GÜNDEM - 16 Şubat 2025 Pazar 11:32

Prof. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu: "Türkiye, terörle 55 yıldır sınanıyor, artık çözüm zamanı"

A
A
A
Prof. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu: "Türkiye, terörle 55 yıldır sınanıyor, artık çözüm zamanı"

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Uygulama ve Araştırma Merkezleri Koordinatörü, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, Türkiye’nin terör ve PKK terör örgütüyle mücadelesine dair önemli açıklamalarda bulundu. Şeyhanlıoğlu, Türkiye’nin 1970-80 arasında sağ-sol çatışmalarıyla ve 12 Eylül darbesinden sonra özellikle PKK’nın ilk silahlı eyleme başladığı 1984 yılından bu yana terörle mücadele sürecinin, maliyetinin 2 trilyon dolara yakın olduğunu belirtti.


Seyhanlıoğlu, Türkiye’nin geçmişte terör sorununu çözmek için ciddi icraatlarda bulunduğu ve farklı yollar denediğini hatırlatarak, "Özellikle 1988-93 yıllarında Rahmetli Özal ve Demirel dönemlerinde ciddi bir çözüm arayışı olduğu ancak bunun da özellikle 1993 yılında başlayan faili meçhul cinayetlerle (Uğur Mumcu, 33 Er’in Elazığ- Bingöl karayolunda şehit edilmesi, Adnan Kahveci, Eşref Bitlis ve Turgut Özal’ın da değişik kazalarla kurban olması) iç ve dış sebeplerle iç barış süreci tersine döndü. 2014’te ise özellikle Erdoğan’ın liderliğinde yeni bir çözüm süreci başlatıldı ancak o da Gezi Parkı, 6-8 Ekim olayları, Çukur Savaşı ve 15 Temmuz darbesiyle akamete uğratıldı. Bütün bu süreçler Türkiye’nin güçlenme dönemlerine kasıtlı olarak denk getirilmiş ve tüm bu süreçlerde PKK, mayın olarak kullanılmış ve iç ve bölgesel barış çabaları nedeniyle başarısız oldu" dedi.


Terörün yalnızca Türkiye’nin değil, Irak ve Suriye başta olmak üzere bölgenin de istikrarını tehdit ettiğini vurgulayan Şeyhanlıoğlu, PYD’nin Suriye’de ABD tarafından kurumsallaştırıldığını, İsrail ve Batılı ülkeler tarafından desteklendiğini söyledi.



"PKK/PYD, büyük İsrail için batılı ülkeler tarafından destekleniyor"


Şeyhanlıoğlu, özellikle ABD, İngiltere ve İsrail’in PYD’yi desteklediğini belirterek, "Bugün Suriye’de PYD, 100 bin kişilik bir terör şebekesine dönüştürüldü. Ellerindeki tank savarlar İsveç yapımı, hava araçları ABD yapımı, sığınak ve tüneller Fransız yapımı Batı, bu mankurt örgütü silahlandırıyor ve maddi ve manevi olarak destek sağlıyor" ifadelerini kullandı.


Örgütün 1984-2004 yılları arasında Suriye, Lübnan ve Irak’ta kurumsallaştırıldığımı belirten Şeyhanlıoğlu; ancak 2004 yılında ilk PKK’nın yüzde 96 saha elemanlarıyla örgütün başarısızlığı, Türkiye’nin AK Parti iktidarında normalleşmesi, ABD’nın Musul işgal Komutanının politikalarının ters yüz olması sonucu örgüt Nizamettin Taş liderliğinde PKK’yı tasfiye edip Barzani’ye (Erbil-2007) bağlandı. Dağılan örgüt bu tarihten ancak 3 yıl sonra Almanya’nın desteğiyle yeni bir yapılanmaya girdi. Bu nedenle ismi aynı olsa da ikinci bir örgüt kuruldu. Bu nedenle "Öcalan’ın PKK üzerindeki etkisi azaldı. 2004’te PKK’nın ilk versiyonu kapandı, ancak 2007’de farklı bir yapı ortaya çıktı. Yeni PKK, Öcalan’ı dinler mi? Diye sorsanız "Hayır, dinlemez diyorum" dedi.


