EĞİTİM - 10 Haziran 2020 Çarşamba 23:19

Covid-19’un bilimsel ve mesleki etkileri masaya yatırıldı

A
A
A
Covid-19’un bilimsel ve mesleki etkileri masaya yatırıldı

Pandemi sürecinde e-söyleşiler ile önemli toplantılara ev sahipliği yapan Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde son olarak ’Covid-19 Pandemisinin bilimsel ve mesleki etkileri” konulu e-söyleşi düzenlendi.

Pandemi sürecinde e-söyleşiler ile önemli toplantılara ev sahipliği yapan Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde son olarak ’Covid-19 Pandemisinin bilimsel ve mesleki etkileri” konulu e-söyleşi düzenlendi.


Darende Bekir Ilıcak Meslek Yüksekokulu’nun organize ettiği e-söyleşiye Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut moderatör olarak katıldı. Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezinin (MTÜ-UZEM) kendi yerli ve milli yazılım programı olan uzaktan eğitim sistemi üzerinden gerçekleştirilen söyleşiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Durhan, Rönesans Holding Yönetim Kurulu Üyesi Havva Ergun, Erciyes Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Eymen, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tansel Şireli, İskenderun Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Umur Korkut Sevim, Eczacı Taylan ve Darende Bekir Ilıcak Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Bayram Gündüz konuşmacı olarak katıldı.


E-söyleşinin açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektör Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Covid-19 sürecinde akademik alanda yoğun bir çalışma içinde olduklarını ifade ederek, "Yopluma hizmet noktasında duvarı olmayan bir üniversite olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Üniversitemiz ilk kurulduğunda öğrencisi olan Ziraat Fakültemiz ile 8 Meslek Yüksekokulumuz bulunuyordu. Bu yıl Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi ve Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’ne öğrenci alacağız. Covıd-19 salgınına tepki çözüm odaklı oldu, geliştirilen yenilikçi çözümler oldu. Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak uzaktan eğitim sistemimiz hazırdı. Biz bu sürece hazırlıksız yakalanmadık. Uzaktan eğitim merkezimiz kurulmuş ve uzaktan eğitim sistemimiz üzerinden eğitim veriyorduk. Yeni bir üniversite olarak teknik alt yapımız günümüz şartlarına ve ihtiyaçlarına göre hazırlanıyor. Bu süreçte öğrencilerimiz mağdur olmadan eğitimlerini sürdürdüler. Akademik çalışmalarımız kesintisiz devam etti. Bu süreçte Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi’mizin bünyesinde dezenfektan üretimini de yaptık.” dedi.


Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Durhan ise korona virüs salgınına değinerek, “Bir savaş içerisindeyiz, görmediğimiz bir düşmanla savaş içindeyiz, dolayısıyla onu çok iyi tanımalıyız. Elimizde olan kendi kabiliyetlerimizi çok iyi bilmek zorundayız ve böyle bir mücadelenin içine girmek zorundayız. Göz virüs için bir geçiş yeri. Göz ciddi bir hedef organ. Çocuklar pandemi döneminde evlerde bilgisayar üzerinde inanılmaz uzun süre geçirdiler. Buda yakın gelecekte çocuklarda gözlük kullanımını arttıracak. Bu dönem lens yerine gözlük kullanımını öneriyoruz. Ama kullanımı zorunlu ise günlük lensler kullanılabilir. Bu tür programlara devam edin” şeklinde konuştu.


Daha sonra söz alan Rönesans Holding Yönetim Kurulu Üyesi Havva Ergun’de, Dünya Sağlık Örgütünün pandemi ilanı ile birlikte önemli bir mücadelenin başladığını belirterek, "Biz şuanda 28 ayrı ülkede çalışma yürütüyoruz. Dünya Sağlık Örgütü, Rönesans Holdingden daha geri kaldı diyebilirim. Biz Sağlık Bakanlığı ile çok yakın çalıştık, İl Sağlık Müdürlükleri ile çok yakın çalıştık. Yurtdışındaki sağlık kuruluşları Türkiye’deki sağlık müdürlükleri gibi etkin çalışmıyor. Bence Türkiye bu süreci çok başarılı yönetti ve çok iyi bilgilendirme yaptı. Bu süreçte büyük inşaat projelerimiz durmadı. Tedbirlerimizi hızlı bir şekilde aldık ve Sağlık Bakanlığı ile çok yakın çalıştık.” ifadelerini kullandı.


