinden kaynaklandığını belirten Medicana Konya Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Klinik Psikolog Kübra Adam, "Tükenmişlik, kişinin enerjisinin bir anda bitmesi değil, damla damla tükenmesidir. Uzun süreli stres altında kalan birey, zamanla motivasyonunu, üretkenliğini ve duygusal dayanıklılığını kaybeder. Bu yalnızca ’yorulmak’ değildir. Kişi dinlense bile toparlanamaz, yaptığı işten keyif alamaz ve kendini sürekli bir baskı altında hisseder. En önemli nokta şu: Tükenmişlik yaşayan kişi genellikle güçlü, sorumluluk sahibi ve fedakar kişilerdir. Yani ’yapabilen’ insanlar daha çok tükenir. Sürekli başkaları için bir şeyler yapan kişilerde karşımıza sıklıkla çıkar. Yoğun çalışan kişilerde, herkesi idare etmeye çalışan ebeveynlerde, mükemmeliyetçi ve kendine karşı sert olan kişilerde, sınav baskısı yaşayan öğrencilerde hatta sürekli ulaşılabilir olmak zorunda hisseden gençlerde bile tükenmişlikle sıklıkla karşılaşırız. Burada şunu özellikle vurgulamak isterim, tükenmişlik bir zayıflık göstergesi değil, uzun süre sınır koymadan yaşamanın doğal bir sonucudur" dedi.



"Kişi kendi ihtiyaçlarını erteledikçe, beden ve zihin alarm vermeye başlıyor"


Günümüz dünyasında durmanın neredeyse ayıp gibi algılandığını söyleyen Klinik Psikolog Kübra Adam, "Sürekli üretmek, hızlı olmak, her şeye yetişmek zorundaymışız gibi bir baskı var. Kişi kendi ihtiyaçlarını erteledikçe, beden ve zihin alarm vermeye başlıyor. Ayrıca duyguları bastırmak, sorunları görmezden gelmek, ’sonra dinlenirim’ demek de tükenmişliği besleyen önemli etkenler arasında. Bir diğer etken kişinin verdiği emekle aldığı karşılık arasındaki dengenin bozulması, sürekli yetişme çabası, yüksek beklentiler, ’hayır’ diyememek, dinlenmeye suçlulukla bakmak ve duyguları ertelemek zamanla zihinsel enerjiyi tüketir. Kişi bir noktadan sonra otomatik pilota geçer; işe gider, sorumluluklarını yerine getirir ama içsel olarak kopmuş hisseder. Günlük hayattan küçük ama tanıdık örnekler ile biraz daha yakından bakalım. Sabah alarm çaldığında gün daha başlamadan yorgun hissetmek, eskiden keyif alınan şeylere karşı isteksizlik, küçük sorunlara bile tahammül edememek, aşırı tepki vermek, sürekli unutkanlık, dalgınlık, dikkat dağınıklığı, akşam eve geldiğinde sevdikleriyle konuşacak enerjiyi bile bulamamak, çok çalışıyorum ama hiçbir şeye yetişemiyorum düşüncesi. Bu gibi durumlar ’geçici yorgunluk’ sanılır ama aslında tükenmişliğin habercisi olabilir" ifadelerini kullandı.



"Unutmamalıyız ki dinlenen bir zihin, hem ruh sağlığımız hem de üretkenliğimiz için en güçlü başlangıçtır"


Tükenmişliğin sadece bedensel değil, büyük ölçüde zihinsel bir durum olduğunu ifade eden Kübra Adam, "Beynimiz gün içinde yüzlerce karar veriyor, bildirimlere maruz kalıyor, ekranlar arasında gidip geliyor. Dinlenmeyen bir beyin, bedeni de dinlendirmez. Bu yüzden kişi tatilde bile yorgun hissedebilir. İşte bu zihinsel yük, tükenmişliğin en sessiz ama en güçlü nedenlerinden biridir. Asıl yorulan kaslar değil, zihindir. Unutmamalıyız ki dinlenen bir zihin, hem ruh sağlığımız hem de üretkenliğimiz için en güçlü başlangıçtır" şeklinde konuştu.



