KÜLTÜR SANAT
Karacasu’da öğrenciler tiyatroyla buluştu
06 Aralık 2025 Cumartesi - 17:03 Karacasu’da öğrenciler tiyatroyla buluştu Karacasu Kaymakamlığı ordinesinde yürütülen "İlçemizde Tiyatro Bilmeyen Kalmasın" projesi kapsamında öğrenciler, İzmir Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen oyunu izleyerek kültür ve sanatla iç içe bir gün geçirdi. Karacasu Kaymakamlığı koordinesinde, öğrencilerin kültür ve sanatla buluşmasını teşvik etmek, sanatsal farkındalıklarını artırmak ve tiyatro kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla hayata geçirilen "İlçemizde Tiyatro Bilmeyen Kalmasın" projesi devam ediyor. Proje kapsamında Belediye Başkanı, kurum amirleri, öğretmenler ve öğrenciler İzmir Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen oyunu birlikte izledi. Etkinlik sayesinde öğrenciler hem sahne sanatlarını yakından tanıma fırsatı buldu hem de tiyatro deneyimi yaşadı. Çocukların ve gençlerin kültür-sanat etkinliklerine katılımını artırmayı hedefleyen projenin önümüzdeki süreçte farklı etkinliklerle sürdürüleceğini ifade eden Karacasu Kaymakamlığı yaptığı açıklamada "Kaymakamlığımız koordinesinde, öğrencilerimizin kültür ve sanatla buluşmasını teşvik etmek; çocuklarımızın sanatsal farkındalığını artırmak ve tiyatro kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla yürütülen ’İlçemizde Tiyatro Bilmeyen Kalmasın’ projesi kapsamında öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz İzmir Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen oyunu izledi" ifadeleri yer aldı.
Kaybolan tarihi saat kulesi yeniden inşa edildi
06 Aralık 2025 Cumartesi - 15:50 Kaybolan tarihi saat kulesi yeniden inşa edildi Sivas Belediyesi, 1803 yılından itibaren yaklaşık 150 yıl boyunca şehre zamanı bildiren tarihi saat kulesini Sivas Kalesi’nde aslına uygun şekilde yeniden inşa ederek hizmete açtı. Sivas’ın tarihi ve kültürel mirasında önemli bir yere sahip olan ve 1803’ten itibaren yaklaşık 150 yıl boyunca şehre zamanı bildiren Tarihi Saat Kulesi, Sivas Belediyesi tarafından aslına uygun şekilde yeniden inşa edildi. Sivas Kalesi’nde düzenlenen açılış törenine Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun, Sivas Vali Yardımcısı İlhami Doğan, il protokolü ve çok sayıda vatandaş katıldı. Tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından açılış konuşmasını yapan Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun, yapılan çalışmayla şehrin önemli bir kültürel mirasının yeniden hayat bulduğunu söyledi. Uzun konuşmasında, "Çan sesine göre çalışan bir sistemin olduğunu görmekteyiz. Saat yerçekimine göre ayarlanıyor. Yapmış olduğumuz bu çalışmayla birlikte tarihi bir hafızayı şehrimize yeniden kazandırdık" dedi. Konuşmaların ardından kurdele kesilerek saat kulesinin açılışı gerçekleştirildi. Açılış sonrası protokol üyeleri ve vatandaşlar kuleyi gezerek inceledi. Belediye Başkanı Adem Uzun, Vali Yardımcısı İlhami Doğan’a saat kulesinin minyatürünü hediye etti. "Tarihi hafızayı şehre kazandırıyoruz" Adem Uzun, saat kulesinin içerisinde o döneme ait fotoğraflar olduğunu söyleyerek, "Birçok şehirde Abdulhamit’in tahta çıkışının 25. Yılında saat kuleleri yapılmış. Tokat, Kayseri gibi birçok şehirde var. Sivas’ta yapılmamış ve bunun nedeni burada var olan saat kulesinden kaynaklanıyor. Bu saat kulesine dijital bir saat koyduk fakat böyle bir şey yoktu. Çan sesine göre çalışan bir sistemin olduğunu görmekteyiz. Saat kulesinin içinde de göreceğiz, arkadaşlarımız düzenlediler o döneme ait fotoğraflara yer verdik. Hemen saat kulesinin yanında da bir çekim ağırlığı adı verilen bir taş görüyorsunuz. Baktığımız zaman saat yerçekimine göre ayarlanıyor. Aşağı düştüğü zaman saatin de ilerlediğini görüyoruz ve sürekli bir ayarlama yapılmış. Yapmış olduğumuz bu çalışmayla birlikte tarihi bir hafızayı şehrimize kazandırıyoruz. Bir şehirde baktığımız zaman turistlerin de geldikleri zaman karşılaşacakları hikayeler olması gerekiyor. Biz aslında bir hikâyeyi yeniden oluşturmuş oluyoruz. Öncelikle bu çalışmanın gerçekleşmesinde emeği geçen ekip arkadaşlarımın hepsine teşekkürlerimi sunuyorum. Özellikle de plan ve proje müdürümüze ve ekibindeki arkadaşlarıma, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ve ekip arkadaşlarıma, herkese ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum. Bu çalışmamız şehrimize hayırlı uğurlu olsun. Aynı zamanda da şehre sahip çıktığımızın da net bir göstergesi. İnşallah ilerleyen zamanlarda güzel açılışları hep birlikte gerçekleştireceğiz. Hepinize katılımlarınız için teşekkürlerimi sunuyorum" ifadelerine yer verdi.
