EKONOMİ - 10 Aralık 2025 Çarşamba 11:37

Çavdarhisar’da Arazi Toplulaştırma projesi kapsamında tapu teslim töreni düzenlendi

A
A
A
Çavdarhisar’da Arazi Toplulaştırma projesi kapsamında tapu teslim töreni düzenlendi

Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü ile DSİ 3. Bölge Müdürlüğü tarafından yürütülen "Çavdarhisar Arazi Toplulaştırma ve Tarla İçi Geliştirme Hizmetleri" projesi kapsamında tapu teslim töreni gerçekleştirildi.


Bölgenin tarımsal kalkınması açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilen proje çerçevesinde düzenlenen tapu teslim törenine, Vali Yardımcısı Süleyman Ovalı, Kaymakam Murat Ak, Belediye Başkanı Halil İbrahim Topbaş, DSİ Genel Müdür Yardımcısı Faruk Fıratoğlu, DSİ Daire Başkanı Sinan Demirbaş, DSİ 3. Bölge Müdürü Kağan Şan, ilgili daire amirleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.



Çavdarhisar’da Arazi Toplulaştırma projesi kapsamında tapu teslim töreni düzenlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Evlilik sayısı düştü boşanma arttı Fen Edebiyat Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Şevket Ercan Kızılay evlenme sayılarında 2009 sonrası belirgin bir düşüş trendi görüldüğünü, boşanma oranlarının ise son 20 yılda artış göstererek kalıcı şekilde yüksek seviyelere ulaştığını ifade etti. Düzce Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliğinde, güncel veriler ışığında yeni bakış açıları geliştirmek ve gençlerin beklentilerini daha iyi anlamaya katkı sunmak amacıyla düzenlenen, "Gençlik ve Aile: Evlilikte Değişen Dinamikler, Üniversite Gençliğinin Evlilik Algısı" başlıklı panel gerçekleştirildi. Cumhuriyet Konferans Salonu’nda ki panelin açılış konuşmasını yapan Çocuk ve Gençlik Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hamza Aktaş, merkezin yıl boyunca çocuk ve gençlerin psikososyal, kültürel ve akademik gelişimlerini destekleyen çok yönlü çalışmalar yürüttüğünü ifade etti. Aile içi iletişim, gençlik sorunları, dijitalleşme ve değerler eğitimi gibi başlıklarda gerçekleştirilen eğitim ve seminerlerle hem öğrencilerde hem de ebeveynlerde güçlü bir farkındalık oluşturmayı hedeflediklerini belirten Aktaş, sosyal sorumluluk projeleriyle de toplumun çeşitli kesimleriyle etkili etkileşim sağlamaya çalıştıklarını dile getirdi. Panelin altyapısını oluşturan çalışmanın merkez bünyesinde görev yapan öğrenciler tarafından hazırlandığını ifade eden Aktaş, elde edilen verilerin gençlerin evlilik, ilişki ve aile kavramlarına dair bilinçli, sorgulayıcı ve karşılıklılığı önceleyen yeni bir bakış açısına sahip olduğunu gösterdiğini vurguladı. "Gençlerin evlilik algısı doğal olarak dönüşüyor" Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç; gençlik, aile ve evlilikte değişen dinamikler gibi çok katmanlı bir başlığın, özellikle üniversite gençliğinin bakış açısını anlamak açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Geleneksel ve modern evlilik biçimlerine değinerek geçmişte ailelerin tanıştırmasıyla şekillenen evlilik süreçlerinin bugün yerini bireylerin kendi sosyal çevreleri ve ilişkileri içinde kurdukları bağlara bıraktığını söyleyen Genç, günümüzün ekonomik şartları, sosyo-kültürel dönüşümü ve dijital çağın bireyselleştirici etkisinin, evlilik algısını doğal olarak değiştirdiğini de sözlerine ekledi. "Evliliğin merkezi değerleri saygı, sevgi, güven ve sadakat" Panelin ilk oturumunda Psikoloji Bölümü öğrencileri Nur Samioğlu ve Ayça Baytan, gençlerin evliliğe dair bakış açılarını anlamak amacıyla