EĞİTİM - 05 Haziran 2020 Cuma 19:29

Korona virüsün uluslararası eğitim sistemine etkisi konuşuldu

A
A
A
Korona virüsün uluslararası eğitim sistemine etkisi konuşuldu

Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ)’de “Covid-19 Salgınının Uluslararası Eğitim Sistemi Üzerine Etkileri” konulu e-panel yapıldı.

Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ)’de “Covid-19 Salgınının Uluslararası Eğitim Sistemi Üzerine Etkileri” konulu e-panel yapıldı.


Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde (MTÜ) üniversitenin kendi yerli ve milli kurumsal yazılımı olan Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Sistemi üzerinden “Covid-19 Salgınının Uluslararası Eğitim Sistemi Üzerine Etkileri” konulu e-panel gerçekleştirildi. E-panel katılımcıları aynı anda Ankara, Paris, Brüksel, İstanbul ve Malatya’dan sisteme dahil oldular.


Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç moderatörlüğünde gerçekleşen “Covid-19 Salgınının Uluslararası Eğitim Sistemi Üzerine Etkileri” konulu e-panele katılımcı olarak Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Hasan Ünsal, Türkiye’nin Brüksel Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Doç. Dr. Neslihan Karataş Durmuş ve Kanada İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Müsteşarı Vefa Atağ katıldılar.


Online panelin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak pandemi sürecinde sadece Covid-19 ile mücadelede değil, topluma hizmet adına da çalıştıklarını kaydetti. Bu süreçte kesintisiz olarak uzaktan eğitimleri de aksatmadan sürdürdüklerini dile getiren Karabulut, "Ülke olarak hızlı bir şekilde uzaktan eğitim sistemine uyum sağladık. Malatya Turgut Özal Üniversitesi Covid-19 sürecinde kendi imkanları ile uzaktan eğitim için yerli ve milli bir yazılım gerçekleştirdi. E-panelemizi şu anda bu sistem üzerinden yapıyoruz. YÖK Başkanımız Sayın Prof. Dr. Yekta Saraç’ta yine bu sistem üzerinden senato toplantımıza katıldılar. Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde Covid-19 ile mücadele kapsamında yürütülen çalışmalar ile dünyaya örnek oldu. Bu durum uluslararası eğitimde Türkiye’ye çok önemli bir prestij kazandırdı.” dedi.


Rektör Prof. Dr. Karabulut konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yurtdışında yürütülen çalışmalarda Dışişleri Bakanlığımız, Büyükelçiliklerimiz çok başarılı sınavlar verdiler. Birçok ülke salgında kendi vatandaşını sokakta bırakırken, Türkiye’miz kendi vatandaşını yabancı ülkelerde bırakmadı. Yurtdışında eğitim için giden hiçbir öğrencimiz açıkta kalmadı. Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlit Çavuşoğlu’nun nezdinde diplomatlarımıza bir kez daha çok teşekkür ediyoruz. Bugün, birçok Avrupa ülkesi sağlık hizmetleri, sağlık alt yapısı ve daha önemlisi kriz dönemlerindeki insani yaklaşım nedeniyle önümüzdeki yıllarda uluslararası üniversite öğrenci potansiyellerinin en az yüzde 50’sini kaybetmekle karşı karşıyalar. Fakat Türkiye sağlık alt yapısı ve daha da ötesi insani yaklaşım politikaları ile uluslararası üniversite öğrencileri için, güvenli bir liman olacaktır. Türkiye’nin yeni dönemde uluslararası öğrenci sayısının artacağını düşünüyorum. Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak Covid-19 sürecinin en başında maske ve dezenfektan üretimine başladık. Maskeleri hastanelere ve personelimize ve talep eden kurumlara ilettik. Yine tahrişi azaltan dezenfektan üretimini gerçekleştirdik. Üniversite olarak bu konuda her türlü uluslararası talebede açığız. Üreten bir üniversiteyiz, memleketimizin ürünü kayısı çekirdeğinden prebiyotik kayısı ekstresi üretimi yapıyoruz. Uluslararası üniversite çalışmalarımız devam ediyor. Ocak 2019’da Londra’da Uluslararası Eğitim Fuarına katıldık. Yine, Nisan 2019’da Kanada Ankara Büyükelçisi Chris Cooter’i üniversitemizde uluslararası eğitim konusunda ağırladık. Kasım 2019’da Cumhurbaşkanlığı himayesinde Moskova’da gerçekleşen toplantıda eğitim ve kayısı ürün geliştirme konusunda girişimlerimiz oldu.”