"Bir Başka Antalya 3" sergisi ziyarete açıldı
06 Aralık 2025 Cumartesi - 14:39 "Bir Başka Antalya 3" sergisi ziyarete açıldı ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, üç yıllık süreçte Bir Başka Antalya çalıştayı sonucunda çıkan eserlerin kente yeni bir perspektif kazandırdığını ve üç yıllık sürecin sonunda koleksiyon ile katalog çalışması yapılacağını ifade etti. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Eğitim Araştırma ve Kültür Vakfı çatısı altında faaliyet gösteren Antalya Kültür Sanat (AKS), kentin tarihi ve kültürel mirasını çağdaş sanatla buluşturan "Bir Başka Antalya 3" sergisini sanatseverlerle buluşturdu. Açılış törenine ATSO Yönetim Kurulu Başkanı ve ATSO Eğitim Araştırma ve Kültür Vakfı Başkanı Yusuf Hacısüleyman ev sahipliği yaptı. Ustalar yine Antalya için üretimde "Bir Başka Antalya 3" sergisinde, çalıştay çerçevesinde hazırlanan eserlerde kentin tarihi, kültürel ve geleneksel yapısı çağdaş sanat diliyle yorumlandı. Bu yılki seçkide Yalçın Gökçebağ, Mahir Güven, Hasan Pekmezci, Şükran Pekmezci, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Hayri Esmer, Gülten İmamoğlu, Rahmi Atalay, Barkın Coşkun ve Furkan Depeli gibi usta sanatçıların eserleri yer aldı. Sergi, tuval çalışmalarından heykel üretimlerine uzanan geniş bir yelpazede ziyaretçilerine Antalya’ya dair yeni bir bakış sunmayı hedefliyor. "Antalya’nın bilinen yüzlerinin ötesine geçen bir bakış sunuyor" Açılış töreninde konuşan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Yusuf Hacısüleyman, serginin kültür ve sanat alanında merhum Ali Bahar’ın vizyonu doğrultusunda ilerlediğini belirtti. Hacısüleyman, "Bir Başka Antalya Sergileri sayesinde hem burada yaşayanların hem de şehre dışarıdan bakan sanatçıların Antalya’yı nasıl gördüklerine tanıklık ediyoruz. Usta sanatçılarımızın heykel ve resim alanındaki değerli eserleri, Antalya’nın bilinen yüzlerinin ötesine geçen; bazen eleştirel, bazen romantik ama her zaman kıymetli bir bakış açısı sunuyor" dedi. Konuşmasında serginin üç yıllık emeğin ürünü olduğunu vurgulayan Hacısüleyman, "Sanatçılarımıza emekleri ve bu çalışmaları bizlere kazandırdıkları için teşekkür ediyorum. Üç yıllık yolculuğumuzun sonunda ortaya çıkan eserleri toplu bir koleksiyon ve katalog çalışmasıyla kalıcı hale getireceğimizi de belirtmek isterim. Sergimizin kent kültürüne, sanat yaşamına ve Antalya’nın geleceğini birlikte düşünme çabamıza katkı sağlamasını diliyorum" şeklinde konuştu. Mirası geleceğe taşımak Küratör Prof. Mustafa Ağatekin, serginin kent belleği açısından önemine dikkat çekerek, şehirlerin tarihi ve kültürel mirasının geleceğe taşınmasında sanatın en güçlü ifade biçimlerinden biri olduğunu söyledi. Ağatekin, "Bir Başka Antalya" çalıştayları çerçevesinde üretilen eserlerin, Antalya’nın sahip olduğu değerleri görünür kıldığını belirterek, sergide yer alan seçkin üretimlerin kentin kültür-sanat birikimine katkı sunacağına inandığını ifade etti. Sergiye; ATSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Pakalın, Sayman Üye Murat Totoş, Yönetim Kurulu Üyeleri Ahmet Kasapoğlu ve Behçet Ülker, Meclis Başkan Yardımcısı Mızrab Cihangir Deniz, ATSO Eğitim Araştırma ve Kültür Vakfı Başkan Yardımcısı ve 26. Grup (Kuyumculuk, Mücevher ve Saat) Meclis Üyesi Ömer Gilan, Vakıf Yönetim Kurulu Üyesi ve TÜRSAB Antalya Muratpaşa Bölge Temsil Kurulu Başkanı Onur Özer, 3. Grup (Madencilik) Meclis Üyesi ve Natureltaş kurucusu Süreyya Demirtaş, 22. Grup (Bilişim) Meclis Üyesi Canan Başer, Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) Başkanı ve 36. Grup (Oteller ve Benzer Konaklama Yerleri) Meclis Üyesi Emir Gündal ile sanatseverler katıldı.
