EĞİTİM - 05 Nisan 2024 Cuma 11:30

Gediz’de orman yangını gönüllülük eğitimi

A
A
A
Gediz’de orman yangını gönüllülük eğitimi

Gediz Orman İşletme Müdürlüğünce Öğretmen ve İmam Hatiplere yönelik Orman Yangını Gönüllülük Eğitimi verildiği bildirildi.


Gediz Orman İşletme Müdürlüğü tarafından İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde görevli öğretmenler ile İlçe Müftülüğünde görevli İmam Hatiplere orman yangınlarında daha etkin ve aktif olunması amacıyla yapılan çalışmalar çerçevesinde Orman Yangını Gönüllülük Eğitimi verildi.


Gediz Orman İşletme Müdürü Atakan Kaynar ve Orman Mühendisi A. Başar Kavcin tarafından gerçekleştirilen eğitime 46 Milli Eğitim Müdürlüğü personeli ve 15 Müftülük personeli olmak üzere toplam 61 kişi katıldı.


Eğitimde orman yangınına müdahale, kişisel koruyucu donanımlar, iş güvenliği ve orman yangınında kullanılan araç, gereç-ekipmanlar hakkında teorik ve pratik bilgiler verildi. Eğitim sonunda uygulamalı tatbikat ve sınav yapıldı. Sınavda başarılı olanlara katılımcılara "Orman Yangını Gönüllüsü" kimlik belgeleri verilecek.



Gediz’de orman yangını gönüllülük eğitimi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Vali Mustafa Çiftçi, Doğu Anadolu Erzurum Kitap Fuarı’nın açılışına katıldı Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, bu yıl altıncısı düzenlenen Doğu Anadolu Erzurum Kitap Fuarı’nın açılışına katıldı. Erzurum Büyükşehir Belediyesi tarafından Recep Tayyip Erdoğan Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen kitap fuarının açılış töreninde bir konuşma yapan Vali Çiftçi, “İlerlemenin, üretmenin, gelişimin ve değişimin şekilleneceği; kültürümüzü ve bizleri yarınlara taşıyacak en önemli unsur, okumaktır. Bizler ilk emri “oku” olan, kalemin kılıçtan keskin olduğunu bilen, ilmin sadırlarda değil satırlarda olduğuna inanan insanlarız.” dedi. Vali Çiftçi konuşmasını şöyle sürdürdü, “Okumak insanın kişisel gelişimini sağlar, düşünce yapısını, hayal dünyasını geliştirir, sözcük dağarcığını arttırır, insana bilgi ve birikim kazandırır. Çünkü ‘Kitap; dilsize dil, gözsüze göz, güçsüze güçtür.’ İnsan, öğrenmek üzere yaratılmış bir varlıktır. Peygamberimiz (S.A.S.) ‘Hikmet ve ilim mü’minin yitik malıdır, onu nerede bulursa alır.’ buyurmaktadır. Ecdadımız da bu buyruğa uyarak sadece dinî ilimlerde değil, diğer ilimlerde de zamanlarına göre ileri gitmiş; nice ilim adamları yetiştirmek suretiyle müspet ilimlerin temellerini atmışlardır. Bizler de onlar gibi eğitim, kültür, teknik, medeniyet kısacası her alanda ilerlemek için bilmeye, öğrenmeye hiç ara vermemeliyiz. ‘Henry Ford ‘İnsan öğrenmeyi bıraktığı gün yaşlanır, öğrenmeyi terk eden kişi yirmisinde de olsa, sekseninde de olsa yaşlıdır’ diyor. Konfüçyüs’ün ‘Öğrenmek, akıntıya karşı yüzmek gibidir; ilerleyemediğiniz taktirde gerilersiniz.’ tespiti de oldukça önemli.’ Toplum olarak kitapla, kütüphanelerle, kitap fuarlarıyla olan irtibatımızı sürekli artırmamız gerektiğini vurgulayan Çiftçi: “Söz konusu fuarlara olan ilgi gösteriyor ki, Türkiye’nin gençleri gelişime açık, geleceğe yön verme kabiliyetine sahip ve okumaya heveslidir. Bu hevesin artırılmasına vesile olan ve Türkiye’nin en önemli fuarlarından biri haline gelen kitap fuarının ilimiz, hemşehrilerimiz ve kitapseverler için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum.” dedi. Doğu Anadolu Erzurum 6. Kitap Fuarı, 17-26 Mayıs 2024 tarihleri arasında Recep Tayyip Erdoğan Fuar Merkezi’nde kitapseverlere açık olacak.