- 15 Temmuz 2021 Perşembe 12:11

Kütahya’da “Çeşitli Boyutlarıyla 15 Temmuz” paneli

A
A
A
Kütahya’da “Çeşitli Boyutlarıyla 15 Temmuz” paneli

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyeleri Kütahya Valiliği himayelerinde DPÜ ve Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen Çeşitli Boyutlarıyla 15 Temmuz panelinde konuştular.

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyeleri Kütahya Valiliği himayelerinde DPÜ ve Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen Çeşitli Boyutlarıyla 15 Temmuz panelinde konuştular.


Kütahya Valiliğinin himayelerinde Üniversite ve Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi iş birliğiyle çevrim içi olarak düzenlenen etkinliğe, Kütahya Valisi Ali Çelik, Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vural Kavuncu, panel konuşmacıları Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Hüsamettin İnaç, Doç. Dr. Cantürk Caner, Dr. Öğr. Üyesi Hakan Arıdemir ve Dr. Öğr. Üyesi Barış Adıbelli, akademik ve idari personel ile davetliler katıldı.



“O gece devletimiz ve milletimiz bir oldu”


Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Kütahya Valisi Ali Çelik, “ O gece halkımızın kararlı duruşu ve Cumhurbaşkanımızın liderliği ile darbecileri bertaraf etmeyi başardık. Devletimizle milletimiz bir bütün oldu. Bizim milli birlik ve beraberlik duygularımızı canlı tutmak dışında şansımız yok. Ülkemizin çevresindeki çatışma alanlarına karşı ancak bu şekilde ayakta durabiliriz. Hepimizin vatanımıza karşı sorumluluğumuzu en üst seviyede yerine getirmemiz gerekiyor” dedi.


Panelde söz alan Prof. Dr. Hüsamettin İnaç, konuşmasına FETÖ ile yenidünya düzeni arasında kurulan ilişki üzerinden başladı.


Hüsamettin İnaç, “ Gülen’in ABD’de tutulmaya ve desteklenmeye devam edilmesi, AB’nin Türkiye’nin yaşadığı travmayı hiç dikkate almadan sadece OHAL ve idam cezasına odaklanması, NATO’nun Türkiye’deki müttefiklerini kaybettiklerine dair feryatları, FETÖ’cü teröristlerin Almanya ve Fransa başta olmak üzere pek çok AB ülkesinde Türkiye’nin imajına yönelik manipülasyonlarda istihdam edilmesi göstermektedir ki FETÖ, tamamen uluslararası nitelikte bir terör örgütüdür. Bu terör örgütü Türkiye’den intikam almak, dış politikada ülkemizi yalnızlaştırmak ve Ortadoğu başta olmak üzere ulusal güvenliğimizi ilgilendiren hususlarda özgün ve ulusal çıkar odaklı politikalarımızı geleneksel müttefiklerimizin siyasetine çekme gibi hususlarda hala işlevsel görülmektedir. Bu işlevselliği ülke içerisinde de sürdürmek adına FETÖ ile mücadele sulandırılmaya çalışılmakta, insanımızın bu mücadeleye inancını azaltacak sabotajlar yapılmakta ve iktidar sahipleri FETÖ karşısında aciz bırakılmaya mahkum edilmektedir” dedi.



“Darbe girişimi ülkemizde yeni bir dönemi başlattı”


Darbe girişiminin Türkiye’de yeni bir dönemi başlattığını söyleyen ”Doç. Dr. Cantürk Caner,” Menfur 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ülkemiz yeni bir döneme girmiştir. Kuşkusuz yeni dönemin ekonomik, siyasi ve toplumsal pek çok sonuçları bulunmaktadır. Bu sonuçlardan birisi de yönetim sistemimizdeki yeni düzenlemelerdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak tanımlanan bu yeni yönetsel düzenlemeler, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan anayasa referandumuyla yürürlüğe girmiştir. Söz konusu referandumla birlikte ülkemiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmiştir. Yaklaşık 4 yılı aşan bir süredir ülkemiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemiyle yönetilmektedir. Dünyada her sistemin olduğu gibi bu sisteminde bir takım eksik veya aksayan yönleri mevcuttur. Haliyle sistem zaten yeni bir sistemdir ve bu da gayet doğaldır. Ancak söz konusu sistem devam ettikçe aksayan yönler görülecek ve giderilecektir. Esasen sistemin aksayan yönleri tamir edebilme imkanı da mevcuttur” diye konuştu.



