YEREL HABERLER - 29 Ocak 2012 Pazar 16:44

MALATYA`NIN BÜYÜKŞEHİR NÜFUSUNU AŞMASI

A
A
A
MALATYA`NIN BÜYÜKŞEHİR NÜFUSUNU AŞMASI

AK Parti Malatya Milletvekili Mustafa Şahin, "Malatya’nın büyük şehir olması ile birlikte büyükşehirlere verilen ödenekten faydalanması, Malatya’ ya kalıcı ve nitelikli daha birçok hizmetin yapılmasına sebep olacaktır" dedi.
Malatya nüfusunun 750 bini geçerek büyükşehir olmaya hak kazanmasıyla ilgili yazılı bir açıklama yapan AK Parti Malatya Milletvekili Mustafa Şahin, "2011 Haziran ayında yapılan genel seçimler öncesi büyükşehir olacak iller arasında Malatya, 9 bin 357 kişi gibi cüzi bir rakamla büyük şehir olmak için gereken nüfus oranını aşamamıştı. Bu durumu fırsat bilen muhalefet partileri her ortamda ’Malatya istenirse büyükşehir olur’ diyerek değerli hemşerilerimizin zihinlerinde soru işareti bırakmak için tüm
gayretlerini göstermiştir. Malatyalı o kendine yakışır vakur duruşunu göstererek, yine AK Parti’nin yanında olmuş ve muhalefetin o karışık olan zihninde yeni bir soru işareti daha bırakmıştır. Türkiye bir kabile devleti değildir. Kanun ve yasalarla yönetilen sosyal, demokratik, insan hakları ve özgürlüklere saygılı bir ülkedir. Yapılan tüm çalışmalar kanun ve yasalar çerçevesinde yapılır. Türkiye’nin 2002’den bu yana bir hukuk devleti olma konusundaki hızlı ilerlemesinin sonucunu tüm alanlarda rahatlıkla
görmekteyiz" ifadelerini kullandı.
"Muhalefetin Malatya’daki yapılan tüm çalışmaları görmezden gelerek kendi siyasi geçmişlerinden gelen tüm olaylara karamsar bakma alışkanlıklarını sürdürerek kendilerinin siyasi anlamda kaybolduğu bir şehirde, halkı olumsuz etkilemek için göstermiş olduğu faaliyetlerine rağmen Malatya’nın o asil ve kalender insanları bu olumsuz tabloyu çizmek isteyenlere, geçmişte olduğu gibi bugün de prim vermeyerek yine o vakur duruşunu bir kez daha göstermiştir" diyen Şahin, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Bizler AK Parti milletvekilleri olarak Belediye Başkanımız Ahmet Çakır’ın başlatmış olduğu nüfusunu Malatya’ya aldır kampanyasını destekleyerek, Malatya’da yaşayıp da kaydı Malatya’da olmayan hemşerilerimizin bu kampanya çerçevesinde kayıtlarını Malatya’ya almaları sağlanmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 27 Ocak 2012 tarihinde açıklanan adrese dayalı nüfus sistemi, 2011 yılı sonuçlarına göre büyükşehir olmak için gereken nüfus kriterini Malatya ilimiz aşmış oldu. Malatya ilimizin büyükşehir
olması ile birlikte bütçeden alacağı pay da artıyor. Türkiye’de belediyelere ödenen kaynağın yüzde 80’ine yakını büyükşehir belediyelerine verilirken, kalan yüzde 20’lik pay ise 65 il belediyesi arasında paylaşılıyor. Malatya’nın büyükşehir olması ile birlikte büyükşehirlere verilen ödenekten faydalanması Malatya’ya kalıcı ve nitelikli daha birçok hizmetin yapılmasına sebep olacaktır."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Isparta AB büyükelçileri Isparta’da Başkan Başdeğirmen ile bir araya geldi Avrupa Birliği Delegasyonu Başkanı ve Almanya Büyükelçisi Nikolaus Meyer-Landrut ve 15 ülkenin büyükelçilerinden oluşan delegasyon üyeleri, Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’i ziyaret etti. Ziyaretten duyduğu memnuniyetini ifade eden Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, "Isparta’mız ülkemizin en güzel ve şirin illerinden bir tanesidir" dedi. Avrupa Birliği Delegasyonu Başkanı ve Almanya Büyükelçisi Nikolaus Meyer-Landrut ve 15 ülkenin büyükelçilerinden oluşan delegasyon üyeleri, bir dizi temaslarda ve ziyaret için Isparta’ya geldi. Isparta Valisi Aydın Baruş ile bir araya gelen üyeler ziyaretin ardından Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’i ziyaret etti. Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, Avrupa Birliği Delegasyonu Başkanı ve Almanya Büyükelçisi Nikolaus Meyer-Landrut ve beraberindeki delegasyon üyelerini belediye girişinde karşıladı. Ziyarette AB Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas, Avusturya Büyükelçisi Gabriele Juen, Belçika Büyükelçisi Paul Huynen, Hırvatistan Büyükelçisi Hrvoje Cvitanovic, Finlandiya Büyükelçisi Pirkko Hmlinen, Yunanistan Büyükelçisi Theodoros Bizakis, Macaristan Büyükelçisi Viktor Matis, Letonya Büyükelçisi Peteris Vaivars, Litvanya Büyükelçisi Ricardas Degutis, Lüksemburg Büyükelçisi Georges Faber, Malta Büyükelçisi Theresa Cutajar, Hollanda Büyükelçisi Joep Wijnands, Portekiz Büyükelçisi Virginia Pina, Romanya Büyükelçisi Stefan Alexandru Tinca, Slovenya Büyükelçisi Gorazd Rencelj ve İspanya Büyükelçisi Cristina Latorre Sancho yer aldı. Avrupa Birliği Delegasyonu Başkanı ve Almanya Büyükelçisi Nikolaus Meyer-Landrut ve delegasyon üyelerinin Isparta’da ağırlamaktan duyduğu memnuniyetini ifade eden Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, "Isparta’mız ülkemizin en güzel ve şirin illerinden bir tanesidir" dedi. Isparta’nın tarihi, doğası, turizmi ve tarımıyla ilgili bilgiler veren Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, ekonomik anlamda yapılabilecek karşılıklı iş birliğine ilişkin konulara değindi ve büyükelçilerin şehre ilişkin sorularına cevap verdi. Başkan Başdeğirmen, "Bizim en değerli ürünlerimizden birisi de Isparta’nın dışında üretilemeyen gülümüzdür. Gülümüz bizim bir markamız, kendimizi bu anlamda çok şanslı hissediyoruz. Şehir olarak ülkemizin geçiş noktasında olmamız bizim için büyük bir avantaj. Şehrimiz köklü bir tarihe sahiptir" derken, Yalvaç Psidia Antiocheia antik kenti, Eğirdir Gölü, Davraz Kayak Merkezi, Zindan Mağarası, Yazılı Kanyon gibi bölgelerden de bahsetti. Gül, lavanta ve şehrin endemik bitkilerine ilişkin de misafirlere bilgi veren Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, "Isparta’mızı gezerken, şehrimizin güzelliklerini göreceksiniz. Yarın gül bahçelerinde hep birlikte gül toplayacağız" derken, gülden elde edilen ürünlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sizleri burada görmekten mutlu olduk. Umarım çok güzel zamanlar geçirirsiniz. Ülkeleriniz ile ülkemiz arasında bir köprü olarak önemli değerler kazandırdığınız içinde sizlere teşekkürümü bir Türk vatandaşı olarak iletmek isterim. Isparta Belediyemize de zaman ayırdığınız için teşekkür ederim" görüşlerinde bulundu. Avrupa Birliği Delegasyonu Başkanı ve Almanya Büyükelçisi Nikolaus Meyer-Landrut, "Avrupa Birliğindeki diğer meslektaşlarımla birlikte Isparta’da bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu ilin güzelliklerini zenginliklerini keşfetmenin başlangıç aşamasındayız. Bu sabahtan itibaren gül ile benim tahayyül edebileceğimden çok daha fazla şey yapabildiğinizi keşfettim" dedi. Kozmetikten dekorasyona gülün birçok alanda kullanıldığını gördüğünü dile getiren Avrupa Birliği Delegasyonu Başkanı ve Almanya Büyükelçisi Nikolaus Meyer-Landrut, "İlinizle ilgili daha fazla bilgi edinmeyi sabırsızlıkla bekliyorum" görüşlerinde bulundu. Konuşmaların ardından Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen ile AB delegasyonu üyeleri karşılıklı ekonomik alanlarda yapılabilecek iş birlikleri hakkında görüş alışverişinde bulundu.
