GENEL - 13 Şubat 2020 Perşembe 09:57

Kadınların 7 tonluk ‘şifa’ mesaisi başladı

A
A
A
Kadınların 7 tonluk ‘şifa’ mesaisi başladı

UNESCO’nun ‘Somut Olmayan Kültürel Miras’ listesinde yer alan ve bu yıl 14-19 Nisan’da 480’incisi gerçekleştirilecek olan Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali’nde saçılacak 7 ton mesir macunu, 15 kadın tarafından 5 asırlık geleneklere uygun olarak elle hazırlanmaya başlandı.

UNESCO’nun ‘Somut Olmayan Kültürel Miras’ listesinde yer alan ve bu yıl 14-19 Nisan’da 480’incisi gerçekleştirilecek olan Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali’nde saçılacak 7 ton mesir macunu, 15 kadın tarafından 5 asırlık geleneklere uygun olarak elle hazırlanmaya başlandı.


Yavuz Sultan Selim’in eşi, Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Ayşe Hafsa Sultan hastalandığında dönemin ünlü hekimi Merkez Efendi tarafından 41 çeşit baharatın karışımıyla hazırlanan mesir macunu, bu yıl 480’inci kez halka saçılmak üzere karılmaya başlandı. Hiçbir teknoloji kullanmadan ve erkek eli değmeden 15 kadın tarafından Manisa’yı Mesir’i Tanıtma ve Turizm Derneği imalathanesinde hazırlanan mesir macunları, tek tek işlendikten sonra kağıtlara sarılıyor. 5 asırlık geleneklere uygun olarak, 41 çeşit baharatın kullanılarak hazırlanmaya başlanan 7 ton mesir macunu, istiflendiği çuvallarda, Sultan Camisi kubbe ve şerefelerinden halka saçılacağı günü bekliyor.


14 Nisan’da başlayacak olan festivalin 19 Nisan’daki 7 ton mesir macunu saçım finali ile sonlanacağını belirten Manisa’yı Mesir’i Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık, şifalı mesir macunlarının sağlığın yanı sıra kardeşlik, sevgi ve barışa da katkı sağladığını söyledi. Tanık, şöyle devam etti: “Bu yıl 21 Mart’ta temsili karma törenimizi gerçekleştirdikten sonra 14 Nisan 19 Nisan tarihleri arasında mesir festivali haftamızı gerçekleştireceğiz. 19 Nisan Pazar günü de geçen yıl 6 ton saçım mesiri hazırlanmıştı, bu yıl 1 ton daha fazla olarak 7 ton mesiri vatandaşlarımız ile buluşturacağız. Sultan Cami kubbe minarelerinden sadece mesir macununu saçmıyoruz. Sağlık, kardeşlik, sevgiyi ve barışı saçıyoruz. Bu arada festivalinin heyecanını yaşamak gerçekten çok farklı. Bu vesile ile komitem adına, derneğim adına, özellikle saçım finalinde vatandaşlarımızı Manisa’ya davet ediyorum”



Faydaları saymakla bitmiyor


Dernek olarak geleneğe en yakın mesir macunu ürettiklerini kaydeden Tanık, “Mesir macununu şekerleme gibi görmememiz lazım. Mesir macununun içerisinde4 bulunan 41 çeşit baharat sabitlenmiş durumda. Dernek olarak geleneğe en yakın mesir macununu üretiyoruz. Ticari kaygı düşünmeden en iyi mesir macununu, insanların sağlığına iyi gelebilecek mesiri üretiyoruz. Zaten bu inanış mesir macunu şenliklerini bu noktaya getirmiş durumda. Biz aynı şekilde ellerimizle, geleneğe sadık kalarak, hiçbir teknoloji kullanmadan 41 çeşit baharatı ve yüzde 100 yerli şeker ile birleştiriyoruz. 41 çeşit baharatın hepsi kendine göre insan sağlığına iyi gelen özellikleri var. Anadolu’muzda çok güzel geleneklerimiz var. Manisa Mesir Macunu da bu gelenekler arasında önemli bir yer almaktadır. İşte bu macundan yiyenlerin bir yıl boyunca hayvanların sokmayacağını, bu macundan yiyen genç kızlarımızın bir yıl içerisinde evlenebileceğini ve çocuk sahibi olabileceği düşünceleri gibi altında yatan Anadolu’muzun çok güzel gelenekleri ve görenekleri var. Bir doktor gibi şuna iyi gelir, buna iyi gelir demek yanlış ama aldığımız izlenimler bilhassa kış aylarında mesir macunu tüketen insanların grip, nezle, boğaz ağrısı ile ilgili şikayetleri olmadığı bize çok güzel duygularla geri dönüşleri oluyor. Mesir macununa ciddi bir talep var. Bu her yıl fazlalaşıyor. Tabi her yıl kutlanan mesir festivali ve yıl içerisinde yaptığımız çalışmalarla ilgisi var. Talep çok fazla. Yurt dışından da ciddi talepler gelmekte. Şuan da üretim şekliyle birlikte biz bunlara elimizden geldiğince cevap vermek istiyoruz” diye konuştu.