"Dinlenen bir beyin sadece daha üretken değil, aynı zamanda daha sakin ve daha dayanıklı olur"


Beyni dinç tutmanın en önemli adımının, onu sürekli çalıştırmaya değil, doğru şekilde dinlendirmeye odaklanmak olduğunu belirten Kübra Adam, "Gün içinde kısa molalar vermek, aynı anda birden çok iş yerine tek işe odaklanmak, ekranlardan bilinçli olarak uzaklaşmak ve uykuyu gerçekten bir ihtiyaç olarak görmek bu konuda oldukça etkili olacaktır. Düzenli yürüyüş, nefes egzersizleri ve keyif aldığımız aktiviteleri yapmak, beynin ’yeniden başlat’ tuşuna basmak gibidir. Yeni yıl bu alışkanlıkları başlatmak için önemli bir fırsat sunuyor. Daha çok hedef koymak yerine, zihni yoran alışkanlıkları azaltmayı seçtiğimizde hem ruhsal hem de zihinsel olarak daha dengeli hissediyoruz. Çünkü dinlenen bir beyin sadece daha üretken değil, aynı zamanda daha sakin ve daha dayanıklı olur. Tükenmişliğin panzehiri hızlanmak değil durmayı, nefes almayı ve kendimize alan açmayı öğrenmektir. Yeni yılda beyni dinç tutmanın sırrı, daha çok şey başarmaya çalışmak değil, zihni yoran yükleri fark edip azaltmaktan geçiyor" diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da kar nedeniyle yol kapandı, rota Toprakkale’ye çevrildi Van genelinde etkili olan yoğun kar yağışı ve tipi, ulaşımı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bir grup doğasever, olumsuz hava şartları nedeniyle planlanan güzergahları kapanınca rotayı alternatif olarak Toprakkale bölgesine çevirdi. Her hafta farklı bölgeleri ziyaret ederek Van’ın tanıtımına katkı sunan Vadi Doğa Sporları Kulübü üyeleri, bu hafta ziyaret edecekleri Gürpınar ilçesi sınırları içerisinde bulunan 3 bin 100 rakımlı Kelespi Dağı planlandı. Yoğun kar yağışından dolayı yol ulaşıma kapanınca bir hafta hazırlık yapan doğa severler rotayı Van merkezde bulunan Toprakkale bölgesine çevirdiler. Kar yağışı altında Toprakkale bölgesinde bulunan ormanlık alanda yürüyüş yapan doğaseverler, Van’da orman yok diyenlere çektikleri video ve fotoğraflarla cevap verdi. "1980-82 yıllarında bu ormanın dikilmesinde emeği olanlardan birisi de benim" Gezile ilgili bilgi veren Vadi Doğa Sporları Kulübü üyesi Mahmut Çelik, "Van’da ormanın olmadığını söylüyorlardı. Buyurun size orman. 1980-82 yıllarında bu ormanın dikilmesinde emeği olanlardan birisi de benim. Burası Atatürk Hatıra Ormanı. Van Toprakkale’de bulunmaktadır. Bugün normalde Norduz bölgesi Kelespi Dağı’na gidecekti Kırgeçit’te kardan dolayı yollar kapandı. Hava muhalefeti nedeniyle bugün buraya geldik. Sanki bugün daha iyi oldu gibi. Emeği geçenlere teşekkür ederiz" dedi. "Van’da orman yoktur diyenlere buyurun size orman" Programlarının Gürpınar ilçesi sınırları içerisinde bulunan 3 bin 100 rakımlı Kelespi Dağı olduğunu ifade eden Vadi Doğa Spor Kulübü Başkanı Ömer Demez, "Bugünkü rotamız normalde Gürpınar Kelespi Dağı olacaktı. Fakat yol kapalı olduğu için biz de rotamızı Toprakkale’ye çevirdik. ‘Van’da orman yoktur’ diyenlere buyurun size orman hem de nasıl bir orman? Bilmeyenler Vadi Doğa Spor Kulübü’nü takip edebilirler ve ormanları gezdirmek bizim görevimiz olsun. Ama her şeyden önce hem ormanlarımızı hem doğamızı güzel bir şekilde koruyalım. Doğanın