Düzce Tıp biliminde geçen 50 yıl Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Kurucu Başkanı Prof. Dr. Kenan Kocabay, tıp biliminde geçirdiği yarım asırlık dönemi değerlendirerek, genç hekimlere önemli tavsiyelerde bulundu. Kurucu Dekan ve Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı Kurucu Başkanı olarak birçok Tıp öğrencisinin ve asistanın eğitimine katkıda bulunduğunun altını çizen Prof. Dr. Kenan Kocabay açıklamasında “Bizim klinikte 50’ye yakın asistan, Çocuk Hastalıkları ihtisasını alarak uzman doktor oldu. Benim mesleğe başladığım yıllarla şimdiki devir arasında çok farklar var. Şimdiki gençler aceleci, sabırsız ve her şeye çabuk erişmek istiyor, fazla zorluklara katlanmak istemiyor, nöbet tutmak istemiyor ve bol paralı işleri tercih ediyor. Malpraktis davaları nedeniyle asistanlar TUS sınavında nöbetsiz hekimlik branşlarını tercih ediyor” ifadelerine yer verdi. “Meslek hayatımda çok sayıda acı ve tatlı unutulmayacak anlar yaşadım” Meslek hayatında çok sayıda hatıraları olduğunu ifade eden Kocabay, “Meslek hayatımda çok sayıda acı ve tatlı unutulmayacak hatıralarım vardır. 1999 Düzce depreminde hayatını kaybeden 5 tıp öğrencimizi ve deprem sonrası Acil Servis’te depremzedelere kaos ortamında hızlı tıbbi yardım yapmamızı hiç unutamıyorum. Anne ve babası tarafından terkedilen bebeklere, zaman zaman Çocuk Kliniği’nde rastlıyoruz. Bunların artışı sosyal yapımız için endişe verici olmaktadır” dedi. “Eğitim bisiklete binmek gibi” Eğitimde sürekliliğin önemini vurgulayan Kenan Kocabay, “Ben kendimi bugün mesleğe yeni başlamış gibi kabul ediyorum. Kendimi geliştirmek için sürekli okuyorum. Ben 50 yıllık bir hekim ve idareci olarak Tıp eğitimine elimden geldiği kadar katkıda bulunmaya çalıştım. Ben devletimin imkanları ile fazladan bir para ödemeden devlet okullarında ve Tıp Fakültesi’nde ücretsiz eğitim gördüm. Devletin bana kazandırdıklarını ve borcumu ben de toplumumuza ve öğrencilere eğitim vererek ödedim. Öğrencilere ders anlatırken eğitimin tıpkı ‘bisiklete binmek’ gibi olduğunu, devamlı sürmek gerektiğini, bir maraton koşucusu gibi eğitime ara vermeden sürekli çalışmaları gerektiğini ifade ediyorum. Eğitim sadece eğiticinin çabası ile olmaz. Öğrencinin de motivasyonu yeterli olmalıdır. Günümüzde internet ve teknolojik imkanlar ile bilgiye çok hızlı ulaşılabiliyor. Bu öğrencilerin eğitimi için benim öğrencilik ve asistanlık yıllarıma göre çok büyük bir kolaylık imkanı sağlıyor. Geçmişi bilmeden geleceği planlamak zordur. Onun için gençlerin geçmişi de bilmesi gerekiyor. Öğrencilere tıp mesleği konusunda rol model olabilecek önder öğretim üyelerine de ihtiyaç var. Kız öğrencilerin sınıfların yarısından fazlasını doldurmasını önemsiyor, tıp eğitiminde onların