hazırladıkları akademik anket çalışmasının detaylarını paylaştı. Üniversite gençliğinin evlilik algısına göre; evliliği anlamlı kılan temel değerler arasında saygı, sevgi, güven ve sadakat öne çıktığını vurgulayan öğrencilerimiz, evlilikte rollerin paylaşımı konusunda gençlerin büyük bir bölümünün cinsiyete dayalı kalıplar yerine eşitliğe, uzlaşmaya ve ortak sorumluluk almaya dayalı bir model benimsediğini ifade etti. Kültürel farklılıklar konusunda ise iki eğilimin öne çıktığını söyleyen öğrencilerimiz bunların benzerliklerin iletişimi kolaylaştırdığı düşüncesi ve farklılıkların doğru iletişimle evliliği zenginleştirebileceği görüşü olduğunu açıkladı. Demografik veriler ışığında evlilikte değişen dinamikler Panelin diğer konuşmacısı Fen Edebiyat Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Şevket Ercan Kızılay, Türkiye’de evlilik ve aile yapısına ilişkin demografik değişimleri sosyolojik bir perspektiften değerlendirdi. Evlenme sayılarında 2009 sonrası belirgin bir düşüş trendi görüldüğünü, pandemi döneminde bu düşüşün daha da hızlandığını ancak güncel verilerin hala 2008 seviyelerine ulaşamadığını aktaran Kızılay, boşanma oranlarının ise son 20 yılda artış göstererek kalıcı şekilde yüksek seviyelere ulaştığını ifade etti. Türkiye’nin yüksek doğurganlık döneminden uzaklaşarak Avrupa tipi çok düşük doğurganlık seviyesine gerilediğini belirten Kızılay ilk evlenme yaşlarının ise kesintisiz biçimde yükseldiğini söyleyerek bu durumun evlilik davranışlarında yapısal bir gecikmeye işaret ettiğini vurguladı. Evlilikte psikolojik dayanıklılık ve sorumluluk Panelin son konuşmacısı Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Öğrenci Dekanı Prof. Dr. Mustafa Koç ise evlilik kurumunu psikolojik, kültürel ve gelişimsel süreçler üzerinden değerlendirdi. Aile dinamiklerinin zayıflamasıyla ortaya çıkan olumsuz davranış örüntülerine dikkat çekerek çocukların sevgi, güven ve ilgi eksikliğinin uzun vadede ciddi sosyal ve psikolojik sorunlara yol açtığını ifade eden Koç, sorumluluk bilinci gelişmedikçe bireylerin sorun çözme kapasitelerinin zayıfladığını; bu nedenle birçok evliliğin erken dönemde çatışma yönetimi zafiyeti sebebiyle yıprandığını dile getirdi. Evliliğin bir süreç olduğunu kaydeden Prof. Dr. Koç, evlilik kararı alınırken "Evlenmeli miyim?" sorusundan önce "Evliliğe uygun bir birey miyim?" sorusunun sorulması gerektiğinin altını çizerek, flört dönemindeki idealizmin, evlilik döneminin gerçeklikleriyle çatışabildiğini, evliliğin duygusal hazırlığın yanı sıra bilimle alakalı ve psikolojik olgunluk gerektirdiğini sözlerine ekledi. Panel, soru-cevap bölümünün ardından teşekkür belgesi takdimi ve fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Düzce Yapay zeka destekli bilim anlatıldı Düzce Üniversitesi Araştırma Dekanlığı tarafından düzenlenen "Yapay Zeka Destekli Bilim: Proje ve Makale Yazımında Büyük Dil Modellerinden Yararlanma Stratejileri" adlı seminer, gerçekleştirildi. Cumhuriyet Konferans Salonu’nda ki programa; Düzce Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Enver Bozdemir, Araştırma Dekanı Prof. Dr. Emine Tekin ile Düzce Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencileri katıldı. Düzce Üniversitesi Araştırma Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Murat Bulut, "Bugün burada, bilimsel üretimin dönüşümünde kritik bir eşik olan yapay zekâ destekli çalışmaları konuşmak üzere bir aradayız. Büyük dil modelleri, proje geliştirme ve makale yazım süreçlerinde artık yalnızca