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çiftçilere müjde üstüne müjde: "Yeni bir tarım ve kırsal kalkınma süreci başlatıyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tarımın ana vatanı olan Anadolu’da yeşil kalkınma ve yerelden kalkınma ilkesiyle yeni bir tarım ve kırsal kalkınma süreci başlatıyoruz. Küçük ekipman kredisi limitini 150 bin liradan 250 bin liraya çıkarıyoruz. Küçükbaş hayvan üreticilerimize işlerini büyütmeleri, hayvan sayılarını çoğaltmaları, atıl işletme kapasitelerini üretime kazandırmaları amacıyla verilen kredinin limitini de 400 bin liradan 600 bin liraya getiriyoruz. Büyükbaş süt hayvancılığı ile iştigal eden üreticilerimiz için bu rakamı 1 milyon liradan 1,5 milyon liraya yükseltiyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde "Sürdürülebilir Tarım ve Tarımda Markalaşma" temasıyla düzenlenen Ziraat Bankası Tarım Ekosistemi Buluşması’na katıldı. Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1863 yılından beri Ziraat Bankası’nın Türk tarımının lokomotifi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Savaş dönemleri dahil ülkemizin yokluk günlerinde bankamız çiftçinin, esnafın, tüccarın, girişimcinin yanında yer aldı. Üreticilerimizin insanımızın iliğini sömüren tefecilerin ve faiz lobilerinin pençesine düşmemesi noktasında hayati rol üstlendi. Ziraat Bankası dün olduğu gibi bugün de ülkeyi ve milleti önceleyen duruşunu muhafaza ediyor. Şunu bir kez daha hatırlatmak isterim, Ziraat Bankası sadece kar peşinde koşan bir banka değildir. Bunun yanı sıra Ziraat, ihtiyaç duydukları anda çiftçinin, esnafın, sanayici, tüccar ve ihracatçının elinden tutan bir kara gün dostudur. Her iktisadi teşekkül çalışmalarını sürdürmeyi, yeni yatırımlarla faaliyet sahasını büyütmeyi ve genişletmeyi hedefler. Ziraat Bankamızın da hem ülke içinde hem de yurt dışında mevcudiyetini artırdığını görmekten artık memnuniyet duyuyorum. 2015 yılında Ziraat Katılım’ın faaliyete geçmesiyle birlikte bankamız hızla gelişen alternatif finans piyasasında da yerini almıştır. Biraz evvel genç ve kadın çiftçilerimiz ile kooperatif ürünlerinin yer aldığı stant alanını ziyaret ettik. Ülkemiz tarımının çeşitliliğine ve zenginliğine burada tekrar şahit olduk. Bu hazineyi ne kadar ileriye taşırsak Türkiye için o kadar iyi olacaktır. Tabii bunun için tarım sektörünün tüm paydaşlarının el ele vermesi, iş birliği ve dayanışması içinde hareket etmesi mühimdir. Tarım sektörünün bütün aktörlerini aynı zamanda buluşturan bu tarz programlar anlayış birliğinin tesisini de kolaylaştırmaktadır" dedi. "Eski muhalefet tarzının da raf ömrünü tamamladığı görülüyor" 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde Ankara’da Ziraat Odası Başkanları ve üretici birlikleriyle bir araya geldiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tarımda son 21 yılda nereden nereye geldiğini karşılaştırmalı olarak çok detaylı bir şekilde ortaya koyduklarını ifade etti. Muhalefetin saman ithalatı söylemine tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’de muhalefetin ezberi olan tarım bitti tezlerinin ne kadar içi boş, temelsiz ve gerçek dışı olduğunu rakamlarla ispat ettik. Biraz önce Tarım ve Maliye Bakanlarımız da yaptıkları konuşmalarla bunu tekrar teyit ettiler. Özellikle hemen her sene tedavüle konan saman ithalatı söylemi tarım sektörünün tüm paydaşlarına yapılmış bir hakarettir. Türkiye gerçekler yerine çarpıtmalar, özellikle bunun üzerinden muhalefeti artık geride bırakmalıdır. Açıkçası eski muhalefet tarzının da raf ömrünü tamamladığı görülüyor. Bunun yerine eleştirel ama daha yapıcı bir anlayışın ikame edilmesi ülkemiz için şüphesiz daha faydalı olacaktır. Biz de böyle olmasını arzu ve ümit ediyoruz. Elini vicdanına koyan herkesin kabul ettiği hakikat şudur. Ülkemizin son 21 yılda başarı hikayesi yazdığı alanların en başında tarım, hayvancılık ve su ürünleri vardır. Bunu söylerken elbette