ASAYİŞ - 10 Nisan 2018 Salı 18:46

Malatya FETÖ/PDY ana davası (2)

A
A
A
Malatya FETÖ/PDY ana davası (2)

Malatya’daki Kalkışma Davasının onuncu duruşmasının ikinci oturumunda esas hakkında savunma yapan dönemin Muhabere Elektronik Bilgi Sistemler (MEBS) Alay Komutanı Albay Mehmet Ergün, kalkışma gecesi kışlaya dönerek emir komutayı almadığını savundu.

Malatya’daki Kalkışma Davasının onuncu duruşmasının ikinci oturumunda esas hakkında savunma yapan dönemin Muhabere Elektronik Bilgi Sistemler (MEBS) Alay Komutanı Albay Mehmet Ergün, kalkışma gecesi kışlaya dönerek emir komutayı almadığını savundu.


Tutuklu bulunduğu Rize E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan SEGBİS aracılığıyla esas hakkında savunmasını yapan Ergün, KOKTOD birliklerinin hazırlanması yönünde emir vermediğini savunarak, “O gece kışlaya hiç kimseyi çağırmadım. Kendi ekibim de yok. Emir komutayı almadığımı çok net şekilde ortaya koyduk” beyanında bulundu.


Genelkurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan kimseyle görüşmediğini ifade eden Ergün, savunmasında şunları söyledi:


“22.40’da mesaj harekat yıldırım öncelikli olağanüstü bir mesaj geldi. Yılda bir kere gelir ya da gelmez. Mesajın çok gizli olmasından farklı olarak harekat yıldırımlı olmasıdır. Böyle bir mesajı ‘bildirmeme gerek yok’ desem komik duruma düşerim. 22.40’da mesaj elektronik olarak muhabere merkezine geldi. Kaba bir incelemeden sonra (Kışla Nöbetçi Amiri Yarbay) Sinan Babaçoğlu, ‘alay komutanını arayalım’ diyor ben de ‘ara, çok önemli bir mesaj’ dedim. Kendisine, ‘bu mesajı ara haber ver’ dedim. Telefonla bir görüşme yaptı. ‘Komutanım hemen alaya gelin’ dedi ama mesajdan ayrıntılı bahsetmedi. Beni günah keçisi yaptılar. Babaçoğlu, savunmasında, mesajdan sonra benim ‘ara’ dediğimi söylemiyor. Asıl çarpıcı nokta (Muhabere Elektronik Bilgi Sistemler Alay Komutanı Albay) Engin Erikli mahkeme huzurundaki ifadesinde Sinan Babaçoğlu’nun mesajla ilgili bilgi vermeme nedenini açıklıyor. ‘Mesaj içeriği gizli olduğundan dolayı telefonda söylemiyorlar’ diyor. Sinan Babaçoğlu, mesajın gizliliği nedeniyle emniyetsiz cep telefonundan bildirmek istemiyor. Engin Erikli kışlaya geç geliyor ve bütün bu günahın oluşmasına neden oluyor. Sinan Babaçoğlu mesajı bildirmek istese bildirirdi, gerekli imkan vardı.”


Mahkemede daha sonra dönemin 2. Ordu eski Harekat Başkanı Piyade Kurmay Albay Erkan Varol savunma yaptı. Varol, “Benim gelecek mesajdan haberim yoktu. Sıkıyönetim mesajı Genelkurmay’dan 23.00’dan sonra geldi. Mesajlar geldi. Çıktı alındı ve bana getirildi ben de amirim Serdar Sevgili’ye verdim” dedi.


Varol, esas hakkında yaptığı savunmasında, “O gece 22.00 civarında izne ayrılan Kurmay Başkanı Avni Angun beni aradı Malatya’da bir şey olmadığını söyledim. Beni aradığı saatte hiçbir mesaj gelmemiş, hareketlilik de yoktu. Gelen mesajları teknik olarak görmeme imkanım yok. O gece amirim olan Mustafa Serdar Sevgili ve Avni Angun’dan emir almadım, kendi aslarıma da darbeyle ilgili hiçbir emir vermedim” şeklinde konuştu.


Varol, darbeden haberinin olmadığını ve gelecek mesajları beklemediğini savunarak, savunmasını şöyle sürdürdü:


“Benim gelecek mesajdan haberim yoktu. Sıkıyönetim mesajı Genelkurmay’dan 23.00’ten sonra geldi. Mesajlar geldi. Çıktı alındı ve bana getirildi ben de amirim Serdar Sevgili’ye verdim. Bu tür mesajlarda olağanüstü terör saldırılarında alınacak tedbirler olduğu için Serdar Sevgili’ye verdim. Bir as olarak amirime mesajı verdim. Sıkıyönetim evrakıyla benim hiçbir alakam yok. Sıkıyönetim mesajını ne sordum ne de haberim var kaldı ki en son gören kişi benim. 2. Ordu Harekat Başkanı olarak üzerimde bir Tuğgeneral, Tümgeneral ve Orgeneral var. Emir verecek konumda olmadığım açıktır.”


Orduevi önünde toplanan vatandaşlara ateş açılması yönüne emir verdiği iddialarının asılsız olduğunu ifade eden Varol, “15 Temmuz akşamında harekat merkezinde bulunduğumda Ayşe Şahin aramış ve Tarkan Öztürk cevap vermiş. Ayşe Şahin orduevine takviye birlik istedi halkın kendilerini linç edeceğini, kameraları kırdıklarını ağlamaklı bir şekilde iletti. Ben de sakin olmasını, askerleri kışkırtmamasını istedim olay bundan ibarettir. Nöbetçi subay Ayşe Şahin’in harekat merkezini araması tuhaftır. Orduevi ile ilgili iddialar asılsızdır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.