GENEL - 13 Temmuz 2018 Cuma 12:26

Kütahya’da ’Hayata sanatlı gülümse’ projesi

A
A
A
Kütahya’da ’Hayata sanatlı gülümse’ projesi

Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, Kütahya Belediyesi Kadın Çalışma Merkezinin ’Hayata sanatla gülümse’ temalı kurs sonu sergisine katıldı.

Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, Kütahya Belediyesi Kadın Çalışma Merkezinin ’Hayata sanatla gülümse’ temalı kurs sonu sergisine katıldı.


Zafer Kalkınma Ajansı’ndan alınan hibe desteğiyle restore edilip şehre kazandırdığı, Kütahya Belediyesi Kadın Çalışma Merkezi’ndeki ’Hayata sanatla gülümse’ temalı MS ve Epilepsi hastası kursiyerlerin düzenlemiş olduğu kurs sonu sergisinin açılışı düzenlenen törenle gerçekleştirildi.


Kütahya Belediyesi Kadın Çalışma Merkezi MS ve Epilepsi hastası kursiyerlerinin kurs sonu sergisinin açılışında konuşan Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, AB Dış ilişkiler ARGE ve Strateji Geliştirme Koordinasyon Birimi tarafından hazırlanan ve Zafer Kalkınma Ajansına sunulan Kütahya Belediyesi Kadın Çalışmaları Merkezi projesi 82,5 puan alarak hibe desteği almaya hak kazandığını belirtti.


Proje kapsamında Kütahya Belediyesi Zafer Kalkınma Ajansı’ndan alacağı yaklaşık 1 milyon TL hibe ve yaklaşık 600 bin TL katkı payı ile ilimizde atıl durumda bulunan iki konağımızı restore ederek Kütahya’mıza yeni bir kadın çalışmaları merkezi kazandırıldığını ifade eden Başkan Saraçoğlu, "Dezavantajlı grupların, kadınların sosyal hizmetlere erişimini ve sosyo-ekonomik yaşama entegrasyonunu kolaylaştıracak kadın Çalışmaları Koordinasyon Merkezi TR33 bölgesinin yaşanabilirlik düzeyini ve beşerî sermayesini arttırmak suretiyle bölgenin sosyo-ekonomik dönüşümüne katkı sağlayacak altyapıların oluşturulması genel amacına katkı sağlanacaktır. Çünkü Kütahya Belediyesi Kadın Çalışmaları Merkezi’nde verilecek eğitim ve kurslar kadının dolayısı ile ailenin ve toplumun yaşam kalitesinin yükselmesine katkıda bulunacaktır. Söz konusu eğitimler ile Kadın Çalışmaları Merkezi’nde kadınlarımıza yönelik el sanatları kursları düzenlenerek öğrendikleri ile girişimciliğe atılabilmeleri veya iş gücü piyasasının talep ettiği nitelikli personel yetiştirilmesine katkıda bulunulması hedeflenmektedir. Ayrıca unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarımızın nesilden nesle aktarılması da amaçlanmaktadır. Bu amaçla elimizde yaygın bir sektör/el sanatı haline gelmiş olan Çini İşletmeciliği başta olmak üzere, Nakış, İğne Oyası, Keçe, Deri İşleme, Gümüş İşleme, Takı Tasarım, Ahşap Oyma, Kağıt Rölyef, Resim, Bez Bebek ve Eva bebek yapımı gibi el sanatları alanlarında çalışmalar yapılmaktadır.


