POLİTİKA - 23 Mart 2017 Perşembe 12:07

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci:

A
A
A
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci:

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, 16 Nisan’da gerçekleştirilecek referanduma ilişkin, “Biz, Türkiye’de artık devalüasyonların, enflasyonların ve manipülasyonların olmamasını istiyoruz.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, 16 Nisan’da gerçekleştirilecek referanduma ilişkin, “Biz, Türkiye’de artık devalüasyonların, enflasyonların ve manipülasyonların olmamasını istiyoruz. Biz istiyoruz ki bundan sonra Türkiye’de yerli ve milli yöneticiler olsun” dedi.


Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, AK Parti Malatya İl Teşkilatı tarafından Yeşiltepe’de düzenlenen ortak mahalle toplantısına katıldı.



“Türkiye bir yol ayrımına girecek”


16 Nisan’da yapılacak olan tercihin Türkiye’nin geleceğini etkileyeceğini ifade eden Tüfenkci, “Türkiye bir yol ayrımına girecek. Ya eski sistem galip gelecek ya da yeni bir Türkiye kurulacak” diye konuştu.


Bakan Tüfenkci, Yeşiltepe’nin kararının net olduğunu belirterek, “Türkiye’nin kaymağını yiyenler, Türkiye’yi manipüle ederek, bu ülkenin hem insan kaynağını hem de sermayesini tüketenler ‘hayır’da birleştiler. Ama bu Türkiye’yi, ülkenin işini, aşını büyütmek isteyenler, Türkiye’nin kalkınması için çalışanlar, daha müreffeh bir Türkiye için laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koymak için yola çıkanlar ‘evet’te birleştiler. Tercih ve karar milletimizin. Ama ben görüyorum ki Yeşiltepe’nin duruşu net, kararı evet” ifadelerini kullandı.


Yargının bağımsız ve tarafsız olmasını istediklerini kaydeden Tüfenkci, “Anayasayla yargı şu anda bağımsız ama biz istiyoruz ki aynı zamanda yargı tarafsız, adil olsun. Yeni anayasa değişikliğiyle bu tarafsızlığı eklediğimizde birileri rahatsız oluyor. Diyor ki ‘hayır olmasın.’ Yargının bağımsız, tarafsız olmasından kim niye endişe duyar? Çünkü bugüne kadar yargı yoluyla iktidar olmadıkları halde yargı yoluyla iktidarmış gibi davrananlar vardı. Yargı bir taraf tutacaksa milletten yana taraf tutması gerekir. Biz, milletin yanında olduk. Hep milletle beraber yol yürüdük. Milletin istikametinin dışında da kurucu liderimiz, genel başkanımız, cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan hiçbir gücü kabul etmedi. Biz iki gücü kabul ediyoruz; biri halk, biri de Hak. Onun dışında ne hiçbir güce hesap veririz ne de onları dikkate alırız” şeklinde konuştu.



“Türkiye’yi her alanda üç kat büyüttük”


AK Parti olarak Türkiye’yi her alanda üç kat büyüttüklerini dile getiren Bakan Tüfenkci, “Türkiye’de 80 milyona hizmet götürdük. Her bir insanın elini sıkabilecek, yüzüne bakabilecek durumdayız. Hastanelere bakarsanız, Türkiye’yi nereden nereye getirdiğimizi görürsünüz. Yollara bakarsanız, Türkiye’nin nereden nereye geldiğini görürsünüz. Barajlara bakarsanız, 15 sene önceki Türkiye nerede şimdi nerede bunların tamamını görebilirsiniz. Haram yemeden, tasarruf ederek, bu ülkenin kaynaklarını bu ülkeye aktararak yaptık” dedi.



“Türkiye depara kalksın istiyoruz”