Mart 2011 tarihinden itibaren dıştan kundaklı Suriye iç savaşının başlamasıyla, bu dönemde Irak ve Suriye’de hem çözüm süreci hem de DEAŞ ve PKK üzerinde saha çalışması yapan ve Kerkük’te bir süre kimliği belirsiz bir örgüt tarafından ekibiyle birlikte alıkonulan Şeyhanlıoğlu durumu şöyle açıkladı: "2011 yılı Ağustos ayında Celal Talabani’nin evinde Suriye Güvenlik Danışmanı Ali Memlük, Asıf Şevket, Murat Karayılan, Bahoz Erdal ve Kasım Süleymani arasında yapılan toplantıyla PYD, Fırat’ın doğusu ve Suriye’nin kuzeyinde kurumsallaştırıldı. ABD Ortadoğu Özel temsilcisi Bred McGurk da, Rakka ve Deyrizor’daki Tay ve Şammar aşiretleri de buna dahil ederek DSG’yi kurdu. ABD böylece PKK bitse de boynuzu geçen kulak misali PYD’yi İsrail’e Davud Koridoru ile eklemek için kurumsallaştırdı. Hedef büyük İsrail’idir" diye konuştu.



"Türkiye son kez bu Sorunu çözmek istiyor"


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin mecliste yaptığı bir konuşmayı hatırlatan Şeyhanlıoğlu, "Bahçeli, ‘Öcalan örgütü kurduğunu söylüyorsa, şimdi dağıtsın’ dedi. Türkiye artık bu sorunu çözmek istiyor ve son kez bir çözüm süreci yürütülüyor" diye konuştu. Ancak Öcalan da örgüt gibi piyondur ve bunun arkasında İsrail vardır.


Türkiye’nin Suriye’deki terör unsurlarına karşı da net bir tavır sergilediğini vurgulayan Şeyhanlıoğlu, "PYD’nin elindeki ağır silahlar ne olacak? Türkiye, bunların Suriye Milli Ordusu bünyesinde eritilmesini öneriyor. Türkiye, bölgenin istikrara kavuşmasını istiyor. Öcalan örgüt üstünde etkili olabilir mi? Hayır Bu nedenle, çukur savaş gibi en kötü senaryoya karşı hazırlıklı olalım" dedi.


Şeyhanlıoğlu, Türkiye, Irak ve Suriye’nin ortak bir ekonomik ve siyasi iş birliği modeli geliştirmesi gerektiğini belirterek, "Neden Avrupa Birliği modeli gibi bir iş birliği yapmayalım? Petrol, su, toprak ve yetenekli aç insanlar burada. Bu kaynakları ortak kullanarak bölgede istikrar ve küresel bir güç sağlayabiliriz" dedi.