E-panelin moderatörü Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç ise korona virüs salgınından dünya genelinde 5.3 milyon insanın etkilendiğini belirterek, 340 binden fazla ise hayatını kaybeden kişi olduğunu söyledi. Türkiye’nin bu süreçte gösterdiği etkili mücadele ile birçok ülkeye örnek olduğunu ifade eden Oruç, "Mart ayı başında Avrupa’nın bir çok ülkesinde maske bulmak imkansızdı. Avrupa’daki bir çok huzurevinde hiç doktor imkanı bile bulamadan çok sayıda yaşlı hayatını kaybetti. Buna Avrupa’daki toplumun dezavantajlı kesimleri de dahil. Fransa, İtalya ve İspanya bu bağlamda en önemli negatif örnekler olarak karşımıza çıktılar. Zaten sıkıntıı bir sağlık sistemi bulunan Fransa’da vakaların başlaması ile birlikte sağlık sistemi tamamen çöktü. Avrupa’nın pek çok ülkesinde huzurevlerinde ölüme terk edilen yaşlıların haberlerini takip ettik.” dedi.


Londra Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Hasan Ünsal’da 21 Mart’tan itibaren İngiltere’de etkili olan Covid-19 salgınının halen tam anlamı ile geçmediğini belirterek, "Bu süreç İngiltere’de hükümetin sürü bağışıklığı politikası ile gidiyordu ve bizde şaşkınlık içindeydik. Her şey normal gidiyordu, işyerleri açıktı. Nihayetinde 21 Mart’ta okullar tatil edildi. Avrupa’da insanlar o panikle marketlerde bir takım tüketim ihtiyaçlarını bulamadılar. Avrupa ilk kez boş sokakları gördü. Burada sağlık sistemi sorunlu. Sağlık alt yapısı insanların taleplerine yetişemiyordu. Pandemi süreci başlayınca sağlık kuruluşlarında hizmetler durdu. Ayrıca medikal malzeme eksikliğinden dolayı herkes feryat ediyordu. Çünkü piyasada koruyucu malzeme bulunmasında sıkıntı çekiliyordu. Bu süreçte Türkiye’den gönderilen tıbbi malzemeler ülkemiz imajına İngiliz toplumunda çok büyük artılar kattı ve sıradan insanlar büyükelçiliğimize teşekkür mesajları gönderdiler." şeklinde konuştu.


İngiltere’deki Covid-19 süreci ile ilgili olarak bir öngörüde bulunamadıklarını da ifade eden Ünsal," İngiltere en fazla resmi burs verdiğimiz öğrencinin bulunduğu ülke. Şu anda bin 400 mastır ve doktora yapan öğrencimiz var. Bu öğrencilerimizden yaklaşık 250-300’ü Türk Hava Yollarının tahliye uçaklarıyla ülkemize döndüler. İngiltere’den Türkiye’ye 8 uçakla tahliye uçuşu gerçekleştirildi. Özel öğrencilerle birlikte yaklaşık bin öğrenci ülkemize döndü. Büyük çoğunluk bulundukları yerde eğitimlerine devam ediyorlar. Pandemi sürecinden sonra İngiltere bu konuda büyük bir sıkıntı ile karşı karşıya. İngiltere’de şu anda yüz yüze eğitim yok. Pandemi sürecinde en büyük sıkıntıyı laboratuvar eğitimi alan öğrenciler yaşıdı ve mezuniyetleri otomatik olarak uzamış oldu.” ifadelerini kaydetti.