Tüfenkci, yeni sistemin Türkiye’nin istikrarı için önemli olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’de devalüasyonların, enflasyonların, manipülasyonların olmamasını istiyoruz. Biz istiyoruz ki bundan sonra Türkiye’de yerli ve milli yöneticiler olsun. Millete rağmen bundan sonra kimse Türkiye’de iş başına gelmesin istiyoruz. Milletin inançları ve değerleriyle alay edenler, milleti ötekileştirenler, milleti birbirine düşürenler asla ve asla şu ya da bu şekilde Türkiye’de işbaşına gelmesin istiyoruz. İşte hayırcıların feveranı ondan, niçin bütün terör örgütleri birleştiler biliyor musunuz? PKK’sı, DEAŞ’ı, DHKP-C’si, FETÖ’sü niçin birleşti? Onların ağababaları Almanya’sı, Hollanda’sı, İsveç’i, Bulgaristan’ı niçin Türkiye aleyhine çalışmaya başladılar, hayır cephesinde birleştiler? Çünkü onlar da Türkiye’nin büyümesini istemiyorlar. Türkiye’nin bu bölgede söz sahibi olmasını istemiyorlar. Çünkü onlar ’one minute’ diyen Recep Tayyip Erdoğan’ı istemiyorlar. Muhalefet niye ‘hayır’ diyor? Adam Aydın’a gitti muhtarları gördü diyor ki ’Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gelirse muhtarım senin muhtarlığın elinden alınacak’ diyor. Minibüsçülere gidip ’Senin hattın elinden alınacak’ diyor. Şimdi bekliyoruz simitçilere ve fırıncılara ne zaman gidecek. Onlara da gittiğinde diyecek ki bir sözüyle ‘fırınını kapatacaklar.’ Bu kadar da anayasanın ne getirdiğini anlamamış hayırcılar var. İlk zamanlar hayırcılar ’Bu bir rejim meselesi, rejimi değiştiriyor’ diyorlardı. Son zamanlarda duyuyor musunuz bunu, hayır. Çünkü rejim değişmiyor, hükumet sistemi değişiyor. Bu model arabayla bu kadar gidiyor. 90 kilometrenin üzerinde gitmiyor. 15 yıldır iktidardayız ve istikrarı yakalayan bir hükümetimiz var. Patinaj yapıyoruz, biz Türkiye depara, atağa kalksın istiyoruz” diye konuştu.


Toplantıda konuşan AK Parti Malatya Milletvekili Mustafa Şahin ise 16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan referandumun Türkiye’nin geleceği için büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Şahin, milletin ülke üzerinde oynanmak isteyen bütün oyunları bozduğunu ifade ederek, “Milletimiz 1 Kasım’da gereken cevabı en iyi şekilde verdi. 15 yıldır değil, 200 yıldır haç ile hilalin mücadelesi var. Türkiye’de kesinlikle hilalin bu göndere çekilmemesi için ellerinden gelen bütün melaneti gösteren bir haçlı zihniyeti var. Bugün yine haçlı ruhu tekrar nüksetti. 16 Nisan bizim son virajımız” dedi.


AK Parti Malatya İl Başkanı Hakan Kahtalı da Yeşiltepe’nin her seçimde göğüslerini kabarttığını ifade etti. Kahtalı, 16 Nisan’da halkın iradesini sandığa yansıtacağını belirterek, halkın sistem değişikliğine ‘evet’ diyeceğini ve bundan sonra Türkiye’de hükumet krizi ve çift başlı koalisyon devirlerinin olmayacağını söyledi.


Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır ise Türkiye’nin 15 yıldır bir yandan terör ve teröristlerle mücadele ederken, bir yandan da ekonomik kalkınmayı başardığını ifade etti. Çakır, Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinin en büyük kalkınmasını ve büyümesini yaşadığını kaydederek, “Bir referandum sürecine geldik. Milletimizin duruşuyla Malatya’da bir rekor bekliyoruz” diye konuştu.


Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat da 16 Nisan referandumunun önemine değinerek, “Muhtar, belediye başkanı, milletvekili seçmeyeceğiz, 16 Nisan’da milletimiz geleceğini oylayacak ve geleceğine ‘evet’ diyecek” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul “Türkiye’deki üniversitelerin 73’ü kurumsal akreditasyona sahip” Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından düzenlenen “Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı” Ankara’da gerçekleştirildi. Kongrenin açılış konuşmasını yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye’deki üniversitelerin 73’ünün kurumsal akreditasyona sahip olduğunu bildirdi. Özvar, 2027’ye kadar üniversitelerin tamamına yakınının akreditasyon sürecini tamamlamasını beklediklerini söyledi. Ana teması "Yükseköğretimde Kalitenin İçselleştirilmesi ve İyileştirilmesi" olan konferansın amacı, yükseköğretimde kalite güvencesi alanındaki bilimsel gelişmeleri, yenilikleri, deneyimleri ve farklı bakış açılarını bir araya getirmek olan “Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı” düzenlendiği Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde tamamlandı. Türkiye’den ve dünyadan birçok bilim insanını, ulusal ve uluslararası akreditasyon kuruluşları temsilcilerini bir araya getiren kongrede yükseköğretimin geleceği tartışıldı, bildiriler sunuldu. Kongrenin açılış konuşmasını yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye’deki üniversitelerin 73’ünün kurumsal akreditasyona sahip olduğunu bildirdi. Özvar, 2027’ye kadar üniversitelerin tamamına yakınının akreditasyon sürecini tamamlamasını beklediklerini söyledi. “Yetkilendiren 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu var” Program bazındaki akreditasyonların YÖKAK tarafından yetkilendirilen 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu tarafından yürütüldüğünü hatırlatan Özvar, “Mevcut durumda yükseköğretim sistemimizde akreditasyondan geçen programların sayılarının artmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" diye konuştu. “En önemli konulardan biri öğrencilerin beklentileri” Konferansın açılış konuşmacılarından bir diğeri ise Avrupa Yükseköğretimde Kalite Güvencesi Birliği (ENQA) Başkan Yardımcısı Doris Herrmann oldu. Herrmann, “Avrupa’da eğitim standartlarını ve yönergelerimizi güncelliyoruz. Eğitimde reformlar yapacağız. 2027 yılında yeni eğitim standartlarını yayınlamayı amaçlıyoruz. Mayıs ayında Avrupa eğitim bakanları Tiran’da toplanıyor. Yükseköğretim alanında 2030 yılına kadar yaşanacak gelişmeler hakkında bilgilendirileceğiz. Altı çizilen en önemli konulardan biri, üniversite öğrencilerinin beklentileri, yaşantıları ve sosyal hayatları” şeklinde konuştu. “Gerçek performanslar daha doğru şekilde değerlendirilebilir” Kongreye “Yükseköğretimde Kalitenin Tamamlayıcı Haritası: Eksik Veriler ve Değerlendirme Stratejileri” başlıklı, İstanbul Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Volkan Öngel ile hazırladığı bildiri ile katılan akademisyen Dr. Gözde Bozkurt, Yükseköğretim Kalite Kurulu resmi internet sitesinde paylaşılan Gösterge Değerlendirme Raporunu inceledi. Üniversitelerde eksik veriler olduğu sonucuna varan Bozkurt, “Eksik veriler dikkate alınarak daha etkili ve bilgi temelli kararlar alınabilir. Bu da Yükseköğretim kurumlarının gerçek performanslarını daha doğru bir şekilde değerlendirmesine ve kaliteyi artırmak için daha etkili stratejiler geliştirmesine yardımcı olacaktır” ifadelerini kullandı. Kongrede ayrıca kurumsal akreditasyon almaya hak kazanan üniversitelerin rektörlerine ise belgeleri teslim edildi. Akreditasyon belgelerini İstanbul Beykent Üniversitesi adına Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kazım Sarı aldı.
