POLİTİKA - 23 Kasım 2017 Perşembe 14:00

MHP Genel Başkanı Bahçeli’den seçim barajı ve erken seçim mesajı

A
A
A
MHP Genel Başkanı Bahçeli’den seçim barajı ve erken seçim mesajı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim barajına ilişkin, "Baraj olursa geçeriz, önümüze set çekerlerse aşarız" derken, muhtemel bir erken seçimle ilgili olarak da, "Şu anda seçilmiş hükümet görevinin başındadır.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim barajına ilişkin, "Baraj olursa geçeriz, önümüze set çekerlerse aşarız" derken, muhtemel bir erken seçimle ilgili olarak da, "Şu anda seçilmiş hükümet görevinin başındadır. Kaygıya gerek ve yer yoktur. Erken seçimin siyasi belirsizlik doğurma ihtimali yüksektir, akıl kârı olmadığı da açıktır" diye konuştu.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Manisa programı kapsamında Selendi ilçesine geldi. İlçe girişinde mehter takımı ve atlılarla karşılanan Bahçeli, Selendi Belediye Başkanı Nurullah Savaş’ı makamında ziyaret etti. Ardından 72 milyon TL değerindeki 48 projenin toplu açılış ve temel atma törenine katıldı, kendi adını taşıyan meydanın açılışını yaptı. MHP Grup Başkanvekilliğinden istifa eden İzmir Milletvekili Oktay Vural da açılış törenine katılarak seyirciler arasından izledi.


Burada konuşan Devlet Bahçeli, 72 milyon lira yatırım bedeline sahip 48 projenin Selendi’ye kazandırılmasından dolayı gurur duyduğunu, Manisa’nın 4 ilçesinde açılışı gerçekleştirilecek olan toplamda 248 projenin Manisa’ya hayırlar getirmesini diledi.


Selendi’nin sorunlarının da olduğunu ancak ilçe belediyelerinin gayret içinde olduğunu belirten MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Partimiz gecesini gündüzüne katmakta, her türlü sorun üzerine kafa yormaktadır. Selendili çiftçilerin sorunlarına da odaklanmış bulunuyoruz. Özellikle üzüm üreticilerinin emeğinin karşılığını alamadıkları ortadır. Girdiler pahalı, gelirler düşüktür. Çiftçilerimiz dert küpüdür. Çiftçi kardeşlerim biliyorum durumunuz zordur, sorun ve beklentilerinizi görecek, omuz verecek, tutunacak bir dal arıyorsunuz. İşte milliyetçi hareket buradadır. Sizin sesinizi duyurmak, derdinize derman olmak için yanınızdadır. MHP’nin meclisteki girişimleriyle bağcılık sektörü ve üzüm üreticilerinin sorunları araştırılarak, 7 Kasım’da bir araştırma komisyonu kurulmuştur. Bu komisyon çiftçilerimizin sorunlarını takip ederek, siyasi çalışmalar yapılanmasında büyük yararlar sağlayacaktır. Çiftçilerimizin boynu bükük kalmayacaktır. Yüzünüz gülünceye kadar sürdürdüğümüz mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi.



“MHP’nin asla baraj korkusu yoktur”


16 Nisan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile seçim barajının düşürülmesi adına bir kıyamet koparıldığını dile getiren Bahçeli, “Bir eli kan, bir eli katran olan kötülük ve simsarlık abideleri iyi niyetle söylemiş olduğumuz görüşlerimizi çarpıtarak yansıttılar. Baraj endişesine kapılarak telaşlandığımızı utanmadan, sıkılmadan, yüzsüzce dillerine doladılar. MHP, baraj korkusu olan değil; bilakis barajlara rağmen ve tüm engelleri yıka yıka bugünlere ulaşmış büyük bir millet eseridir. Baraj olursa geçeriz, önümüze set çekerlerse aşarız. Bildiğiniz üzere, yüzde 10 barajının, ittifaklarla veya başka türlü yollarla aşılabilir bir duruma geldiğini, geçmişteki tecrübelerden yola çıkarak dile getirdik. Türkiye’yi istikrar ve normalleşme sürecine getirebilmek için bir uzlaşma çağrısı yaptık. ’Bu yüzde 5 mi olur, yüzde 7 mi olur, yoksa yüzde 10 olarak mı kalır, böyle mi devam etmesi gerekir, bunları görmek lazımdır’ dedik. Düşüncelerimizi dile getirirken kendi namımıza bir hesap arayışına girmeden, yeni hükümet etme sistemine uygun adımların atılması gerektiğini söyledik. Sözlerimin bir kenarından tutarak iftira korosu oluşturanlar MHP’yi töhmet altında bırakmak için bildik ezberlerini sıraladılar, tezviratlarını yoğunlaştırdılar. MHP’siz bir Türkiye hayaliyle yanıp tutuşanlar görüşlerimizi seviyesizce çekiştirerek hakkımızda kamuoyu oluşturmaya kalkıştılar. Ancak tutmadı, tutmayacak” dedi.