Türkiye’nin terörle mücadelede kararlı olduğunu belirten Şeyhanlıoğlu, "Bu terör ya silah bırakacak ya da Türkiye gerekli askeri adımları atacaktır. Ancak Trump ve Netanyahu’nun düşüncelerine bakılacak olursa Armageddon’a hazırlanıyorlar ve buna karşı etnik ve mezhep üstü, ortak askeri güç dahil olarak Bereketli Hilal Birliğinin kurulması gerektiği" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Çameli’nin titrek kavak ormanları bulutların arasında görsel şölen sunuyor Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarı, kızıl, turuncu ve yeşilin tonlarıyla oluşan renk cümbüşü havadan görüntülendi. Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Yaklaşık 750 ile 2 bin 300 metre rakımda yer alan ilçe; vadileri, meraları ve yüksek dağlarıyla çok sayıda bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Çameli florasında 200’a yakın endemik bitki türünün bulunması, bölgenin coğrafi yapısının sağladığı doğal zenginlikten kaynaklanıyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle sonbahar ve kış aylarında ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarıdan kahverengiye uzanan tonların hâkim olduğu bölgede yüksek ağaçların oluşturduğu renk cümbüşü doğaseverler tarafından yoğun ilgi görüyor. Türkiye’de bu denli yoğunlukta görülen titrek kavak topluluklarına nadiren rastlandığını belirten uzmanlar, Çameli’nin bu açıdan önemli bir ekolojik değere sahip olduğuna dikkat çekiyor. Bölge hem biyolojik çeşitlilik hem de doğal güzellik açısından eşsiz bir zenginlik sunuyor. "Bu orman Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır" Titrek kavak ağaçlarının titizlikle korunduğunu ifade eden Endemik Bitkiler Araştırmacısı Rıfat Özdemir, "Bu gördüğünüz titrek kavak ormanları sonbahar ve kış aylarında renk cümbüşü oluşturuyor. Bütün renkleri hemen hemen görürsünüz. Türkiye’deki dağılımı oldukça seyrektir. Bu saha, Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır. Çameli ilçemiz flora açısından çok zengindir" dedi. "Yapılan çalışmalar sonucunda 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildi" Çameli’de 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildiğini ve çalışmaların devam edeceğini belirten Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan ise, "Çameli ilçemiz endemik türler bakımından en zengin bölgelerden bir tanesi. Özellikle Gargın Yaylası bölge dediğimiz rakamı 2 binin üzerinde olan bir bölgemiz var. Bu bölgemizde şu anda Hasan Hocamızla beraber yapmış olduğumuz çalışmalarla 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespitini yaptık. İnşallah yakın bir zamanda da bunların kitap basımını açıklamasını yapmış olacağız. Şu anda özellikle Fethiye-Çameli arasında Akta bölgesi dediğimiz bölgede bir Akkavak orman bölgemiz var. Gerçekten doğanın bir harikası, güzel bir şekilde orada yetişmiş çoğalmış bu ormanımız özellikle sonbahar ve kış aylarında trekking yapmak isteyen yürüyüş yapmak isteyen gruplar için çok güzel bir görsel şölen sunuyor" ifadelerini kullandı. "Vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" Vatandaşları bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet eden Başkan Cengiz Arslan, "Orman İşletme ile beraber bu bölgenin korunması ile ilgili yerel yönetimler belirli olarak elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz. İnşallah buranın doğa turizmine kazandırılması ile ilgili de güzel düşüncemiz projemiz var. Bu bölge bizim yürüyüş rotalarımız alanında en güzel rotalarımız bir tanesi. Bütün bizi izleyen vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" dedi.
Düzce Fındıkta verim ve kalite artırılıyor DÜZCE(İHA) – Düzce’de Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından fındık budama eğitimleri, merkez ve ilçelerde devam ediyor. Düzce’de fındıkta verim ve kaliteyi artırmaya yönelik çalışmalar aralıksız devam ediyor. Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen Fındık Budama Eğitimleri, merkez ve 7 ilçede, 90 köy ve mahallede toplam bin 200 üreticiye ulaşması hedefleniyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, fındığın Düzce için stratejik bir ürün olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "İlimizde yaklaşık 75 bin hektar tarım arazisi bulunmakta olup, bunun yüzde 85’i, yani yaklaşık 63 bin hektarı fındık alanlarından oluşmaktadır. Fındık, Düzce’nin ana ürünüdür. Bu nedenle verim ve kaliteyi artırmaya yönelik eğitim çalışmalarımıza büyük önem veriyoruz. Merkez ve 7 ilçemizde yürüttüğümüz budama eğitimleriyle bir budama seferberliği başlattık ve bugüne kadar yaklaşık 1.000 üreticimize eğitim verdik. Amacımız, üreticilerimizin daha kaliteli ve daha yüksek verim elde etmesini sağlamak ve bu yolla gelirlerini artırmaktır." Fındığın dünya markası bir ürün olduğunu da belirten Uzun, Düzce’den yıllık yaklaşık 20 bin ton fındık ihracatı gerçekleştirildiğini ifade ederek, "Üreticilerimizin bol ve bereketli bir üretim sezonu geçirmesini istiyoruz. İl Müdürlüğü olarak teknik ekibimizle birlikte fındık verimini artırmaya yönelik çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz" dedi. Eğitim programları kapsamında üreticilere doğru budama teknikleri uygulamalı olarak anlatılarak, fındık bahçelerinde verim ve kalite artışının sağlanması hedefleniyor.