yardımcı araçlar değil; düşünceyi yapılandıran, veri yorumlamayı hızlandıran ve araştırmacıya yeni ufuklar açan güçlü birer bilimsel partner haline gelmiştir. Bu teknolojiler, araştırmacının yerini alan değil, onun üretkenliğini artıran ve zamanını daha stratejik noktalara yönlendiren çözümler sunuyor. Ancak bu süreçte etik kullanım, doğrulama mekanizmaları ve akademik bütünlük ilkesinin korunması da büyük önem taşımaktadır" ifadelerini kullandı. Programın davetli konuşmacısı Düzce Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Nurullah Kurutkan "Yapay Zeke Destekli Bilim: Proje ve Makale Yazımında Büyük Dil Modellerinden Yararlanma Stratejileri" başlıklı sunumunda, akademik üretim açısından büyük önem taşıyan proje ve makale yazımlarındaki yol ve yöntemlerden bahsetti. Akademik bilgi evreni hakkında genel bir değerlendirme yaparak sunumuna başlayan Kurutkan, geleneksel ve yeni nesil veri tabanlarıyla ilgili bilgiler paylaştı. Konuşmasını 9 başlık altında özetleyen Kurutkan, yöntem okuryazarlığı ve ölçme sorunu, akademisyen ve bilim çantası, güncel bilgi kaynakları, akademik yazım araçları başta olmak üzere konuyla ilgili bölümleri detaylı bir şekilde aktardı. Bilimde yapay zeka kullanımına yönelik stratejik fırsatları ve etik sorumlulukları da hatırlatan Kurutkan, katılımcıların proje ve makale yazımında büyük dil modellerinden yararlanma yöntemlerini uygulama örneği üzerinden anlatarak interaktif bir sunum gerçekleştirdi. Program, soru-cevap bölümünün ardından toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Balıkesir Burhaniye Uygulamalı Bilimler Fakültesi’nden özel çocuklara oyun alanı desteği Balıkesir Üniversitesi Burhaniye Uygulamalı Bilimler Fakültesi (BUBFA) öğrencileri, sosyal sorumluluk projesi kapsamında Edremit Özel Özgüven Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde özel çocuklar için oyun alanı oluşturdu. "BUBFA ile Minik Ellere Oyun Alanı" adıyla "Küçük Adımlar Büyük Mutluluklar Getirir" mottosuyla hayata geçirilen proje, çocukların fiziksel, sosyal ve bilimsel gelişimlerini desteklemeyi ve günlük yaşam becerilerini oyun temelli etkinliklerle güçlendirmeyi amaçladı. Projenin ilk aşamasında merkez içerisinde özel çocukların ihtiyaçlarına yönelik güvenli, mobilyalı ve destekleyici ekipmanlarla donatılmış bir oyun alanı hazırlandı. Eğitici materyallerle zenginleştirilen bu alan, kapsamlı bir oyun odasına dönüştürüldü. Oyun odasının açılışına Burhaniye Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Oğuzhan İlban, Edremit Özel Özgüven Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Saadettin Koç ve Fakülte Öğretim Elemanı Arş. Gör. Setenay Melek Yurttabir katılarak çocuklarla bir araya geldi. Açılışın ardından Dekan Prof. Dr. M. Oğuzhan İlban’ın danışmanlığında Finans ve Bankacılık Bölümü 3. sınıf öğrencileri Mehmet Ali Kılıç, Dilara Karadayı, Melike Çalık, Ayşegül Dolkan, Ebru Yaman ve Mesude Mehri Düzgün’den oluşan proje ekibi; kasiyer oyunu, puzzle, yüz boyama ve çeşitli aktiviteler gerçekleştirdi. BUBFA Dekanı Prof. Dr. M. Oğuzhan İlban, yaptığı konuşmada, özel çocuklar için uygun ve güvenli bir öğrenme ortamı oluşturmanın önemine dikkat çekerek, bu tür projeleri desteklediklerini ve özveriyle çalışan öğrencileri tebrik ettiğini belirtti. Burhaniye Uygulamalı Bilimler Fakültesi’nin, topluma dokunan sosyal sorumluluk projelerini eğitim anlayışının önemli bir parçası olarak gördüğü ve benzer çalışmalarla sürdürülebilir farkındalık oluşturmayı hedeflediği kaydedildi.