“Bunların ki alın derisi değil davul derisidir”


Milliyetçi Hareket Partisi’nin baraj sorununun asla olmadığını vurgulayan Bahçeli, gerçek manada, baraj endişesi yaşayanların millet vicdanını ihanet oklarıyla delmek için fırsat kollayanlarla, yeminli Türk düşmanlığının taşeronluğuna soyunan mihrak ve siyasi kalıntılar olduğunu söyledi. MHP’nin meclis dışında kalacağını dillendirenlerin her seçim sonrasında çuvalladıklarını ifade eden Bahçeli, “Biz barajdan korktuğumuz için değil, Türkiye’nin 16 Nisan Halkoylamasından sonra değişen hükümet etme sistemiyle beraber ortaya çıkan siyasal zarureti hatırlattık. Üstelik bağımsız adaylarla barajın delinmesinden dolayı kanaatlerimizi paylaştık. Anlamını yitirmiş, amacından kopmuş bir uygulamanın yeni hükümet sistemimize göre yeniden yorumlanmasını tavsiye ve temenni ettik. MHP’nin Meclis dışında kalacağını dillendirenler, her seçim sonucunda çuvallamışlar, sandığa toslamışlar, yine de uslanmamışlardır. Çünkü bunlarda utanma arlanma yoktur. Çünkü bunların ki alın derisi değil davul derisidir. Biz ülke barajı tartışılsın dediğimizde yaygara koparanlar CHP baraj olmasın veya yüzde 3’e insin dediğinde birdenbire sessizliğe gömülüyorlar. Üç maymunu oynuyorlar. Ne tuhaftır ki, ’CHP siyasi varlığı ve geleceğiyle ilgili korku mu yaşıyor’ sorusunu hiç kimse sorma gereği duymuyor. MHP baraj tekrar düşünülsün, bir kez daha ele alınsın dediğinde ise sanki deprem yaşanıyor. HDP eşbaşkanını sazıyla ekranlara çıkarıp şarkı türkü söyletenler, PKK’nın siyasi kuryelerini Meclise sokmak için kırk takla atanlar MHP’nin baraj altı kalacağını iddia edebilecek kadar ipten kazıktan boşanmışlardır. Yani, tencere tava bunlarınki hep aynı hava. Paravan ve sözde anket firmaları da durumdan vazife çıkararak MHP’yi baraj sorunu yaşayan bir partiymiş gibi sunacak kadar küçülüyor, siyasi kundakçılık yapıyorlar. Kurgu anketlerle bize elbise dikmeye çalışanlar, önce yama tutmayan yırtıklarını tamir etsinler. Bizim gücümüzü öğrenmek isteyenler aziz milletimizin tertemiz irade ve vicdanına baksınlar” diye konuştu.



“Hayır cephesi keskinleşirse MHP buna tepkisiz kalmayacaktır”


2019 Cumhurbaşkanı seçimini 16 Nisan’ın rövanşı olarak algılayanların ’hayır’ cephesini sıkılaştırmak ve derinleştirmek için bloklaşma yarışına girdiklerini dile getiren Bahçeli, şunları söyledi:


