EKONOMİ - 10 Ağustos 2018 Cuma 19:14

Bakan Pakdemirli sektör temsilcilerini dinledi

A
A
A
Bakan Pakdemirli sektör temsilcilerini dinledi

Manisa’da tarım ve orman sektörü ile bir araya gelen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, ‘süper yoğunluklu’ denilen zeytin tarımına geçilmesi gerektiğini belirterek, “Zeytinde kendimizi kandırmamamız lazım.

Manisa’da tarım ve orman sektörü ile bir araya gelen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, ‘süper yoğunluklu’ denilen zeytin tarımına geçilmesi gerektiğini belirterek, “Zeytinde kendimizi kandırmamamız lazım. Bugün bizi kurtarır ama 30. sene kurtarmayacak. Bizim mekanizasyonla ilgili son derece hızlı adım atmamız lazım” dedi.


Bir dizi ziyaret nedeniyle Manisa’da bulunan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, bir otelde tarım ve orman sektörü ile bir araya gelerek sektör temsilcilerinin taleplerini ve sorunlarını dinledi. İki saat boyunca sektör temsilcilerini dinleyen ve ardından tek tek talep ve sorunlar hakkında değerlendirmede bulunan Bakan Pakdemirli, ‘süper yoğunluklu’ denilen zeytin tarımına geçilmesi gerektiğini belirterek, “Zeytinde kendimizi kandırmamamız lazım. Bugün bizi kurtarır ama 30. sene kurtarmayacak. Bugün bile zeytinde işçi bulamamaktan yakınılıyor. Tarım işleri ağır olduğu için çalışacak hevesli insan sayısı azalıyor. Bizim mekanizasyonla ilgili son derece hızlı adım atmamız lazım. Zeytin ağacından zeytin toplamak zor” diye konuştu.



“Bugünden yapmaya başlayacağız”


Sektörde yapısal problemler olduğunu belirten Bakan Pakdemirli ,“Hemen çözülecek olanları çözeriz. Hiçbirinden korkmayız. İleriye yönelik neler yapmamız gerekiyorsa bugünden yapmaya başlayacağız. Bizim bu yeni sistemde milletimize bahanemiz yok. 16 yılda çok şey yapıldı ama 16 yılda da hükümete bu millet her türlü desteği verdi” ifadelerini kullandı.



“Dengeyi tutturmamız gerekiyor”


Konuşmasında kendisine yöneltilen tüm talep ve sorunları ele alarak cevap veren Bakan Pakdemirli, şöyle konuştu:


“Tarımla ilgili çok teşhis var, tedavi önerileri var, bunları bir plan program dahilinde yürüyor olmamız lazım. Asla çiftçiyi, üreticiyi üzmeden, tüketiciyi gıda enflasyonuna boğmadan dengeyi tutturmamız gerekiyor.”



“Alan bazlı desteklerin azalmalı”


Bakan Pakdemirli bir sektör temsilcisinin alan bazlı destek hakkında konuşması üzerine, “Alan bazlı desteklerin azalması tarafındayım. Havza bazlı destekle yürümemiz lazım. Üretene desteği vermemiz lazım. Üretim işini de iyi takip etmemiz lazım. Gerçekten üretene bu işi vermemiz lazım” dedi.



“Global bir tarım firmasına ihtiyaç var”


Türkiye’nin global bir tarım firmasına ihtiyacı olduğunu vurgulayan Bakan Pakdemirli, “Nasıl Amerika’da varsa en az bunlar kadar ciro yapacak bir firmaya ihtiyaç var. Bunun bir kısmı kamunun olabilir. Özel sektör mantığıyla yönetilecek, İpek Yolu üzerinde bulunan her değerden payını alacak bir firmaya ihtiyacımız var. İnşallah bunun da planını yapacağız" açıklamasında bulundu.



“Farklı coğrafyalara yelken açmamız lazım”


Bakan Pakdemirli, sektör temsilcilerinin soruları üzerine Manisa’da uçak kargo konusu hakkında, “İnşallah Manisa’nın direkt uçuşların olacağı konuma gelmesi lazım. Manisa birçok şeyi en az İzmir kadar hak ediyor. Manisa’ya havalimanı kazandırmamız lazım” dedi. Pakdemirli çilek ihracatındaki sorunlar hakkında da, “Bizim batıyla olan ilişkiler çerçevesinde farklı coğrafyalara yelken açmamız lazım. Çin’e bir roadshow yapacağız. İş adamlarını bu etkinliğe davet ediyoruz. Çin coğrafyasından çok daha fazla payımızı almamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.



“Açıkta süt satışına karşıyım”


Bakan Pakdemirli, açıkta süt satışı hakkında da şu açıklamayı yaptı:


“Açıkta süt satışına karşıyım. Açıkta süt satılık olmaz. Burada kim fabrika kuracaksa destek olalım, kurulsun; iş ambalaja girsin. Eğer ürünü çok iyi bilmiyorsanız yanlış ürün almanız söz konusu olabilir. Koruyucusuz ürünler için çalışalım ama bu işi endüstriye dökmemiz gerekiyor.”