BEUN’da Türkiye Sakatlar Derneği Türk Halk Müziği Topluluğu’ndan Unutulmaz Konser
06 Aralık 2025 Cumartesi - 13:56 BEUN’da Türkiye Sakatlar Derneği Türk Halk Müziği Topluluğu’ndan Unutulmaz Konser Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) ev sahipliğinde, Türkiye Sakatlar Derneği Türk Halk Müziği Topluluğu tarafından düzenlenen konser, yoğun katılımla gerçekleşti. Türk halk müziğinin eşsiz eserlerinin seslendirildiği gece, duygu dolu anlara sahne oldu. Farabi Kampüsü Sezai Karakoç Kültür Merkezinde düzenlenen konsere; Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu ve eşi Güney Hacıbektaşoğlu, BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, AK Parti Zonguldak İl Başkanı Mustafa Çağlayan, il ve ilçe protokol üyeleri, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. Program, Türkiye Sakatlar Derneği Zonguldak Şube Başkanı Hüseyin Şirin’in 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün anlam ve önemine ilişkin yaptığı konuşma ile başladı. Şirin, bu özel günde böylesine anlamlı bir organizasyon düzenlemekten büyük memnuniyet duyduklarını belirterek programa teşrif eden Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu’na ve etkinliğe ev sahipliği yapan Rektör Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’e teşekkür etti. Ayrıca salonda bulunan tüm misafirlere katılımlarından dolayı şükranlarını sundu. Konuşmaların ardından sahne alan Türkiye Sakatlar Derneği Türk Halk Müziği Topluluğu, Türk halk müziği repertuvarının seçkin eserlerini icra etti. Performanslar, izleyiciler tarafından büyük beğeni topladı. Gecenin sonunda, Türkiye Sakatlar Derneği Zonguldak Şube Başkanı Hüseyin Şirin tarafından, engelli bireylere yönelik çalışmalara destek sunan Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu ve hayırseverlere plaket takdim edildi. Konser, çekilen hatıra fotoğraflarıyla sona erdi.
İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Aralık ayının ilk konserinde keman virtüözü Robert Lakatos’u ağırladı
06 Aralık 2025 Cumartesi - 12:58 İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Aralık ayının ilk konserinde keman virtüözü Robert Lakatos’u ağırladı DenizBank’ın 21 yıldır desteklediği İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO), Aralık ayının ilk konserinde romantik dönemin güçlü senfonik mirasını sahneye taşıdı. 5 Aralık Cuma akşamı Sırp kemancı Robert Lakatos’u İstanbul’da müzikseverlerle buluşturan konser, İtalyan şef Alfonso Scarano yönetiminde dinleyicilere özel bir sanat deneyimi sundu. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO) DenizBank Konserleri, 5 Aralık Cuma akşamı klasik müzik dünyasının dikkat çeken isimlerinden ünlü Sırp keman virtüözü Robert Lakatos’u Atatürk Kültür Merkezi Türk Telekom Opera Salonu’nda müzikseverlerle buluşturdu. Kemandaki ustalığı ve teknik hâkimiyetiyle tanınan Lakatos, keman repertuvarının en zorlu eserlerinden biri kabul edilen Henryk Wieniawski’nin Birinci Keman Konçertosu’nu yorumladı. Sanatçı, özel sahne enerjisi ve yorumları ile unutulmaz bir müzikal deneyim yaşattı. Konserin ikinci bölümünde ise uluslararası başarıları ile tanınan ünlü İtalyan şef Alfonso Scarano, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nı yönetti. Orkestra, Felix Mendelssohn’un Edinburgh’daki Holyrood Şapeli’nden aldığı ilhamla bestelediği, klasik müziğin en kendine özgü ve etkileyici eserlerinden biri olan İskoç başlıklı Üçüncü Senfoni’yi yorumladı.
