ÇEVRE - 03 Mart 2021 Çarşamba 13:57

Yeşilyurt’ta ödüle aday yeni çevre projeleri hazırlanıyor

A
A
A
Yeşilyurt’ta ödüle aday yeni çevre projeleri hazırlanıyor

Malatya’nın Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, “ Ödüllü çevre yatırımlarımızın boyutunu yeni projelerle geliştirmek adına çok yoğun çalışıyoruz.

Malatya’nın Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, “ Ödüllü çevre yatırımlarımızın boyutunu yeni projelerle geliştirmek adına çok yoğun çalışıyoruz. Doğa hiç şüphesiz istediğimiz gibi kullanabileceğimiz bir sömürü ve sınırsız bir kaynak alanı değildir" dedi.


Türkiye’nin sayılı çevre yatırımlarından olup, birçok yerel yönetimin örnek alıp uyguladığı Yeşilyurt Belediyesi Ambalaj Atığı Toplama Ayırma Tesisindeki son çalışmaları yerinde inceleyen Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, çevre hizmetlerinde yakaladıkları başarılı süreci, yeni ve farklı projelerle geliştireceklerini söyledi. Ambalaj Atığı Toplama Ayırma Tesislerinin teknik alt yapısı, fiziki şartları, organizasyonu ve uzman kadrosuyla çevre yatırımlarına örneklik teşkil eden bir hüviyete sahip olduğunu ifade eden Çınar, “Cumhurbaşkanımızın saygıdeğer eşi Emine Erdoğan hanımefendinin öncülüğünde başarıyla devam eden ‘Sıfır Atık’ projelerini en fazla destekleyen yerel yönetimlerin başında gelmemizin verdiği sorumlulukla birlikte çevre hizmetlerimizin boyutunu yeni projelerle geliştirmekteyiz. Birçok yerel yönetimin çevre yatırımlarına ışık tutan ödüllü projemiz Ambalaj Atığı Toplama Ayırma Tesislerimizin gerek teknik alt yapısını gerekse de diğer çalışma alanlarını her geçen gün daha iyi bir seviyeye getiriyoruz” diye konuştu.


Ambalaj Atığı Toplama Ayırma Tesislerinin sağlıklı ve temiz bir geleceğe sahip olunmasında önemli bir misyon üstlenmesinin yanı sıra ekonomiye de katkı sunan çalışmalara ev sahipliği yaptığını vurgulayan Çınar, “ Çevre ve doğa sağlığının korunmasına çok büyük önem veriyoruz. Dünya genelinde iklim değişikliği nedeniyle oluşan sıkıntıların temelinde; geri dönüşümü mümkün olup ta dönüştürülemeyen, toplanmayan ve çevre sağlığına ciddi zararlar veren atık maddeler yer almaktadır. Çevre sağlığının korunmasına yönelik hizmetlere daha fazla ağırlık vermemiz gereken bir süreçten geçmekteyiz. İnsan ve doğa sağlığını tehdit eden atık maddelerini yerinde ayrıştırmak, toplamak ve doğaya zarar vermeden geri dönüşümü yapmak bizim asli görevlerimiz arasında yer almaktadır. Yeşilyurt Belediyesi olarak ta bu anlamda üzerimize düşen sorumlulukları gerek bölgemize örneklik teşkil eden ödüllü Ambalaj Atığı Toplama Ayırma Tesislerimizle gerekse de sosyal sorumluluk projelerimizle yerine getirmeye devam ediyoruz. İlçemizin farklı bölgelerine, parklarına ve sitelerine yerleştirdiğimiz geri dönüşüm kutularına bırakılan ambalaj atığından atık elektrikli ve elektronikli eşyalara, plastikten kağıda, naylondan metal parçalarına ve mobilyaya kadar 14 farklı atık malzemeyi yerinde ayrıştırıp tesislerimizde geri dönüşüme hazır hale getiriyoruz. Burada geri dönüşüme hazır hale getirilen atık maddelerini farklı dönemlerde yaptığımız ihalelerle satışını yapıyoruz. Manuel ve otomatik teknik alt yapıya sahip, uzman ekiplerin gözetiminde sevk ve idaresi yapılan tesislerimiz sayesinde çevremizi ve doğamızı koruma hizmetlerimizin boyutunu daha da genişletmiş olduk. Çevremize ne kadar önem verirsek, bu yönde ne kadar hizmet üretirsek geleceğimize de o denli temiz, düzenli ve sağlıklı bir dünya emanet etmiş oluruz” dedi.