motivasyonlarının daha iyi olduğunu gözlemliyor ve başarılı buluyorum. Toplum nüfusumuzun yarısı kadın olduğuna göre onların ülkemizde sağlık problemlerini çözebilecek kadın hekimlerin yetişmesi geleceğimiz için mutluluk kaynağı olacaktır. Gençlerimizin vefalı olmalarını ve yapılan hizmetlerde çok sayıda kişinin katkısının olduğunu bilmeleri gerekir. Gençlerin bundan sonra benim bu işe nasıl katkım olabilir şeklinde düşünmeleri, ellerini taşın altına koymaları gerekir. Son olarak gençlere tavsiyem ‘Bütün umudum gençliktedir.’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde vatanımızın birlik ve bütünlüğünü en önde tutmalarını öneririm” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
Denizli Başlarına taş yağdı Denizli’de özel bir firmaya ait taş ocağından düşen kaya parçası bir eve isabet etti. Evde kimsenin olmaması faciayı önledi. Olay, Honaz ilçesi Aşağıdağdere Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, bölgede Kelkaya Dağı olarak bilinen 500 metre yükseklikteki dağlık alanda özel bir firma tarafından işletilen taş ocağından düşen kaya parçası bir eve isabet etti. Yüksel Dalkılınç isimli vatandaşın evine isabet eden büyük kaya parçası evin çatısını parçalayarak depo olarak kullanılan alana düştü. Olayın meydana geldiği sırada ise Dalkılınç ve ailesinin evde olmadığı öğrenildi. Yaklaşık 15 yıldır faaliyette olan taş ocağından sürekli olarak yapılan patlamalar ve çalışmalar sırasında mahalleye taş parçaları düştüğünü belirten mahalle sakinleri ise durumdan şikayetçi olduğunu dile getirdi. "Yaklaşık 10 yıldır bu durum böyle, bıktık artık" Çocuklarını dışarıya çıkarma korkusu yaşadıklarını ifade eden mahalle sakini Hatice Can, "Durmadan ocaktan taş düşüyor. Ne evlerimizin içine girebiliyoruz, ne de uyuyabiliyoruz. Sürekli patlama yapılıyor. Her patlamada bir eve büyük veya küçük taş gelebiliyor. Çocuklarımız dışarıya çıkamıyor. Evin dağa bakan kısmına hiç gidemiyorlar. Evin içerisinde de sürekli duramıyoruz. Yemek yiyoruz patlatma oluyor, uyuyoruz, işten geliyoruz patlatma oluyor. Jandarma gelip uyarıda bulunup evden çıkmamızı istiyor. Her seferinde nereye gideceğiz. Yaklaşık 10 yıldır bu durum böyle. Bıktık artık" dedi. "Bu duruma bir çare bulunmasını istiyoruz" Mahalle olarak risk altında olduklarını vurgulayan İbrahim Baştürk, "Taş ocağında iş makinesi çalıştığı sırada bir anda ses geldi. Baktığımızda kaya parçasının geldiğini gördük. Taş yuvarlana yuvarlana bu eve girdi. Biz bu durumun şahidiyiz. Elimizden bir şey gelmiyor ama başımıza taş yağıyor. Her zaman patlatma olacak diye korku yaşıyoruz. Evlerimiz sürekli sallanıyor. Her şeyimiz risk altında. Köyümüz, biz, hayvanlarımız. Bu duruma bir çare bulunmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.