YEREL HABERLER - 06 Şubat 2014 Perşembe 09:53

Kula'da Beyler Evi Koruma Altında

A
A
A
Kula'da Beyler Evi Koruma Altında

Kula'da 18 Yüzyıl Beyler Sülalesi tarafından yaptırıldığı için Beyler Evi olarak adlandırılan Tarihi Kula Evleri'nin en tipik özelliklerini taşıyan Mülkiyeti Kula Belediyesi'ne ait olan Tarihi Beyler evi çatı tamiratı bitti. Kula'da 3 bine yakın tarihi yapının bulunduğunu ifade eden Kula Belediye Başkanı Selim Aşkın, Kula Belediyesi olarak tarihi evlerin kötü hava şartlarına karşı korunmasına yönelik olarak birinci dereceden tescilli olan evlerin çatı onarım ve tamirat çalışmalarının bittiğini söyledi. Aşkın, "Kula'da yaklaşık 3 bin tarihi ev bulunuyor. Tarihi evlerin korunmasına yönelik olarak birçok projeye imza attık. Bu tarihi evlerin korunması ve ana duvarlarının kötü hava koşullarından etkilenmemesi için çatıların tamiratlarına önem veriyoruz. Çatılar yenilendikten sonra taşıyıcı olan ana duvarların korunması daha kolay olurken binaların yıkılmasının da önüne geçiyoruz" dedi.
Tarihi Beyler Evi'nin de karakteristlik özellikleri hakkında da bilgi veren Aşkın sözlerine şöyle devam etti: "Beyler Evi, dış sofalı üç odalı plan tipinde iki katlıdır. Odaların başlıca pencereleri sofaya bakmaktadır. Köşk odası vardır. Ocak üstünde iki kat ahşaptan yapılmış bir davlumbaz vardır. Davlumbazın da ön yüzünde kalan işleme ve oymalı kısmı cevizdendir. Altta kalan kısmı sert ağaçtan olup yüzeyi katkılı alçı ile sıvanmıştır. İnşa malzemesi olarak avlu ve birinci kat duvarları ile doğu duvarının tamamında kabayonu taş kayrak taşı kullanılmış, üst kat duvarları karkas arasına köfeke taş ve tuğla kırıklarıyla dolgulanmıştır. Taban ve tavanlar ahşap avlu kayrak taşı döşelidir. Alaturka kiremitle kaplı kırma çatıyla örtülüdür. Zemin katta mutfak ve depolar yer alır. Buradan 1.5 metre yükseklikteki iki odalı ara kara çıkılır. Hayatın kuzey ve güney uçlarında 40 cm yükseklikte sekiler bulunur. Pencereler ahşap kafeslidir. Odalar baş oda gibi düzenlenmiştir. İkini katın güney batı ve kuzey batı köşelerinde bugün var olmayan ama orijinalinde olduğu tespit edilen iki adet köşk odası mevcuttur. Odalarda yüklük, dolap, güsulhane raf, ocak ve gözenekler bulunur. 18. Yüzyıldan Beyler Sülalesi tarafından yaptırılan üç katlı evde toplamda yedi oda bulunuyor" dedi.
Beyoğlu Evi üst kattaki büyük bir zevk ve incelikle işlenen ahşap süslemesi ile dikkati çeker.Bu süslemeler saçak kornişinde, davlumbazda,gözenek ve dolapların üstündeki göz tabir edilen nişlerin cephelerinde ajur tekniğiyle, tavanlarda, kapılarda,dolap kapaklarında, merdiven babasında,yüklük ve sütun başlıklarında oyma tekniğiyle karşımıza çıkar.Hayat tavanında sekizgen göbek, göbek içine bitkisel motifler işlenmiştir.Göbeğin dışında kalan tavan yüzeyinde ahşaptan kesitler halinde baklava dilimleri meydana getirilmiştir.Kula evlerinde tavanlar iki kısım olarak karşımıza çıkar.Bunlar tek kaplamalı tavanlar,çift kaplamalı tavanlardır. Tavanlarda göbek süslemeleri ve kenar süslemeleri olarak iki kısımda karşımıza çıkar" dedi.
Beyler Evi Sinema Tarihinde Hülya Avşar ve Kenan Kalav'ın başrollerini oynadığı Tutku filmini de ev sahipliği yapmıştı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.