Çevre hizmetlerini daha planlı ve sistemli yürütmek adına Sıfır Atık Müdürlüğünü kurduklarına dikkat çeken Çınar, “ Çevre hizmetlerinde yakaladığımız başarı çıtamızı hem geliştirmek hem de daha ileriye taşıyıp örnek hizmetlerimizin sayısını artırmak adına kurduğumuz Sıfır Atık Müdürlüğümüz bünyesinde yeni projeler üretiyoruz. Atıkların yerinde ayrıştırılmasıyla ilgili büyük mesafeler aldık, 2021 yılındaki hizmetlerimizle bunu daha ileriye taşıyacağız. İlçemizdeki kamu ve kurumlar başta olmak üzere sitelerimizde bilgilendirme faaliyetleri düzenleyeceğiz. Çevreyle ilgili toplumsal bilincimizi daha güçlü bir hale getirmeye çalışacağız. İlçemizin farklı noktalarındaki geri dönüşüm kutularının sayısını artırıp daha fazla atık maddelerinin toplanmasını sağlayıp, daha fazla ayrıştırma yapacağız. Dönüştürebileceğimiz ürünün sayısını ne kadar artırırsak o kadarda mutlu oluruz. Yeşilyurt’umuzun sağlıklı, temiz ve düzenli imajını hem muhafaza etmek hem de daha fazla kesime ulaştırmak içinde var gücümüzle çalışacağız. Yeşilyurt’umuzun güzelliklerine yeni güzellikler katan tüm mesai arkadaşlarımızı fedakar ve özverili çalışmalarından dolayı kutluyorum. Çevre sağlığına hassasiyet ve duyarlılık gösterip hizmetlerimize katkı sunan tüm çevre dostu hemşerilerimize de saygılarımı iletiyorum. El birliği yaparak daha temiz, daha sağlıklı, daha huzurlu yarınlara hep birlikte kavuşacağız” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Pembe kimlikle 38 yıl yaşayan Kumral Bodur’un hayatı film oluyor Giresun’da nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı pembe kimlik verilen ve 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalışan 52 yaşındaki Kumral Bodur’un hayatı beyaz perdeye ilham kaynağı oldu. Yazar Aziz Nesin’in filmlere de konu olan “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” romanının ardından, nüfus müdürünün hatası nedeniyle nüfusa kadın olarak kaydedilen Kumral Bodur’un 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalıştığı hayat hikayesi de filme konu oluyor. Filim yapımcılarının kendisini aradığını anlatan Kumral Bodur, “Trajikomik bir film hikayesi için hayatımın bir film senaryosuna ilham kaynağı olmuş. Bununla ilgili filmin yönetmenliğini yapacak olan Abbas Karatekin ve Yapımcısı Ulaş Karadeniz beni aradılar ve projelerinden bahsettiler. Ben de olumlu yaklaştım. Önümüzdeki günlerde Giresun’a gelip senaryo yazımı için detaylı görüşmeler yapacağız” dedi. 15 hakim, 19 savcı değişmiş, kimliği değişmemişti Giresun’un Bulancak ilçesinde yaşayan 52 yaşındaki Kumral Bodur nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı nüfusa kadın olarak yazılmış ve pembe kimlik verilmişti. Ancak yapılan hatanın düzeltilmesi ise tam 38 yıl sürmüş bu süre içerisinde evlenip çocuk sahibi olmasına rağmen ne resmi evlilik yapabilmiş ne de çocuklarını nüfusuna yazdırabilmişti. Çocuklarını kardeşlerinin nüfusuna yazdıran Kumral Bodur, sigortalı bir işe girip çalışamamış ve askerlik görevini de yapamamıştı. 15 hakim, 19 savcının değiştiği hukuk mücadelesi ise tam 38 yıl sürmüştü. Kumral, mahkeme sürecinde yaşadığı psikoloji sorunlar nedeniyle aldığı hapis cezasını da, kadın kimliğiyle, erkek cezaevine girdiğinde ise yanlışlığın fark edilmesi sonucu cezaevinden dışarı çıkartılmıştı.
Amasya Amasyalı öğrenciler okulda ata tohumu ekip fide yetiştirdi Amasya’nın Taşova ilçesinde Emine Bursalı İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri ve öğretmenleri okulda ektikleri ata tohumlarından fide yetiştirdi. Çileklerin ve diğer sebzelerin hasadı yapılırken ata tohumu domates fideleri de okul bahçesinde oluşturulan seraya dikildi. "Ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz" Fen ve teknoloji laboratuvarında yetiştirilen ata tohumları, ‘Eğitimde Rehberlik ve Destekleme Modeli (ERDEM) Destek 2022 Programı’ çerçevesinde sağlanan 25 bin liralık destekle okul