“15 Temmuz hibrit bir savaş girişimidir”


15 Temmuz’un hibrit bir savaş girişimi olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Barış Adıbelli,” 15 Temmuz hain darbe girişimi Türkiye için bir milat olmuştur. Zira 15 Temmuz hain darbe girişimi açıkça Türkiye’nin uluslararası ve bölgesel politikalardan tamamıyla tasfiye edilmesini amaçlayan küresel güçlerin içerdeki piyonları aracılığıyla bir hibrit savaş girişimidir. Bu nedenle Türkiye, 15 Temmuz darbe girişimini başarısızlığa uğrattıktan sonra dünya politikasını ve jeopolitik rotasını yeniden kurgulamış, potansiyelini yeniden keşfetmiştir” dedi.



“Milletimize İslam’ı doğru öğretmek zorundayız”


Rektör Prof. Dr. Kazım Uysal, İstanbul’dan katıldığı yayında, “Milletimize İslam’ı doğru öğretmek zorundayız” dedi.


Rektör Uysal, “Tanzanya’dan az önce Türkiye’ye döndüm. Orada bulunduğu sürede gördüm ki, Tanzanya’da malum terör örgütüyle mücadele devam ediyor. Bu örgüt, milletimizin başına sarılan en büyük beladır. Çünkü dini değerlerimizi istismar ederek ülkemize ve milletimize büyük zararlar verdiler. Bu tek başına bir örgütün yapabileceği bir şey değildi. Yaşadığımız coğrafyada yüzyıllardır emelleri olan emperyalist güçler bir oldular ve bize büyük bir tuzak kurdular. Türk milletine açık savaşın açılamayacağını Çanakkale’de, Sakarya’da Dumlupınar’da görenler milletimizi birbirine düşürmeyi denediler. Geçmişte yapılan 28 Şubat gibi yanlışların doğurduğu, dini istismar eden örgütlere karşı aziz milletimize İslamiyet’i doğru kaynaklardan öğretmek zorundayız. Bunu başarırsak benzer musibetleri yeniden yaşamanın önüne geçebiliriz. Bu duygularla milletimize başsağlığı diliyorum. Tüm milletimize azim ve gayret diliyorum. İnşallah gelecek bizimdir. Bu paneli düzenleyen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Gelecekte bugünkü gibi güzel etkinliklere imza atmayı diliyorum” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün kuru soğan oldu Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 73,8 ile kuru soğan oldu. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 52 ile patates takip etti” dedi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat değişimleri ile aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimlere ilişkin basın açıklaması yaptı. Bayraktar, nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 284,3 ile kuru incirde görüldüğünü belirterek, şunları kaydetti: “Kuru incirdeki fiyat farkını yüzde 229,9 ile limon, yüzde 227,4 ile karnabahar, yüzde 176,6 ile kuru üzüm, yüzde 169,5 ile patates takip etti. Kuru incir 3,8 kat, limon ve karnabahar 3,3 kat, kuru üzüm 2,8 kat, patates 2,7 kat fazlaya satıldı. Üreticide 115 lira olan kuru incir markette 441 lira 99 kuruşa, 7 lira 50 kuruş olan limon markette 24 lira 74 kuruşa, 10 lira 88 kuruş olan karnabahar 35 lira 61 kuruşa, 60 lira olan kuru üzüm 165 lira 99 kuruşa ve 10 lira olan patates 26 lira 95 kuruşa satıldı.” “Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün kuru soğan oldu” Nisan ayında markette 39 ürünün 22’sinde fiyat artışı, 17’sinde ise fiyat azalışı görüldüğünü ifade eden Bayraktar, “Nisan ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 73,8 ile kuru soğan oldu. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 52 ile patates, yüzde 47,9 ile limon, yüzde 23,2 ile tavuk eti ve yüzde 22,9 ile karnabahar takip etti. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 51 ile patlıcan oldu. Patlıcandaki fiyat düşüşünü yüzde 50,7 ile sivri biber, yüzde 31,4 ile salatalık, yüzde 19,5 ile yumurta ve yüzde 14,5 ile kabak izledi” ifadelerini kullandı. “Üreticide en çok fiyat düşüşü patlıcanda görüldü” Nisan ayında üreticide 31 ürünün 8’inde fiyat artışı, 14 üründe fiyat düşüşü olduğunu söyleyen Bayraktar, “Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 60,4 ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat düşüşünü yüzde 58,6 ile sivri biber, yüzde 35,6 ile salatalık, yüzde 34,1 ile karnabahar, yüzde 25,8 ile yumurta ve yüzde 12,5 ile kabak izledi. Üreticide en çok fiyat artışı yüzde 114,3 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 68,1 ile yeşil soğan, yüzde 20,1 ile maydanoz, yüzde 13,8 ile dana eti ve yüzde 7,2 ile kuzu eti izledi” açıklamasında bulundu. Üreticide yaşanan fiyat değişimlerine de değinen Bayraktar, “Limonda sezonun sonuna gelindiği için fiyatlar yükseldi. Arzdaki azalışa bağlı olarak yeşil soğan ve maydanozda fiyatlar arttı. Mevsim sonu itibarıyla havuca olan talebin azalmasıyla fiyat düştü. Yumurta sektöründeki dönemsel arz fazlası ile ihracatta yaşanan sıkıntılar birleşince yumurta fiyatları geriledi” şeklinde konuştu. Sera ürünlerinde ise fiyatların düştüğünü aktaran Bayraktar, şu ifadelere yer verdi: “Genel Müdürlüğü verilerine göre şubat ayı son 53 yılın en sıcak ikinci şubat ayı, mart ayı ise son 53 yılın en sıcak dokuzuncu mart ayı oldu. Nisan ayında da sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde olduğu, 30 dereceleri aştığı görüldü. Mevsim normalleri üzerinde gerçekleşen aşırı sıcaklıklar serada yetiştirilen sebzelerde erken olgunlaşmayı sağladı, verimi artırdı. Olgunlaşmanın hızlanması ile birlikte hasat edilen ürün miktarındaki artış, diğer taraftan ihracata giden ürün talebinde azalma ile patlıcan, sivribiber, salatalık ve kabakta fiyatlar düştü.” Bayraktar, nisan ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimlere ilişkin ise şöyle konuştu: “Ziraat odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre nisan ayında mart ayına göre 20.20.0 gübresi yüzde 1,8, amonyum sülfat gübresi yüzde 1,7 ve DAP gübresi yüzde 1,6 oranında artış gösterdi. Buna karşın ÜRE gübresi yüzde 2,6, amonyum nitrat gübresi ise yüzde 2,2 oranında düştü. Geçen yılın nisan ayına göre son bir yılda amonyum sülfat gübresi yüzde 40,2, ÜRE gübresi yüzde 38,7, DAP gübresi yüzde 31,2, amonyum nitrat gübresi yüzde 29,5 ve 20.20.0 gübresi yüzde 26,5 oranında arttı. Nisan ayında mart ayına göre süt yemi yüzde 3, besi yemi yüzde 2,7, son bir yılda süt yemi yüzde 49, besi yemi yüzde 47 oranında arttı.” Bayraktar, tarım ilacı fiyatlarında ise yüzde 56,6 oranında artış yaşandığını kaydetti.