Başta Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü olmak üzere, Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü gibi kurumlarla ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ile iş birliği yapılarak aile refahının korunması, evlilik öncesi eğitim ve aile danışmanlık hizmetlerinin etkinleştirilmesi, sosyal yardım ve hizmetlerin aile temelli sunulması, genç nüfusun yarattığı demografik fırsat penceresinden azami derecede faydalanılması öngörülmektedir. Kadın Çalışmaları Merkezi ilk çalışmalarını Kütahya Girişimci Kadınlar Derneği (KÜGİKAD) ile iş birliği içinde gerçekleştirmiştir. Dernek üyeleri olan sanatçılar merkezimizde eğitimler düzenlemiş ve bu eğitimlere katılan ilk dezavantajlı olarak tanımlanan grubumuz ise MS ve epilepsi hastalığı tanısı konan hanım kardeşlerimiz olmuştur.Merkezimizde sanatsal ve psikolojik rehberlik yapılarak kursiyerlerimizin dezavantajlarına rağmen faaliyetlerde başarılı bir şekilde yer aldıklarını gördük. Kütahya Belediyesi Kadın Çalışmaları Merkezi’nde hedef kitlemiz kadınlardır. El sanatları programları 5-6 kişilik küçük gruplar oluşturularak, haftada bir gün 5 saatlik toplamda 12 hafta ve 60 saatlik kurs programı şeklinde uygulanmıştır. Kurslara yapılacak talebe göre kurs programı açılır, talep azlığında ilgili el sanatlarının kurs programı ertelenecek olup, yapılacak iş birlikleri ile düzenlenecek seminerlerde ise katılıma göre uygun seminer tarihi belirlenerek kadınlarımıza oturumlar halinde seminer verilecektir" dedi.


Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, açılışın ardından sergide incelemelerde bulunarak kursiyerlere sertifikalarını takdim etti. (EFE)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri İşaret diliyle ‘afeti’ öğrendiler Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’nin yaşadığı ‘yüzyılın afeti’ şeklinde nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, toplumun eğitimi ve bilgilendirilmesi noktasında özel gereksinimli bireyler için de seminerler düzenliyor. Bu çerçevede Büyükşehir Belediyesi KAYMEK tarafından AFAD Akrediteli Kentsel Arama Kurtarma Ekiplerine İşaret Dili Afet Yönetimi Semineri gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi geçen yıl şubat ayında "asrın felaketi" olarak nitelenen depremlerin ardından, Kayseri’yi depreme daha dirençli hale getirmek ve insanları tüm kuruluşlarla iş birliği halinde tutmak amacıyla birçok çalışma gerçekleştiriyor. Bu çalışmalar çerçevesinde tüm vatandaşların afetlere karşı bilinç düzeyini arttırmayı hedefleyen Büyükşehir Belediyesi engelli bireyleri de unutmadı. Buna göre Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda, KAYMEK, AFAD Akrediteli Kentsel Arama Kurtarma Ekiplerine İşaret Dili Afet Yönetimi Semineri düzenledi. KAYMEK İşaret Dili Eğitmeni Rabia Canan Gökçek tarafından verilen seminerde engelli bireylere afet hazırlığı nedir, nasıl yapılır, aşamaları nelerdir, bir engelli bireyin afete hazırlanması için neler yapması gerekir gibi birçok konu anlatıldı. Gökçek, İşaret Dili ve rakamları, fiiller, duygular, vücut ve sağlık, zaman dilimleri, iller, deprem sonrası işitme engelli vatandaşlarla iletişim kurmak için elzem cümleler gibi konularda da katılımcılara önemli bilgiler verdi. Seminere, Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Daire Başkanı Gonca Arın da katıldı.
Samsun Pişmiş topraktan yapılan lahitler dikkat çekiyor Helenistik ve Roma dönemine ait pişmiş topraktan yapılan tek tekneden oluşan silindirik formlu lahitler ve insan iskeleti, Samsun Müzesinde görenlerin ilgisini çekiyor. Samsun Müzesi, açıldığı tarihten itibaren ziyaretçi akınına uğruyor. Samsun tarihine ışık tutan müzede birçok eşsiz eser sergileniyor. Samsun’da Amisos yerleşkesinde bulunan ve Roma dönemine ait taş ve pişmiş topraktan yapılmış lahitler de müzede yer alıyor. Pişmiş topraktan yapılmış lahitler hakkında müzede bulunan bilgilendirmede, “Eski çağlarda insanlar ölülerini taş, kurşun, tahta ve pişmiş toprak lahitlerin içerisine koyarlardı. Lahit üretiminde mermer ilk sırayı çekerken, pişmiş topraktan lahitlerin MÖ 3 bin yılının sonlarından itibaren Mısır, Mezopotamya ve Suriye’de ortaya çıktığı ve MÖ 6. yüzyıldan sonra yaygınlaştığı bilinir. Dairesel kesitli pişmiş toprak lahitler adıyla literatüre girmiş olan lahitler, tekne ve kapak olmak üzere 2 bölümden oluşurlar” deniliyor. Samsun’da bulunan lahitler, tek tekneden oluşan silindirik formlu Eski adıyla Amisos olarak bilinen Samsun’da bulunan ve şu anda müzede sergilenen lahitler hakkında ise şu bilgiler aktarılıyor: “Söz konusu lahitler 4 tipe ayrılmaktadır. Bunlar silindirik formlu, füze-torpido formlu, koza-kozalak formlu ve kısmi dairesel kesitli lahitler olarak adlandırılır. Samsun (Amisos) ve çevresinde tek tekneden oluşan silindirik formlu lahitler görülmektedir. Bazı lahit teknelerinin veya kapaklarının üzerinde kabaralar/düğmeler yer almaktadır. Ayrıca dikey ve yatay kabartma bantlarla da lahidin üzeri bezenmiştir.” Helenistik ve Roma dönemine ait pişmiş toprak lahit örnekleri Samsun Müzesi’nde ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Diyarbakır Türkiye’de epidural anestezi tercihi yüzde 1’in altında Diyarbakır Memorial Hastanesinde Anestezi ve Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Ahmet Anaç, epidural anestezi ile ağrısız doğumun diğer ülkelerde çok sık tercih edilen bir yöntem olduğunu, ancak Türkiye’de bu oranın yüzde 1’in altında olduğunu açıkladı. Uzm. Dr. Ahmet Anaç, epidural anestezi denilen bir yöntemle, doğum öncesinde anne adaylarının bel kısmından özel bir iğne kullanılarak omuriliğe takılan bir kateterden anestezik madde verilerek, belden aşağı uyuşturulmaktadır. Bu işlemin doğum öncesi ve doğum sırasında ağrının hissedilmemesini sağlayarak, anne adaylarının doğumlarını kolaylaştırdığını, işlemin halk arasında Prenses Doğum olarak da bilindiğini ifade etti. Prenses doğumun uygulanmasının anne adayları için oldukça ağrısız, sağlıklı ve kolay olduğunu, günümüzde sıklıkla tercih edildiğini, anne ve çocuk için ciddi bir zararı bulunmadığını aktaran Dr. Anaç, diğer ülkelerde oldukça revaçta olan epidural aneztezi yönteminin Türkiye’de nadiren tercih edildiğini belirtti. Epidural Anestezi ile doğumun Fransa’da yüzde 87, Amerika Birleşik Devletleri ve İskandinav ülkelerinde yüzde 90’nın üzerinde olduğunu, Türkiye’de ise bu oranın yüzde 1 dolaylarında olduğunu ifade eden Dr. Anaç, "Ülkemizde epidural anestezi ile yapılan prenses doğum dediğimiz doğumu yeterince tanıtamadığımızın kanaatindeyim. Bu işlemin anne adaylarına doğru ve bilinçli bir şekilde aktarılması gerekmektedir. Devlet tarafından desteklenmesini umuyoruz. Devlet tarafından karşılanmayan epidural anestezi ücretlerinden dolayı anneler bu doğumu yaparken kendi bütçelerinden ödemek durumunda kalıyorlar. Bu yüzden de çok fazla tercih edilmiyor" şeklinde konuştu.