POLİTİKA - 12 Nisan 2012 Perşembe 16:21

ARINÇ 28 ŞUBAT SÜRECİYLE İLGİLİ GÖZALTILARI DEОERLENDİRDİ

A
A
A
ARINÇ 28 ŞUBAT SÜRECİYLE İLGİLİ GÖZALTILARI DEОERLENDİRDİ

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 28 Şubat soruşturması kapsamında yapılan arama ve gözaltılara ilişkin olarak, "Olayı bir yargı işlemi olarak görmek lazım" ddei. Arınç ayrıca, Suriye`de şiddetin durması, silahların susması ve halka yöneltilen öldürme olaylarının bir an önce bitmesi konusunda Türkiye`nin bütün ağırlığıyla dış politikada egemen olmaya çalıştığını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, Manisa`nın Turgutlu ilçesinde İlçe Emniyet Müdürlüğü`ne ait yeni hizmet binasının açılış töreninin ardından yaptığı basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Arınç, 28 Şubat ile ilgili sürecin özel yetkili savcının izniyle başladığını belirterek, ``Sabah saatlerinde 28 Şubat süreci ile ilgili özel yetkili savcılığın bir işlem başlattığını, bazı evlerde arama yapıldığını bende de duydum. Erken saatlerde hava alanına gitmiştim. Şimdi öğrendiğim kadarıyla savcılığın verdiği izinle zannediyorum ki 30 civarında evlerinde veya işyerlerinde arama yapılıyor. Ve gözaltı yetkisi kendilerine verilmiş. Olayı bir yargı işlemi olarak görmek lazım. Savcılığın verdiği izinle bunlar yapılıyor. Zannediyorum ki 12 eylül 1980 darbesiyle ilgili yargılama süreci başladı. 4 Nisan`dan itibaren hayatta bulunan iki Milli Güvenlik Kurulu üyesi Evren ve Şahinkaya mahkeme önünde yargılanıyor. Vatandaşlarımızın, yurttaşlarımızın şikayetleri üzerine savcılık iddianame tanzim etti ve mahkeme başladı. Yine 28 Şubat 1997`de yazarların, çizerlerin daha çok postmodern darbe dedikleri bir süreçle ilgili olarak yargıya müşteki sıfatıyla şikayetler yapılmıştı. Şimdi de özel yetkili savcılık bu soruşturma kapsamında, o dönemde çalışmalarını oldukları bildikleri veya inandıkları kişilerle ilgili bir arama ve gözaltı işlemi yapıyor. Zannediyorum ki bu da bir yargı sürecinin başladığını gösteriyor. Yeterli deliller bulunursa, daha sonra iddianame tanzim edilecek ve dava açılacak veya bu kişiler ile ilgili olarak takipsizlik kararı verilebilecek. O zaman süreci hepimiz özenle takip etmeliyiz`` diye konuştu.
"GÖZALTINA ALMAK, YARGILAMAK YARGININ İŞİDİR"
Arınç, TBMM`de Türkiye`nin geçmişteki muhtıralarını ve darbelerini inceleyecek bir komisyon kurulduğuna dikkat çekerek, "Bildiğiniz gibi dün TBMM`de bütün partilerin ittifakı ile bir araştırma komisyonu kuruldu. Bu komisyon, 27 Mayıs 1960, 71 muhtırası, 12 Eylül 80, 28 Şubat ve 27 Nisan ile ilgili olarak bir araştırma komisyonu görevlendirildi. 4 ay içinde raporlarını oluşturacaklar ve Meclis`e sunacaklar. Türkiye darbelerle yüzleşiyor. Artık darbe dönemlerinin geride kaldığına ve Türkiye`nin geldiği noktaya hepimiz şahidiz. Dolayısıyla Meclis`in soruşturduğu, yargının da özenle konuların üzerinde durduğu günlerdeyiz. Elbette bunları Türk milletinin bütün yurttaşları özenle takip edeceklerdir. Geçmişte bazı örneklerini gördüğümüz için hatırlatmak istiyorum. Yargının dikkatini çekmek istiyorum. Elbette yargı da bu süreçte çok özenli olmalıdır. Özellikle gözaltına alma konusunda yurttaşlarımızın bazı keyfiliklerle karşılaştığını biliyoruz. Dolayısıyla gözaltına almak, yargılamak yargının işidir. Ancak bu konuda çok daha özenli olmak, vicdanları kanatacak bir olayla karşılaşmamalıyız. Hepimiz yargıya inanan ve güvenen insanlar olarak bu sürecin sonunda Türkiye`nin demokrasinin güçlenmesi elbette mümkün olacaktır. Bunu da özenle bekliyoruz" dedi.
Gazetecilerin Suriye ile ilgili sorularını da yanıtlayan Arınç, "Suriye`deki olayları Türkiye çok yakından takip ediyor. BM Genel Sekreterinin Özel Temsilcisi olan Kofi Annan`ın önce 10 Nisan, sonrasında 12 Nisan ile ilgili olarak talepleri olmuştu. Suriye yönetimi bunlara uymadı. Şu dakika itibariyle ne yapıldığını bilmiyorum. Ama geçmişte de bir yıllık süreçte gördük ki, Beşar Esad ve yönetimi kan dökmeye devam ediyor ve sözlerini tutmuyor. Bizde hem Türkiye olarak hem de bu konuya ilgi duyan BM ile AB ile NATO`suyla, bölgemizdeki ülkelerle, Rusya ve Çin`le, İran ile Suriye konusunu görüşüyor, şiddetin durması, silahların susması ve halka yöneltilen öldürme olaylarının bir an önce bitmesi konusunda Türkiye bütün ağırlığıyla dış politikada egemen olmaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.