Papa’dan sonra İznik’e turizim müjdesi
06 Aralık 2025 Cumartesi - 10:36 Papa’dan sonra İznik’e turizim müjdesi TÜRSAB Güney Marmara Bölge Temsil Kurulu Başkanı Engin Balta, Papa’nın İznik ziyareti sonrası ilçede beklenen turizm hareketliliğine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Balta, hem Türkiye’de hem de dünya basınında geniş yankı bulan ziyaretin İznik turizmine büyük ivme kazandıracağını söyledi. TÜRSAB Güney Marmara BTK Başkanı Engin Balta; " Papa’nın İznik ziyareti sadece ülke içinde değil dünya basınında çok büyük yer aldı. Ben bir İznik’li olarak ve TÜRSAB Güney Marmara Bölge Başkanı olarak İznik’e dünyanın her yerinden çok sayıda turist gelmesini bekliyorum. Özellikle görüştüğümüz yurt dışındaki tur firmaları İznik turu paketlerini hazırlamışlar ve satışa sunmuşlar bunun yanı sıra bir çok acente bizimle iletişime geçti. "İznik’te nerede yemek yiyebiliriz, nerede konaklayabiliriz ve hangi firmalarla çalışabiliriz" diye sordular. Bizler de referans olarak bilgilendirmemizi yaptık. Önümüzdeki ilk üç aylık sürede İznik’te turistleri görmeye başlayacağız ve bir yıllık sürede İznik sokaklarında,caddelerinde ve İznik sahilinde hatta tarım bölgelerinde örneğin zeytin bahçelerinde turistleri görebiliriz. Ekonomik anlamda İznik halkına ve esnafına büyük şekilde katkısı olacaktır. " ifadelerini kullandı. Papa’nın tarihi ziyaretiyle uluslararası dikkat çeken İznik 2026 yılında turizmde en hareketli dönemlerinden birine hazırlanıyor.
Nilüfer’de gönüllülük ve dayanışma buluşması
06 Aralık 2025 Cumartesi - 10:14 Nilüfer’de gönüllülük ve dayanışma buluşması Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Konseyi, 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü’nü "Toplumsal Adalet İçin Gönüllü Direniş" temasıyla kutluyor. İki gün sürecek etkinliğin açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Nilüfer’deki sivil toplum modelinin Türkiye’ye örnek olduğunu vurgulayarak, "Adalet sadece mahkeme salonlarında değil, gönüllülerin sorumluluk duygusuyla var olur" dedi. Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Konseyi iş birliğiyle düzenlenen 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü etkinlikleri, açılış programıyla Karaman Dernekler Yerleşkesi’nde başladı. Aynı zamanda Nilüfer Dernekler Yerleşkeleri’nin kuruluş yıl dönümünün de kutlandığı program, sivil toplum kuruluşları temsilcilerini, yerel yöneticileri ve gönüllüleri bir araya getirdi. "Toplumsal Adalet İçin Gönüllü Direniş" temasıyla gerçekleştirilen programın açılışına Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Metin Tunçel, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Berkay Aydın, Nilüfer Belediye Meclis Üyesi Demirhan Aslan, Nilüfer Kent Konseyi Genel Sekreteri Doç. Dr. Elifhan Köse Çal ile çok sayıda STK temsilcisi katıldı. "adalet, dayanışmanın örgütlü haliyle var olur" Etkinliğin açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Nilüfer’de gönüllülüğün ve örgütlü yurttaşlığın köklü bir kültüre dönüştüğünü belirtti. Bu yılki temanın önemine dikkat çeken Başkan Şadi Özdemir, "Biliyoruz ki adalet sadece mahkeme salonlarında aranmaz. Adalet; gönüllünün sorumluluk duygusuyla, yurttaşın cesaretiyle ve dayanışmanın örgütlü haliyle var olur" ifadelerini kullandı. Nilüfer Belediyesi’nin sivil toplumu sadece destekleyen bir kurum değil, onlarla birlikte üreten ve karar veren bir paydaş olduğunu vurgulayan Başkan Şadi Özdemir, "Sivil toplumu güçlendirmek, demokrasiyi güçlendirmektir. Yıllardır sivil katılımı artırmak ve gönüllülüğün güvenle var olduğu bir kent oluşturmak için çalışıyoruz" dedi. "Nilüfer modeli Türkiye’ye referans oluyor" Konuşmasında Nilüfer Dernekler Yerleşkesi’nin 13 yıllık