Geleneğin tarihçesi


Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim’in eşi, Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Ayşe Hafsa Sultan Manisa’da hastalanınca, dönemin ünlü hekimi Merkez Efendi, sultan için baharat karışımıyla macun hazırladı. Bir süre sonra iyileşen Ayşe Hafsa Sultan, macunun her yıl aynı dönemde karılarak halka saçılmasını buyurdu. Bunun üzerine her yıl nevruzda hazırlanan mesir macunu, Manisa’daki Sultan Camisi’nin kubbe ve şerefeleri ile çevresindeki 35 noktadan halka saçılıyor.


480 yıldır içeriği bozulmadan hazırlanan mesir macununun içinde şunlar bulunuyor: "Tarçın, karabiber, yenibahar, karanfil, çörek otu, hardal tohumu, anason, kişniş, zencefil, hibiskus, zerdeçal, hindistan cevizi, rezene, kebabiye, sinameki, sarıhalile, vanilya, darı fülfül, kakule, havlıcan, hıyarşembe, safran, kimyon, çam sakızı, mürsafi, meyan balı, zulumba, limon kabuğu, portakal kabuğu, deve dikeni tohumu, keten tohumu, keçiboynuzu, udi hindi, ısırgan tohumu, akbiber, üzüm çekirdeği, hayıt tohumu, biberiye, funda yaprağı, melisa otu, karahalile.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Aliağa’nın tarihi ve doğası TÜBİTAK 4006-B Bilim Fuarı’nda renklendi Aliağa Habaş Mehmet Rüştü Başaran Bilim ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen TÜBİTAK 4006-B Bilim Fuarı’nda, Aliağa’nın tarihi ve doğal güzellikleri öğrenci projeleriyle buluştu. Fuarın açılışını, Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney, İlçe Milli Müdürü Dr. Erdoğan Akyüz ile Kurum Müdürü Pınar Kavuştu yaptı. Proje yürütücüsü Dr. Özlem Yıldız, fuarda kültürel miras, oyun ve oyunlaştırma, biyoçeşitlilik temalarında 14 projenin öğrencilerin yoğun emekleriyle hazırlandığını söyledi. Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Dr. Erdoğan Akyüz, fuarda sergilenen projeleri tek tek inceleyerek öğrencilerden bilgiler aldı. Aliağa tarihi, çini tabaklarda yaşadı Öğrenciler tarafından hazırlanan projeler arasında otsu bitkiler kataloğu, tıbbi aromatik bitkiler gibi projelerin yanı sıra Aliağa kenti ve tarihi ile ilgili birçok proje de yer aldı. Aliağa’nın antik kentlerine ait çini tabak tasarımları büyük ilgi gördü. Dijital oyun ve kutu oyunları gibi tasarım projeleri de fuarda öne çıkanlar arasındaydı. Görsel sanatlar atölyesi öğrencilerinin mitolojik simgeler içeren akrilik boya çalışmaları da sergilendi. Fuar kapsamında piyano eşliğinde doğaçlama müzik konseri de gerçekleştirildi. TÜBİTAK 4006-B Bilim Fuarı, 2 gün boyunca Aliağa Habaş Mehmet Rüştü Başaran Bilim ve Sanat Merkezi’nde ziyarete açık olacak.
Antalya Üniversite öğrencileri, İsrail saldırılarını protesto etti AK Parti Antalya İl Gençlik Kolları Üniversite Birimi, Avrupa ve Amerika’da ki üniversitelerde başlatılan İsrail protestolarına destek açıklaması yaparak yürüyüş düzenledi. İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırıların 209’uncu gününde devam ederken Türkiye’ni çeşitli illerinde üniversite öğrencileri Avrupa ve Amerika’daki üniversitelerde devam eden Filistin protestolarına destek amacıyla yürüyüş düzenledi. Antalya’da da AK Parti Antalya İl Gençlik Kolları Üniversite Birimi tarafından Akdeniz Üniversitesi’nde Gazze’de devam eden İsrail saldırılarına dikkat çekilerek kınandı. AK Parti Antalya İl Başkanı Ali Çetin’in de katıldığı yürüyüş öncesi Türkçe ve İngilizce olarak basın açıklaması yapıldı. ‘Kundaktaki bebekler bombalanıyor’ İsrail’in 1948’den buyana milyonlarca Filistinliyi göç ve kıtlık ile sınadığını belirten AK Parti Antalya İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Mevlüt Emre Yavuz “İsrail yayılmacılığı, 7 Ekim 2023 itibariyle tarihin akışı içerisinde insanlığın utanç tablosu olarak değerlendirileceği bir soykırım halini almıştır. 