İstanbul Türkiye’nin İnovatif Girişimcileri Avrupa Birliği’ne açılıyor Türkiye’nin teknoloji girişimciliği eko-sistemini buluşturan SMARTNET Lansmanı gerçekleştirildi. SMARTNET Projesi hakkında bilgilendiren Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, “Türkiye’nin çok başarılı girişimcilerini, Avrupa ekosisteminin büyük pazarıyla ve fonlarıyla buluşturan bir proje olacak” dedi. Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen, Yıldız Teknik Üniversitesi liderliğinde yürütülen SMARTNET Projesi kapsamında 30 Nisan’da Yıldız Teknik Üniversitesi’nde lansman düzenlendi. Düzenlenen lansman etkinliğine; Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz’ın yanı sıra teknoloji girişimleri, start-up’lar, KOBİ’ler, teknoloji arayüzleri, akademisyenler ve ilgili kurum temsilcileri katıldı. Girişimciler girişimlerini tanıtarak yatırımcılarla buluştu SMARTNET Projesinin girişimcilere sunduğu desteklerin ve yapay zeka alt yapısı ile geliştirilen girişimci network platformunun tanıtıldığı etkinlikte ayrıca özel bir “demo-day” oturumu düzenlendi. Bu oturumda proje kapsamında verilen eğitimlere katılarak mentorluk desteği alan ve yatırımcılarla buluşmak için gerekli kriterleri sağlayan girişimciler girişimlerini tanıtarak yatırımcılarla buluştu. Girişimciler ayrıca Avrupa Birliği girişimcilik eko-sistemini tanımak, ağ geliştirmek, şirketlerini ve ürünlerini tanıtarak yabancı yatırımcılarla buluşmak üzere Berlin’e gidecek. “En büyük etken paraya ve fona ulaşamamaktır” Lansmanda konuşan Prof. Dr. Tamer Yılmaz, “Bu proje aslında girişimcilerin fona, girişim sermayesi fonlarına ulaşımını kolaylaştırıyor. Buna hızlandırma diyoruz. Hızlandırma ne demek? Aslında kurulan girişimlerin büyüklüğü oranı belli bir süre sonra ölüm vadisi dediğimiz yere düşüyor. Orada da en büyük etken paraya ve fona ulaşamamaktır. Eğer biraz parası olsa fikir çok güzel iyi gidiyor. O ölüm vadisinden hızlıca geçecek ve yükselecek. İşte bu proje bunu sağlıyor. Biz burada ne yaptık? Yüzlerce girişimciye eğitim verdik, mentorluk verdik” dedi. “Avrupa ekosistemiyle ilgili onlara hukuksal destek vermeniz lazım” Nasıl fona ulaşılacağı ve nasıl iş planı yapılacağı hakkında girişimcileri bilgilendirdiklerini belirten Prof. Dr. Tamer Yılmaz sözlerine şunları ekledi: “Nasıl bütçelendirme yapılır ve değer önerisi oluşturulur bunları da anlattık. Ama yeterli değil. Bizim Avrupa Birliği fonlarına da ulaşmak gibi bir hedefimiz var. Çünkü Londra, Amsterdam, Berlin ve Paris gibi şehirlerde büyük ekosistemler var. Burada sunum yapan, seçtiğimiz 7 girişimciyi Berlin’e gönderiyoruz. Bizim Avrupa ekosistemiyle ilgili onlara hukuksal destek vermeniz lazım. Çünkü Türkiye’nin hukuku farklı. Avrupa’nın iş yapma hukuku farklı. Onlara Avrupa ekosistemiyle ilgili mentorluk vermeniz lazım. Yine onların yatırımcıyla buluşturmamız, yatırımcıya sunum yapmalarını ve sunum yaparken de nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlatmamız gerekiyor. Bu sayede orada sunumunda başarılı olsunlar. Bu proje de aslında onu sağlayacak. Türkiye’nin çok başarılı girişimcilerini, Avrupa ekosistemini büyük pazarıyla ve fonlarıyla buluşturan bir proje olacak.” “600’den fazla girişimci hemen platforma üye oldu” SMARTNET Projesi Takım Lideri Ufuk Batum ise “Biliyorsunuz Türkiye Girişimcilik ve Teknoloji ekosisteminde büyük bir arayış içerisinde. 