çalışmalarına da değinen Başkan Şadi Özdemir, projenin bugün Türkiye genelinde referans gösterilen bir modele dönüştüğünü söyledi. Nilüfer Dernekler Yerleşkeleri’nin çalışmaları hakkında da bilgi veren Başkan Şadi Özdemir şöyle konuştu: "13 yıl önce bir ihtiyaç olarak başladığımız bu yolda, bugüne kadar 37 binden fazla etkinliğe ev sahipliği yaptık ve 580 bin katılımcıya kapılarımızı açtık. Şu an hizmetlerimizden 469 sivil toplum kuruluşu faydalanıyor ve memnuniyet oranı yüzde 97’ye yaklaşıyor. Şişli’den Bornova’ya, Muratpaşa’dan Kadıköy’e kadar pek çok belediye, demokratik katılımı kurumsallaştıran ‘Nilüfer Modeli’ni örnek alıyor." "Gönüllük görünmez bir köprüdür" Etkinlikte söz alan Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Metin Tunçel ise gönüllülük kültürünün Bursa’da insanları birbirine bağlayan görünmez bir köprü olduğunu ifade etti. Tunçel, "Adalet olmadan ortak yaşamı güçlendirmek mümkün değildir. Bizler Bursa’da dayanışmanın büyüdüğü, kapsayıcılığın temel ilke olduğu adil bir yerel yönetim anlayışını birlikte var ediyoruz" diye konuştu. Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Berkay Aydın da yoğun katılımın Nilüfer’deki sivil toplumun gücünü gösterdiğini belirterek, etkinlik boyunca toplumsal adalet kavramı üzerine fikir alışverişinde bulunacaklarını kaydetti. Panel ve atölyelerle devam ediyor Açılış konuşmalarının ardından etkinlik, "Toplumsal Adalet İçin Gönüllü Direniş" başlıklı panelle devam etti. Doç. Dr. Mustafa Berkay Aydın’ın yönettiği oturumda; Sivil Toplum Geliştirme Merkezi’nden Hakan Ataman, Eşitlik İçin Kadın Platformu’ndan Av. Gökçiçek Ayata, Alternatif Yaşam Derneği’nden Ercan Tutal ve gazeteci Hazal Sipahi görüş ve deneyimlerini paylaştı. İlk gün, Planet Müzik Kulübü’nün konseriyle sona erdi. Etkinlikler, 6 Aralık Cumartesi günü Karaman Dernekler Yerleşkesi’nde düzenlenecek eş zamanlı atölye çalışmaları ve panellerle devam edecek.
Cumhuriyetin Eğitimci İlk Kadın Milletvekilleri Osmangazi’de Konuşuldu
06 Aralık 2025 Cumartesi - 10:01 Cumhuriyetin Eğitimci İlk Kadın Milletvekilleri Osmangazi’de Konuşuldu Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesinin yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Osmangazi Belediyesi, Cumhuriyetin eğitimci öncü kadınlarının yaşamı ve bıraktıkları mirasa odaklanan anlamlı bir buluşma gerçekleştirdi. Tarihi Şadırvanlı Han’da Osmangazi Belediyesi, Osmangazi Kent Konseyi ve STK’lar işbirliğinde düzenlenen ‘Cumhuriyetin Çalıkuşları’ adlı panelde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin eğitimci ilk kadın milletvekilleri konuşuldu. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Osmangazi Kent Konseyi Genel Sekreteri Sosyolog Mutlu Çınar, 5 Aralık’ın aynı zamanda Atatürk’ün ufkunu yansıtan bir simge niteliğinde olduğunu belirterek, "İlk kadın milletvekilleri 8 Şubat 1935’te seçildi, ilk yemin ettikleri gün ise 1 Mart 1935. 18 kadın milletvekilimiz var, 13 tanesi eğitimcidir, her biri bu yurdun evlatlarının yetişmesi için fedakarlıklar yapmıştır, hiçbirinin hayatı tesadüflerle meclise taşınmamıştır, her birinin izi vardır, alın teri vardır." diye konuştu. İlk Kadın Milletvekilleri Anlatıldı Akabinde panel konuşmacıları Bursa Kadın Kuruluşları Birliği Dönem Koordinatörü ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Bursa Şube Başkanı Sibel Özbudak, Bursa Kız Lisesi Mezunları Derneği Başkanı Serap Erzen, Bursa Kadın Ressamlar Derneği’nden Banu Durgunlu ve Türk Anneler Derneği’nden Gizay Tanca Çolpan, Türk kadınlarının mücadelesini anlattı. Afyonkarahisar milletvekili olarak 1935 yılında meclise giren Mebrure Gönenç’ten bahseden ve kendisinin ilk yemin eden kadın milletvekili olduğunu kaydeden Sibel