her şey güllük gülistanlık diyemeyiz" diye konuştu. "Kırmızı ve beyaz et fiyatlarında son dönemde yaşanan dalgalı hareketleri yok sayamayız" Dünyadaki tüm ülkeler gibi Türkiye’nin de sıkıntıları olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tarımsal girdi fiyatlarındaki artış çözmemiz gereken buna benzer sorunlarımız var. Kırmızı ve beyaz et fiyatlarında son dönemde yaşanan dalgalı hareketleri yok sayamayız. Gübre fiyatlarındaki artışlarından gündelik ve sürekli işçi eksikliğine kadar farklı alanlarda yükselen şikayetlere kulaklarımızı tıkayamayız. Başarılarımızla birlikte halen problem üreten alanların farkındayız. Muhasebemizi yaparken dengeli ve objektif bir şekilde kendimize ayna tutuyoruz. Amacımız güçlü ve zayıf yanlarımızı en doğru biçimde tespit etmektir. Tarımda da durum farklı değildir. Burada da çözüm odaklı bakış açısıyla hareket ediyoruz. Başarılarımızın sayısını artırmanın, eksiklerimizi gidermenin derdindeyiz. Problemlerimize ortak akılla çözüm yolları geliştirmeye çalışıyoruz. Tarım sektörümüzün 21 yılda elde ettiği başarıların değersizleştirilmesine mahal vermeden milletimizin en çok şikayet ettiği hususlara odaklanarak Türkiye’yi hep beraber hedeflerine ulaştıralım istiyoruz. Bakınız burada şu hususu tüm samimiyetimle söylemek isterim, milli meselemiz olan tarımda biz hiç kimseye kapımızı kapatmadık. Türkiye’nin tarım eko sistemini geliştirmek için herkesin fikrine, katkısına, eleştirisine, önerilerine sonuna kadar açığız. Yeter ki, tarım konusu ezberlere ve ön yargılara kurban edilmesin. Yeter ki, cımbızla çekilen bir ürün üzerinden sektöre haksızlık yapılmasın. Allah’ın izniyle gerisi biraz gayret ve emekle zaten kolayca gelecektir" ifadelerini kullandı. "Asya, Amerika, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki bir çok gerilimin altında su kaynaklarıyla ilgili anlaşmazlık yatıyor" Geçtiğimiz asırda yer altı kaynaklarının ön planda olduğunu; petrol, elmas ve diğer yer altı zenginlikleri için oluk oluk kan aktığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir damla petrolü bir damla kandan daha kıymet gören sömürgeciler bunları tahakküm altına almak için her yola başvurdu. Binlerce kilometre öteki ülkeleri işgal ettiler. Avrupa’dan Afrika’ya saldırdılar. Tüm imkanlarıyla Afrika’nın zenci evlatlarını ne yazık ki imkanlarını helikopterlerle elmaslarını altınlarını Avrupa’ya taşıdılar. İnsanları topraklardan sürdüler. Eli kanlı diktatörleri desteklediler. Yerli halkı uyuşturucuya alıştırarak ekonomik, sosyal ve siyasal bakımdan kendilerine tamamen bağımlı hale getirdiler. Bize insan hakkı dersi veren Batılı ülkelerin Kongo’da, Cezayir’de, Kenya’da, Somali’de, Güney Afrika’da ve daha pek çok Afrika ülkesinde neler yaptığını çok iyi biliyoruz. Bu ülkeleri ziyaretimizde sömürgecilerin acımasız yüzünü bizzat görme fırsatı bulduk. Yeni ve çok daha sinsi yöntemlerle sömürü düzeni hala devam ediyor. Ancak içinde bulunduğumuz yüzyılda aynı kavganın tarım alanları, su ve gıda için verileceği anlaşılıyor. Dünyanın gelişmiş ülkeleri Afrika’da tarım arazisi kiralamak için büyük bir yarış içindeler. İklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle birlikte su kaynakları ve havzaları birer çatışma hattına dönüşüyor. Asya, Amerika, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki bir çok gerilimin altında su kaynaklarıyla ilgili anlaşmazlık yatıyor. Covid 19 salgını ve Rusya Ukrayna savaşında tüm ülkelerin gıda arz ve güvenliğini temi için nasıl kıyasıya mücadeleler verdiğini unutmayalım. Türkiye’nin gayretleriyle hayata geçirilen Karadeniz Girişimi olmasaydı başta Afrika ülkeleri olmak üzere bir çok yerde kıtlık yaşanacaktı. Açlık tehdiyle karşı karşıya