Codvid-19’un dünya için önemli bir süreç olduğunu belirten Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tansel Şireli ise şunları söyledi:


"Geçen yüzyılda gerçekleşen hızlı bilimsel ve teknolojik ilerlemeye rağmen 21. Yüzyılın en önemli gündemlerinden birini zoonozlar, gıda ve sulardan kaynaklanan halk sağlığı tehlikeleri oluşturmaktadır. Günümüz koşullarında halk sağlığı toplu yaşam koşullarında halkın sağlığın korunması ve geliştirilmesi amacıyla yürütülen hizmetlerin bütünüdür. Covid-19 bize endişelerimizi, aynı zamanda korkularımızı bize hatırlattı, aynı zamanda bugüne kadar sahip olduklarımızı ve kaybettiklerimizi de farkettik. Bu dönem gerçek doğanın sahipleri kazanmaya başladı. Hayvanların şehirlerde dolaşmaya başladığını gördük. Doğanın sadece insanlara ait olmadığını gördük. Sağlıklı yaşamın sürdürülebilirliği için temel ihtiyacı beslenme karşımıza küresel bir sorun olarak çıktı. Covid-19 devam ederse gıda sıkıntısı da ortaya çıkacaktır. İnsanoğlunun besin zinciri en önemli halkayı oluşturan hayvansal gıdaların tedariki merak konusu içerisindeyken, aynı zamanda temel gıda maddelerinin güvenirliği endişesini de beraberinde getirdi. Temel hijyen kurallarına her zaman uyulmalı”


Söyleşinin bir diğer konuşmacısı olan İskenderun Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Umur Korkut Sevim de inşaat sektörünün ülkenin lokomotif sektörlerinden birisi olduğunu dile getirerek, " Türkiye’de inşaat sektörü geçen yıl yaklaşık 232 milyar liralık bir büyüklükle milli gelirden yüzde 5 oranında bir pay aldı. Gayrimenkul faaliyetleri ise yaklaşık 286 milyarlık bir rakamla milli gelirin yüzde 6,7’sini oluşturdu. İnşaat sektöründe bu yılın Şubat ayı itibariyle 1 milyon 395 bin çalışan bulunuyor. Covid-19 inşaat sektöründe bir daralma yaşanmasına neden oldu. Normalleşme ile beraber inşaat sektörü de eski parlak günlerine dönecektir. Normal dersler uzaktan eğitimle verildi, ancak Mühendislik eğitiminde uygulama derslerinde sıkıntı yaşanıyor. Uygulama derslerinin yapılması çok önemli.” dedi.


Depremle ilgili bir soru üzerine Prof. Dr. Umur Korkut Sevim, “Depremi öngörmemiz mümkün değil. Ne zaman ve nerede olacağı bilemeyiz. Ama ülkemiz büyük oranda deprem riski altında ve binalarımızı buna göre yapmalıyız. Ülkemiz depreme dayanıklı binalar yapma konusunda her türlü bilgi ve işgücüne sahip, ancak uygulama da sorun var.” şeklinde cevap verdi.


Erciyes Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Eymen, ise söyleşide şunları söyledi:


“Covid-19 olumlu etkileri de var, olumsuz etkileri de var. Olumlu etkilerine değinecek olursak eğitimde, pandemiden dolayı eğitime ara verildi ve mümkün olan en az hasarla bir takım yöntemler geliştirildi, uzaktan eğitim programlar gibi programlar konuşulmaya başlandı. Pandemi öncesine göre daha çok dijital kaynaklarımız oldu ve uzaktan eğitim programlarının konuşulmaya başlandığı bir dönem olmuş oldu. Olumsuz etkilerini ise şöyle sıralayabiliriz uygulamalı derslerin yürütülmesinde büyük problemler yaşandı. Öğrenciler stajlarını yapamadılar. Öğrenciler arazi uygulamalarını yapamadılar. Pandemi öncesinde kişilerin arsalara yatırım yaptığını görüyoruz, pandemi sürecinde ise insanlar bağ, bahçe ve yazlık evlere doğru bir yatırım yaptıklarını görüyoruz. Pandemi sürecinde emlak piyasasının da bağ, bahçe ve yazlık evlerden dolayı bir yoğunluk oluşturdu.”