Brüksel Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Doç. Dr. Neslihan Karataş Durmuş ise şunları söyledi:


"Mart ayının başından itibaren bura da hem dezenfektan, hem de maske gibi ürünleri bulmak çok çok zordu. Belçika nüfusu büyük olan bir ülke değil, 10.5 milyon nüfusu olan küçük bir ülke. Ancak virüsten en çok etkilenen ülkeler arasında. Belçika’da tıbbi malzeme bulunamadığından çok büyük sıkıntılar yaşandı. Covid-19 döneminde sadece Covid-19 hastaları kabul edildi ve hastaların kabul edebilmesi içinde nefes alınamıyor olması, nefes darlığı sıkıntısının olması gerekiyordu. Huzurevlerinde çok büyük sıkıntılar yaşandı ve yaşlı ölüm oranları çok yüksek. Bazı Türk dernekleri burada maske üretimi yaptılar ve hastanelere bağışladılar. Belçika’da da üniversiteler kendi kararlarını kendileri alıyorlar. Belçika üniversiteleri uzaktan eğitime geçtiler. Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörümüz Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’u tebrik ediyorum, böyle uzaktan eğitim sistemini geliştirdikleri için. Belçika’da maalesef böyle bir uzaktan eğitim sistemi alt yapısı yoktur. Ülkeler hazırlıksız yakalandı. Bundan dolayı alt yapı eksikliği var.”


Kanada İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Müsteşarı Vefa Atağ’da, Ocak ayında virüse erken yakalanan ülkelerin başında yer alan Kanada’da medikal ve kişisel korunma ürünleri noktasında çok büyük sıkıntılar yaşandığını aktardı. Türkiye’nin yardım ettiği Kanada’da hükümet ve bakanlık yetkililerinin Türkiye’ye olan minnet duygularını kendilerine ilettiklerini ifade eden Atağ, "Türkiye gerçekten bu konuda güzel bir sınav verdi. Kanada gibi uzak bir ülkeye bile yardımını esirgemedi ve firmalarımız ihracat yapmaya devam ediyorlar. Kanada Avrupa ülkelerine göre süreci daha iyi kontrol etti. Kanada da uluslararası öğrenci sayısı çok fazla. 36 milyon nüfusu olan Kanada’nın 2018 yılının sonunda yaklaşık 720 bin yabancı öğrencisi vardı. Kanada uluslararası eğitim sistemi en iyi olan ülkelerden birisi. Bu süreçte öğrenciler ülkelerine döndüler. Kanada da federal bir yapı var. Her eyaletin kendi hükümeti ve Milli Eğitim Bakanı var. Mart ayından itibaren uzaktan eğitim sistemine geçildi. Kanada çok uzak bir ülke, ama sanırım Türk Hava Yolları ile birbirimize çok yaklaştık. Mesafe çok uzak olsa da kalplerimiz bir birine çok yakın. Kanada Türkiye’yi dost olarak görüyor ve sağlanan desteklerden dolayı da çok teşekkür ediyoruz.” dedi.