“Hayır bloğunun sözde önderliğine soyunan CHP; PKK’nın siyasi uzantıları ve kıyıda köşede kalmış çürük çarık siyasi oluşumlardan medet umarak ittifak arayışlarına başlamıştır. FETÖ de bu girişimlerden memnun halde el avuç ovuşturmaktadır. Anlayacağınız, fare deliğe sığmamış bir de kuyruğuna kabak bağlamıştır. Sayın Kılıçdaroğlu 2019 seçimlerinin tek adamdan yana olanlarla demokrasiden yana olanlar arasında geçeceğini söylemektedir. İddia ucuz, yorum bayat, düşünce bayağıdır. Sözüm ona adalet yürüyüşlerinde yollara saçtıkları işbirliğini sandıkta nihayete erdirmek için CHP’si, HDP’si, iplisi ipsizi yeniden bir araya gelmek için zaman ve zemin arayışındadır. 14 Kasım Salı günü Meclis grup toplantımızda ifade ettiğim gibi; şayet önümüzdeki siyasal süreçte bloklaşma sertleşir, cepheleşme keskinleşirse, CHP yanına HDP ve diğer yedeklerini alıp 16 Nisan’ın rövanşını almak için çalışmalarına hız verirse, Milliyetçi Hareket Partisi buna duyarsız ve tepkisiz kalmayacaktır. İstikrarsızlıktan ve kaostan beslenenlerin, 15 Temmuz’dan bu yana sürdürdüğümüz ilkesel duruşumuzu bozmasına müsaade etmeyeceğiz. Dedik ki; bu durum karşısında partimiz; 7 Ağustos Yenikapı ruhu ve 16 Nisan Halkoylaması şuurunun gereği olarak Adalet ve Kalkınma Partisi’yle Cumhurbaşkanlığı Hükümet etme sistemini 2019’da tam manasıyla tesis etmek maksadıyla, sonuna kadar birlikte ve yan yana mücadelesini sürdürecektir.”



“Yenikapı ruhunu muhafaza edeceğiz”


Türkiye’yi 15 Temmuz’da cebren ele geçiremeyenlerin hile ve desiselerine karşı 7 Ağustos Yenikapı ruhuyla yakalanan birliktelik ruhunu, 16 Nisan’da ortaya koydukları kararlı duruşu muhafaza edeceklerinin altını çizen Bahçeli, “Nifaka karşı bir olacağız, niza arayışlarına karşı sapasağlam duracağız. Mahvımızı hesap edenlerin oyunlarını odağında bozacağız. Milletin sinesinden bulamadıkları desteği PKK’dan, Haçlı bakiyesinden, Türkiye’ye diş bileyen terör baronlarından sağladıkları güçle almaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz. Cephe mantığıyla karşımıza geçip mevzilenen yıkım ittifakı ülkülerimizden ve ilkelerimizden ödün vereceğimizi zannediyorsa, şimdiden uyarıyorum, halt ediyor, baltayı taşa vuruyor demektir. Bunlar Diyojen olsa Alparslan oluruz, Anadolu’yu baştan başa tekrar fethederiz; Damat Ferit, Ali Kemal olsalar, tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi düşman postalı giyip tepemizden bomba yağdırsalar, Mustafa Kemal olur yedi düvelin karşısına yine dikilir, yine alayını birden püskürtür ve kaçtıkları yere kadar kovalarız. Pensilvanya’dan beslenen, Türk düşmanlarıyla düşüp kalkan, egemenliğin yegâne sahibi aziz milletimize sömürgecilik dayatması yapanlar vaziyet almışken ben diyemeyiz, benlik davası güdemeyiz. Kan kusup kızılcık şerbeti içtik deriz, yine de Türkiye’yi ele geçirmeye kalkanlara zafer narası attırmayız. Zor oyunu bozacak, zoraki ittifaklar milli irade karşısında un ufak olup dağılacaktır. Zira başka yolu yoktur, tüm çıkışlar da kapalıdır. Seçenekler artık ikiye inmiştir. Öyle ki; Ya istiklal, ya izmihlal diyenlere, istiklali öğreteceğiz. Ya yurdum, ya yokum arasında tercih yapıp, yurdumuzu sonsuza kadar var edeceğiz, bekamızı yaşatacağız. Ya millet ya zillet tercihinde her zaman, her daim millet diye haykırıp, zilleti, zillete heves edenleri ayaklarımızın altına alıp cesaretle çiğneyeceğiz” ifadelerini kullandı.