kalan insanlar hayatını kaybedecekti. Biz buna kayıtsız kalmadık. Toplam 33 milyon ton tahılın Boğazlarımızdan güvenli geçişini sağlayarak durumun iyice kontrolden çıkmasına engel olduk. Şunu bir defa görmemiz lazım. Tarımın önemi azalmayacak bilakis daha da artacaktır. Her yeni küresel kriz gıda üretimi ve tedarikinin ne kadar stratejik bir alan olduğunu teyit etti" ifadelerini kullandı. "Ziraat Bankalarımızın kullandırdığı tarım kredilerinin tutarı 480 milyar lirayı aşmış durumdadır" Tarımı sadece ekonomi için değil milletin bekası için de hayati önemde bir sektör olarak gördüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı’nın temel unsurları arasında tarım, hayvancılık, kırsal kalkınma ve tüm bu alanlarda verimlilik artışının ayrı bir yeri var. Son 21 yılda bunun alt yapısını güçlendirme yolunda önemli adımlar attık. Tarım desteklerini hem çeşitlendirdik hem de ciddi oranda yükselttik. Tarım Kredi Kooperatiflerimiz sektörün ve çiftçini daima yanında oldu. Çiftçilerimizin finansman ihtiyacını karşılamak üzere Ziraat Bankalarımızın kullandırdığı tarım kredilerinin tutarı 480 milyar lirayı aşmış durumdadır. Bu kredilerden yararlanan çiftçilerimiz sayısı 1,2 milyonu aştı. Bizim gayemiz insanları doğdukları yerde doyar hale getirmektir. Tarımın ana vatanı olan Anadolu’da yeşil kalkınma ve yerelden kalkınma ilkesiyle yeni bir tarım ve kırsal kalkınma süreci başlatıyoruz. Kırsal kalkınma hibe programlarımızı üretim planlamasını dikkate alarak yeniden düzenledik. 2024 yılı kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi programı hibe desteğine esas proje limitini 7 milyon liradan 14 milyon liraya yükselttik. 5 milyar lira hibe desteği sağlayacağımız 7 bin projeyi ve hak sahiplerini bugünden itibaren Tarım ve Orman Bakanlığımız açıklamaya başlayacak. Bu projelerle toplam 13 milyar lira yatırım yapılacak olup yaklaşık 20 bin vatandaşımıza istihdam sağlayacağız. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçilerimiz için ilk kez hayata geçen yeni tarımsal kredi uygulamalarını aybaşında kamuoyu ile paylaştı. Üretim planlaması kapsamında üretim ve sözleşmeli üretim yapan çiftçilerimiz ilk defa ilave faiz kar payı indiriminden faydalanabilecek. Organize tarım bölgesi yatırımı yapacak üreticilerimize ve birinci derecede tarımsal amaçlı örgütlerimize de ilk defa ilave faiz indirimi uygulanacak" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çiftçiye müjde üstüne müjde Ziraat Bankasının da yeni müjdelerle sektöre verdiği desteği arttığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Küçük ekipman kredisi limitini 150 bin liradan 250 bin liraya çıkarıyoruz. Küçükbaş hayvan üreticilerimize işlerini büyütmeleri, hayvan sayılarını çoğaltmaları, atıl işletme kapasitelerini üretime kazandırmaları amacıyla verilen kredinin limitini de 400 bin liradan 600 bin liraya getiriyoruz. Büyükbaş süt hayvancılığı ile iştigal eden üreticilerimiz için bu rakamı 1 milyon liradan 1,5 milyon liraya yükseltiyoruz. Her zaman söylüyorum gençlerimiz bizim geleceğimiz. Gençlerin tarım alanında iş ve işletme sahibi olmalarını teşvik ediyoruz. Ülkemizdeki genç nüfusa tarım dahil ne kadar fazla alternatif iş kolu oluşturabilirsek ekonomimiz için o kadar güzel olacaktır. Genç çiftçi kredisinin limitini 1,5 milyon liradan 2,5 milyon liraya artırıyoruz. Kadın çiftçi kredisi limitini de aynı şekilde 1,5 milyon liradan 2,5 milyon liraya yükseltiyoruz. Ziraat Bankamızın bu müjdeli haberlerinin de çiftçilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu kredilerin katkısıyla tarım sektörümüz geliştikçe inşallah Türkiye daha müreffeh, milletimiz daha huzurlu, geleceğimiz daha aydınlık daha güvenli olacaktır" dedi.