Panel sonunda Rektör Prof. Dr. Karabulut, katılımcılara teşekkür etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Dilimli Barajı Sulaması 1. kısım yapım işinin sözleşmesi imzalandı Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 14 bin dekarlık tarım arazisini suya kavuşturacak Dilimli Barajı Sulaması 1. kısım yapım işinin sözleşmesi imzalandı. Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 14 bin dekarlık tarım arazisini suya kavuşturacak Dilimli Barajı Sulaması 1. kısım yapım işinin sözleşmesi imzalandı. Su tutan Dilimli Barajı’ndan alınacak suyu Yüksekova ilçesindeki verimli topraklarla buluşturacak sistemin 2028 yılının ilk çeyreğinde hizmete girmesi planlanıyor. Dilimli Barajı Sulaması 1. Kısım Projesi kapsamında 60 kilometreyi aşkın boru hattı döşenmesi, 25 kilometreden uzun işletme ve bakım yolu yapılması ve boru hatları üzerindeki sanat yapı inşaatlarının tamamlanması planlanıyor. 535 milyon TL tutarındaki projenin 2028 yılının ilk çeyreğinde hizmete sunulması öngörülüyor. İlk etabın hizmete girmesiyle işlenecek 14 bin dekarlık tarım arazilerinden yıllık 110 milyon liralık gelir elde edilmesi ve bin 300 kişiye istihdam sağlanması öngörülüyor. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, tarımsal üretimde suya göre tarımın ve su verimliliğinin ön plana çıktığı politikaları kararlılıkla uygulamaya koyduklarını hatırlatarak toplulaştırma, sulanan tarım arazilerini artırma ve modern sulama sistemlerini yaygınlaştırma gibi yapısal dönüşümlere ağırlık verdiklerine dikkati çekti. "Son 22 yılda hayata geçirdiğimiz bin 733 sulama projesiyle sulanan alan miktarını 48 milyon dekar artırarak 71 milyon dekara yükselttik" diyen Yumaklı, hizmete aldıkları sulama yatırımları ile aynı tarladan aynı üretim sezonu içerisinde 2 veya 3 ürün alınmasını sağladıklarını bildirdi. "75 bin dekarlık geniş bir tarım arazisini suyla buluşturmuş olacağız" Yumaklı, sözleşmesi imzalanan Dilimli Barajı sulamasının ilk etabının tamamlanmasıyla da bölgedeki tarım arazilerinin ihtiyaç duyduğu suyun, borulu ve basınçlı modern sulama teknikleri ile verimli topraklara sağlıklı bir şekilde ulaştırılacağının altını çizerek, şunları kaydetti: "Proje tamamlandığında sulamanın damla ve yağmurlama şeklinde yapılacak olması, su kaynaklarımızın etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayacağı gibi tasarruflu ve ölçülebilir su kullanımını da teşvik edecek. Bugün sözleşmesi imzalanan projeyi 2028’in ilk çeyreğinde, sulama sezonu başlamadan hizmete alacağız. Projenin tamamı hizmete girdiğinde ise 75 bin dekarlık geniş bir tarım arazisini suyla buluşturmuş olacağız. Projenin Hakkari’ye ve Yüksekova’ya hayırlı olmasını, çiftçilerimize, üreticilerimize bereket getirmesini temenni ediyorum."
Erzurum Erzurum’un dağlarında kar, bağlarında kiraz var Geniş bir coğrafyaya ve farklı iklim özelliklerine sahip olan Erzurum’da yüksek kesimlerde kar eksik olmazken, düşük rakımdaki yerleşim alanlarında meyveler yetişmeye başladı. Erzurum’un Oltu ilçesinde yüksek kesimlerde karlar henüz erimemişken Ayvalı Mahallesi’nde dut, kiraz, can eriği ve çilekler yetişmeye başladı. Ayvalı’da bahçe sahibi Musa Demir, bahçesinde bu günlerde yetişen meyvelerden herkese tattırıyor. Dağlarının zirvesinde kar bulunan ve Oltu’ya 70 kilometre uzaklıktaki Ayvalı Mahallesi’nde mayıs ayının ilk haftalarında meyveler ağaçlarda kendilerini gösterdi. Ayvalı Mahallesi’nin eski muhtarı Musa Demir, "Bugün mayıs ayının ilk günlerinde bahçemizde kiraz, dut, can eriği ve çileğimiz mevcuttur. Yemek için tüm eş dost akraba ve arkadaşlar gelebilirler, bahçemizden tadabilirler. Bu kirazları toplamak çok zor ve ben de yalnız toplayamıyorum. Buyursun gelsinler kendileri toplayıp yesinler" şeklinde konuştu. Bahçeyi ziyaret eden Öner Elibol ise, "Bugün farklı bir güne şahit olduk. Adeta üç mevsimi bir anda yaşadık. İlçemizde bulunan Kırdağ’da önce kar yedik sonra yarım saatlik bir yolculuğun ardından Ayvalı Mahallesi’ne geldik. Bu güzel mahallemizde Musa kardeşimizin bahçesinde yetişen kiraz, dut, can eriği ve çileklerinin tadına baktık. Musa kardeşimize misafirperverliğinden dolayı çok teşekkür ederiz" dedi.