“Erken seçim akıl kârı değildir”


Milliyetçi Hareket Partisi’nin muhtemel bir erken seçim senaryosuna iyi bakmadığını her fırsatta dile getirdiğini belirten Genel Başkan Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Türkiye 7 Haziran-1 Kasım 2015 ve 16 Nisan 2017 olmak üzere iki yılda üç defa sandık başına gitmiştir. Şu anda seçilmiş hükümet görevinin başındadır. Kaygıya gerek ve yer yoktur. Kaldı ki 16 Nisan’ın gerektirdiği uyum yasaları sağlanmadan, yeni sistemin taşları yerli yerine oturmadan yapılacak erken seçimin siyasi belirsizlik doğurma ihtimali yüksektir, akıl kârı olmadığı da açıktır. Elbette Türkiye içte ve dışta terörle mücadele anlamında yoğun bir çaba sarf ederken, bu çabaların erken seçim gündemiyle akamete uğramasına asla razı olmayız. Milli bekamıza yönelik tehditleri ortadan kaldıracak siyasi ve idari bir kararlılık şu anda devrededir. Türkiye’ye diş bilediğini zanneden hainlerin başlarının ezilmesi öncelikli gündemimiz arasındadır. Türkiye’yi kısır tartışmalarla oyalamaya kalkanlara müsamaha göstermemiz söz konusu dahi olamayacaktır. Bizim derdimiz Türkiye, sevdamız millettir.”



“Selendi’ye sözümüz vardı”


Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün ise, “Selendi’ye bir sözümüz vardı. Ne demiştik, ’Hizmet Manisa’nın doğusundan başlayacak.’ Çok şükür bugün karşınızda bu sözünü yerine getirmiş ve fazlasıyla yerine getiren bir belediye başkanı olarak karşınıza gönül rahatlığıyla çıkıyorum. İçimde Selendi’mizin güzel insanlarına en güzel hizmetleri vermiş olmanın huzurunu ve mutluluğunu yaşıyorum” dedi.


Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak Selendi’ye yaptıkları yatırımları anlatan Başkan Ergün, “2016 yılında Selendi Belediye Kompleksi, MABEM, Çocuk Kültür ve Sanat Merkezi, Çampınar Köprüsü, Eskin Köprüsü, Gıda Bankası, İtfaiye Amirliği ve müfrezeleri, düğün salonları, toplu ulaşımda dönüşüm, MASKİ Genel Müdürlüğümüzün yürüttüğü altyapı çalışmaları, arıtma tesisleri, depo yenilemeleri gibi çok sayıda ve geniş yelpazede hizmetlerimizi Selendili kardeşlerimize ulaştırdık. Bu çalışmalarımızı her geçen gün üzerine koyarak çoğaltıyor ve çıtayı hep yukarı taşıyoruz” ifadelerini kullandı.