ve ormanın bize ihtiyacı yok. Ama bizim hem doğaya hem ormana ihtiyacımız var. Lütfen, doğadaki canlılara saygı gösterelim ve tarihi yapıları lütfen hazine diye yok etmeyelim" dedi. Her zaman B planının olması gerektiğini ifade eden Demez, "Kulüpte kahvaltımızı yaptıktan sonra hareket ederek. Sıhke Göleti’ne kadar yürüdük. O bölgede bulunan hatıra ormanı alanını gezdikten sonra Toprakkale zirvesine çıktık. Burayı gezdikten sonra seyir tepesi ve son olarak Akköprü tarafından inişimizi gerçekleştirdik. Bu etkinliğimize 14 kişilik bir ekip katılmıştı. Katılan bütün dostlarımızı cani gönülden kutluyoruz. Van’da orman var mı diyenlere görsellerde görüldüğü gibi ormanlarımız, yaylalarımız, derelerimiz, dağlarımız ve kanyonlarımız fazlasıyla bulunmaktadır. Burada bilmeyenler Van bölgesini gezmemiştir. Doğaya gittiğinizde lütfen doğadaki canlılara, varlıklara saygı gösterelim" diye konuştu
Gaziantep Ebelikte İnovasyon Projeleri Bilim Kafe’de sergilendi Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (GİBTÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü 4. sınıf öğrencileri, "Ebelikte İnovasyon" dersi kapsamında geliştirdikleri yenilikçi projeleri Rektörlük Bilim Kafe’de düzenlenen etkinlikte sergiledi. Etkinlik kapsamında gerçekleştirilen sunumlarda öğrenciler; anne, bebek ve toplum sağlığını önceleyen, teknoloji ve yenilik temelli özgün fikirlerini paylaşma imkanı buldu. Öğrencilerin dönem boyunca yoğun emek ve titizlikle hazırladıkları projeler, akademisyenler ve katılımcılar tarafından takdir topladı. GİBTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Feridun Bilgin, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı İbrahim Halil Türkbeyler ve akademisyenler sergiyi ziyaret ederek öğrencilerin tasarımlarını inceledi. Dersin sorumlusu Dr. Öğr. Betül Kaplan rehberliğinde yürütülen çalışmalar, ebelik mesleğinin güncel ihtiyaçlarına çözüm üretmeyi ve sahada uygulanabilir inovatif yaklaşımlar geliştirmeyi hedefledi. Etkinlik kapsamında gerçekleştirilen sunumlarda öğrenciler; anne, bebek ve toplum sağlığını önceleyen, teknoloji ve yenilik temelli özgün fikirlerini paylaşma imkanı buldu. Son ders kapsamında yapılan proje sunumlarında; doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası süreçlerde bakım kalitesini artırmaya yönelik tasarımlar, eğitim ve farkındalık odaklı uygulamalar ile mesleki süreçleri kolaylaştıran yenilikçi öneriler ön plana çıktı. Öğrencilerin teorik bilgilerini uygulamaya dönüştürerek inovasyon bakış açısıyla ele almaları, ziyaretçilerden tam not aldı. Bilim Kafe’de gerçekleştirilen etkinlik; öğrencilerin problem çözme, eleştirel düşünme, ekip çalışması ve etkili sunum becerilerinin gelişimine önemli katkı sağladı. Aynı zamanda ebelik mesleğinde inovasyonun, sağlık hizmetlerinin niteliğini artırmadaki rolünü somut örneklerle ortaya koydu. GİBTÜ olarak; öğrencilerimizin mesleki donanımlarını çağın gereklilikleri doğrultusunda geliştirmelerini, yenilikçi düşünme becerileri kazanmalarını ve sağlık alanında katma değer üreten projeler ortaya koymalarını desteklemeye devam ediyoruz. Etkinlik, akademik ve mesleki açıdan verimli bir öğrenme ortamı sunarak başarıyla tamamlandı.