Samsun Türkiye’nin sağlık turizmine katlı sağlayacak yeni estetik kliniği Samsun’da açıldı Samsun’da yeni bir estetik kliniği açan Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzm. Opr. Dr. Emre Kıymık, “Yerli ve yabancı hastalara hitap etmek, sağlık turizmine katkı sağlamak istiyoruz" dedi. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzm. Opr. Dr. Emre Kıymık’ın Atakum ilçesi Güzelyalı Mahallesi’ndeki estetik kliğini düzenlenen törenle açıldı. Çok sayıda davetlinin katıldığı açılış töreninde kurdele kesildi. Kliniği açma amacının danışanlarına kaliteli ve üst düzet hizmet sunarak Samsun’un ve Türkiye’nin sağlık turizmine katkı sağlamak olduğunu ifade eden Opr. Dr. Emre Kıymık, "Bu kliniği açma amacım bize gelen danışanlarımıza çok kaliteli, üst düzey hizmet sunabilmektir. Geçirmek istedikleri operasyonlar hakkında ayrıntılı bilgiler vererek sunumlarla onları bilgilendirebilmektir. Bütün bu ameliyat süreçlerini başarılı bir şekilde yönlendirebilmektir. Tabii ki tek yaptığımız işlemler cerrahi işlemler değil, estetik işlemler dediğimiz bir sürü halk arasında bilinen ismiyle botulinum toksin, dolgu, PRP, ip askı gibi uygulamalarda yapmaktayız. Biz plastik cerrahlar genellikle hep estetik cerrahi üzerine tanınırız. Bütün bunların haricinde de bir takım hastalıkların tedavilerini de yapmaktayız. Deri kanseri cerrahileri, çenedeki yapısal bozukluklara bağlı olarak gelişen bir takım ameliyatlarımız var. Çene ilerletme, gerileme ameliyatları yapıyoruz. Meme kanseri sonrası memenin yeninde oluşturulması ameliyatları yapıyoruz. Kliniğimizde bütün bunlara dair hizmet vermeyi planlıyoruz" diye konuştu. "Samsun şehrimize hem de ülkemize katma değer oluşturmak istiyoruz" Bu tarz kliniklerin Samsun’daki sağlık turizmini ciddi manada attırması öngörüldüğünün altını çizen Opr. Dr. Emre Kıymık, "Sebebi ise özel ve kaliteli hizmet verilen sağlık kuruluşları ne kadar çok artarsa dış ülkelerden sağlık turizmi için daha çok insan ülkemize çekebiliriz. Bu çok önemli ve değerlidir. Biz de klinik olarak sağlık turizmi yetki belgemizi alma sürecindeyiz. Bu süreç tamamlanınca bizler de sağlık turizmine Samsun adına ülkemizi daha iyi hale getirerek dışardan kendi marka ve reklamımızı oluşturmak adına çalışmalarımızı sürdürmeyi planlıyoruz. Türkiye’nin dünyada estetik anlamında önde gelen ülkelerden biri olmasının en önemli sebebi cerrahi olarak diğer ülkelere nazaran erken dönemde cerrahi süreci olgunlaştıran hekimlerimizin olmasıdır. Eğitim sistemimizin hızlı bir şekilde bizi ileriye taşıyarak cerrahi nosyonunu hızlı kazandırması en önemli avantajlardan bir tanesidir. Türkiye’nin sağlık turizminde payının giderek artması dış ülkelerden gelen hasta sayısını arttırıyor. Bu durum ise Türkiye’yi dünyada öne çıkaran önemli etkenlerden bir tanesidir. Cerrahi sayımız çok arttı. Dünyada ilk 3 gerebilecek boyuta kadar ilerledi. Bizler de bu duruma bireysel olarak katkıda bulunan kurumlardan bir tanesi olmak üzereyiz. Elimizden geldiğince sağlık turizmine önem vererek hem Samsun şehrimize hem de ülkemize katma değer