72 milyon 368 bin TL’lik yatırım


Manisa Büyükşehir Belediyesi, MASKİ Genel Müdürlüğü ve Selendi Belediyesi tarafından ilçeye 4 yıllık sürede, 72 milyon 368 bin 182 liralık yatırım yapıldığını vurgulayan Ergün, "Biz ’Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben’ diyen bir liderin izinde, Milliyetçi Hareket Partisi’nin birer neferleriyiz. Değerli Türkmen Beyimizin adını yaşarken yaşatmak amacıyla Selendi’mize kazandırdığımız Kent Meydanı’na ismini verdik. Selendi’nin modern meydanı Devlet Bahçeli Meydanı olarak meclisimizde kabul edildi. Bu vesileyle tüm meclis üyelerimize de teşekkür ediyorum. Hayırlı, uğurlu olsun. Hedefimiz, sizlerin ihtiyaç duyduğu projeler üretirken çocuklarımızı ve gençlerimizi de vatanına, milletine, bayrağına bağlı; yılmadan, korkmadan ve usanmadan “Ne mutlu Türküm” diyebilen nesiller olarak yetiştirmektir. Bu duygularla Manisa Büyükşehir Belediyemiz, MASKİ Genel Müdürlüğümüz ve Selendi Belediyemizin hizmetlerinin yer aldığı toplu açılış törenimizin Selendi’mize hayırlar getirmesini diliyorum" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana 6. Sanayi Odaklı Öğrenci Projeleri Yarışması sonuçlandı Adana Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü (AOSB) ve Çukurova Üniversitesi AOSB Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu işbirliğinde bu yıl 6’ncısı gerçekleştirilen Sanayi Odaklı Öğrenci Projeleri Yarışması’nda dereceye giren öğrenciler ödüllendirildi. Adana Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) Bölge Müdürlüğü Seyhan Salonu’nda Çukurova Üniversitesi AOSB Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’nun düzenlediği etkinlikte, farklı programlardan öğrencilerin projeleri yarıştı. Genç yeteneklerin sanayiye yönelik çözüm odaklı projeleriyle geleceğe yön verdiği etkinlik; saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından yarışmaya katılan projelerin jüri değerlendirme sürecini anlatan slayt gösterimi yapıldı. AOSB Bölge Müdürü Ersin Akpınar, açılış konuşmasında, bu tür yarışmaları sadece bir etkinlik olarak düşünmediklerini belirterek, “Biz girişimciliği ve sanayileşmeyi bu ülkenin esas enerji kaynağı olarak görüyoruz” dedi. Sanayileşmenin önemine vurgu yaparak, bu konuda insan kaynağının gerekliliğine dikkati çeken Akpınar, öğrencilere seslenerek, “Hepiniz farklı branşlarda eğitim görüyorsunuz. Gelecekte belki ara eleman değil aranan eleman olacaksınız. Üniversite sınavlarını önemsiyor olabilirsiniz elbette ancak, hayatın sadece bunlardan ibaret olmadığını bilmelisiniz” uyarısında bulundu. Öğrencilere kendilerine inanmalarını, yeteneklerini keşfetmelerini ve takım çalışmasını önemsemeleri tavsiyesinde bulunan Ersin Akpınar, “Zorlukla karşılaşacaksınız belki. Bazılarınız askerliği, bazılarınız evliliği bazılarınız çalışmayı önemseyecek ama her ne yapıyorsanız yapın üretkenliğinizi azaltmayın” dedi. Akpınar, yarışmada sadece dereceye girenleri değil yarışmaya katılan tüm öğrenciler, destekleyici kurumlar ve jüri üyelerini tebrik etti. AOSB’nin eğitime desteği Ç.Ü ARGE’den sorumlu Rektör Danışmanı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Karadağ ise yüksek okulun bölge sınırlarında yer almasının önemine dikkati çekerek, “Türkiye genelinde çok yüksek okul var ancak, bizim okulumuz kadar organize sanayiden destek olan okul duymadım. Bu nedenle AOSB yönetimine teşekkür ediyoruz” dedi. Üniversite ve sanayi işbirliği AOSB’de üniversite ve sanayi işbirliğinin sağlanabileceği en güzel ortamın oluşturulduğunu vurgulayan Karadağ, şöyle devam etti: “Tabi burada sanayicilerimizin bizim ürettiğimiz projelere verdiği desteği değerlendirmek gerekiyor. Her