bahçesinde oluşturulan 25 metrekarelik seraya taşınarak öğrencilerin elinde toprakla buluştu. Çok heyecanlandıklarını belirten 7. sınıf öğrencisi Abdullah Ensar Sarıbaş, “Getirdiğimiz ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz. Burada çilek, marul, maydanoz gibi bir sürü çeşit bitki bulunuyor” dedi. Arkadaşı Tuğçe Naz Aşık da, “Köyümüz uzak olduğu için git, gel yapamıyoruz. Okulumuzda bunun gibi sera olduğu için tarımdan da yararlanabiliyoruz. Laboratuvarda üretiyoruz. Sonra gelip buraya dikiyoruz” diye konuştu. "Amacımız akademik başarının yanı sıra evlatlarımızı hayata da hazırlamak" Çalışmanın öğrencilerinin gelişimi için fırsat olduğuna işaret eden Fen Bilimleri Öğretmeni Bayram Atalay, “3 sene önce kurulan serada çilek, domates, salatalık, karnabahar, roka yetiştiriyoruz. Çocuklara eğitim, öğretim faaliyetinin haricinde yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi de öğretiyoruz” şeklinde konuştu. Amaçlarının akademik başarının yanı sıra evlatlarını hayata da hazırlamak olduğunu vurgulayan Okul Müdürü Ali Buğalı ise, “Son yıllarda küresel ısınmayla beraber gıdaya erişim konusundaki sıkıntıları göz önüne aldığımızda toplumumuzun üreten, kendi kendine yeten bir toplum olması açısından tarım faaliyetlerine yönelip her türlü sebze ve meyveyi yetiştirmeye çalışıyoruz. Onlara da örnek olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: “İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin sadece yasal bir zorunluluk değil insanın en temel haklarından biri olduğunu vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliği konusunda önemli adımlar atılmakla birlikte hala iyileştirilmesi gereken alanlar bulunmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” dedi. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası vesilesiyle yazılı bir mesaj yayınlayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “ILO verilerine göre 2023 yılında Türkiye, ölümcül olmayan mesleki yaralanmalar bakımından dünyada 11. sırada, ölümlü iş kazası sayısı bakımından ise 15. sırada yer alıyor. İş kazaları üzerine veriler toplayan ve paylaşan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2023 yılında en az bin 929 işçi hayatını kaybetti. Bir ülkede meydana gelen iş kazalarının sayısının azalması, o ülkenin iş sağlığı ve güvenliği açısından ne kadar başarılı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği yönetiminin uygulanabilirliği ile iş kazalarının önceden engellenmesi oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki her iş kazası önlenebilir nitelikte bir risktir ve bu konuda alınacak önlemler hayati önem taşır. Herkesin sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamına sahip olması, daha verimli ve mutlu bir işgücü oluşturmaya yardımcı olur” ifadelerini kullandı. İş sağlığı ve güvenliği konusunun seçenek değil zorunluluk olduğunu belirten Palandöken, “Çalışanların daha güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamak, hem işverenlerin hem de çalışanların ortak sorumluluğudur. İşverenlerin ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlenmeleri, uygun ekipmanların kullanımı, risklerin değerlendirilmesi ve önleyici tedbirlerin alınması önemlidir. Sağlıklı çalışma ortamları oluşturarak, çalışanların daha mutlu, daha sağlıklı ve daha verimli olmalarını sağlamak hem işletmelerin hem de toplumun yararınadır. Esnaf ve sanatkarlar için iş sağlığı ve güvenliği konularına uyum sağlamak, yasal sorunlardan kaçınmak ve işletmelerini güvende tutmak açısından hayati öneme sahiptir. İşletmelerin itibarını korumak için düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı ve çalışanlara gerekli eğitimler verilmelidir. Bu vesile ile 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nda tüm işletmelere kazasız bir çalışma hayatı dilerken, bu konuda daha bilinçli, duyarlı ve sorumlu olmamız gerektiğinin altını çiziyorum” dedi.