20 yıldır uygulamada, teknoparklar kurduk. Teknoloji transfer ofisleri, bin 300’den fazla AR-GE merkezi, belki 300’den fazla tasarım merkezi kuruldu. Şimdi burada ne lazım? Belki de bu farklı yapıları konuşturan, yani mentorlarla girişimcileri, girişimcilerle, yatırımcıları buluşturan, eşleştiren, yapay zekayla bunları sıçratacak bir platforma ihtiyaç vardı. Avrupa Birliği ve Türkiye’nin desteklediği bu proje bağlamında bir platform lansmanını yaptık. İddialı ve çok da hızlı karşılık gördü. Çok kısa sürede 600’den fazla girişimci hemen platforma üye oldu. Üyelik; girişimler, mentorlar, eğitmenler tarafında tamamen ücretsiz. Demek ki oraya gelip profilinizi bırakıyorsunuz. Mentor arıyorsanız bir anahtar kelimelerle mentorlara talepte bulunabilirsiniz. Yatırımcı arayabilirsiniz. Tersine yatırımcı da belli teknoloji dikeyinde yatırım yapmayı düşündüğü şirketler arıyor olabilir” açıklamasını yaptı. “Start-uplarımızın değeri 2030’da 100 milyar dolar olacak” Son 20-25 yıla bakıldığında bu sürecin Türkiye’de öğrenme ile geçirildiğini belirten Ufuk Batum sözlerine şunları ekledi: “Altyapılar kurduk. Teknoparklar, binalar yaptık. Mevzuatla ilgili hibeler, destekler, programlar yaptık. Şimdi ben bunu 3-4 yıldır söylüyorum ve 3-4 yıldır da hakikaten de güzel şeyler oldu. Bizim platformumuzla Türkiye’deki girişimcilik ekosistemi çok büyük bir sıçrama yapacak. Yaptığımız yatırımların meyvesini bundan sonra toplayacağız. Çok nitelikli ve piyasa değeri olan şirketler ortaya çıkacak. Sadece 7 unicorn değil, 2030’a kadar Türkiye’de 25 tane unicorn ortaya çıkacaktır. Bugün bütün start-uplarımızın değeri, 40 milyar euro. Tahmin ediyorum 2030’da 100 milyar dolar olacak.”
Adana 6. Sanayi Odaklı Öğrenci Projeleri Yarışması sonuçlandı Adana Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü (AOSB) ve Çukurova Üniversitesi AOSB Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu işbirliğinde bu yıl 6’ncısı gerçekleştirilen Sanayi Odaklı Öğrenci Projeleri Yarışması’nda dereceye giren öğrenciler ödüllendirildi. Adana Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) Bölge Müdürlüğü Seyhan Salonu’nda Çukurova Üniversitesi AOSB Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’nun düzenlediği etkinlikte, farklı programlardan öğrencilerin projeleri yarıştı. Genç yeteneklerin sanayiye yönelik çözüm odaklı projeleriyle geleceğe yön verdiği etkinlik; saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından yarışmaya katılan projelerin jüri değerlendirme sürecini anlatan slayt gösterimi yapıldı. AOSB Bölge Müdürü Ersin Akpınar, açılış konuşmasında, bu tür yarışmaları sadece bir etkinlik olarak düşünmediklerini belirterek, “Biz girişimciliği ve sanayileşmeyi bu ülkenin esas enerji kaynağı olarak görüyoruz” dedi. Sanayileşmenin önemine vurgu yaparak, bu konuda insan kaynağının gerekliliğine dikkati çeken Akpınar, öğrencilere seslenerek, “Hepiniz farklı branşlarda eğitim görüyorsunuz. Gelecekte belki ara eleman değil aranan eleman