fikrin karşılığında bir değer görmesi çok önemli. O değeri görmediği takdirde yeni fikirleri ortaya atarken öğrencilerimiz çekingen kalabilirler. Burada her projenin değer gördüğüe tanık olmak bizleri ayrıca mutlu ediyor.” Bu yılki yarışmaya 41 projenin katıldığını belirten Prof. Dr. Faruk Karadağ, hepsinin çok kıymetli olduğunu çok güzel sonuçlar doğuracağına inandığını ifade ederek, “Bu projelerin gerçekleşmesinde emeği geçen AOSB Bölge Müdürlüğüne, öğrencilerimize, mentör hocalarına, jüri üyelerine ve destek verenlere teşekkür ediyorum. Öğrencilerimizin bu proje sayesinde ortaya koydukları takım çalışmasını ve yenilikçi düşünme kabiliyetlerini kutluyorum. Sevgili öğrencilerimiz unutmayınız ki hepiniz birer potansiyelsiniz yapabileceklerinizin sınırı yoktur” ifadelerine yer verdi. MYO Müdürü Prof. Dr. Nazım Aksaker’in konuşmasının ardından ödül törenine geçildi. Yarışmanın jüri üyeleri, bölüm başkanları ve mentör hocalarının teşekkür plaketi ile ödüllendirildiği yarışmada dereceye girenlere ödülleri törene katılan protokol tarafından verildi. Yarışmanın ilk üçe giren projeleri Yarışmada birincilik ödülünü “İnsansız hızlı yangın söndürme ve uyarı sistemi” projesiyle Tuğberk Yiğit Kaya ve Alihan Gül kazandı. “Yüz tanıma ile personel/öğrenci kontrol sistemi” projesi ile Emirhan Özdemir, Umut Kutay Kurşun, Meliha Girgis ve Mustafa Acar’ın ikinciliği kazandığı yarışmada üçüncülüğü ise “PLC ile Motor Yol Verme ve Motor Devrinin Kontrolü “ projesi ile Abdurrahman Kutlu ve Emre Kara elde etti. İyi fikirler kategorisi Yarışmanın “İyi Fikirler” kategorisinde birinciliği “Numune Taşıma” Projesi ile Merve Yaren Kopki, Gökçen Nur Güllüçayır, Yunus Emre Eroğlu ve Nuray Kütük, ikinciliği “Yangına ilk müdahale sistemi” projesi ile Gizem Demirci, üçüncülüğü ise “Termik Santral Modülü” projesi ile Berke Temizer, Barış Özgüven ve Hızır Özüner aldı.
Sivas İstenilen gramda yapılıyor, gün geçtikçe rağbet artıyor Sivas’ta son zamanlarda geniş ve gösterişli bileziklerin yerini, inceliği ve zarafetiyle ön plana çıkan ajda model bilezikler aldı. İnce ve zarif yapılarıyla dikkatleri üzerine çeken ajda model bilezikler, kullanıcılarına zarif bir görünüm sunarken aynı zamanda şıklık ve estetik açısından da öne çıkıyor. Geleneksel takı tasarımlarından farklı olarak, minimal detaylarıyla sade ve şık bir görünüm sunan bu bilezikler, her türlü kıyafetle uyum sağlayabilme özelliğiyle de tercih sebebi oluyor. İstenilen gramda yapılabilen ve satarken değer kaybı fazla yaşatmayan bu bilezikler Sivaslılar tarafından da oldukça ilgi görüyor. Kentte kuyumculuk yapan Nurullah Koçak, günlük yaklaşık 150 adet ajda bilezik siparişinin olduğunu söyledi. “İşçilik farkı alınmıyor bu sebeple rağbet görüyor" Sivas’ta kuyumculuk yapan Nurullah Börekçi, ajda model bilezik modellerinde alt sınırın 10 gramla başladığını ve vatandaşın isteğine göre yukarı aşağı her gramda da yapılabildiğini belirterek, “Şu anda işlemesiz olan ajda bilezik modeli adını verilen bu grup bilezikler modelleri trend oldu. Bu bilezikler için işçilik farkı alınmıyor deniliyor ama aslında sadece fantezi bilezik grubunda işçilik var. Onun dışında ki bileziklerde de bir işçilik olmuyor. Yaklaşık altı aydır ajda bilezik, kibrit çöpü modelleri, zikzak modeller rövanşta. Bu bilezik modellerine Sivas’ta ilgi oldukça yoğun. Sipariş alıyoruz günlük yaklaşık olarak 150 tane bilezik yapıyoruz. İşçilik farkı alınmıyor deniliyor bundan dolayı da talep ediliyor. Aynı zamanda gramı az oluyor bu da alım gücünü biraz daha artırıyor. Bu bilezik modellerinde alt sınır 10 gramla başlıyor vatandaşın isteğine göre yukarı aşağı her gramda da yapabiliyoruz. Şu anda bu modeller halkın gözdesi” dedi. Vatandaşlar ise bu model bileziklerin zarif durduğunu, nişan ve düğün yapacakların tercih ettiklerini söyledi.