İstanbul Avcılar’da "Sezai Karakoç" temalı Hitabet Yarışması’nın finali gerçekleştirildi Avcılar’da "Sezai Karakoç" temalı liseler arası ödüllü Hitabet Yarışması’nın Finali, düzenlenen programla gerçekleştirildi. Avcılar İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü ve İlim Yayma Cemiyeti Avcılar Şubesi iş birliğiyle düzenlenen "Sezai Karakoç" temalı liseler arası ödüllü Hitabet Yarışması Finali, Doğa Koleji Avcılar Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Programa, Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi Mehmet Baki Öztürk, İl Millî Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı ve Bakan Danışmanı Mahmut Bıyıklı, protokol üyeleri, öğretmen ve öğrenciler katıldı. Etkinlikte birincilik ödülünü kazanan Avcılar Mehmet Baydar Anadolu Lisesi öğrencisi Amina Hüseyin oldu. Hitabet sanatını teşvik eden etkinlik büyük ilgi topladı. Program ödül takdimi ve fotoğraf çekimlerinin ardından sona erdi. “Sezai Karakoç, hayatı ve eserleriyle diriliş neslinin yetişmesi için çabalayan bir fikir ve gönül adamıydı” Emeği geçen herkese teşekkürlerini ileten Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi Mehmet Baki Öztürk, "Zihin ve gönül dünyalarını süsleyen, düşüncelerini bir hatip gibi bizlere sunan öğrencilerimizi tebrik ediyorum. Talim ve Terbiye Kurulu olarak, öğrencilerimizin zihin ve fikir dünyalarını zenginleştiren bu tür etkinlikleri çok önemsiyoruz. Sezai Karakoç, hayatı ve eserleriyle diriliş neslinin yetişmesi için çabalayan, mücadeleden kaçınmayan bir düşünce ve gönül adamıydı. O, bizlere dirilişin müjdesini verirken, bunun için gereken çabayı da yaşantısı ve bıraktığı eserlerle gösterdi" şeklinde konuştu. “Sezai Karakoç, ruhlardaki anlam arayışını dirilterek tarih huzurunda yüzü ak durmayı başaran bir gönül işçisidir” İl Millî Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür ise, "Şehrimizin farklı ilçelerinde, gönül ve fikir dünyamızı besleyen isimlerin adıyla düzenlenen hitabet yarışmalarını çok değerli buluyoruz. Hitabet, kendini ifade etmenin yanı sıra araştırma, öğrenme ve analiz edip yorumlama yeteneği gerektiren bir beceridir. Öğrencilerimizin, ülkemizin fikir adamlarının eserlerini okuyarak, gelecek tasavvurlarını içselleştirmesi ve aktarması, bu etkinlikleri daha da anlamlandırmaktadır. Sezai Karakoç; ruhlardaki anlam arayışını dirilterek, tarih huzurunda yüzü ak durmayı başaran bir gönül işçisiydi. Fikri, edebi ve insani eksende sunduğu eserleri ve düşünceleri ile anlam dünyamızı zenginleştiren bir edip, sanatkar ve aksiyon adamıdır. Onun şahsiyetini, yaşantısını ve eserlerini anlamlandırabilmek, bizler ve siz değerli öğrencilerimiz için çok önemli bir ışık kaynağı olacaktır" dedi. “Diriliş külliyatı milletimizin olduğu kadar insanlığın da kurtuluş külliyatıdır” Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı da, "Sezai Karakoç, şehirlerin kapalı ve kirlenmiş havasına taze dağ havası getiren bir diriliş öncüsüydü. Ömrünü medeniyetimizin yeniden dirilişi davasına vakfeden bu müstesna şahsiyet, Rabbimizin milletimize adeta bir armağanıydı. Yazdıklarıyla ve yaşadıklarıyla örnek ve öncü oldu. Diriliş külliyatı, milletimizin ve insanlığın kurtuluş rehberidir. Necip Fazıl’ın ’Abdülhamid’i anlamak her şeyi anlamak olacaktır’ sözünü hatırlatarak, Sezai Karakoç’u anlamak da her şeyi anlamak demektir. Çünkü o, çağın sorunlarına her alanda çözüm üretmiş, gençlerimizin okuması gereken bir yazardır" ifadelerini kullandı.