“Manisa Türk tarımı için önemli”


Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer de, “Manisa’da gelenekselleşmiş, insanların camiasının kadim geçmişten beri sürdürdüğü hasat şenlikleri bir şükür ifadesidir. Bizler de kıymet bilir kullar olarak üzüm hasat sezonunu Allah’a çok şükür başlattık. Tarım, ister istemez ekonomik sektör olarak tanımlansa da bu boyutları çok aşıyor. Manisa’mızda nüfusumuzun yüzde 40’ını tarımsal alanda iskan ediyoruz. İş gücü piyasamızın yüzde 40’ını tarım sektöründe istihdam ediyoruz. Manisa’da tarımsal faaliyetlerle yaklaşık 10 milyar liralık bir değer üretiyoruz. Tarım Manisa için önemli. Manisa da Türk tarımı için önemli. Tarım kabiliyeti, tarım potansiyeli, bu topraklar, bu özellik bizlerin değil, bizlerin emaneti. Bu emanete sahip çıkma bilinci içerisindeyiz. Manisa’da tarım sektörü iyi durumda ama daha iyi durumda olabilir. Tarım sektörünün bütün paydaşları başarılı. Kamu kurumları başarılı ama daha da başarılı olabilirler, daha başarılı olmalıyız” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Keneden korunmak için günlük vücut kontrolü yapmalı Ankara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ömer Orkun, “Günlük vücut kontrolleri ile kene görüldüğünde derhal çıkartılması esastır. Eğer siz keneyi bir an önce vücuttan uzaklaştırırsanız kene enfekte dahi olsa mikropları vermeden siz çok kolaylıkla kurtulabilirsiniz” dedi. Ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgulara neden olan kene kaynaklı Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA) vakaları, Nisan ve Mayıs ayında artış gösterdi. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Keneler ve Kene Kaynaklı Hastalıklar Araştırma Laboratuvarı Sorumlusu Doç. Dr. Ömer Orkun, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Kırım-Kongo kanamalı ateşe neden olan kenelerden korunma yöntemlerini açıkladı. “Kene atlamaz, sıçramaz” Kenenin özelliklerini anlatan Doç. Dr. Orkun, “Bu avcı karakterli bir kene olup insanlara yerden yürüyerek geliyor. Bu kene atlamaz, zıplamaz ve sıçramaz. Bu kene otlara ve ağaçlara tırmanmaz. Ağaçlardan da düşmez. Bunun asıl geldiği yer, yerlerden yürüyerek geliyor” ifadesini kullandı. “Avına doğru yürüyerek gidiyor” Tarım yapan vatandaşları da uyaran Orkun, “Tarımsal faaliyetlerin olduğu tarım alanlarının etraflarında daha yoğun görüyoruz. Toprakta, taşın ve yaprağın altında saklanıyor. Hedef canlı grubu, bu insan, sığır, koyun ve keçi olabilir, oradan geçene kadar bekliyor. Oradan geçerken bir takım çok kompleks algaçlarıyla algılıyor. Tabiri caizse avına doğru yürüyerek gidiyor” diye konuştu. “İnsanları onlarca metre takip edebilir” Türkiye’de Kırım Kongo Kanamalı ateşin vektörü olan kene türünün çok hızlı hareket ettiğini ifade eden Orkun, “Hatta dünyada karşılaşabileceğimiz en hızlı ve en uzun yol kat edebilen, yürüyerek veya da koşarak yol kat eden bir türdür. İnsanları onlarca metre takip edebilir. Kene tutulmasının gördüğümüz yerlerde çok karşımıza çıkan bir durumdur. Yakalıyor ve ilk tercihen en çok girdiği yer paçanın içerisinden geliyor ve açık olursa deriye ulaşmaya çalışıyor” şeklinde konuştu. Doç. Dr. Orkun, Türkiye’de kenenin olmadığı hiçbir yerin olmadığı belirterek, tarım arazisinde vakit geçiren vatandaşların ciddi risk altında olduğunu da kaydetti. “Keneden korunmak için günlük vücut kontrolü yapmalı Birtakım alınacak önlemler ile vatandaşların keneden korunmasının mümkün olduğunu söyleyen Orkun, şöyle konuştu: “İlk 24 saatten 48-72 saate kadar ulaşan sürelere ihtiyaç var. Günlük vücut kontrolleri ve kene görüldüğünde derhal çıkartılması esastır. Eğer siz keneyi bir an önce vücuttan uzaklaştırırsanız kene enfekte dahi olsa henüz size ekolojik ajanı, yani iç organizmayı ve mikropları vermeden siz çok kolaylıkla kurtulabilirsiniz.” “Çivi söker gibi çıkarabilirsiniz” Kenenin vücuttan çıkarılmasının profesyonellik isteyen bir durum olmadığına dikkati çeken Orkun, şunları kaydetti: “Keneyi çok kolaylıkla bir cımbız yardımıyla veya onları bulamazsınız eldiven, yaprak ve naylon ile tutup çıkarabilirsiniz. Çivi söker gibi çok kolay. Patlatmamak burada esastır. Çünkü bazen patlattığınızda elinizdeki yarık ve çatlaklarda mikrobiyolojik ajanların girmesi de mümkün olabiliyor. Ama keneden bir an önce kurtulmanız sizin için esas.”