Eczacı Taylan Küçüker, eczacıların ve optisyenlerin Covid-19 sürecinde her türlü riski alarak görev ve sorumluluklarını yerine getirdiğini belirterek, bu süreçte optisyenlerin karşılaştığı sorunları ve çözüm önerilerini aktardı. Küçüker, “Her şey bir göz muayenesi ile başlar” dedi.


Darende Bekir Ilıcak Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Bayram Gündüz, e-söyleşiye katılım sağlayan konuşmacılara teşekkür etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Kadınlarla ilgili meseleyi LGBT kontekstinde tartışıyorsanız kadınlara haksızlık yapıyorsunuz" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Kadınlarla ilgili meseleyi sadece LGBT kontekstinde tartışıyorsanız kadınlara büyük bir haksızlık yapıyorsunuz. Birincisi bu. İkincisi küreselci söylemlerin etkisi altındasınız ve geçmişe bakarsak oryantalist bir bakış açısıyla kendi toplumunuza bakıyorsunuz" dedi. TBMM Genel Kurulunda Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2026 yılı bütçesi kabul edildi. Genel Kurulda, bütçeler üzerindeki konuşmaların tamamlanmasının ardından soru-cevap bölümüne geçildi. Milletvekilleri tarafından sorulan soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Rakamlar sizi doğrulamıyor. Az önce söyledim. Binde 1,1 ya da 1,2 civarında harcama söz konusu. Eski sisteme göre daha düşük bir harcama. Kaldı ki şunu da söylemek zorundayım. Cumhur İttifakı’nın adayı olan Cumhurbaşkanımız değil de rakibi seçilmiş olsaydı, şimdi 6 tane cumhurbaşkanı yardımcısı olacaktı. Kim bilir kaç tane bakan olacaktı; 90’lı yıllarda koalisyon hükümetleri dönemlerinde 35, 36’ları bulmuş. Muhtemelen 30’un üstünde de bakan olurdu. Asıl o zaman cumhurbaşkanlığı makamı israf noktasına dönüşürdü. Bir de resmi resmi ilan edilen cumhurbaşkanı yardımcılarının dışında da kimlere cumhurbaşkanı yardımcılığı sözü verildi onu da bilmiyoruz. Onları da eklerseniz çok daha fazla olur" dedi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi hakkındaki eleştirilere cevap veren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Ben ısrarla aynı şeyi söylüyorum. Bir defa orada bir cami var. Cuma dahil namazlar kılınıyor ve herkes geliyor. Kütüphane 7 gün 24 saat açık. Kongre Merkezi açık. Ayrıca, Külliye’nin daha resmi bölümlerini gezmek isteyenler için belki Ali Mahir (Başarır) Bey de gezmek isteyebilir. O yüzden adresi söyleyeyim: ziyaret.tccb.gov.tr/. Turist olsun, vatandaşımız olsun herkes bu siteye girebilir. ’Gezmek istiyorum’ diyebilir ve bunlar belli bir sistem içinde gezdiriliyorlar. Yani ’vatandaşa açık değil’ ifadeniz doğru değil. Lütfen gezmek istiyorsanız bu siteye girebilirsiniz veya benden randevu istersiniz ben gezdiririm" diye konuştu. Genel bütçenin 10 binde beşinin kullanıldığını vurgulayan Yılmaz, "Nedir bu sınır? ’Bütçe başlangıç ödeneğinin binde 5’ini geçemez’ demiş kanunlarımız. Geçen yıl itibarıyla, 2024 yılında, genel bütçe başlangıç ödeneğinin 10 binde beşini kullanmış Cumhurbaşkanımız. 10 kat daha altında limitin bir kullanım söz konusu. Bu yıl itibarıyla 10 binde üç civarında kullanım. Öyle ifade ettiğiniz gibi sanki bütçenin tamamı büyük bir kısmı bu işlere harcanıyormuş gibi ifadeler doğru değil ama ihtiyaç oldukça da elbette kullanılacak. Tüm ülkelerin kullandığı gibi" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanlığındaki taşıt sayıları hakkında bilgi veren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Cumhurbaşkanlığında ihtiyaç çıkabilir, acil bir şey olabilir diye 20 taşıt koyuyoruz. Doğru. Ama 2024 yılında sadece 7 taşıt alınmış. 