GENEL - 19 Nisan 2018 Perşembe 13:59

Manisa Müftüsünden FETÖ özeleştirisi

A
A
A
Manisa Müftüsünden FETÖ özeleştirisi

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen seminerde konuşan Manisa İl Müftüsü Sinan Cihan, birçok kurum gibi Diyanet’in de içine sızan FETÖ’ye işaret ederek, “Din üzerinden istismarda bulunarak insanları mahkum etmek, bilinçlerini yok etmek, cüzi iradelerine ipotek koymak, mekanik bir varlığa dönüştürmek üzere kurgulanan bu yapılar, büyük bir üzüntüyle ifade ediyorum bizim kurumumuzda etkili olmamalıydı.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen seminerde konuşan Manisa İl Müftüsü Sinan Cihan, birçok kurum gibi Diyanet’in de içine sızan FETÖ’ye işaret ederek, “Din üzerinden istismarda bulunarak insanları mahkum etmek, bilinçlerini yok etmek, cüzi iradelerine ipotek koymak, mekanik bir varlığa dönüştürmek üzere kurgulanan bu yapılar, büyük bir üzüntüyle ifade ediyorum bizim kurumumuzda etkili olmamalıydı. Olmaması gerekirdi. Bir hoca hiç kimsenin peşinde kuyruk olmaz” dedi.


Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütleri tarafından yoğun bir şekilde kullanılan din istismarına karşı mücadele etmek için ülke genelinde başlatılan bilgilendirme ve bilinçlendirme seminerlerinden biri de Manisa Diyanet Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Manisa Diyanet Merkezi Konferans Salonu’nda düzenlenen “Kur’an ve Sünnete Dayalı Sahih Dini Bilgi” konulu seminere konuşmacı olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürü Dr. Fatih Kurt, Stratejik Planlama ve Yönetim Geliştirme Daire Başkanı Hatice Kahyaoğlu ve Diyanet İşleri uzmanı Mustafa Soykök katılırken, seminere Manisa İl Müftüsü Sinan Cihan, müftü yardımcıları, cami ve Kur’an kurslarında görevli diyanet personeli yoğun bir katılım gösterdi.



“Din istismarı çok önemli bir konu”


Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda Alaybey Camii Müezzin Kayyımı hafız Bilal Fatih Akbaş’ın Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından selamlama konuşması yapan Manisa İl Müftüsü Sinan Cihan, din istismarı konusunun çok önemli olduğunu ve bununla mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. Cihan, “İki gün yoğun bir program silsilesi ile inşallah bu önemli konuyu hem resmi makamlar nezdinde hem sivil toplum kuruluşları hem de halkın nezdinde tekrar gündeme getirmiş olacağız inşallah. Çok önemli bir konu, birkaç yıldır çok önemli olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da önemini koruyacak yoğunlukta bir konu. Onun için bu programların, verilen emeklerin, tahsis edilen zamanın ve enerjinin faydaya dönüşmesini yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Hem milletimizin inanç ve itikat dünyasına, fikir ve zikir dünyasına hem de tercihleriyle duruşlarıyla dini hayatlarının yeniden inşasına olumlu katkı sağlayacaktır diye hem ümit ediyorum hem dua ediyorum” dedi.



“Bir hoca hiç kimsenin peşinde kuyruk olmaz”


“Bizim kendimize yönelik de bir iki cümle ile bir atıfta bulunarak, işarette bulunarak konuşmamı tamamlamak istiyorum” diyen Müftü Cihan, şunları söyledi:


“Din üzerinden istismarda bulunarak insanları mahkum etmek, bilinçlerini yok etmek, cüzi iradelerine ipotek koymak, mekanik bir varlığa dönüştürmek üzere kurgulanan bu yapılar, büyük bir üzüntüyle ifade ediyorum bizim kurumumuzda etkili olmamalıydı. Olmaması gerekirdi. Her gün Kur’an okuyan, her gün hadis okuyan, her gün efendimizin hayatının bir kesitini, bir bölümünü bir türlü okuyan ve anlatan konumda insanlar olarak biz böyle bir tuzağa düşmemeliydik. Düşenlerimiz itibariyle söylüyorum. Tabi kurumumuzun burada ritmini bozuyor, kimyasını bozuyor, dengesini bozuyor. Kur’an-ı Kerim’de Mücadele Suresi diye bir surenin varlığını biz bilmeliydik. Bilinç dünyamızda yerini almalıydı. Peygamber Efendimizin (SAV) bir takım karar, kanaat ve tekliflerine mukabil ‘Ya Resülallah bunu vahiy sonucunda mı söylüyorsunuz, kendi kişisel görüşleriniz olarak mı takdim ediyorsunuz’ diyen sahabelerin olduğunu biz gündemimize alabilmeliydik. Bütün bunlar bizim gündemimizde yer almadı. Birilerinin uçmasıyla, kaçmasıyla kendinden menkul kerametlerine mahkum edildi insanlık. Bizim camiamızda da dediğim gibi kimyamızı bozacak, ritmimizi bozacak bir etki oluşturdu. Allah aşkına bir hoca hiç kimsenin peşinde kuyruk olmaz. Oturur, Kur’an-ı Kerim’ini okur, hadisi şerifleri okur, peygamber efendimizin hayatını okur, dönüm noktalarını, köşe taşlarını tespit eder ve yoluna devam eder. Birilerini sever, destekler ama onun hatasız olduğuna inanarak destek vermez ona. Hatalarını da görerek destek verir. Birini sevecekse ‘O masumdur’ diyerek teslim olmaz ona. Hatalarıyla, kusurlarıyla onu sever. Bu faaliyetlerin yeniden bizim haddini aşmadan sorgulayan, kendi inanç dünyasını kontrol edebilen, kendi dini hayatını sağlıklı bir formata yerleştirebilen ve çevresindeki insanlara da güzel bir rehberlik yapabilecek kıvamda olmamıza vesile olsun diye tekrar temennide bulunuyorum, dua ediyorum.”


Müftü Cihan’ın konuşmasının ardından yapılan sinevizyon gösterimiyle devam eden seminerde Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürü Dr. Fatih Kurt, Stratejik Planlama ve Yönetim Geliştirme Daire Başkanı Hatice Kahyaoğlu ve Diyanet İşleri uzmanı Mustafa Soykök katılımcıları bilgilendirdi. Program sonunda katılımcılara Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bastırılan ‘FETÖ, din istismarının arkasına gizlenen terör örgütü’ ve ‘DEAŞ, dehşete dayalı bir din istismarı’ kitapçıkları dağıtıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.