Muş 1984 Muşspor’da tek hedef final TFF 3. Lig’in 4. Grup Play-off yarı final ilk maçında Sebat Gençlikspor’a 1-0 mağlup olan Muşspor, deplasmanda oynayacağı ikinci maçın hazırlıklarına başladı. TFF 3. Lig play-off yarı final ilk maçında Sebat Gençlikspor’a kendi sahasında 1-0 mağlup olan 1984 Muşspor, deplasmanda oynayacağı maçın hazırlıklarını yaptığı antrenmanla sürdürdü. Antrenmanlarda taktiksel çalışmaların yanı sıra oyuncuların fiziksel ve mental durumlarına da özel önem veriliyor. Taraftarların da desteğiyle moral bulan futbolcular, Sebat Gençlik Spor karşısında turu geçip final oynamak istiyor. 1984 Muşspor, deplasmanda oynayacağı bu önemli maçta Sebat Gençlikspor karşısında avantajlı bir skor elde edip finale yükselmeyi hedefliyor. Taraftarlar da deplasman öncesi takımlarına destek olmak için antrenmanı takip etti. Antrenmanda gazetecilere açıklamalarda bulunan Muşspor Teknik Direktörü Ercümend Coşkundere, “Enerjimiz yüksek, çocukların moralleri iyi, çünkü oynanan oyun onlara ayrı bir güven verdi. Yani evet, mağlup olduk ama kötü bir oyun değil. Pozisyona girdik, kaçırdığımız goller var, talihsiz bir gol yedik. Ama bunu bilmemiz, orada onların yeneceğimiz ve final oynayacağımız düşüncesini daha da arttırıyor bizim için. İnşallah orada kazanıp, finalde de şampiyon olup, Muş’un tarihine isimlerimizi güzel bir şekilde yazdırmak istiyoruz” dedi. "İlk maçta biraz şanssızlıklar oldu" Muşspor Futbol Şube Sorumlusu Kürşat Duymuş ise, “İlk maçta biraz şanssızlıklar oldu. Oynadığımız maçta rakibe çokta pozisyon vermedik. Şanssız bir golle mağlup olduk. Bunlar futbolun içerisinde var. Maçın ikinci ayağı var. Ben futbolumuza güveniyorum. Biz iyi futbol oynayan bir takımız. Onların burada gelip bizi o futbolla yenme gücü varsa biz de onları orada yenebiliriz. Bu da bizim dikkat etmemiz gereken şeylerden bir tanesi. Orada mutlaka pozisyonlar bulacağız. Bizim takım deplasmanda iyi oynayan bir takım. Yakaladığımız pozisyonları gole çevirebilirsek turu geçen taraf oluruz. Arkadaşlarımız çok iyi çalışıyorlar. Hocamız da maçın analizini yapıyor. Hocamız arkadaşlarımızın eksiklerini ve iyi yaptığı şeyleri anlatıyorlar. Ben orada finale kalan taraf bizim olacağını düşünüyorum. İnşallah biz o inançlarla beraber gidiyoruz” şeklinde konuştu.