209 gündür çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı, engelli ayırt etmeksizin 35 bin kişinin İsrail barbarlığı tarafından katledildiği binlerce kişinin evinden, yurdundan göçe sürüklendiği, kundaktaki bebeklerin bombardımanlar sonucunda enkaz altında can verdiği bir soykırım yaşanmaktadır” dedi. ‘İnsani bir duruş sergileniyor’ Özellikle geçtiğimiz hafta ABD’nin New York kentindeki Columbia Üniversitesi’nde öğrencilerin ve akademisyenlerin katılımıyla başlatılan İsrail protestolarının dünya genelinde bir başkaldırının fitilini ateşlediğini vurgulayan Yavuz, “İsrail barbarlığı dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan dinleri, ırkları, renkleri ve dilleri birbirinden farklı olan ancak vicdanı Gazze’deki çocuklar ve kadınlar için atan yürekli insanlar tarafından protesto edilmeye başlamıştır. ABD genelindeki onlarca kampüse yayılan ve bu insani duruşu derslerini iptal ettirmek, disiplin soruşturmasına sevk edilmek hatta tutuklanmak pahasına sergileyen, eylemlere katılan, sesini yükselten tüm kardeşlerimize AK Parti Gençlik Kollan Üniversiteler Teşkilatı olarak yürekten teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Erzurum Çığlık: “EİT 2025 Erzurum’a çok şeyler katacak” Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü olarak atanan Muharrem Çığlık, 2025 Turizm Başkentliği süresince yürütülecek proje ve faaliyetlerle ilgili açıklamalar yaptı. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 4. Turizm Bakanları Toplantısı’nda "2025 EİT Turizm Başkenti" olarak ilan edilen Erzurum’da kollar sıvandı. Erzurum’un 2025 EİT Turizm Başkenti seçilmesi ve diğer turizm hareketliliklerini değerlendirmek üzere oluşturulan çalışma geçtiğimiz aylarda başlatılmıştı. EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık, turizm sektörünün dünya genelinde sağladığı istihdam ve ulaştığı hacim ile dünyadaki en aktif sektörlerden biri olduğu dile getirerek, “Orta ve uzun vadede şehrimizde turizm sektörünün ekonomik büyümeyi yönlendirmesi ve iş imkânları oluşturması bakımından öncü sektörlerden olması beklenmektedir.” dedi. “Turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi önemli” 2025 Erzurum Turizm başkenti süreci şehrin turizmi çeşitlendirme hedefi doğrultusunda gerçekleştirilen alt yapı, çevre, tanıtım ve yatırım faaliyetlerine önemli ölçüde katkı sağlayacağını dile getiren Çığlık, “Erzurum, coğrafi konumu itibariyle doğal güzellikleri, yüzyıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmasına bağlı olarak tarihi ve kültürel zenginlikleri, zengin bitki örtüsü, gastronomisi, insanımızın sıcakkanlılığı ve misafirperverliği gibi birçok artısıyla ulusal ve uluslararası turizminde rekabet üstünlüğü sağlayacak potansiyele ve avantajlara sahiptir. İhtiyaç ve beklentilerin hızla değiştiği turizm sektöründe, potansiyelin avantaja dönüştürebilmesi, Erzurum gibi birçok turistik ürün çeşidini bünyesinde barındıran ve halen daha bakir sayılabilecek turizm bölgelerinde turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesine bağlıdır” şeklinde konuştu. “Şehrimizle özdeşleşmiş ürünlerimiz korunacak” Erzurum’un; tarihi geçmişi ve bulunduğu konum itibari ile olarak Türkiye’nin en zengin gastronomi, tarihi ve ticari geçiş güzergâhında bulunması sebebi ile sahip olduğunu anlatan EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık, şöyle konuştu, “Zenginliklerin farkında olduklarını hatırlatan ve şehrimizle özdeşleşmiş ürünlerimizin korunarak ileriki dönemlere aktarılabilmesi için çalışmalarımızı ve planlamalarımızı bu doğrultuda yapmaya çalışıyoruz. 2025 Erzurum Turizm Başkenti hedefleri ve turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi doğrultusunda EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti ana komisyonu tarafından; EİT 2025 İstişare Kurulu, EİT 2025 Danışma Kurulu ve EİT 2025 Alt Komisyon Kurulu oluşturulmuştur. EİT 2025 Alt Komisyon grubu süreç içerisinde gerçekleştirdiği istişare ve değerlendirme toplantıları ile 2025 yılı içerisinde düzenlenmesi planlanan etkinlik ve organizasyonların takvimini oluşturmaya çalışmıştır.”