Özbudak, "Bu göreviyle sadece kendi dönemine değil, kendinden sonraki dönemine de yol açan bir figür haline gelmiştir. Milletvekilliği süresince reform hareketleri, yasama çalışmalarında aktif rol almıştır. Gönenç, sadece bir siyasetçi değil, eğitimin ve kadın haklarının da savunucusudur." şeklinde konuştu. "Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Sağlamak İçin Her Çabayı Göstereceğiz" Katkılarından dolayı Osmangazi Belediyesi’ne de teşekkür eden Özbudak, "18 kadın milletvekilimiz meclise giriyor ama bugün meclise baktığınızda aynı yüzdelik oranı göremiyoruz. Hepimiz aynı Türkiye’de yaşıyoruz ama maalesef kadının önündeki engeller hiçbir şekilde kaldırılmıyor. Biz toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için elimizden gelen her çabayı göstereceğiz. Biz, Bursa Kadın Kuruluşları Birliği olarak kısıtlı imkanlarla bu işleri yapmaya çalışıyoruz, bu doğrultuda Osmangazi Belediyesi ilk günden beridir bize çok destek veriyor, yaptığımız çalışmalarda ön ayak oluyor, o yüzden birlikteliğimiz çok kıymetli." ifadelerini kullandı. "Çok Büyük Bir Gurur Yaşadık" Bursa Kız Lisesi Mezunlar Derneği Başkanı Serap Erzen de Fakihe Öymen’in hayatını anlatarak, "Fakihe Öymen bizim müdürümüz, 1931 yılında okulumuza Atatürk tarafından müdür olarak atanmış. Tabii bizler onun izinden gidiyoruz, onun aydınlattığı, açtığı yoldan ilerliyoruz. 2001 yılı mezunumuz Fatma Deniz, Berlin Üniversitesi’ne rektör olarak atandı, böyle bir günde bu haberi alarak çok büyük bir gurur yaşadık." sözlerine yer verdi. Bursa Kadın Ressamlar Derneği’nden Banu Durgunlu da, aynı zamanda bir resim öğretmeni olan ilk kadın milletvekillerinden Bahire Bediz Morova Aydilek’in hayatını aktardı. Durgunlu, "Seçme ve Seçilme Hakkı ile beraber kadın sanatçılar kültür ve sanatsal alanda daha görünür oldular." yorumunu yaptı. Türk Anneler Derneği’nden Gizay Tanca Çolpan ise, eğitimci ve çevirmen olan ilk kadın milletvekillerinden Fatma Esma Nayman’ı hayatını anlatarak, şunları söyledi; "Kadınlarımız toplumda çok ciddi yerlerde, bunun temeli tabii ki o gün yapılan devrimler. Seçme hakkı ile atılan temeller sayesinde bugün buradayız. Osmangazi Belediyesi’ne bu söyleşi için çok teşekkür ediyorum. Kadın güçlenirse toplum güçlenir, kadın yürürse ülke yürür, kadın eşitse demokrasi tam olur." Panelin ardından Mutlu Çınar, konuşmacılara teşekkür sertifikası verdi.
Gastronomide gözde olacak: Baklavası tescillendi, sırada dört yeni lezzet var
06 Aralık 2025 Cumartesi - 09:59 Gastronomide gözde olacak: Baklavası tescillendi, sırada dört yeni lezzet var Türkiye’nin önemli gastronomi şehirleri arasında yer alan Çorum’un yöresel lezzeti baklava, coğrafi işaret belgesiyle tescillendi. Coğrafi işaretli ürün sayısı 28’e yükselen Çorum’da 4 lezzet için tescil çalışması sürüyor. Zengin mutfak kültürüyle Türkiye’nin önde gelen gastronomi duraklarından biri olan Çorum’daki yöresel lezzetler tescillenerek koruma altına alınıyor. Çorum Belediyesi tarafından 23 Şubat 2024 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapılan başvurunun neticelenmesiyle şehrin geleneksel lezzetlerinden "Çorum Baklavası", Coğrafi İşaretli ürünler arasına girdi. Alınan tescille Çorum’un tescilli ürün sayısı da 28’e ulaştı. Kentin yöresel lezzetleri için çalışmalarına devam eden Çorum Belediyesi, Çorum şekerlemesi, Çorum tandırı, Çorum simidi ve Çorum su böreğinin tescil işlemlerini kısa sürede tamamlamayı amaçlıyor. "Çorum mutfağının bu özgün lezzetlerini tatmaya herkesi davet ediyoruz" Çorum baklavasının tescil süreci ile ilgili bilgi veren Çorum Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Eray Çetinkaya, "Türkiye’nin en önemli baklava çeşitlerinden biri olan Çorum