olacaksınız. Üniversite sınavlarını önemsiyor olabilirsiniz elbette ancak, hayatın sadece bunlardan ibaret olmadığını bilmelisiniz” uyarısında bulundu. Öğrencilere kendilerine inanmalarını, yeteneklerini keşfetmelerini ve takım çalışmasını önemsemeleri tavsiyesinde bulunan Ersin Akpınar, “Zorlukla karşılaşacaksınız belki. Bazılarınız askerliği, bazılarınız evliliği bazılarınız çalışmayı önemseyecek ama her ne yapıyorsanız yapın üretkenliğinizi azaltmayın” dedi. Akpınar, yarışmada sadece dereceye girenleri değil yarışmaya katılan tüm öğrenciler, destekleyici kurumlar ve jüri üyelerini tebrik etti. AOSB’nin eğitime desteği Ç.Ü ARGE’den sorumlu Rektör Danışmanı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Karadağ ise yüksek okulun bölge sınırlarında yer almasının önemine dikkati çekerek, “Türkiye genelinde çok yüksek okul var ancak, bizim okulumuz kadar organize sanayiden destek olan okul duymadım. Bu nedenle AOSB yönetimine teşekkür ediyoruz” dedi. Üniversite ve sanayi işbirliği AOSB’de üniversite ve sanayi işbirliğinin sağlanabileceği en güzel ortamın oluşturulduğunu vurgulayan Karadağ, şöyle devam etti: “Tabi burada sanayicilerimizin bizim ürettiğimiz projelere verdiği desteği değerlendirmek gerekiyor. Her fikrin karşılığında bir değer görmesi çok önemli. O değeri görmediği takdirde yeni fikirleri ortaya atarken öğrencilerimiz çekingen kalabilirler. Burada her projenin değer gördüğüe tanık olmak bizleri ayrıca mutlu ediyor.” Bu yılki yarışmaya 41 projenin katıldığını belirten Prof. Dr. Faruk Karadağ, hepsinin çok kıymetli olduğunu çok güzel sonuçlar doğuracağına inandığını ifade ederek, “Bu projelerin gerçekleşmesinde emeği geçen AOSB Bölge Müdürlüğüne, öğrencilerimize, mentör hocalarına, jüri üyelerine ve destek verenlere teşekkür ediyorum. Öğrencilerimizin bu proje sayesinde ortaya koydukları takım çalışmasını ve yenilikçi düşünme kabiliyetlerini kutluyorum. Sevgili öğrencilerimiz unutmayınız ki hepiniz birer potansiyelsiniz yapabileceklerinizin sınırı yoktur” ifadelerine yer verdi. MYO Müdürü Prof. Dr. Nazım Aksaker’in konuşmasının ardından ödül törenine geçildi. Yarışmanın jüri üyeleri, bölüm başkanları ve mentör hocalarının teşekkür plaketi ile ödüllendirildiği yarışmada dereceye girenlere ödülleri törene katılan protokol tarafından verildi. Yarışmanın ilk üçe giren projeleri Yarışmada birincilik ödülünü “İnsansız hızlı yangın söndürme ve uyarı sistemi” projesiyle Tuğberk Yiğit Kaya ve Alihan Gül kazandı. “Yüz tanıma ile personel/öğrenci kontrol sistemi” projesi ile Emirhan Özdemir, Umut Kutay Kurşun, Meliha Girgis ve Mustafa Acar’ın ikinciliği kazandığı yarışmada üçüncülüğü ise “PLC ile Motor Yol Verme ve Motor Devrinin Kontrolü “ projesi ile Abdurrahman Kutlu ve Emre Kara elde etti. İyi fikirler kategorisi Yarışmanın “İyi Fikirler” kategorisinde birinciliği “Numune Taşıma” Projesi ile Merve Yaren Kopki, Gökçen Nur Güllüçayır, Yunus Emre Eroğlu ve Nuray Kütük, ikinciliği “Yangına ilk müdahale sistemi” projesi ile Gizem Demirci, üçüncülüğü ise “Termik Santral Modülü” projesi ile Berke Temizer, Barış Özgüven ve Hızır Özüner aldı.