Konya Konya Ovasında kıraç alanlarda bitkiler strese girdi, rekolte beklentisi düştü Tahıl ambarı Konya Ovasında az yağışlı bir sezon devam ederken, özellikle kıraç bölgelerde bitkiler strese girdi. Yumurtlama dönemi olarak bilinen başaklanma döneminde aralıklarla yağan yağışların yetersiz kaldığını belirten uzmanlar, kıraç alanlarda rekolte düşüşü yaşanacağını ifade etti. Türkiye’nin tahıl ambarı Konya Ovası’nda Nisan ayına kadar yağışların düşük olması kıraç alanlarda kuraklığa kapı araladı. Zaman zaman etkili olan yağışlar kıraç alanlarda üretim yapan çiftçileri sevindirdi. Yapılan analizler sonrası bazı bölgelerde bitkilerin strese girdiği raporlandı. Yumurtlama dönemi olarak bilinen başaklanma döneminde ise aralıklarla yağan yağışların yetersiz kaldığını belirten uzmanlar, özellikle kıraç alanlarda rekolte düşüşü yaşanacağını ifade etti. “Nisan ayının sonunda yağmur yağmasaydı kıraç alanlarda hiç hasat yapılmayacaktı” Konya çevresinde Nisan ayının başında beklenen yağışların düşmediğini anlatan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Tabii yağışların dengeli ve düzenli yağmasını bekliyoruz. Nisan ayının başında yağmaması kıraç alanlardaki bitkilerin strese girmesine ve bu alanlardaki verimin düşmesine neden olacaktı. Nisan ayının sonunda yağan bu dönemdeki yağmur kıraç alanlarda bir nebze de olsa rahatlamaya neden oldu. Nisan ayının sonunda eğer yağmur yağmasaydı belki kıraç alanlarda hiç hasat dahi yapılmayacaktı. Bu yağışlar Mayıs ayında da devam ederse kıraç alanlardan hasat yapılacak. Tabii bu dönemde yağan yağış rekolteyi çok ciddi anlamda artıracak diyemeyiz. Çünkü Nisan ayının başında bitkiler iyice strese girmiş, hava sıcaklıkları da aşırı fazla gitmesi bitkilerin stresini biraz daha arttırdı. İnşallah bundan sonraki süreçte yağışlar dengeli ve düzenli yağar” dedi. “Kardeşleme döneminden sonra Konya Ovası’na hemen hemen hiç yağış düşmedi” Geçen hububat sezonunda da benzer bir iklimin yaşandığını kaydeden Burak Kırkgöz, “Yılbaşından sonra beklediğimiz yağışları maalesef alamadık. Geçen sene de buna benzer bir iklim vardı. Lakin Nisan yağışları dengeli ve düzenli yağmıştı. Kardeşleme döneminden sonra Konya Ovası’na hemen hemen hiç yağış düşmedi. Geçen seneki rekolteyi yakalamamız biraz zor gözüküyor. Bu yıl rekoltede bir nebze de olsa düşüş yaşanabilir. Bunun için şu dönemden sonra yapılabilecek çok fazla da bir şey yok. Sulu alanlarımızda herhangi bir problemimiz yok ama bu sene arpalarda özellikle bir rekolte düşüşü bekliyoruz. Kısmen buğdayda da rekolte düşüşü yaşanabilir ama çok ciddi bir rekolte düşüşü değil bu. Kısmen olsa da özellikle arpalarda çünkü kıraç alanlarda yoğun bir şekilde ekilişi olduğu için bir rekolte düşüşü bekleniyor” şeklinde konuştu. Başkan Kırkgöz, Meteorolojinin verdiği bilgilere göre son haftalarda yine de yağışlar devam edeceğini tahmin edildiğini belirterek, "Mayısın başında da önümüzdeki haftalarda da yağış gözüküyor. Tabii havanın, rüzgarın bunlarda çok büyük etkeni var. Bu yağışlar geliyor gibi gözüküp daha sonrasında kaybolabiliyor. İnşallah yağış alırız ve verimli bir sezon geçiririz. Mahsullerimiz için bereketli olur bu yağışlar” diye konuştu.