oluşturmak istiyoruz. Samsun, Türkiye’de estetik cerrahi özelin iyi bir yerleşim ve konumdadır. Ciddi sayıda ameliyat sayılarımız mevcuttur. Tabii ki İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi nüfus olarak daha kalabalık ve sağlık turizmin daha fazla yapıldığı illerden sonra Samsun liste başı gelen şehirlerden biridir. Samsun bu konuda çok iyi bir noktadadır. Biz de bunu daha ileriye taşıyarak diğer illerle aramızdaki farkı kapatarak onlarla yarışabilir pozisyona gelmek istiyoruz" şeklinde konuştu. "Yurt dışından hastalar geliyor" Yerli ve yabancı olan her hastaya hitap etmek istedikleri söyleyen Emre Kıymık, "Yabancı hasta sayımız giderek artmaktadır. Zaman zaman Almanya, Fransa, Gürcistan, Azerbaycan gibi ülkelerden hastalarımız gelmektedir. Öncesinde video konferans yöntemiyle görüşmeler yapmaktayız. Hastalarımız Samsun’a geldikten sonra ağırlamalarını yapıyoruz. Sağlık açısından tamamen kurallara uygun bütün bu süreci yönlendiriyoruz. İnsan sağlığı bu işlerdeki en önemli faktörüdür. Kim olursa olsun bu işi yapmaya yetkisi olan alanında bu branşta alanında uzman hekime başvurmalıdır. İnsanlar başvurmadan önce hekim seçiminde ve gideceği kurum seçiminde çok dikkatli olmalıdırlar. Önceden araştırmalılar. Estetik ameliyatlar şu anda çok popüler ve moda olduğu için herkes yapmak istiyor. Bu yüzden insanlar öncesinde hekim ve kurum seçiminde çok dikkatli olmalıdırlar" ifadelerini kullandı.
Erzurum ETSO’da, ‘EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti’ istişare toplantısı Özbekistan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 4. Turizm Bakanları Toplantısında Erzurum’un ‘EİT 2025 Yılı Turizm Başkenti’ seçilmesinin ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla başlatılan çalışmalar kapsamında, Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası’nda (ETSO), EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık’ın katılımıyla bir istişare toplantısı düzenlendi. Yönetim Kurulu Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya; ETSO Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, ETSO Meclis Başkanı Gökhan Yılmaz, Pasinler Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Taşbaşı, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı, ETSO Yönetim Kurulu Üyeleri, TOBB Genç ve Kadın Girişimciler Kurullarının Başkanları ile ilgili meslek komitelerinin başkan ve üyeleri katıldı. Özakalın, “Şehrimizin tanınırlığı için büyük bir fırsat” Toplantının açış konuşmasını yapan ETSO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, Erzurum’un EİT 2025 Turizm Başkenti seçilmesinin önemini vurgulayarak, “Şehrimizin EİT Turizm Başkenti olarak seçilmesi bizim için büyük bir onur ve gurur kaynağıdır. Bu kapsamda ilimizde yapılacak her türlü organizasyon ve program şehrimizin, tarihi, kültürü, yaz ve kış turizmi potansiyeli, doğal güzellikleri, milli ve manevi kıymetleri gibi sahip olduğu tüm değerleri uluslararası anlamda tanıtımına ve tanınırlığına büyük katkı sağlayacaktır” dedi. “En üst seviyede çaba göstereceğiz” ‘EİT 2025 Yılı Turizm Başkenti’ çerçevesinde gerçekleştirilmesi planlanan bütün etkinliklerin, son dönemde bir çekim merkezi haline gelen Erzurum’un gerçek gücü ve cazibesinin ortaya çıkması için önemli bir fırsat olduğunu dile getiren Başkan Özakalın, ETSO olarak bu fırsatları değerlendirmek adına en üst seviyede çaba göstereceklerinin altını çizdi. Toplantıda daha sonra EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık bir konuşma yaptı. 