ARINÇ, KILIÇDAROОLU`NU ELEŞTİRDİ
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu`nun Suriye`ye ilişkin ``İntikamla adalet olmaz`` sözlerini eleştirerek, ``Adalet başka bir şeydir, merhamet de başka şeydir. Ben avukat olduğum zaman bunu öğrendim. Adalet mutlaka herkes için lazım ama adaletin herkes için tatmin edici düzeyde olması lazım. Kılıçdaroğlu 28 Şubat ile ilgili başlayan operasyonlardan büyük bir sıkıntı duymaktadır, üzüntü duymaktadır. Çünkü kendisi genel başkan değildi. O zamanki genel başkan Deniz Baykal, o zamanı en çok alkışlayan, en çok destekleyen birisiydi. CHP-Refah Yol hükümetinin devrilmesini temin eden Milli Güvenlik Kurulu ve silahlı kuvvetlerin etkisine her zaman minnettar olmuştu. Böyle bir açıklamayı, operasyonu küçümsemek adına böyle bir açıklamayı yapmıştır`` dedi.
Arınç, bir takım ziyaretlerde bulunduktan sonra Manisa`ya hareket etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla MTO, kapanma riski bulunan oteller için ek süre talep etti Marmaris Ticaret Odası (MTO), "Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik" kapsamında mevcut konaklama tesislerinin uyum sürecine ilişkin ek süre talebini ilgili kurumlara iletti. Mevcut takvime göre, gerekli düzenlemelerini 31 Aralık 2025 tarihine kadar tamamlayamayan tesisler, faaliyetlerini durdurma riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Bolu Kartalkaya’da geçtiğimiz Ocak ayında yaşanan yangın faciasının ardından ülke genelinde hız kazanan yangın denetimleri, Marmaris’te de yoğun şekilde yürütülmüş; denetimler sonucunda eksikleri tespit edilen tesislere eksikleri tamamlamaları için süre tanınmıştı. Sürenin bitimine kısa bir zaman kala, sahada uygulamaya dönük güçlükler ve sektörün operasyonel takvimi nedeniyle otel işletmecilerinden ek süre beklentisi gündeme geldi. MTO Yönetim Kurulu Başkanı Mutlu Ayhan, sürecin önemine vurgu yaparak yangın güvenliğinin tartışmasız bir öncelik olduğunu belirtti. Ayhan, mevcut binaların yönetmeliğe uyumunda teknik, idari ve uygulama kaynaklı aksaklıkların yaşandığını; turizm bölgelerinin kendine özgü şartlarının, özellikle de zaman kısıtının uyum takvimini zorlaştırdığını ifade etti. Ayhan, yüksek maliyetlere rağmen otellerin eksiklikleri tamamlamak için gayret gösterdiğini ancak, turizm bölgelerinde uygulanan inşaat yasakları ve Mart-Kasım döneminde yoğunlaşan sezon operasyonlarının, tesislerin kapsamlı tadilat ve iyileştirmeleri gerçekleştirebileceği süreyi ciddi ölçüde daralttığını kaydederek, uyum süresinin uzatılmasının hem güvenlik hedefleri hem de sektör sürdürülebilirliği açısından kritik olduğunu dile getirdi. Başkan Ayhan değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi: "Misafirlerimizin can güvenliği elbette birinci önceliğimiz ve yangın güvenliği konusunda hiçbir taviz söz konusu olamaz; ancak uyum sürecinin sahadaki gerçeklikle örtüşen, uygulanabilir bir takvimle yürütülmesi gerekir. Mevcut yönetmeliğe tabi olan konaklama tesislerimizin önemli bir kısmı, bugüne kadar uluslararası tur operatörlerinin güvenlik denetimlerinden geçmiş ve sözleşmelerle çalışan büyük ölçekli işletmelerdir. Muhtemel kapanmalar konaklama kapasitesinde ani daralmaya, rezervasyon iptallerine ve destinasyon güvenilirliğinin zedelenmesine yol açarak, Marmaris ve ülke turizmi açısından telafisi güç sonuçlar doğuracaktır." Başkan Ayhan ayrıca, "15 Ekim’de sona eren inşaat yasaklarının akabinde ilçemizdeki birçok tesis hızlı bir şekilde tadilata başlamıştır. Ancak gerek tedarikte yaşanan aksamalar, gerek tadilat başvuru ve onay süreçlerindeki yoğunluktan kaynaklı gecikmeler nedeniyle çoğu konaklama tesisimizin eksiklerini zamanında tamamlaması mümkün değil. Son 10 günde TOBB bünyesinde gerçekleştirdiğimiz toplantılarda bu durumu ve 2026 sonuna kadar süre uzatım talebimizi Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz’a ve ilgili Bakanlık yetkililerine ilettik. Üyelerimiz adına talebimizin olumlu sonuçlanmasını diliyoruz" şeklinde konuştu.