2025 yılında yine 20 taşıt koymuşuz. Şu ana kadar bir tane bile alınmamış. NATO zirvesi geliyor, belki onun için bir ihtiyaç olursa bir alım yapılabilir. Yapılmaz demiyorum ama genelde bu 20 taşıt konuyor. Bir ihtiyat ödeneği olarak konuyor. Acil bir ihtiyaç çıkar kullanılabilir diye konuyor. Ama geçmişe baktığınız zaman bunun pek de kullanılmadığını görüyoruz" ifadelerini kullandı. Kadınlarla ilgili meselelerin sadece LGBT üzerinden tartışılmasının haksızlık olduğuna değinen Yılmaz, "Kadınlarla ilgili meseleyi sadece LGBT kontekstinde tartışıyorsanız kadınlara büyük bir haksızlık yapıyorsunuz. Birincisi bu. İkincisi küreselci söylemlerin etkisi altındasınız ve geçmişe bakarsak oryantalist bir bakış açısıyla kendi toplumunuza bakıyorsunuz. Bu uzun bir entelektüel tartışma. Ama bakış açınıza hiçbir şekilde katılmadığımı, Kürt halkının da sizin bu bakış açınıza en küçük bir prim vermeyeceğini de buradan ifade etmek istiyorum" şeklinde konuştu. Türkiye’de açlık sınırının sadece TÜRK-İŞ’in yaptığı hesaplamalar olduğundan bahseden Yılmaz, "Türkiye’de açlık ve yoksulluk sınırı dediğiniz TÜRK-İŞ’in yaptığı hesaplamalar. Yoksulluk olarak hesapladığı geçen ay gördüm televizyonlardan 97 bin lira. Yani neredeyse 2 bin 500 dolara yakın bir geliri olanı yoksul olarak tarif ediyor. Siz 5 bin dolar da dersiniz. Açık arttırmaya da çıkabilirsiniz. Tüm toplumu da yoksul ilan edebilirsiniz. Ama bir uluslararası ölçüte, istatistiğe dayalı bir yaklaşım değil bu. Sendikal olarak hazırlanmış muhtemelen sendikal taleplerine baz teşkil etmek üzere yapılan çalışmalar. Biz elbette en küçük yoksulluk oranıyla da mücadele etmeye devam edeceğiz. Güçlü bir sosyal politikayla yolumuza devam edeceğiz" dedi. Soru-cevabın ardından Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, birleşimi, yarın saat 11.00’de toplanmak için kapattı.
Kocaeli Kocaeli’de silahlı saldırı: 1’i futbolcu 3 yaralı Kocaeli’de meydana gelen silahlı saldırıda 3 kişi silahla vurularak yaralandı. Yaralılardan birinin Kocaelili futbolcu Uğurcan Bekçi olduğu öğrenildi. Olay, İzmit ilçesi Sanayi Mahallesi Ömer Türkçakal Bulvarı’nda meydana geldi. Henüz bilinmeyen sebeple iki grup arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi ile çıkan kavgada Sultanbeyli Belediyesporlu Uğurcan Bekçi (27), E.K.B. (27) ve İ.A. (31) silahla yaralandı. 3 kişi kanlar içinde yerde kalırken, durum 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verildi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri, biri ağır olmak üzere yaralan 3 kişiyi yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırdı. Kağıtspor, Körfez Spor Kulübü, Kocaeli Güneşspor, Belediye Derincespor, 24 Erzincaspor, Ankara Keçiörengücü, Adıyaman 1954 gibi önemli takımlarda forma giyen 27 yaşındaki kanat oyuncusu Uğurcan Bekçi’nin ayağından yaralandığı, durumunun ağır olduğu ve ameliyata alındığı öğrenildi. Polis olay yerinde delil aradı Öte yandan bölgeye çok sayıda polis ekibi de sevk edildi. Olayın Sefa Sirmen Sanayi Sitesi’nin yakınlarında başladığı, sahil yolu boyunca da sürdüğü öğrenildi. Polis ekipleri olayın yaşandığı noktalarda mermi ve delil aradı. Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Büro ekipleri, çok yönlü araştırma başlatırken, zanlı veya zanlıların yakalanması için çalışmalar sürüyor.