2025 yılında Erzurum’da Cumhurbaşkanlığının himayesinde yapılacak geniş kapsamlı programlar ve öncesindeki hazırlık süreçleriyle ilgili katılımcıları bilgilendiren Çığlık, düzenlenecek olan belli başlı programlara yönelik yürütülen çalışmaları aktardı. Erzurum’un, kış turizmi ve kış sporları alanındaki potansiyelini ön plana çıkaracak ve şehrin bu anlamda cazibesini artıracak ‘Erzurum Kış Oyunları’ organizasyonu gerçekleştirmek amacıyla çalışmalara başladıklarını anlatan Çığlık, her yıl 6-12 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilmesi planlanan kış oyunlarıyla ilgili faaliyetlerin Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın koordinasyonunda yürütüleceğini söyledi. “Palandöken ekonomik forumu, Davos benzeri bir organizasyon olacak” Konuşmasında, etkinlikler kapsamında düzenlenecek olan ve iş dünyasını yakından ilgilendiren en önemli çalışmaların başında, 2025 Yılı Şubat ayında gerçekleştirilmesi planlanan, ‘Palandöken Ekonomik Forumu’nun (PEF)’ geldiğini ifade eden Koordinatör Muharrem Çığlık, Davos benzeri bir organizasyon olacak Palandöken Ekonomi Forumu’nun hazırlık çalışmalarına başladıklarını belirtti. Çığlık, “Ülkemizde gerçekleştirilecek ve uluslararası anlamda ses getirecek en önemli forumlardan birisi olacak bu etkinliğin, ülkemize ve Erzurum’a büyük değer katacağına inanıyoruz. Bu konuda, TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanımız Sayın Nail Olpak ve iş dünyamız bize büyük destek veriyor. Erzurum’da da ETSO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Saim Özakalın zaten bizzat bu oluşumun içerisinde yer alacak ve bu forumu başarıyla gerçekleştirmek için birlikte çalışacağız” dedi. Koordinatör Çığlık ayrıca, EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti etkinlikleri kapsamında Mayıs 2025’te, ‘EİT Liderler Zirvesi’ ve ‘Uluslararası Gastronomi Fuarı’ gibi önemli etkinliklerin de hazırlık çalışmalarının sürdürüldüğünü sözlerine ekledi.
İstanbul Kaza yapan sürücü hıncını yanındaki kadından çıkardı: O anlar kamerada Eyüpsultan’da alkollü olduğu iddia edilen minibüs sürücüsü direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırımda bulunan beton mantarlara çarptı. Kaza anında kaldırımda yürüyen yaya faciadan kıl payı kurtuldu. Araç sürücüsü ise olayın ardından sinirle yanındaki kadını araçtan indirerek darp etti. Edinilen bilgiye göre olay, saat 06.30 sıralarında İslambey Mahallesi’nde meydana geldi. Alkollü olduğu iddia edilen minibüs şoförü direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırım kenarında bulunan beton mantarlara çarptı. O sırada kaldırımda yürüyen bir yaya çarpmanın etkisiyle etrafa savrulan beton parçalarından kıl payı kurtuldu. Savrulan beton parçaları çevredeki dükkanların kepenklerine hasar verdi. Önce kaza yaptı, ardından kadını darp etti Kazanın ardından minibüs şoförü ve kadın araçtan indi. İkili arasında olay yerinde sözlü tartışma başladı. Kazanın ardından sinirli minibüs şoförü hıncını yanındaki kadından çıkararak kadını darp etti. O anlar ise bir iş yerinin güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi. “O sırada bir yaya zor kurtuldu” Kadını darp eden minibüs şoförünün muhtemelen alkollü olduğunu belirten İsmail Kaya, “Kaza saat 06.00 sıralarında meydana geldi. Beyaz minibüs hızlı bir şekilde gelip buradaki dubaları parçalıyor. Dubalar savrulup bizim mağazalarımıza zarar verdi. O sırada bir yaya zor kurtuldu. Üzerine taşlar geldi. Daha sonra araç ileride durdu. İçerisinde bir bayan vardı. Muhtemelen tartışıyorlardı. Bayan indikten sonra alkollü şahıs bayanı darp etti. Tokatlayıp gönderdi. Polisler gelmeden kendisi kaçtı. Çok hızlıydı, muhtemelen alkollüydü. Burada bir yayaya zarar verebilirdi. Olan dükkanlara oldu” şeklinde konuştu.