Kayseri Başkan Büyükkılıç: “Bu fuar, iş arayan ile işverenleri buluşturacak” Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Kayseri Valiliği ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi himayelerinde gerçekleşecek olan Kayseri İstihdam Fuarı’nda iş arayan ile işverenlerin buluşacağını duyurdu. İş arayan ve işveren arasında köprü kuran büyükşehir belediyesinin Kayseri Kariyer Merkezi, faaliyetlerine hız kesmeden devam ederken, şimdi de 14-15 Mayıs günlerinde vatandaşları, Kayseri İstihdam Fuarı’nda buluşturuyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, konu ile ilgili yaptığı açıklamada; “Valimiz Gökmen Çiçek ve büyükşehir belediyemiz himayelerinde ve öncülüğünde 14-15 Mayıs 2024 tarihlerinde Kayseri OSB Fuar Merkezi’nde istihdam fuarı yapılacak. Bu fuar, iş arayan ile işverenleri buluşturacak” dedi. Başkan Büyükkılıç, iş arayan kişilerle çalışacak eleman arayan işletmeleri buluşturacak olan fuarın, Kayseri’de istihdam artışına da katkı sağlayacağını belirterek; "Her zaman ve her platformda sanayicilerimizin ve iş arayan vatandaşlarımızın yanında yer almaya devam edeceğiz. Fuarımız, şimdiden şehrimize, vatandaşlarımıza ve ülkemize hayırlı olsun” diye konuştu. Büyükkılıç, iş arayan ve işveren arasında köprü kuran Büyükşehir Belediyesi’nin kariyerden sorumlu kuruluşu Kayseri Kariyer Merkezi’nin istihdama büyük katkı sağlamaya devam ettiğini de hatırlattı.
Nevşehir 50 yıldır dönen tezgahta çamura şekil veriyor Nevşehir’in Avanos ilçesinde tarihi Hititlere dayandığı bilinen ve birçok kişinin geçim kaynağı olan çanakçılık, kuşaktan kuşağa aktarılmaya çalışılıyor. Asırlardır toprağın sanata dönüştürüldüğü ilçede, artık çanak yapımı el ile değil otomatik makineler ile üretiliyor. İlçede mesleğini kuşaktan kuşağa aktaran çanak ustaları günümüzde çırak bulamıyor. 11 yaşında çırak olarak başladığı mesleğini bütün zorluklara rağmen geleneksel yöntemler ile devam ettirmekte kararlı olan çanak ustası Osman Arkun, dedesinden kalan ve 50 yıldır dönen çanak tezgahında çamura şekil veriyor. Arkun yaptığı açıklamada, "Ben çok küçük yaşlarda dedemin bu tezgahta çanak yaptığını hatırlıyorum. Babam da yanındaydı. Ben de yanlarında çamurla oynarken 10-11 yaşlarındaydım. Daha sonra dedemden babama, babamdan da bana geçen bu atölyede çanak çömlek işiyle uğraşmaya başladım. Her geçen gün işimi ilerlettim" dedi. 20 yıldır çanak çamur ile uğraştığını söyleyen Arkun, "Bu yaşıma kadar çanakla, çömlekle uğraştım. Kendimi mutlu hissediyorum. Çamurla uğraşmak tamamen stresimi alıyor" şeklinde konuştu. Çırak yetişmiyor Eskiden her çanak tezgahının başında bir çırak olduğunu söyleyen Arkun, "Eskiden insanlar çanak ustalarının yanına çocuklarını, yeğenlerini gönderiyorlardı. Yetişen çıraklar ileride usta oluyordu. Günümüzde üretimler fabrikasyon olduğu için modern makineler çıktı. Bu nedenle işimiz çok gerilemeye başladı" dedi. "Çömlek yapamayana kız vermezlerdi" Avanos bölgesinde yaşayan gençlerin evlenebilmek için testi yapımını öğrenmeleri gerektiğini söyleyen çanak ustası Osman Arkun, "Eskilerde su tesisi yapmayana kız vermezlerdi. Kız istemeye giderken ’çocuğunuz testi yapabiliyor mu’ diye sorarlar ve testi yaptırırlardı. Kızın babası eğer testi yapabiliyorsa kızı veriyordu. Artık bunlar çok eskide kaldı" diye konuştu. Mutfakta kullanılabilecek birçok ürünü yaptıklarını ve toprağın günümüzde kullanılan birçok ürüne göre daha sağlıklı olduğunu belirten Arkun, "Yaptığımız ürünler toprak olarak kaldığı için, içinde herhangi bir kanserojen madde bulunmuyor. Son zamanlarda toprak ürünler daha çok ilgi görmeye başladı. Çünkü plastik, cam gibi ürünler tamamen kimyasallarla yapılıyor. Toprağımız bu bölgeye has bir topraktır. Kapadokya bölgesine özgü topraktır. Ürünlerimiz tek çeşit toprakla olmuyor. Biz bunu üç dört çeşit topraklarla belli oranlarda havuzlarımıza karıştırıyoruz. 10-15 gün dinlenen çamurlar daha sonra tezgahlarda işlenmeye başlıyor" ifadelerini kullandı. Çanak yapımının eğlenceli bir iş olduğunu söyleyen Arkun, "Bizim işimiz çok güzel, eğlenceli ve sanatsal bir iş. Çünkü böyle baktığımız zaman bu işe ilgi gerçekten çok. Bu nedenle yeni yetişenlere bu işlerle uğraşmasını tavsiye ederim. Ben kendim şu an genç olmama rağmen çok mutluyum. Yeni yetişen arkadaşlara, gençlere, abilerime, kardeşlerime bu işlerle uğraşmalarını tavsiye ederim. Şu an bizim Kapadokya bölgesinde bütün turistlerin ilgi odağı. Bölgeye gelen her turist bunu denemek istiyor. Yani bu tezgâha oturup, bu çamurla bütünleşmek istiyor. Çok da mutlu oluyorlar" dedi.