İstanbul HAK-İŞ Taksim’de HAK-İŞ Konfederasyonu üyeleri, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde Kazancı Yokuşu’na karanfil ve Taksim’e çelenk bıraktı. HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan, "Türkiye’nin bütün meydanları bizim meydanlarımızdır, bütün alanları bizim alanlarımızdır. Emekçilerin birlik, mücadelesinin sağlanması konusunda konfederasyonumuzun üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye devam edeceğiz" dedi. HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan ve beraberindeki grup, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle Taksim Kazancı Yokuşu’na geldi. 1977 yılında Taksim’de 1 Mayıs’ta hayatını kaybedenlerin anısına buraya karanfil bırakan grup, daha sonra Taksim Meydanı’na yürüyerek çelenk bıraktı. Burada açıklamalarda bulunan HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan, “1977 yılının 1 Mayısı’nda bazı hain planlar sonucu meydandaki emekçiler bu yokuştan aşağıya giderken önlerine çıkartılan kamyon bu alanı kapatmış, emekçilerin büyük bir bölümü ezilerek hayatlarına son verilmiştir. Bu acı ve hala faillerinin bulunamadığı 1 Mayıs 1977 katliamının hesabının sorulamaması hepimizi üzmektedir. HAK-İŞ olarak her yıl bu meydanda, bu yokuşta 1 Mayıs’ta kaybettiğimiz kardeşlerimizi anmak, onlara yapılanların hesabının sorulmasını bir kez daha hatırlatmak üzere buraya geliyoruz. Burada önce anmamızı yapacağız. Karanfillerimizi bırakıp, sonra anıt önüne çelengimizi koyup Kocaeli’deki miting alanımıza gideceğiz. Emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak tekrar hatırlatıyorum, emekçilerin birlik, mücadelesinin sağlanması konusunda konfederasyonumuzun üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye devam edeceğiz” dedi. Taksim Meydanı’nda da konuşan Arslan, “Bugün bütün meydanları Taksim Meydanı, bütün alanları 1 Mayıs alanı olarak gördüğümüz için uzun zamandır Türkiye’nin her bölgesinde birlik, mücadele ve dayanışma gününü bir şölen havasında gerçekleştirmekteyiz. HAK-İŞ olarak bugün Türkiye’nin bütün meydanlarında emek hareketinin sorunlarını bir bir ortaya koyup, çözümler talep eden bütün emekçilerle dayanışmamızı bir kez daha ifade ediyoruz. Türkiye’nin bütün meydanları bizim meydanlarımızdır, bütün alanları bizim alanlarımızdır” ifadelerini kullandı.
Düzce Etkili iletişimin temeli dinlemek DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Senem Çolak Yazıcı, yüz yüze iletişimde başarılı olmanın en temel unsurlarından birisinin, iyi konuşmacı olmanın yanı sıra, iyi bir dinleyici olmak ve bunu karşı tarafa gösterebilmek olduğuna bildirdi. Düzce Üniversitesi Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama Araştırma Merkezi ile Eğitim Fakültesi iş birliğinde düzenlenen “Kariyerimi Planlıyorum” eğitim serisinin üçüncüsü olan “Etkili İletişim Teknikleri” başlıklı program, çevirim içi olarak gerçekleştirildi. Programda, Dr. Öğretim Üyesi Senem Çolak Yazıcı, insanların günlük hayatlarının büyük bir çoğunluğunu çevreleri ile iletişim kurarak geçirdiğini, ancak gerçekleşen iletişimin bir kısmının karşı tarafta etkili olmadığını dile getirerek, katılımcılara etkili iletişim kurmak için gerekli olan unsurlar hakkında detaylı bilgiler aktardı. Etkili iletişimde iletişimin temelinin dinlemek olduğuna değinen Yazıcı, özellikle yüz yüze iletişimde başarılı olmanın en temel unsurlarından birisinin, iyi konuşmacı olmanın yanı sıra, iyi bir dinleyici olmak ve bunu karşı tarafa gösterebilmek olduğuna vurgu yaptı. İyi bir dinleyici olmanın özelliklerine değinerek beden dili, göz teması, vücut dili ve hareketlerin de iletişimdeki önemine dikkat çeken Senem Çolak Yazıcı, iletişim türlerinin yanında etkili iletişim kurmada uygulanabilecek yöntemler ile etkili iletişimde dikkat edilmesi gereken hususlardan söz etti. Günlük hayatta karşılaşılan sorunlardan örnek veren Yazıcı, katılımcılardan gelen soruları yanıtlayarak sözlerini sonlandırdı.