baklavasının tescil süreci, coğrafi işaret başvurusunun yapılmasının ardından yaklaşık bir yıl içinde tamamlandı. Şubat 2024’te başlattığımız Çorum baklavası coğrafi işaret başvurusunu, kapsamlı bir çalışma sonucunda neticelendirdik. Bu süreçte il genelinde çok sayıda kişiyle görüştük, gerçek ve doğru tariflere ulaşabilmek için kapsamlı kayıtlar tuttuk ve incelemeler gerçekleştirdik. Köylerdeki ve merkezdeki ustalarla yaptığımız görüşmelerle en doğru tarifi belirleyerek patent sürecini yürüttük. Böylece Çorum baklavası, ilimizin 28. coğrafi işaretli ürünü olarak tescillendi. Çorum baklavası, has baklava, gül burma ve sıkma baklava şeklinde çeşitlendirilebilmektedir" dedi. "Bu özgün lezzetlerini tatmaya herkesi davet ediyoruz" Çorum mutfağına ait 4 lezzet için coğrafi işaret çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Çetinkaya, "Çorum Belediyesi olarak coğrafi işaret çalışmalarımız devam ediyor. Çorum şekerlemesi, Çorum tandırı, Çorum simidi ve Çorum su böreğinin coğrafi işaret başvuruları ise şu anda askıda bulunuyor. Önümüzdeki birkaç ay içinde bu ürünlerin de tescil işlemlerini tamamlamayı hedefliyoruz. Gastronomi alanının önemli temsilcileri tarafından Türkiye’nin en iyi mutfaklarından biri olarak gösterilen Çorum mutfağının bu özgün lezzetlerini tatmaya herkesi davet ediyoruz" diye konuştu. "Aşkla yoğurduğumuz ve tescille taçlandırdığımız bu lezzetli has baklavalarımızı denemeniz için sizleri tesislerimize bekliyoruz" Çorum Belediyesi Veli Paşa Hanı’nda baklava yapım ustası olarak görev yapan Fatma Kılıç ise baklavanın yapım sürecini anlatarak, "Tescilli baklavalarımızın hamurunda süt, yoğurt, sıvı yağ, sirke, yumurta, un ve kabartma tozu bulunuyor. Üretim aşamasına geçmeden önce mutlaka nişastamızı bir gün önceden çıkarıp eleyerek dinlendirmemiz gerekiyor. Hamurumuzu özenle yoğuruyoruz, yoğurma aşamasının iyi yapılması hamurun pürüzsüz olması açısından büyük önem taşıyor. Yoğurma işleminin ardından bezeleme aşamasına geçiyoruz. Bu aşamada hamurun en az yarım saat bezelenmiş halde dinlenmesi gerekiyor. Hamur ne kadar iyi dinlenirse açma sırasında o kadar rahat çalışılır ve yırtılma gibi sorunlarla karşılaşılmaz. İnce tabaka halinde açtığımız hamurları tepsinin boyutuna göre kesiyoruz. Tepsiye döşeme aşamasında katların arasına mutlaka tuzsuz yağ ekliyoruz. Her beş katta bir yağlama ve cevizleme işlemi uyguluyoruz. Ardından kesme aşamasına geçiliyor. Biz, tereyağının tüm katlara eşit şekilde yayılmasını sağlamak için önce dilimleme ardından yağlama işlemi yapıyoruz. Bu yöntem, baklavanın daha iyi kabarmasını ve kıtır bir doku kazanmasını sağlıyor.Has baklavamızın en önemli özelliği ise diğer baklavalardan farklı olarak hamurunda sirke kullanmamız. Sirke, hamura özel bir kıtırlık ve çıtırlık kazandırıyor. Tesisimizde has baklava, gül baklava ve sıkma baklava olmak üzere üç çeşit baklava üretiyoruz. Aşkla yoğurduğumuz ve tescille taçlandırdığımız bu lezzetli has baklavalarımızı denemeniz için sizleri tesislerimize bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Gastronomide gözde olacak: Baklavası tescillendi, sırada dört yeni lezzet var
06 Aralık 2025 Cumartesi - 09:52 Gastronomide gözde olacak: Baklavası tescillendi, sırada dört yeni lezzet var Türkiye’nin önemli gastronomi şehirleri arasında yer alan Çorum’un yöresel lezzeti baklava, coğrafi işaret belgesiyle tescillendi. Coğrafi işaretli ürün sayısı 28’e yükselen Çorum’da 4 lezzet için tescil çalışması sürüyor. Zengin mutfak kültürüyle Türkiye’nin önde gelen gastronomi duraklarından biri olan Çorum’daki yöresel lezzetler tescillenerek koruma altına alınıyor. Çorum Belediyesi tarafından 23 Şubat 2024 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapılan başvurunun neticelenmesiyle şehrin geleneksel lezzetlerinden "Çorum Baklavası", Coğrafi İşaretli ürünler arasına girdi. Alınan tescille Çorum’un tescilli ürün sayısı da 28’e ulaştı. Kentin yöresel lezzetleri için çalışmalarına devam eden Çorum Belediyesi, Çorum şekerlemesi, Çorum tandırı, Çorum simidi ve Çorum su böreğinin tescil işlemlerini kısa sürede tamamlamayı amaçlıyor. "Çorum mutfağının bu özgün lezzetlerini tatmaya herkesi davet ediyoruz" Çorum baklavasının tescil süreci ile ilgili bilgi veren Çorum Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Eray Çetinkaya, "Türkiye’nin en önemli baklava çeşitlerinden biri olan Çorum baklavasının tescil süreci, coğrafi işaret başvurusunun yapılmasının ardından yaklaşık bir yıl içinde tamamlandı. Şubat 2024’te başlattığımız Çorum baklavası coğrafi işaret başvurusunu, kapsamlı bir çalışma sonucunda neticelendirdik. Bu süreçte il genelinde çok sayıda kişiyle görüştük, gerçek ve doğru tariflere ulaşabilmek için kapsamlı kayıtlar tuttuk ve incelemeler gerçekleştirdik. Köylerdeki ve merkezdeki ustalarla yaptığımız görüşmelerle en doğru tarifi belirleyerek patent sürecini yürüttük. Böylece Çorum baklavası, ilimizin 28. coğrafi işaretli ürünü olarak tescillendi. Çorum baklavası, has baklava, gül burma ve sıkma baklava şeklinde çeşitlendirilebilmektedir" dedi. "Bu özgün lezzetlerini tatmaya herkesi davet ediyoruz" Çorum mutfağına ait 4 lezzet için coğrafi işaret çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Çetinkaya, "Çorum Belediyesi olarak coğrafi işaret çalışmalarımız devam ediyor. Çorum şekerlemesi, Çorum tandırı, Çorum simidi ve Çorum su böreğinin coğrafi işaret başvuruları ise şu anda askıda bulunuyor. Önümüzdeki birkaç ay içinde bu ürünlerin de tescil işlemlerini tamamlamayı hedefliyoruz. Gastronomi alanının önemli temsilcileri tarafından Türkiye’nin en iyi mutfaklarından biri olarak gösterilen Çorum mutfağının bu özgün lezzetlerini tatmaya herkesi davet ediyoruz" diye konuştu. "Aşkla yoğurduğumuz ve tescille taçlandırdığımız bu lezzetli has baklavalarımızı denemeniz için sizleri tesislerimize bekliyoruz" Çorum Belediyesi Veli Paşa Hanı’nda baklava yapım ustası olarak görev yapan Fatma Kılıç ise baklavanın yapım sürecini anlatarak, "Tescilli baklavalarımızın hamurunda süt, yoğurt, sıvı yağ, sirke, yumurta, un ve kabartma tozu bulunuyor. Üretim aşamasına geçmeden önce mutlaka nişastamızı bir gün önceden çıkarıp eleyerek dinlendirmemiz gerekiyor. Hamurumuzu özenle yoğuruyoruz, yoğurma aşamasının iyi yapılması hamurun pürüzsüz olması açısından büyük önem taşıyor. Yoğurma işleminin ardından bezeleme aşamasına geçiyoruz. Bu aşamada hamurun en az yarım saat bezelenmiş halde dinlenmesi gerekiyor. Hamur ne kadar iyi dinlenirse açma sırasında o kadar rahat çalışılır ve yırtılma gibi sorunlarla karşılaşılmaz. İnce tabaka halinde açtığımız hamurları tepsinin boyutuna göre kesiyoruz. Tepsiye döşeme aşamasında katların arasına mutlaka tuzsuz yağ ekliyoruz. Her beş katta bir yağlama ve cevizleme işlemi uyguluyoruz. Ardından kesme aşamasına geçiliyor. Biz, tereyağının tüm katlara eşit şekilde yayılmasını sağlamak için önce dilimleme ardından yağlama işlemi yapıyoruz. Bu yöntem, baklavanın daha iyi kabarmasını ve kıtır bir doku kazanmasını sağlıyor.Has baklavamızın en önemli özelliği ise diğer baklavalardan farklı olarak hamurunda sirke kullanmamız. Sirke, hamura özel bir kıtırlık ve çıtırlık kazandırıyor. Tesisimizde has baklava, gül baklava ve sıkma baklava olmak üzere üç çeşit baklava üretiyoruz. Aşkla yoğurduğumuz ve tescille taçlandırdığımız bu lezzetli has baklavalarımızı denemeniz için sizleri tesislerimize bekliyoruz" şeklinde konuştu. (MCK-MK-